Minibüs diyalogları

Can Ataklı; ‘Bay bay Kemal’ araklama çıktı.

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

‘Bay bay Kemal’ araklama çıktı

Son günlerde saraya yakın medya deli gibi.

Ellerinde tek konu var.

O da Millet İttifakı.

Kılıçdaroğlu ile yatıp Akşener ile kalkıyorlar, Babacan’dan girip Davutoğlu’ndan çıkıyorlar, ısrarla Gültekin Uysal’a çakıyorlar.

Dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen bir şey yaşıyoruz ülkemizde.

20 yıllık iktidar kendini anlatmak yerine ısrarla “Şu muhalefet var ya şu muhalefet” kompleksinden bir türlü kurtulamadı.

Bakalım nereye kadar?

Aslında seçime kadar tabii, ondan sonra saray medyası eğer ortada kalacak yüzleri olursa bu sefer gerçekten muhalefet yapabilir.

Ama inanın alışkanlıktan ve şaşkınlıktan yine muhalefete muhalefet etmeye kalkmazlarsa ben bir şey bilmiyorum.

Ayrıca zaten karakter olarak anında yeni iktidarın yanında saf tutmaları da hiç şaşırtıcı olmayacaktır.

Bugün Erdoğan için “tarihte görülmemiş bir lider” diyenler yarın Millet İttifakının liderlerini yere göğe sığdıramayacaklardır, bundan emin olun.

İktidar kanadı seçime doğru panik ve telaş içinde yeni hiçbir şey bulamayıp “araklama” sloganlarla muhalefetin önünü kesmeye çalışıyor.

Örneğin saraydaki bir aklıevvel Erdoğan’a “Yeter! Söz milletindir” sloganını hatırlattı.

Bundan 73 yıl önce muhalefetin iktidara karşı geliştirdiği bu slogana sarılan Erdoğan iktidarın muhalefete karşı sloganı haline getiriverdi.

AKP tabanı ve saray medyası pek sevdi bu sloganı.

Ama hiçbiri “neye yeter dendiğini” anlatamıyor bir türlü.

Öyle ya, “yeter” diyorsanız, birileri bir şey yapıyordur değil mi?

Muhalefetin nesine “yeter” denilir ki.

Yine aklıevvel danışmanlardan biri sosyal medyada gördüğü bir espriyi Erdoğan’a yetiştirmiş.

Erdoğan Kemal Kılıçdaroğlu’nu kendince aşağılamak için hep “Bay Kemal” diyor ya, twitter’da biri “Bay Kemal, bay bay Kemal” olacak diye yazmıştı geçen hafta.

İşte bunu Erdoğan’a söylemişler o da çıktı bunu yepyeni bir buluşmuş gibi meclis kürsüsünden söyledi.

Oysa “bay bay” esprisi o uyanık AKP’linin bulduğu bir slogan değil.

O da araklama çıktı.

“Bay bay” esprisi ilk önce 26 temmuz 2022’de Cumhuriyet gazetesinde Zafer Temoçin’in karikatüründe kullanılmıştı.

“Bay Kemal”e karşı “Bay bay Recep” diye yazmıştı karikatürünün altına Zafer Temoçin.

Nereden bilsin saray danışmanı “Amanın da amanın efendim bir espri buldum ki” diye koşmuş genel başkanının yanına.

Yahu bir tane de kendinize özgü bir espri bulun be mübarekler.

KOMİK

Minibüs diyalogları

Sosyal medyada gezinirken buldum bu cümleleri.

Dolmuşta minibüste rastlanan ve farkında olmadan espriye dönüşen diyalogları toparlamış meraklı biri.

Hayli komik hepsi.

Haydi okuyalım:

Yolcu müsait bir yerde inmek ister ama dili sürçer:

– Şoför bey mübarek bi yerde inebilir miyim?

– Şu ilerdeki caminin önünde bırakayım teyze seni…

~

Yolcu müsait bi yerde inmek ister ama dili sürçer:

– Müsait bi yerde iner misiniz?

Şoför:

– Niye sen mi kullancan?

~

Rumeli- Hisarüstü otobüsüyle Taksim’e doğru gidiyoruz.

Adamın biri Beşiktaş dolaylarında gayet aceleci bir tavırla;

– Kaptan orta kapıyı rica edebilir miyim?

Bizim şoför olaya hakim;

– Tabi abi ayıp ettin al götür senden kıymetli mi.

~

Yolcu;

– Abi Heykel’e çıkıyo mu?

Şoför;

-Yok abi, yanından geçiyo.

~

– Mükemmel bir yerde inebilir miyim?

Yolcunun kafası karışık sanırım, kendisi de dolmuştakilerle birlikte güler söylediğine… Şoför kadını indirirken;

– Buyrun size layık değil ama.

~

– Oğlum bu Eminönü’nden geçer mi?

– Yok teyze biz Taksim’e çıkıyoruz.

– Hah tamam oğlum siz gidin ben gelmeyeceğim.

~

Dolmuşa bindik, dolmuş doldu, tam kalkacak, elemanın biri açtı kapıyı içerde tıkış tıkış oturmuşuz, önde 3 arkada 4 kişi.

Eleman hâlâ bir umut sordu:

– Kaptan, yer var mı?

Şoför de arkasını dönüp cevap verdi:

– Bilmiyorum, üst kata bi bak bakalım…

~

Arkadaki aksi teyze öndeki uzun saçlı delikanlıya seslenir:

– Kızım şurdan bir kişi uzatır mısın?

– Ben kız değilim!

– Amaaaan ne bileyim kız mısın dul musun, uzat işte.

~

Pek dolu olmamasına rağmen minibüs hareket etmek üzereydi.

Tam o anda kavga ettikleri her hallerinden belli olan iki arkadaş minibüse bindi.

Birbirlerinin yüzüne bile bakmıyorlardı.

Çocuklardan biri şoföre parayı uzattı:

– Abi bir öğrenci bir de hayvan alır mısın?

~

Eve gitmek üzere Bakırköy dolmuşu bekliyordum.

Sigaramın kalmadığı aklıma gelince önünde durduğum Tekel bayiine girecekken minibüs geldi.

Apar topar bindim. Şoföre parayı uzatıp,

– Bir Monte Carlo’ dedim!

Adam birkaç saniye yüzüme bakıp:

– Abi bu Bakırköy’e gider’ diye cevap verdi!

İşte o an benim ve şoförün bittiği andı…

BUNU YAZMAK GEREK

Modern Görgü Kuralları

■ Otobüste yanında oturanın telefon ekranına bakılmaz.

■ Ayaküstü tanışılan bir kişi hemen sosyal medyadan eklenmez.

■ IBAN numarası ekran görüntüsüyle değil kopyalanabilir metinle paylaşılır.

■ WhatsApp gibi platformlarda kelime kelime değil cümle cümle yazılır.

■ Toplu çekilen fotoğraflarda sadece senin hoş çıktığın kare paylaşılmaz.

■ Bir dizi ya da filmi ilk defa izleyeceklere spoiler (sonunu söylemek) verilmez.

■ Trafikte sağa sola dönerken sinyal verilir, yayalara öncelik tanınır.

■ Topluluk içinde yüksek sesle telefonla konuşulmaz.

■ Karşılaşılan kişinin elindeki poşet ya da kutunun içinde ne olduğu sorulmaz, bakılmaz.

■ Kapı açılır açılmaz evin içine dalınmaz, içerisi görünmeyecek yerde durularak davet beklenir.

■ WhatsApp’ta son görülmesi erken saatte olan kişiye geç saatte mesaj atılmaz.

■ İş yerindeki ve yabancı evlerdeki çekmecelere izinsiz bakılmaz.

■ Durak gibi yerlerde sigara içilmez, dumanı insanlara üflenmez

■ Birisiyle konuşurken ya da biri bir şey anlatırken göz telefonda değil o kişinin üstünde olur.

■ Açılmadığı halde telefon ısrarla aranmaz (acil değilse) mesaj atılır.

■ Asansörlerde ve toplu taşımada yaşlılara, hamilelere, engellilere öncelik tanınır.

■ Hafta sonu, çalışanlara e-posta gönderilmez.

ÇOK GÜLDÜM

Bu hafta bir dolu fıkra var

Geçen hafta bir iş gezisine çıkan Yıldırım Tuna “ne olur ne olmaz” diyerek bir dolu fıkra bırakmış.

Ben de “Hepsini birden sunayım okurlara” diye düşündüm.

Haydi gelin birlikte okuyalım.

İşe yerleştirme

Şirket yetkilileri genel müdürün odasına girip “Seçim yaklaşıyor diye genel merkez bir sürü eleman göndermiş efendim, onları fabrikada hangi pozisyonlara yerleştireceğiz bilemiyoruz” demiş, “Kapalı bir odaya 100 kadar tuğla koyun, elemanları da o odaya doldurup kapısını kapatın ve gözlemleyin” diye cevap vermiş genel müdür.
“Tuğlaları sayanları muhasebeye, dökümünü alanları denetlemeye, garip bir düzene sokmaya çalışanları planlamaya, birbirlerine fırlatanları operasyon bölümüne, parçalayıp inceleyenleri bilgi teknolojisine, boşta oturanları insan kaynaklarına, farklı kombinasyonlar deneyip de tek bir tuğlaya dokunmadıklarını söyleyenleri satışa, pencereden dışarı bakanları stratejik planlamaya, birbirleri ile konuşup bir şey yapmayanları ise tebrik edip üst yönetime yerleştirin..!”

Spor iyi de

Bar görevlisi spor salonunun barında meyve suyunu yudumlayan yaşlı adama “Yeni yıl nasıl başladı bakalım?” diye sormuş,
“Fena başlamadı” diye cevap vermiş adam, “Bugün bir saat spor yaptım, geçen ay inan tam 10 kilo kaybetmişim.. Cidden o ağırlıkları koca salonda nereye koydum hatırlayamıyorum.”

İstersen hemen

Eşim doğum yaptı, doğum sonrası bebeği yanına yatırdılar, ikisi mışıl mışıl uyurlarken doktorumuza teşekkür ettim. Yaşlı, hiç evlenmemiş ve espriden anlayan bir kadındı, gülerek usulca “Cinsel yaşamıma ne zaman başlayacağım doktor” diye de sordum.
Göz kırpıp yanağımdan sertçe bir makas aldı, “On dakika sonra” dedi birden ciddileşerek,
“Aşağıdaki kapalı otoparka gel..!”

Onlar ağızlarının tadını bilirler

Garson bey, rezalet! Bir köpek geldi rostomu tabağımdan alıp kaçtı?

Evet doğrudur.. O lokantamızın en tutulan yemeğidir efendim.

Yalnızlığa çare

Eğer kendinizi yalnız hissederseniz ışıkları iyice azaltıp sağlam bir korku filmi videosu izleyin. Bir müddet sonra inanın kendinizi yalnız hissetmeyeceksiniz..!

Biftek

Ben bir biftek alabilir miyim?

Tabii efendim. Yanında bir şey ister miydiniz?

Biftek geçen akşamki gibiyse yanında örs, keski ve çekiç de rica ediyorum.

Ucuz otel

Delikanlı kasabada kaldığı otelin resepsiyonunu aramış, “Burası 26 numaralı oda, yarın sabah 06.30 için uyandırma yazdırmak istiyorum, bir de oda servisinin menüsünü bulamadım” demiş nazik bir şekilde.

“Bırakın tahmin edeyim” demiş resepsiyon telefonunu açan adam, “Otuzlu yaşların ortasındasınız, bekarsınız, annenizle yaşıyorsunuz, pek bir başarınız da yok ve hayatta ilk defa ucuz bir otelde kalıyorsunuz..!”