İYİ Parti intikam alayım derken bir gazeteci ve bir televizyonun hayatını karartıyor
Can Ataklı; Erdoğan’ın gözlerden uzak tatili.
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Erdoğan’ın gözlerden uzak tatili
Bu Kurban Bayramı’nda bir ilk yaşadık.
Özellikle televizyonların ve internet sitelerinin bayram sabahı ilk haberleri başta AKP Genel Başkanı Erdoğan olmak üzere diğer bütün liderlerin bayram namazları olurdu.
Medya kuruluşları arife gününden tüm liderlerin bayram programını öğrenir ve bayram sabahı da liderlerin gittiği camilerin önünde konuşlanırdı.
Ancak dün öğle saatlerine kadar hiçbir parti genel başkanıyla ilgili “bayram namazı” haberi yayınlanmadı medyada.
Sadece Devlet Bahçeli’nin MHP’nin kurucusu Alparslan Türkeş’in mezarını ziyaret haberi düştü haber masalarına.
İster istemez merak ettim.
Her bayramın olmazsa olmazı “Erdoğan’ın Bayram Namazı” nasıl olur da günün ilk haberleri arasında olmaz?
Sonunda öğle üzeri saat 12.00 sıralarında Erdoğan’ın Okluk’taki “Millet camisinde” bayram namazı kıldığı haberi geldi.
Okluk’ta Turgut Özal’ın kullandığı iki katlı toplam 235 metrekarelik ev, dev bir saraya çevrildi biliyorsunuz.
Birinci derece sit alanı olduğu için çivi bile çakılamayan Okluk Koyunda binlerce metre kapalı alanı olan 4 blok inşa edildi, tam ortaya da Erdoğan için bir saray yavrusu yapıldı.
Koyun doğal hali değiştirildi, gökyüzünden bakınca hilal gibi görünen ve taşıma kumla doldurulan bir sahil oluşturuldu.
İçinde yüzme havuzları, tenis kontları, helikopter pistleri olan muazzam bir yapı topluluğu çıktı ortaya.
Yazlık sarayın hemen dışına da bir cami inşa edildi.
İşte Erdoğan Kurban Bayramı namazını burada kılmış.
Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesi Erdoğan’ın bayram programını yayınlamadı.
Kimse Erdoğan’ın Okluk’taki yazlık sarayına gittiğini bilmiyordu.
Ancak Gökova çevresinin sakinleri bölgede olağanüstü güvenlik önlemleri alındığını haber vermişlerdi.
Önceki akşam Flashhaber’deki ana haberlerde “Anladığım kadarıyla Erdoğan yazlık sarayına gitti, bölgede olanlardan alınan güvenlik önlemlerini duydum” demiştim.
Okluk Koyuna bu kadar muazzam tesis yapıldığına göre elbette kullanılmalı da.
Erdoğan sessiz sakin bir tatil geçirmek isteyecektir elbette.
Sanıyorum Erdoğan Okluk’ta uzun bir süre kalacak.
En azından bayram sonuna kadar tatil yapacak ve muhtemelen herhangi bir toplantıya da katılmayacak.
Zaten Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesinde Erdoğan’ın önümüzdeki günlere ilişkin hiçbir programı gözükmüyor.
CANIMI SIKAN ŞEYLER
İYİ Parti intikam alayım derken bir gazeteci ve bir televizyonun hayatını karartıyor
Tele1’in genel yayın müdürü Merdan Yanardağ PKK’nın lideri terörist başı Abdullah Öcalan ile ilgili yaptığı bir analiz nedeniyle önce gözaltına alındı sonra da tutuklandı biliyorsunuz.
Bir gazetecinin yaptığı analiz nedeniyle “terörist” suçlaması yapılarak hapse atılması adalet adına da rencide edici bir durum.
Yandaş medya Yanardağ’ın hapse atılmasını adeta bayram havası içinde kutlarken muhalif kesimlerde de Tele1 Genel Yayın Müdürüne yönelik eleştiriler görüyorum.
Yaygın söylem şu; “PKK’ya ve Abdullah Öcalan’a övgü gibi algılanacak bir konuşmayı neden yaptı?”
Bir gazetecinin çok bilindik ve üstelik daha önceleri bizzat iktidar partisi yetkilileri tarafından söylenmiş sözlere benzer cümleler sarfetmesine aşırı tepki verilmesini ve hapse atılmasını anlamak mümkün değil.
İşin aslına bakarsanız Merdan Yanardağ suçlandığı analizi 19 Haziran’da Galip Ensarioğlu’nun Gazete Duvar’da yayımlanan ve “yeni bir açılım programının ipuçlarını verdiği” röportajı değerlendirmek için yapıyor.
Muhtemelen önümüzdeki dönemde Merdan Yanardağ’ın suçlandığı görüşlerin bizzat iktidar sözcüleri tarafından belki başka cümlelerle tekrarlandığını göreceğiz.
Ancak bu konuda benim canımı asıl sıkan İYİ Parti’nin tavrı oldu.
Merdan Yanardağ ve Tele1 özellikle seçimlerden sonra rotasını değiştiren İYİ Parti ve genel başkan Meral Akşener hakkında ağır eleştiriler yöneltmişti.
Merdan Yanardağ’ın tutuklanmasına neden olan konuşması en çok İYİ Parti tarafından eleştirildi.
Genel Başkan Akşener hariç partinin bütün üst düzey yöneticileri aynı anda Yanardağ ve Tele1 aleyhine bir kampanya başlattılar.
Adeta bir intikam linçi gibi olan bu twitlerin ardından kampanyaya saray medyası da katıldı ve olanlar oldu.
Diyeceğim şu; Bir siyasi parti her zaman eleştiri bombardımanına tutulabilir.
Partiler bunları göğüslemek, gerektiğinde cevap vermek veya ders çıkarmak durumundadır.
Ancak bir siyasi partinin kendine yönelik eleştirilerin dışındaki bir konuyu ele alıp bir gazeteci için linç kampanyası başlatması çok hazin sonuçlara yol açabilir.
İYİ Parti yönetimi sanmıyorum ki bu intikam kampanyaları sonucunda Merdan Yanardağ’ın tutuklanmasını istememiştir.
Ama sonuç bu.
Bu linç kampanyası sonucu Merdan Yanardağ tahminlerin üzerinde hapiste kalabileceği gibi Tele1 de kapanabilir.
Bu sonuç İYİ Parti’de mutluluk yaratır mı?
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Çengelköy İSPARK trafiği mahvediyor
Hafta sonu ve tatil günlerinin İstanbul’da en rağbet gören yerleri Boğaz kıyıları.
Özellikle ulaşımı çok kolay olan Beylerbeyi, Çengelköy güzel bir tatil günü geçirmek isteyenlerin uğrak yeri oluyor.
Ancak böyle günlerde Boğaz trafiği çekilmez hale geliyor.
Belki yetkililer bilmiyordur ama Çengelköy çift taraflı bir trafik çilesi yaşıyor.
Bunun başlıca nedeni, 1500’ün üzerinde araç kapasitesi olan Çengelköy İSPARK otoparkı.
Bölgeye gelen tüm araçları alabilecek büyüklükteki bu parkın tek girişi olması yüzünden araçlar uzun kuyruklar oluşturuyor.
Bu da Boğaz Köprüsü Beylerbeyi çıkışından, Kuleli Askeri Lisesine kadar olan yoldaki trafiği içinden çıkılmaz hale getiriyor.
İspark bu parka birkaç yerden daha giriş çıkış kapısı koyarak bu sorunu hafifletebilir.
Gerçi otoparkla ana yol arasında bir kot farkı var ama çözülmeyecek gibi de değil.
Belediye yetkililerine hem bölge halkının hem de buraya gezmek için gelenlerin talebini iletmek istedim.
ÜZÜLDÜM
Bunlar ne kompleksli adamlar böyle
Birkaç gün önce Youtube kanalımda eski Varlık Fonu Başkanı Mehmet Bostan ve “gizemli” iş adamı Bülent Göktuna’nın tutuklanması ile ilgili bir analiz yayınladım.
Tutuklanma haberinin kaynağı gazeteci Toygun Atilla idi.
Haber Patronlar Dünyası adlı internet sitesinde yayınlanmıştı.
Analizimde tutuklanan iki kişi ile ilgili kimsenin bilmediği bazı bilgileri verdim.
Konuşmamın sonunda aslında soruşturmanın bir yıl önce başladığını, tutuklanma olayını ise hiç kimsenin bilmediğini, Toygun Atilla’nın bu haberi aldığını ve Patronlar Dünyası’nda yayınladığını belirterek “Ben bu sitenin cemaate ait olduğunu biliyordum, haberin burada yayınlanması ilginç geldi” dedim.
Önceki gün Toygun Atilla yine aynı sitede beni karalayan, aşağılayan ve FETÖ’cü olmakla suçlayan bir yazı yazmış.
Benim bilmediğim şu; Patronlar Dünyası’nın cemaate yakın olduğunu biliyordum, meğer bu siteyi birkaç ay önce Toygun Atilla satın almış, bunu kaçırmışım.
Gelelim Toygun Atilla’nın benimle ilgili yazısına.
Kendini çok iddialı gören bir gazeteci neden bu kadar kompleksli olur anlamıyorum.
Benim bir bilgi eksikliğimden yola çıkarak ne gazeteciliğim kalmış ne FETÖ’cü olmam.
Okumazmışım, duymazmışım, araştırmazmışım, cahilmişim.
Ama örneğin beni zaten tanımazmış, her kompleksli kişinin dile getirdiği gibi “bir arkadaşının söylemesi üzerine benim youtube konuşmamı izlemiş” meğer.
Ama ilk kez duyduğu bir kişinin FETÖ’cülere nasıl yağ yaktığını çok iyi biliyormuş.
Yazıyı okuyunca üzüldüm.
Benim konuşmamda Toygun Atilla’ya yönelik bir şey yok, sadece 1 yıldır süren bir soruşturmanın cemaate yakın olduğunu bildiğim bir sitede yayınlanmış olmasına şaşırdığımı belirtmiştim.
Alınmış olabilir ama bunun karşılığı kin ve nefret kokan bir üslup ve kendini üstün gösterme kompleksine kapılmak olmamalı.
Toygun Atilla adını, yaptığı işleri, yazdığı kitapları bilen, onları da okumuş bir gazeteciyim.
Yapacağı haberleri, yazacağı kitapları belki yine ilgiyle izlerim ama bu kadar kompleksli olması bende ciddi bir güvensizlik yarattı.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları