Muhalefet 'Bizim işimiz bu ülkeye hiçbir şey yaptırmamak' diyor öyle mi?
Can Ataklı; Zincir marketler kapatılsın o zaman.
BUNU YAZMAK GEREK
Zincir marketler kapatılsın o zaman
Seçime doğru iktidar, popülizm için aklına gelen her şeyi yapıyor.
Normal zamanda doğru kabul edilmesi gereken adımlar attılar.
EYT sorunun çözülmesi.
Asgari ücretin ciddi biçimde artırılması.
Memur ve emekli zamları.
Öğrenci kredi ve yurt borçlarının bir bölümünün silinmesi.
Bunun yanı sıra hizmet alanındaki bazı yatırımların devreye girmesi.
Doğalgaz kaynaklarının devreye sokulması için hazırlıklar yapılması.
Savunma sanayindeki atılımlar.
Elektrikli yerli otomobil.
Bunların hepsinin de seçim dönemine denk getirilmesi elbette iktidar partisine yarayacaktır.
Ancak bütün bunlar acaba;
Aşırı pahalılığı.
Geçim sıkıntısını.
Gelir adaletsizliğini.
Başta yargı olmak üzere devlet hizmetlerindeki keyfiliği.
Din siyaseti üzerinden toplumu bölünmesini.
Kendinden olmayan herkese hakaretler edilmesini.
Ayrımcılığın, kin ve nefretin, “benden olmayanın” canına okunması gerçeklerini örter mi?
İktidar kendi yarattığı ekonomik krizin altında ezilirken, vıcık popülizmin de örneklerini vererek zincir marketlerde “fiyat dondurma” operasyonu başlattı şimdi de.
Yıl sonunda “üç harfli” diye aşağılayarak pahalılığın sebebi olarak gösterdikleri marketlerin fiyatlarını bir aylığına dondurması talimatı verildi.
Zincir marketlerde büyük bir iştahla “Fiyatları dondurduk” açıklamaları yaptılar peş peşe.
İyi de bu marketler zarar etmeyecekler mi?
Belli ki etmeyecekler.
O halde bugüne kadar nasıl oldu da fiyatları hep yukarı çektiler?
Yoksa bizzat iktidarın da kışkırtmasıyla fiyatlar normalin çok üzerine çekildi de şimdi fiyat dondurma adı altında, bir aylığına yine yüksek kârla satış mı yapılacak?
İktidar sanki iyi bir şey yapmış gibi şu sıralar marketler üzerinden halkı kandırmaya çalışıyor.
Oysa asıl yapılması gereken bu marketlerin hesaplarının geriye doğru incelenmesi ve fahiş artış yaptıkları belirlenenlerin derhal kapatılması, ellerindeki ruhsatların da iptal edilmesidir.
Ayrıca küçük bir araştırma ile aslına bu marketlerin fiyatları dondurmadığı, karardan önce yapılan yüksek zamlarla önümüzdeki bir ayın daha şimdiden finanse edildiği anlaşılacaktır.
Bu fiyat artışları yapıldıktan sonra “Üstelik fiyatlarımızı da indiriyoruz” söylemi büyük bir palavradır.
Muhalefet, bu çirkin oyunu ortaya çıkarmak ve halka gerçeği anlatmak zorundadır.
Ve bir not daha düşeyim;
Zincir marketler bir ay boyunca zam yapmayacaklarını duyurdular.
Ancak şunu da unutmamak gerek, dondurma kararı şubat ayına kadar geçerli.
Demek ki şubat ayından itibaren daha büyük zamlar gelecektir.
Ancak şubat ayı aynı zamanda asgari ücretlinin, memurun, işçinin, emeklinin zamlı maaş alacağı aydır.
Yani ilk bir ay içinde millet eline geçen biraz fazla para sayesinde ne olduğunu anlamayacaktır.
Sonra da seçim ortamına girince zaten bunların bir önemi kalmayacaktır.
CANIMI SIKAN ŞEYLER
Yunan bakanın annesinin cenazesine çelenk ama kendi komutanına bir taziye bile yok
Geçen hafta içinde Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Panagiotopulos’un annesi vefat etti.
Bunun üzerine Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar mevkidaşına telefon ederek başsağlığı diledi.
Akar’ın mesajında “Sevgili Niko, sana ve ailene en içten taziyelerimi sunarım, annen nur içinde yatsın” dediği açıklandı bakanlık tarafından.
Bakan Panayotopulos’un da Akar’a ilgisinden dolayı teşekkür ettiği ve cevaben “Desteğiniz için teşekkür eder, 2023 yılının barış dolu, mutlu ve huzurlu geçmesi için birlikte çalışmamız gereken bir yıl olmasını dilerim” dediği belirtildi.
Akar ayrıca cenaze törenine de üzerinde eşiyle birlikte kendi adının yazdığı bir çelenk gönderdi.
İki komşu ülke arasındaki bir cenaze diplomasisinin yadırganacak bir tarafı yok elbette.
Ancak Akar’a şunu söylemek isterim:
Yılbaşından hemen önce Türk Hava Kuvvetleri’ne 40 yılı aşkın şerefle hizmet etmiş sonra da bir “intikam davası” sonucu ömür boyu hapse mahkûm edilmiş emekli korgeneral Vural Avar cezaevinde “Hipokrat yemini etmiş” doktorların işgüzarlığı sonunda vefat etmişti. Siz bu komutanın cenazesine “rütbeleri söküldüğü, itibarı geri alındığı” gerekçesiyle hiç ilgi göstermediniz. Oysa bir vefa göstermeli ve emrinizdeki komutanları üniformasız olarak bu cenaze törenine göndermeli, siz de makamınızın yer almadığı sadece adınızın yazılı olduğu bir çelenkle bu cenazeye katılmalıydınız. Yunan generalinin annesine gösterdiğiniz yakınlığı, sebebi ne olursa olsun şerefli bir Türk generaline göstermemiş olmanız sanıyorum asla unutulmayacaktır.
FIKRA GİBİ
Asgari ücret 8 bin 500 lira olursa emekli maaşı nasıl 5 bin 500 lira olur?
Asgari ücret ne demek?
Bir ülkede hiçbir niteliği olmadan, bir deneyim bile kazanmadan herhangi bir işe başlayacak kişiye ödenmesi gereken en az tutar demek.
Asgari ücret kavramı bütün dünyada geçerli.
Ancak Türkiye’de asgari ücret gerçek anlamında kullanılmıyor artık.
Bizdeki asgari ücret neredeyse ortalama ücret haline getirildi.
Halkı yoksulluğa iten iktidar kıdem, deneyim ve yetenek aramadan herkesi eşitlemeye çalışıyor.
Ancak bu kez burada başka haksızlıklar ortaya çıkıyor.
Örneğin herhangi bir şirkette, bir esnafın yanında ya da tamircide işe başlayan 19 yaşında, ilkokul mezunu, hiçbir deneyimi olmayan ve ilk iş olarak getir götür yapacak biri 30 yılı aşkın süre devlete ya da özel sektörü hizmet etmiş birinden daha yüksek ücret alıyor artık.
Devlet işe yeni başlayacaklar için “8 bin 500 liradan daha düşük ücretle çalıştıramazsın” derken kendi emeklisine ise en düşük emekli maaşı olarak asgari ücretten tam 3 bin lira eksiğini reva görüyor.
Bari “asgari ücret” sözü tümüyle kaldırısın da yıllarını çalışarak geçirenlerin onuru daha fazla zedelenmesin.
FIKRA GİBİ
Muhalefet “Bizim işimiz bu ülkeye hiçbir şey yaptırmamak” diyor öyle mi?
Seçime doludizgin hazırlanan AKP Genel Başkanı Erdoğan; Antalya’da konuşmuş, esmiş gürlemiş.
İktidarda olmasına ve seçimi kesinlikle kazanacağına inanmasına rağmen Erdoğan’ın aklı fikri hep muhalefette.
Bilimsel kongrelerde bile konuşma fırsatı bulduğunda muhalefetle başlayıp muhalefetle bitiriyor sözlerini.
Antalya’da da yine muhalefete yüklenmiş.
“Geçtiğimiz 20 yılda ülkemizin asırlık demokrasi ve kalkınma eksiklerini tamamladık. Bölgede ve dünyada söz, iddia, güç sahibi bir Türkiye var” demiş ve “Salgından savaşa, krizlerin kol gezdiği dünyanın sıkıntı yaşadığı dönemde dahi ülkemizi hedeflerin menzilinde tutmayı başardık. Bu mücadele ve kazanımları içerideki tek parti artığı kifayetsizlere rağmen yürüttük. Karşımızda ilkel ve sapkın bir zihniyeti bulduk” diye ekledikten sonra şöyle devam etmiş:
“Hangi projeyle çıktıysak ne dediler, yaptırmayız. Ülkemizi hangi hedefe yönelttiysek yaptırmayız dediler. Niye diye sorduğumuzda arsızca “Bizim işimiz bu” diye cevap verdiler. Bunlar karşımıza yapamazsınız diye her dikildiklerinde yaparsak biz yaparız diye azimle, kararlılıkla, gayretle yolumuza devam ettik.”
Çok ilginç ve hayli de komik.
Muhalefet hangi iyi hizmete “Yaptırmayız, çünkü bizim işimiz yaptırmamak” diye karşı çıktı acaba?
Ama olsun, inanan çok.
Hatta öyle ki muhalefetin gelir gelmez yapılan köprüleri, yolları, tünelleri kapatacağını, Karadeniz’deki doğal gaz kuyularının bile üzerine beton dökeceğini, türbanın, ezanın, Kuran’ın yasaklayacağını zannedenler var.
Erdoğan da kaçırmıyor ve fırsatı değerlendiriyor.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları