loading
close
SON DAKİKALAR

Kandil'in bombalanmasına bir bakalım

Can Ataklı
Tarih: 26.01.2016
Köşe: Günlük Yazılar

Can Ataklı; Kandil’i boşaltacak PKK’lılar Suriye’ye geçecek. PYD ile birlikte Suriye’nin kuzeyinde kantonlar kuracaklar. Peki, Türkiye’nin çıkarı ne?

Bugün yaşananları anlamak için “Kandil’i
neden bombaladın?” diye sormak gerek
Haziran seçimlerinde iktidar büyük ir şok yaşadı. 13 yıllık iktidar dönemi halkın oylarıyla bitmişti.
Meclis’te AKP artık azınlıktaydı. Muhalefet 292 oyla hakimiyeti eline geçirmişti.
Saray panikteydi.
Hükümet ne yapacağını bilemiyordu.
Ne zaman MHP “Meclis Başkanlığını AKP’ye verme kararı” aldı durum değişti.
4 gün boyunca nefes alıp almadığı bilinmeyen saray iplerin eline geçtiğini düşündü ve atağa kalktı.
Arkasını biliyorsunuz. Terör fitili ateşlendi.
Herkesin dikkatinden kaçtı; 2.5-3 ay içinde 600’ün üzerinde insanımızı teröre kurban verdik bunların 100’den fazlası ne yazık ki şehitti.
30 yılı aşkın terör sürecinin hiçbir anında bu kadar kısa sürede bu kadar çok kayıp verilmemişti.
Terör fitilinin ateşlenmesinden sonra yazdığım yazılarda ve televizyon konuşmalarında ısrarla şunu sordum; “Ne oldu da terör bir anda gündeme oturdu. Fitili kim ateşledi. Kandil’in bombalanması gerekiyor muydu?”
Bu sorulara hiç cevap almadım.
Ta ki geçen hafta uzun yıllarını diplomat olarak geçirmiş, Irak ve İran konusunda uzman bir dostumla konuşana kadar.
Bu soruyu sorduğumda dostum “Kandil’in bombalanmasını terörle mücadele olarak düşünme, o iş öyle başlamadı ama bu iktidar her olaydaki gibi yine hesapsız ve başıboş biçimde eyleme kalkıştığı için her şeyi yüzüne gözüne bulaştırdı” dedi.
Sonra da anlattı. Dinlediklerimi size de özetleyeyim:
İktidar aldığı seçim yenilgisinden sonra Kürt sorununu farklı biçimde çözmeyi düşündü. PKK’nın bitmeyeceğini gören iktidar, Suriye’de yaşananlardan PKK’ya yeni bir alan yaratarak yararlanmaya kalktı.
O da şu; Barzani bir süredir PKK’dan rahatsız. PKK’nın Kandil’den çıkmasını istiyor. Bu gerçekleşirse bölgede bağımsız bir Kürt devletini kendi liderliğinde kuracak.
Kandil’i boşaltacak PKK’lılar Suriye’ye geçecek. PYD ile birlikte Suriye’nin kuzeyinde kantonlar kuracaklar.
Peki, Türkiye’nin çıkarı ne?
Şu; PKK Suriye’de kantonlara kavuşunca Türkiye’deki eylemlerini bitirecek ya da azaltacak. Türkiye de buradaki Kürtler’e fazla dokunmayacak hatta bir süre sonra “destek verilmesi” karşılığında yardımda da bulunacak.
Burada hesaplanmayan ise birincisi Amerika’nın Barzani yönetiminde bir Kürt devletine artık çok sıcak bakmaması, ikincisi ise Güneydoğu’daki kentlerde, açılım sürecinin boşvermişliğinden yararlanan teröristlerin her yeri silah deposu haline getirmesiydi.
Planlanana göre PKK Kandil’i bırakacak ve PYD ile Kuzey Irak’ta hakimiyet kurmaya çalışacaktı.
Akla gelmeyen kentlerde sokak savaşlarının başlatılmasıydı.
PKK Kuzey Irak’ta hakimiyet kurmayı amaçlıyordu ama Türkiye’deki mevzileri de bırakmaktan yana değildi.
Kandil’in bombalanması kentlerde bekleyen militanları harekete geçirdi.
HDP seçim sonu “kazanmış” olmanın sarhoşluğu içinde iktidarın kentleri savaş alanı haline getireceğini göremedi.
İktidarın oyununu bozacak biçimde “Biz hiçbir eylem içinde değiliz” diyemedi. Sessiz kaldı.
İktidarın beklediği de buydu. Askeri devreye soktu. Kentleri savaş alanına çevirdi. Milliyetçiliği yükselen değer haline getirmeyi başardı.
Daha önceki planından vazgeçerek PYD’yi de terörist ilan etti. Durumdan daha fazla oy alarak çıkacağını gördü ve şiddet politikasını sürdürme kararı aldı.
Sonuç ne olur; Devlet çok güçlü. PKK’yı kentlerden temizleyebilir. Ama çok can kaybı olur. Çok uzun yıllar kapanması zor yaralar açılır.
İşte bir diplomatın son gelişmelere farklı bakışı. Dağarcığınızda bulunsun.

---KOMİK—

Yandaş medya yine Amerika’yı nasıl dize getirdiğimizi anlatıyor
Amerika Başkan Yardımcısı Biden’in Türkiye gezisi çok ilginç geçti.
Biden akademisyenlerle, artık yandaş olmayan bazı gazetecilerle, Can Dündar’ın çocuklarıyla, Tahir Elçi’nin eşiyle, HDP milletvekilleriyle görüştü.
Açık ve kapalı toplantılarda Türkiye’de’deki özgürlüklerin kullanılmasındaki eksik yanlışları dile getirdi, akademisyenlerin bildirisine destek verdi, PYD’nin terörist örgüt olmadığını söyledi.
Sonra da Başbakan ve saray ile görüştü.
Her ikisi de Biden’le görüştükten sonra “yumuşak” açıklamalarla Amerika Başkan Yardımcısı’nın bazı sözlerine katılmadıklarını söylediler.
Yandaş medya ise her zaman olduğu gibi Biden’in aslında tüm dünyaya yansıyan sözlerini değil de bu yumuşak açıklamaları esas alarak “Biden’na haddinin bildirildiğini” yazdı.
Böylelikle ağır bir medya baskısı altındaki Türk halkı dünyanın bildiği gerçekleri değil de iktidarın sözde kahramanlığını öğrenmiş oldu.

---BUNU YAZMAK GEREK—

Saray- Biden görüşmesinden sonra neden ikili açıklama yapılmadı?
Yandaş medya Amerikan başkan yardımcısına “haddinin bildirildiğini” yazıyor ama bunun nasıl olduğunu henüz ne başbakanın ne de sarayın ağzından duymadık.
Başbakan Biden görüşmesinden önce iki lider kameraların karşısına geçtiler. Başbakan burada üstü kapalı “PYD terör örgütüdür” dedi “Özgürlüklere yapılan müdahaleleri” savundu.
Sarayla yapılan görüşmeden ne önce ne sonra canlı açıklama yapılmadı.
Sadece sarayın bir bildirisi yayınlandı. Bunu okuyunca da “utangaç ve çekingen” bir ifade kullanıldığını gördük.
Pek, Biden’a haddi bildirildiyse saraydaki neden bunu kameralar önünde yapmadı da bir açıklama yayınladı.
Üstelik bu açıklama bizzat Erdoğan adına da değil, “Cumhurbaşkanlığı kaynakları tarafından” diye sunuldu kamuoyuna.
Şimdi heyecanla bekliyorum; biraz zaman geçsin, ortalık biraz yatışsın, bakalım saray yine “eyy Amerika” diye başlayan açıklamalar yapacak mı?
Yaparsa yine bileceğiz ki milletin haberi olmayan tavizler verilmiştir…

--ŞAŞIRDIM---

Islak imza olayı yine güdeme geliyor
Haberi dün öğrendim. “Ordunun cemaati bitirme operasyonu” diye bilinen olayın başkahramanı CHP milletvekili Dursun Çiçek, ünlü “ıslak imza”nın yeni bir bilirkişi heyeti tarafından incelenmesi talebinde bulunmuş.
Çiçek daha önce “gerçek” raporu veren heyetlerin baskı ve tehdit altında bu kararı aldıklarını vurgulayarak “Tarafsız bir heyet imzayı yeniden incelesin, bu imzanın bana ait olmadığı ortaya çıksın” demiş.
Yeni bir heyet kurulur mu, ne karar verir bilemem.
Ancak bilirkişi “imza sahte” kararına varırsa ne olacak?
Yanlış hatırlamıyorsam Jandarma kriminal dairesi bile kesin karar verememiş ve Dursun Çiçek yıllarca hapis yatmıştı.
Şimdi o kumpasların bütün kurbanlar belki serbest, buna karşı pis işleri yapanlara hala bir şey olmadı.
Dilerim hesap sorulacak günler de gelir.

--MERAK ETTİĞİM ŞEYLER---

Cüneyt Zapsu “yoğun faaliyetler” içindeymiş
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök Davos’den hepimizi bilgilendiriyor.
Dünkü yazısında Davos’un “en”lerini yazmış. Özkök’e göre “en aktif” olan Cüneyt Zapsu imiş.
Saraydaki yıllar önce İsrail Cumhurbaşkanı’na “van minuts” çekmesinden sonra “bi daa da Davos’a gelmeyeceğini” açıklamıştı.
Erdoğan o tarihten beri Davos’a gitmiyor ama hükümet hiçbir yıl aksatmadı gitmeyi.
Cüneyt Zapsu saraya yakınlığı ile bilinen bir işadamıdır. Zamanında Erdoğan’ın “pişirilmesinde” büyük katkısı olmuştu.
Sonra bir Amerika gezisinde söylediği “Erdoğan’ı süpürmeyin, sifonu çekmeyin” anlamına gelen sözleriyle ünlenmişti.
O tarihlerde Erdoğan Batı’nın gözdesi gibi görünüyordu, hakkında fazla eleştiri yoktu. Zapsu buna rağmen belki tehlikeyi önceden gördüğü içindir, “Aman süpürmeyin” demişti.
Şimdi Erdoğan eski sempatisine sahip değil.
Sempatisi varken bile “süpürmeyin” diyen Zapsu bu dönemde kimbilir neler söylüyordur.
En aktif olması acaba bu nedenle mi?

--ÜZÜLDÜM---

Güle güle Kamer Genç
Kuşkusuz Meclis’in en renkli kişisiydi.
Tek kişilik parti gibi çalışırdı.
Kimi çok sivri, kimi çok güldüren, kimi çok acıtan muhalefet yapmayı bilirdi.
Bağımsız milletvekiliyken bile Meclis iç tüzüğünü iyi bildiği için kürsüye en çok çıkan isimlerden biri olmayı başarırdı.
Türkiye sevdalısıydı. Atatürk’e cumhuriyete bağlıydı, kökten bağlı olduğu Kürt halkını hiç unutmamıştı.
Uğur Mumcu’yu, Bahriye Üçok’u , Gaffar Okan’ı, Özdemir Sabancı’yı, Mustafa Koç’u aramızdan çekip alan ocak ayı Kamer Genç’ten de ayırdı bizi.
Nurlar içinde yatsın.

Can Ataklı - Korkusuz

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları