loading
close
SON DAKİKALAR

Kötü haber vermiş gibi olmayayım ama Erdoğan Kanal İstanbul'u yapamayacak

Can Ataklı
Tarih: 01.01.2020
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Korkusuz

Can Ataklı: Erdoğan, dünyanın başka hiçbir yerinde olmayan muazzam bir projeyi daha yapmak istiyor. Nedense İstanbul Boğazı gibi bir doğa şaheseri varken, 45 kilometre ilerisine bir de kanal açmaya çalışıyor. Bunu da “çılgın proje” olarak adlandırıyor.

ACAYİP YAZILAR

Yeni yılda bunlar olmayacak
Bugün yılın ilk günü.

Yepyeni bir yıl başlıyor.

Yılın son günü gazetelerde genellikle bir yılın değerlendirmesi yapılır.

Özellikle astrologlar da “Yeni yıl bize ne getirecek?” türü tahminlerini yazarlar.

Bu yıl ben de yeni yılın ilk günü; aynısını yapmaya karar verdim. Olacağını zannettiğimiz ama olmayacak şeyleri yazmaya karar verdim.

TOPÇU KIŞLASI OLMAYACAK

AKP Genel Başkanı’nın en büyük hayali Taksim’in ortasına koca bir bina yapmaktı.

Vakti zamanında burada Topçu Kışlası varmış.

Erdoğan’ın da çocukluktan beri hayali Taksim’e bu binayı yeniden kazandırmakmış.

Bu uğurda çok çaba harcadı Erdoğan.

Ama hayali bir türlü gerçekleşmedi.

Milyonlarca İstanbullu sokaklara döküldü, tarihi “Gezi direnişini” yaptı.

Gaz yedi, su yedi, cop yedi yine yılmadı.

Sonuçta Gezi Parkı’nın ağaçları kesilmedi, meydanın ortasına o koca bina yapılamadı.

Görünen o ki, İstanbul’u muhalefetin kazanması ile Topçu Kışlası hayali iyice battı.

Bu yıl da Topçu Kışlası inşaatı görünmüyor.

YERLİ OTOMOBİL OLMAYACAK

Çok gürültü çıkardılar.

Tarih en önemli olayı gibi sunmaya çalıştılar.

İtalya’ya dünyanın parasını vererek yaptırdıkları, çakma bir otomobil prototipini “İlk yerli otomobil” diye ortaya çıkardılar.

Ama işin içinde biraz hile olduğu birkaç saat içinde anlaşıldı.

İtalyan firmanın, bu prototipi daha önce Vietnam için de yaptığı öğrenildi.

Buna rağmen bütün pişkinlikleri ile “Bu ilk ve yerli ve hatta milli otomobili, AKP’den ve onun başkanından başkası yapamazdı” havasını sürdürüyorlar.

Hemen söyleyeyim otomobil fabrikası yeni yılda gözükmüyor.

Tabii diyebilirsiniz ki “Zaten 2020’de fabrika bitmeyecek ki, ilk otomobil 2022’de yollarda olacak.”

Haklı gibi görünebilirsiniz ama 2015’te aynı iktidar, “ilk ve yerli ve hatta milli uçağımızın 2019’da hizmete gireceğini” söylemişti.

2019 sona erdi ama ortada uçak olmadığı gibi prototipi de yok.

Otomobilin de başına gelecek budur.

Tabii ortaya belki bir fabrika çıkar ama yerli otomobili imal etmeyecektir bu fabrika. Başka bir otomobil fabrikasının tezgahlarından biri olarak hizmet görür belki.

KANAL İSTANBUL OLMAYACAK

Erdoğan, dünyanın başka hiçbir yerinde olmayan muazzam bir projeyi daha yapmak istiyor.

Nedense İstanbul Boğazı gibi bir doğa şaheseri varken, 45 kilometre ilerisine bir de kanal açmaya çalışıyor.

Bunu da “çılgın proje” olarak adlandırıyor.

Bilim insanları, çevreciler ve İstanbul’un keşmekeşinden canları burnuna gelmiş İstanbullular bu projeyi istemiyor.

Ama AKP Genel Başkanı diretiyor.

Yandaş yalakaları da destursuz biçimde bu kanalın ne kadar iyi olacağını, Türkiye’nin bundan büyük kazanç sağlayacağını, dünyayı kendimize hayran bırakacağımızı anlatıyorlar biteviye.

Ama 2020’nin görünümü böyle bir kanalın yapılmayacağını söylüyor.

Kötü haber vermiş gibi olmayayım ama Erdoğan bu kanalı yapamayacak.

Gerçi yapamayacağı çoktan belliydi.

Muhtemelen kendi niyeti de yok, çünkü olsa 9 yıldır beklemez, örneğin yerel seçimlerden önce ihalesini bitirip ilk kazmayı vururdu.

Olmayacağını kendi de biliyor ama maksat milletle eğlenmek belki de.

S-400’LER OLMAYACAK

Amerika ve NATO’ya çok öfkelenen AKP Genel Başkanı, “Biz bağımsız bir ülkeyiz, dilediğimizi yaparız” diyerek, Ruslar’dan

S-400 füze savunma sistemi aldığını açıkladı.

Ruslar cicili bicili paketler içinde füze sisteminin parçalarını gönderdiler.

Hesapta bu sistem yeni yılın nisan ayında hazır olacak.

Bana göre olmayacak.

Çünkü S-400’ler alınmayacak.

“Alındı” diyenlere şaşıyorum.

Alındıysa neden kullanmıyoruz?

Nisan ayına kadar nesi yapılacak bu füze sisteminin?

Sonuçta S-400 bir kamyon, bir bilgisayar ve buna bağlı bir atış sisteminden oluşuyor.

İşin kötü tarafı şu ki, bu füzelerin alınıp sisteme girdiğini de pek öğrenemeyeceğiz.

İktidar “Aldık kurduk” diyebilir ama bir hava saldırısına uğramadan çalışıp çalışmadığını bilemeyeceğiz ki.

Bu nedenle diyorum ki “Madem aldınız, kurun bir yere ve canlı yayınla da tatbikatını yapın o zaman.”

LİBYA’DA TÜRK ASKERİ OLMAYACAK

Yılın son ayında durup dururken Libya’daki iç savaşa da müdahil olmaya kalktı iktidar.

Libya’nın sadece başkentini elinde tutan “İhvancı grubu” desteklemek için bu ülkeye asker göndereceğini açıkladı AKP Genel Başkanı.

Libya’ya pat diye asker göndermek o kadar da kolay bir iş değil.

“Bizi davet ettiler, davet edildiğinizde icabet ederiz” sözünün uluslararası alanda pek geçerliliği yok.

Konuyu Birleşmiş Milletler’e bile taşımadan Libya’ya girmeye kalkmak, bölgede bir savaşın fitilini ateşlemek anlamına gelir.

AKP Başkanı, bu hafta Rusya lideri Putin’le görüşecek.

Yarın da Meclis’te tezkere görüşülecek.

Elbette AKP ve MHP’nin oylarıyla tezkere kabul edilecektir.

Ama 2020’de Libya’ya asker göndereceğimiz konusu görünmüyor. Savaş heyecanı yaşayanların hevesi kursağında kalır ona göre.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Bu fotoğrafa bakarken hiçbir şey hissedemedim
Ses sanatçıları Hande Yener ve Demet Akalın hafta sonunda Erdoğan’ın konukları oldu.

Erdoğan iki ses sanatçısı ile Dolmabahçe Sarayı’nda görüştü.

Yener ve Akalın’ın çocuk istismarı ve kadına şiddete karşı yer alacakları sosyal sorumluluk projesi hakkında, Erdoğan’a bilgi verdiği bildirildi.

Görüşmeye İletişim Başkanı Fahrettin Altun, yapımcı Polat Yağcı ile Akalın’ın eşi Okan Kurt da eşlik etmiş.

Buraya kadar sıradan bir haber.

Ancak fotoğrafa bakarken kalakaldım.

Hiçbir şey hissedemedim.

Bu nasıl bir salondur.

O duvara asılı şeyler nedir?

Erdoğan, sanki bir padişah gibi tahtta mı oturmaktadır, anlayamadım.

Türkiye’nin çok sevilen iki sanatçısıyla bu kadar mı “resmi” görüşme yapılır.

Sanki uzak bir ülkenin büyükelçisini kabul etmiş gibi son derece ciddi ve asık suratla oturmanın anlamını çözemedim.

ÇOK GÜLDÜM

Bu da yılın son Noel Baba esprisi olsun
Bu yılbaşı hiç Noel Baba ve çam ağacından bahsetmeyecektim.

Ama Ümraniye’de bir parfüm mağazasının kapısında Noel Baba kılığına girmiş birine, çarşaflı bir kadın saldırınca bu fotoğrafı sizlerle paylaşmak istedim.

Dünyanın başka hangi ülkesinde saldırıya uğruyordur Noel Baba bilemiyorum.

Bu son yıllarda moda oldu.

Kendini Müslüman zanneden ve herkesi de Müslüman yapacağını düşünen zavallılar, böyle abuk sabuk eylemlere yelteniyorlar.

Bırakın bütün sıkıntılara rağmen 365 günün birinde de sorumsuzca eğlensin.

Bu haber elbette tamamen düzmece.

Ama güzel bir espri olmuş.

Noel Baba’yı ciddiye alıp dövmeye kalkanların ülkesinde, elbette savaş uçakları da Noel Baba’nın kızağını düşürürler!

ÜYE YORUMLARI

Raif

Kına yakarsınız.

01.01.2020, 19:21
Yorum Yap

Facebook Yorumları