İşte Kılıçdaroğlu’nun Soylu’yu çileden çıkaran soruları
Can Ataklı; İyi de Soylu neden bu kadar öfkelendi bu sorulara? Belli ki kıska bir süre sonra yine hiç bilmediğimiz korkunç gerçekler çıkacak ortaya, telaş bundan olabilir.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Darbe gibi bir komployla Pakistan Başbakanı olan Şahbaz Şerif’i dünyada ilk kutlayan Erdoğan oldu
Pakistan’da Ukrayna krizi sırasına Amerika’ya karşı çıkan İmran Han Amerikancı bir komplo ile devrildi biliyorsunuz.
Pakistan ordusu, dinci siyasi partiler bir araya geldi ve Pakistan tarihinde bir ilki gerçekleştirerek, parlamentonun başbakanı görevden almasını sağladılar.
İmran Han başbakanlıktan ayrılırken hakkında pek çok yolsuzluk iddiası bulunan, birkaç kez tutuklanan, siyasal İslamcı Şahbaz Şerif ise başbakanlık koltuğuna oturtuldu.
Aslına bakarsanız Pakistan’da yaşananlar şeklen demokrasiye uygun gibi görünüyor.
Çünkü sonuçta parlamentoda bir güven oylaması yapıldı ve İmran Han iktidarı güvenoyu alamadı.
Pakistan anayasası gereği güvenoyu alamayan hükümet başkanı parlamento tarafından görevden alınıyor.
Ancak sürecin başlaması ve sonuçlanması tamamen bir Amerikan oyunu.
Beyaz Saray, İmran Han’ın Amerika’nın sözünü dinlememesi üzerine “rahatsızlığını” dile getirdi.
Bunu Pakistan ordusu ve hazır bekleyen Amerikancı siyasal İslamcılar ayağa kalktılar.
Baskı ve zorlamalarla kimi iktidar mensupları istifa ettirildi ya da pasif hale getirildi, koalisyon ortağı partinin milletvekilleri kazan kaldırdı.
Ardından alelacele bir güvenoyu oylaması yapıldı.
Ancak bu oylamada usul hataları olduğu için İmran Han görevden alınamadı.
İki gün içinde yeni bir güven oylamasına daha gidildi, tabii askerin parlamentoyu adeta kuşatma altına almasıyla sağlandı bu.
Pakistan’da yaşananlar AKP iktidarını çok sevindirdi.
Dünkü bir yazımda “Erdoğan’ın sevmediği Pakistan başbakanı düşürüldü” başlığı kullanmıştım.
Çünkü saray Pakistan’daki bu Amerikan karşıtlığından hiç hoşnut değildi.
Nitekim bu yarı darbe girişiminin ardından Pakistan’ın başına oturtulan Şahbaz Şerif’i dünyada ilk kutlayan yabancı ülke lideri, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan oldu.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı yaptığı açıklama ile Erdoğan’ın Şahbaz Şerif’i telefonla aradığını ve bu göreve gelmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti belirterek kutladığını açıkladı.
Erdoğan’ın görüşmede “Pakistan’daki gelişmeleri yakından takip ettikleri, Pakistan halkının karşı karşıya kaldığı tüm zorluk ve engellere rağmen demokrasiden ve hukukun üstünlüğünden vazgeçmediğini bir kez daha gösterdiği” görüşünü dile getirdiği belirtildi.
Peki Erdoğan’ın dünyadaki en aceleci lider olarak hemen kutladığı Şahbaz Şerif kimdir?
Şahbaz Şerif, daha önce Pakistan’da üç kez başbakanlık koltuğuna oturan ve son olarak 2017 yılında yolsuzluk suçlamasıyla yargılanan Navaz Şerif’in küçük erkek kardeşi. Ağabeyi ile birlikte siyaset yapan 70 yaşındaki Şahbaz Şerif ülkenin en büyük çelik şirketlerinden birinin sahibi.
2019 yılında kara para aklama gerekçesiyle bazı mal varlıklarına el konulan Şerif, 2020 yılında tutuklanmış, bir süre cezaevinde kalmış ve kefaletle serbest bırakılmıştı.
Şahbaz Şerif, Tayyip Erdoğan’la tam bir gönül ve iş birliği içinde.
2018’de Türkiye’yi ziyaret eden Şahbaz Şerif, “Erdoğan ve AK Parti; dünyanın kargaşa, huzursuzluk ve kaosla karşı karşıya olduğu bir dönemde, Türkiye’ye olağanüstü bir liderlik ve istikrar sağladı” demişti.
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
İşte Kılıçdaroğlu’nun Soylu’yu çileden çıkaran soruları
Diğer yazımda okudunuz ya da okuyacaksınız, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yine bildik hakaret üslubuyla CHP Genel Başkanı’na saldırdı.
Çünkü Kılıçdaroğlu, Göç İdaresi Başkanlığı’na gideceğini ve bazı sorular soracağını açıkladı.
Soylu’yu adeta deliye çeviren ve dengesini bozduran da bu ziyaret.
Peki Kılıçdaroğlu neden Göç İdaresi Başkanlığı’na gidecek ve ne soracak?
CHP Genel Başkanı, benim de merak ettiğim bu konuyu sosyal medya hesabından açıkladı.
Şu soruları soracakmış Kılıçdaroğlu:
1- Sığınmacıların eski kimlik bilgileri elinizde mevcut mu?
2- Kaçına vatandaşlık verdiniz ve hangi güvenlik soruşturmalarından geçirdiniz?
3- Sınırlarımızın delik deşik edilmesini neden izliyorsunuz? Amaç ne? Neyin hazırlığındasınız?”
İyi de Soylu neden bu kadar öfkelendi bu sorulara?
Belli ki kıska bir süre sonra yine hiç bilmediğimiz korkunç gerçekler çıkacak ortaya, telaş bundan olabilir.
YENİ ÖĞRENDİM
İpini koparan gelmiş Suriye’den
Cumhuriyet Halk Partisi Mersin Milletvekili Alpay Antmen, sosyal medya hesabından dehşet bir olay aktardı.
Antmen’in anlattıkları Türkiye’nin nasıl bir güvenlik sorunu ile karşı karşıya kaldığını gösteriyor.
İçişleri Bakanı Soylu’nun neden öfke içinde olduğu da buradaki bilgiler ışığında biraz daha anlaşılır hale geliyor bence.
Şimdi gelin Alpay Antmen’in Twitter üzerinden kamuoyunu duyurduğu bilgileri okuyalım:
1- İsmini vermeyeceğim bir Türkmen bana anlatmıştı. Olay şu şekilde: Tanıdığı bir Suriyeli var ve bu kişi Suriye güvenlik güçlerince aranıyor. Konu gasp ve hırsızlık. Yakalanırsa hapis. O da kararını veriyor.
2- Bu hırsız ve gaspçı sığınmacı kisvesi altında Türkiye’ye girmeye hazırlanıyor. Fakat bu adı ve ahlaksız kişi gelmeden bir kuyumcuyu soyuyor. Kuyumcu kişiyi ve eşini öldürüyor. Altınları alıp Türkiye sınırına konuşuyor. Yetkililere “Esad bizi öldürecek. Malımıza çökecek” diyor.
3- Bu katil elde de kilolarca kanlı altınla Türkiye’ye giriyor. Ardından altınları paraya çeviriyor. Önce oturma, sonra işyeri izni alıyor. O kanlı para ile restoran açıyor. Türkiye’de keyifle yaşıyor… Şimdi, masum sığınmacılar ayrı. Ama onlarca kere sorduk, sordum.
4- Süleyman Soylu efendiye defalarca sordum: Ülkesinde suç işleyip Türkiye’ye kaçan kaç kişi var? Tecavüz, hırsızlık ve cinayetten geldiği yerde aranan var mı? Yanıt yok. Hem Süleyman Soylu, hem AKP ülkemize döşenmiş bir dinamit, bir Milli Güvenlik sorundur.
BUNU YAZMAK GEREK
İşte yoksullaştırmanın tablosu üstelik resmi kaynaktan
Bazen uzun uzun yazılardan, saatler süren anlatımlardan, sürekli tartışmalardan bir sonuç alınamazken birkaç satırlık bir bilgi aslında her şeyin özeti gibi suratımıza tokat gibi çarpabilir.
Türkiye AKP iktidarı ile yoksullaştırıldı.
Görüntüye bakarak aldanmayalım.
Dev binalarımız var.
Avrupa’da en çok gökdeleni olan ülkeyiz.
İki kıtayı birleştiren 4 köprü, deniz altından giden bir demiryolu ve bir karayolumuz var.
Dev hastanelerimiz, dev adliye binalarımız ülkenin her tarafını sardı.
Duble yolu olmayan neredeyse hiçbir yer kalmadı.
Ancak bütün bunlar ilerlediğimiz, geliştiğimiz anlamına gelmiyor.
Görüntü güzel ve çarpıcı, buna karşılık ülkenin tamamının yoksullaştığı çok acı bir gerçek.
Öyle “şu kaynak, bu kaynak” demeye bile gerek yok çünkü tamamen sarayın denetimindeki resmi kurumların resmi rakamlarına bile bakmak yeterli.
Sadece Şubat ayı verilerini esas alalım isterseniz;
1 Aylık Enflasyon: Yüzde 4.81
12 Aylık Enflasyon: Yüzde 54.44
19 Yıllık Enflasyon: Yüzde 767
1 Ocak 2003’teki 100 TL’nin bugünkü değeri: 1.4 TL
Kaynak: TÜİK
Demek ki neymiş?
Herkesi yoksullaştırdılar.
Nereden nereye… Boşa giden 20 yıl.
Bİ SORALIM
Bugünkü Suriyeli mültecilerle Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü
ne alaka?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu neredeyse bir haftadır ortalarda yoktu.
Hafta başında yeniden ortaya çıktı.
Hedefinde yine CHP ve genel başkanı var.
Soylu Kılıçdaroğlu’nun Göç İdaresi Başkanlığı’na gideceğini söylemesine çok öfkelenmiş.
Yine bildiğimiz kaba üslubuyla Kılıçdaroğlu’na “Saçmalamış” diye başlayan cümlelerle hakaretler yağdırmış.
“Ömrü saçmalamakla devam ediyor. O şöyle zannediyor; kendi SGK Genel Müdürlüğü’nü (Kılıçdaroğlu zamanında SGK diye bir kurum yoktu, herhalde SSK demek istedi) yaptığı gibi Göç İdaresi Başkanlığı idare ediliyor” diyen Soylu şöyle devam etmiş; “O eski Türkiye’deydi. Göç İdaresi Başkanı onun illegal bir şekilde SGK’ya taşıdığı ve bu toplumun bütün huzurunu bozacak adamlardan müteşekkil değil. O bir kere SGK Başkanlığı’nda bu ülkeye yaptığı ihanetlerin bedelini ödesin. Bu ülkeye her yaptığının bedelini ödesin. Kimleri oraya taşıdığının bedelini ödesin. Göç İdaresi tarihinin, Sahil Güvenlik tarihinin en büyük mücadelesini yapıyoruz ama ona da tabii kara çalma, iftira atma her zamanki karakterleridir.”
Göç konusu ile Kılıçdaroğlu’nun SSK genel müdürlüğünün bir alakasını kurabilen var mı acaba?
Soylu neden her fırsatta “Saraydan daha saraycı olduğunu” anlatmak için çabalar ki.
Bir çekindiği üstünü kapamaya çalıştığı bir ayıbı falan mı var acaba?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları