İYİ Parti ayrı liste ile girmeseydi 18 milletvekili daha seçilecekti
Can Ataklı; Mutsuz muyuz, mazoşist miyiz?
Bİ SORALIM BAKALIM
Mutsuz muyuz, mazoşist miyiz?
Yıldan yıla “Dünya Mutluluk Raporu” yayınlanır.
Birleşmiş Milletler’in desteklediği Küresel Mutluluk Konseyi üyesi bağımsız uzmanlar hazırlar bu raporları.
Pek çok parametre ele alınarak ve tabii ki ülkelerin resmi istatistik rakamlarına bakılarak hazırlanan bu raporlar bir tür dünyanın aynası gibidir.
Geçenlerde bu yıl başında açıklanan “2022 Dünya Mutluluk Raporu üzerine yapılan bir değerlendirmeyi” okurken aklıma son seçimler geldi.
Raporu hazırlayan bu konseyin içinde bir de Türk uzman varmış.
Columbia Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma Bölümü’nde görev yapan Türk akademisyen Doç. Dr. Özge Karadağ raporun Türkiye ilgili bölümünü değerlendirmiş.
Öncelikle şu bilgiyi vereyim.
Yıl başında yayınlanan raporda ilk üç sırada, İskandinav ülkeleri Finlandiya, Danimarka ve İzlanda yer alıyor. Dünyanın en mutsuz ülkesi de son sırada yer alan Afganistan oldu.
Türkiye, 2019 yılı raporunda 79’uncu sıradayken, 2020 raporunda 14 sıra gerileyerek 93’üncü, 2021 yılında ise 104. sırada yer aldı. 2022 yılı raporunda ise Türkiye, sıralamada 18 basamak birden düşerek 146 ülke arasında 112. sırada yer buldu.
Doç. Dr. Özge Karadağ Mutluluk Raporuna giren göstergeleri sıralarken şöyle demiş;
“Burada insanların ekonomik refahları önemli. Kendilerini ne kadar güvende hissettikleri önemli. Komşularına, yaşadıkları mahalleye, oraya yönelik hizmetlere ya da yaşadıkları yerin güvenli bir yer olup olmadığını düşünmelerine kadar pek çok gösterge var. Kurumlara güven var. Örneğin kamu kurumlarına, hastanelere, kamuya ait başka hizmetlere, çalışanlara ne kadar güveniyorlar? Bunlarla ilgili birtakım göstergeler var. Sosyal eşitsizliklerle ilgili birtakım şeyler var, ya da kadınların toplumda ne konumda oldukları gibi pek çok gösterge bir araya geliyor. Bunlara göre mutluluk ve iyilik hali oluşuyor”
Karadağ ekonomik sorunlara da değinerek şunları belirtmiş;
“Sadece kişi başına düşen gayrı milli hasılayı değil aynı zamanda onun insanlara da nasıl dağıldığını görmek gerekiyor. Baktığımızda, Türkiye’de yıllar içinde eşitsizliklerin arttığını görüyoruz. Kimi insanlar çok daha iyi gelir seviyesine sahipken, küçük gelire sahip olan, o orta gelir dediğimiz kesimin azaldığını görüyoruz. Bütün bunlar insanların iyilik halini, kendini iyi hissetme halini etkileyen şeyler.”
Buradan şu anlaşılıyor ki güven duygusu ve ekonomik sıkıntılar toplumun mutlu olup olmamasını derinden etkiliyor.
Mutluluk açısından bakıldığında Türkiye’nin durumu gerçekten çok vahim.
Buna karşı sıra seçimlere gelince vatandaşın önemli bölümü aslında kendisine bu sıkıntıları çektirenlere yöneliyor.
21 yıllık bir deneyimden sonra bile büyük bir kitle güvenin de ekonominin de oy vermeye devam ettiği iktidar tarafından sağlanacağına inanıyor.
Burada bir gariplik yok mu?
İnsanın aklına “Biz mutsuz muyuz, yoksa mazoşizmin verdiği hazla mı yaşıyor milyonlarca kişi?” sorusu geliveriyor.
Haksız mıyım?
YENİ ÖĞRENDİM
İYİ Parti ayrı liste ile girmeseydi 18 milletvekili daha seçilecekti
Seçim analizlerine en güvendiğim şirket, daha önce de yazdığım gibi Polimetre olmuştu.
Çünkü Günal Ölçer’in liderliğinde çalışan Polimetre, seçim anketi ya da seçim tahmini yapmak yerine sandık sandık inceleme yaparak sonuca ulaşmaya çalıştı.
Aslına bakarsanız sayısının en az 1 milyon 900 bin olduğu ileri sürülen yabancı seçmenler dikkate alınmadığında Polimetre’nin yaptığı ilk seçim analizi gerçek sonucu vermişti.
Çünkü hesapta olmayan fazla seçmenler dikkate alınmadığında muhalefet hayli önde bitiriyordu seçimi.
Polimetre ikinci tura geçildiğinde kendi araştırmalarından çok sayıda yabancının oy kullandığı gerçeğini bütün açıklığı ile ortaya çıkarmış ve buna göre yaptığı değerlendirme ile Erdoğan’ın yüzde 52 ile kazandırılacağını açıklamıştı.
Hem de seçim gecesi saat 18.00’de.
Polimetre seçimden önce hazırladığı bir raporda, yabancı seçmenlerin varlığı ya da sayısı bilinmemesine rağmen İYİ Parti’nin seçime ayrı liste ile girmesi halinde, Millet İttifakı’nın 18 milletvekili kaybedeceğini öngörmüştü.
Şimdi son rapor geldi ve buna göre gerçekten de İYİ Parti’nin seçime ayrı liste ile katılması nedeniyle Millet İttifakı, 18 milletvekili eksik çıkarmış.
Buna karşı AKP 11, MHP 4, YSP (HDP) 2 ve YRP 1 milletvekilini fazladan kazandı.
MERAK ETTİĞİN ŞEYLER
CHP’de İstanbul İl Başkanlığı yarışı var
Seçim yenilgisini anında kabullenen CHP’de çalkantılar bitmiyor.
Her ne kadar Kılıçdaroğlu partiye tamamen hakim olsa da özellikle sosyal medyada ve muhalif medyada müthiş bir “Anti-Kılıçdaroğlu” kampanyası yürütülüyor.
Seçim sonuçlarını hiç irdelemeden, sorgulamadan, hileleri, sayısı milyonları bulan yabancı seçmenleri hiç dert etmeden “Kılıçdaroğlu gitsin” çığlıkları atmayı ben pek anlamıyorum.
Kılıçdaroğlu herkesin kabul ettiği gibi muazzam bir seçim çalışması yürüttü.
Kılıçdaroğlu’na oy veren hiç kimsenin aklında “Seçimi kaybettik” endişesi yoktu.
Seçimler Erdoğan’a kazandırılınca vaveyla koptu.
Kılıçdaroğlu A takımını yenilemesine rağmen, bu kavganın süreceği anlaşılıyor.
Ama gerçekten bel altı çalışmak yerine cesaretli biri çıkmadıkça kimsenin Kılıçdaroğlu’nu devireceğini sanmıyorum.
CHP’deki yeni bir kavga İstanbul İl Başkanlığı’nda kopacak.
Parti içinde neler olduğunu çok iyi bilen bir dostum dün bir bilgi notu atmış bana.
Bakın ne diyor:
Gelelim İstanbul İl Başkanlığı’na.
Ekrem beyin istediği isimler, Doğan Subaşı ve Onursal Adıgüzel.
Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu ise Mehmet Ali Yüksel’i aday olarak gösterdi.
Alper Yeğin (Sancaktepe eski İlçe Başkanı) aday.
Cemal Canpolat adaylık çalışmalarına başladı.
Kemal Bey’in adayı ise İBB Başkan Vekili Selçuk Sarıyar.
Bence Selçuk Sarıyar, İstanbul İl Başkanı olacak.
BUNU YAZMAK GEREK
Muhalefetteki derin sessizliğe Vecdet Öz’den isyan
Seçimler bitti, şaibeleri hala konuşuluyor ama muhalefette derin bir sessizlik var. Sanki her şey normalmiş gibi davranıyor muhalefet. Ata İttifakı’nın kurucusu Adalet Partisi genel başkanı Vecdet Öz de bu duruma isyan edenlerden biri.
Vecdet Öz önceki gün şu mesajı paylaştı:
İddia ediyorum birinci ve ikinci turda tarihi bir seçim hilesi yapıldı!
Ana muhalefet partisi CHP, acilen Anayasa Mahkemesi’ne müracaat ederek durumu yargıya taşımalı ve ivedi olarak yargı kontrolünde tüm siyasi partilerden oluşan bir hakem heyet kurulmalıdır. Akabinde bu hakem heyetin denetiminde;
1. Tüm sandık tutanaklarıyla YSK’nın yaptığı açıklamalar tek tek incelenerek mukayese edilmelidir.
2. Nüfus idaresi tarafından 2011 yılından itibaren yurt içi ve yurt dışında kimlere, hangi şartlarda vatandaşlık verildiği ve verilen toplam vatandaşlık sayısının yıllara göre dağılımı ile toplam ithal seçmen sayısı ortaya konmalıdır.
3. Derhal adrese dayalı bir nüfus sayımı yapılmalı ve hangi adreslerde kimlerin oturduğu tespit edilmelidir.
Eminim ki çıkacak sonuç seçimlerin iptalini gerektirecektir.
OKURDAN MESAJ
Vatandaş olmak çok kolay galiba
Artık 70 yaşını devirmiş bir okurum “Çok canım sıkılıyor” diyen bir mesaj göndermiş.
Okurum bir markette tesadüfen konuştuğu bir vatandaştan duyduklarını anlatmış.
Türkiye’yi adeta işgal eden yabancıların vatandaşlık almakta hiç sıkıntı çekmedikleri anlaşılıyor.
Bakın okurum ne yazmış;
Muhterem Can Bey nasılsınız?
Flashhaber’de sizin haber bültenini izliyorum, başka da kanal izlemiyorum.
Televisyonda ve YouTube’da yaptığınız yorumlar son derece doğru.
Hatta durumu anlatmakta az bile.
Dün bir toptan marketin ucuz tavuk reyonunda tavuk bekleyen vatandaşlarla sohbet ettim.
Bir vatandaş şöyle dedi: ‘’Cuma çıkışında bir gençle tanıştım. Kırgız imiş. Annesi ve kardeşiyle TC vatandaşı olmuş. ‘Nasıl oldun?’ diye sorulunca, ‘Evrakları Göç İdaresi’ne verdim, hemen vatandaş oldum’ dedi. Bu nasıl iş anlamadım, başka ülkelerde vatandaş olmak bu kadar kolay mı?”.
Can Bey; Cumhurbaşkanı, Göç İdaresi’ne ‘Ne kadar göçmen varsa evraklarını alın ve vatandaş yapın’ dese, kim ne diyebilir?
İnancıma göre öyle olmuştur.
Bir de kiminle karşılaşıp azıcık seçimleri konuşsak, hiç AKP’li yoktu. O zaman bu 27 milyon oyu kim verdi?
73 yaşındayım, güzel günleri göremeden mevta olacağım!
Velhasıl, ülkemize yazık oluyor. Hayırlısı olsun.
Selam ve saygılarımla.
OKURUMA NOT: Ama öyle ölümden falan söz etmek olur mu? Hayata daha sıkı sarılın, güzel günleri mutlaka göreceğiz.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları