loading
close
SON DAKİKALAR

Önce 'neden bu kadar zam yaptığınızı' açıklayacak mısınız?

Can Ataklı
Tarih: 09.02.2022
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: wwww.istanbulgercegi.com

Can Ataklı; AKP’li kimi ünlü isimler bile “Bu faturalar olmaz, eğer bir önlem alınmazsa 20 yıllık iktidar bunun altında kalacak” diye yakınmaya başladı. Önceki akşam sarayın en kuvvetli adamlarından biri olan İbrahim Kalın bir televizyon kanalına çıkıp açıklamalar yapmış.

BUNU YAZMAK GEREK

Bu korkunç olay doğru mu?

İran korkunç bir cinayetle çalkalanıyor.

Ülkenin Huzistan eyaletine bağlı Ahvaz kentinde yaşayan Mona Hayderi isimli bir kadın, kocası tarafından öldürüldü.

Katil koca önce feci şekilde dövüp bıçakladığı karısının başını da kesti.

Henüz 17 yaşında olan Mona Hayderi’nin başını elinde tutarak poz veren katil koca fotoğrafı hiç çekinmeden sosyal medya hesabından da paylaştı.

İran polisi bunun üzerine harekete geçti ve katil kocayı yakaladı.

Talihsiz genç kadının başı ve vücudu yaşadığı evde bulundu.

Mona Hayderi’nin kendisini öldüren kişiyle henüz 12 yaşındayken evlendirildiği öğrenildi.

3 yaşında bir çocuğu da olan genç kadının tüm evlilik yaşamı boyunca hemen her gün şiddet gördüğü de belirtildi.

“Bu gibi vahşi cinayetler, hatta daha beterleri bizim ülkemizde de oluyor ne var bunda?” diye düşünebilirsiniz.

O halde şimdi buraya bir nokta koyalım.

Mona Hayderi gördüğü şiddetten bunalınca Türkiye’ye kaçmış.

Talihsiz kadının korkunç biçimde öldürülmesinden sonra ortaya iki iddia atıldı.

Birinci iddiaya göre katil koca evden kaçan karısının izini sürdü, Türkiye’ye geldi. Karısını alıp zorla İran’a götürdü.

İkinci iddia ise çok vahim.

Talihsiz kadın sığındığı Türkiye’den iltica hakkı istedi.

Ancak yetkililer yeterli gerekçe gösteremeyen ve sadece aile şiddetten yakınan genç kadını İran’a iade etiler.

İran medyasında yer alan bazı haberlere göre başı kesilerek öldürülen kadının “başı açık, göğüs dekoltesi olan fotoğraflar çektirdiği” ileri sürülüyor.

Hatta İran’da hala çok güçlü olan devrim muhafızları cinayetten sonra tutuklanan koca ve kardeşinin “bu fotoğraflardan tahrik olduğunu” bile açıklamış.

Şimdi merakım ve sorum şu;

Bu genç kadın gerçekten Türkiye’den iltica talep etti mi?

Bizim yetkililer İran tarafından ileri sürülen “iffetsizlik” suçlamalarına dayanarak “Bu konu aile içi bir durumdur. Bu nedenle kadının iltica talebi reddedilmiştir. Sınır dışı edilmesine karar verilmiştir” dediler mi?

Aile içi şiddete maruz kalan bir genç kadın “iffetsiz davranıyordu” türü “sübjektif” bir gerekçe ile ülkesine iade ediliyorsa bu dolaylı da olsa cinayete yardım anlamına gelir.

İran gibi bir ülkede kadının durumu bir sır değil.

Bu ülkede kızını öldüren bir babaya 8 yıl ceza verilirken, başı açık olan bir kadına 24 yıl ağır ceza verilebiliyor.

Aile içi şiddetten kaçarak yardım isteyen bir kadının böyle bir ülkeye iade edilmesinden sonra öldürülmese bile çok ağır ve aşağılayıcı muamele göreceği kesindir.

Bu genç ve talihsiz kadının iade edilmiş olacağına inanmak istemiyorum, ancak yetkililerden bir açıklama beklemek de hakkımızdır.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Baskıcı yöntemleri bilince çözümü bulmak da kolaylaşır

Milli Merkez Genel Sekreteri Haluk Dural, sohbetlerindeki bilgilendirici üslubundan çok yararlandığım bir dostum.

Özellikle Milli Merkez toplantılarında beraber olduğumuz saatlerin keyfine doyum olmaz.

Haluk Dural son Milli Merkez toplantısında “Muhalefet AKP’nin tümüyle uğraşmayı bırakmalı, kendine çekebileceği unsurlara yönelmeli” dedi.

Dural daha sonra bu görüşünü bir nota dönüştürmüş ve göndermiş.

“Baskı yöntemlerinin hakim olduğu bütün ülkelerde iktidarların programlarının hep aynıdır” diyen Haluk Dural bakın notunda neler yazmış:

– Kadının görevi çocuk yetiştirmek,

– En az 3-5 çocuk isterler

– Erkek daima üstündür,  

– Toplumun en alt gelir sahibi, eğitimsiz kitlelerine yaslanırlar,

– Bu kitlelere bedava gıda  yakacak vb. yardım yaparlar,

– Para yardımı yaparlar,

– Bu kitlelerin, ya şoven veya dinsel duygularını azdırırlar,

– Bu düşük eğitimli kitleleri  eğitimli orta sınıflara karşı kışkırtırlar, düşman yaratırlar.

Ama en çok bu kitleleri sömürürler.

Kendilerinin iktidar olduğunu sanan bu kitleler bir süre rüyada yaşarlar, ancak çocuklar büyüdükçe maddi sıkıntı artar, işsizlik başlayınca iktidarın verdiği maddi yardımlarla yetinirler ama ekonomi çökünce, enflasyon artınca, yardımlara kaynak bulmak, gıdaya erişmek zorlaşmaya başlar.

Bu şartlarda, bu kitleler artık sadece beslenme ve barınma gibi temel içgüdüleri ile hareket ederler. Orta sınıflar için önemli olan “demokrasi, adalet, özgürlük” gibi kavramlar bu kitleler için hiçbir anlam ifade etmez. O nedenle bu kitleleri ikna etmek çok zordur.

Bu eğitimsiz kitleler sadece iki durumda gerçekle karşılaşınca akıllanırlar; açlık veya savaş. Bu uzunca bir süreçtir.

Bu edenle Avrupa ve Latin Amerika’daki faşist rejimlerin yıkılmaları büyük bedeller ödenerek 25-30 yıl sürmüştür.

AKP’nin seçmen tabanı küçük (yüzde 8-10) yobaz-kemik yapıdır, uğraşmaya gerek yoktur. Geriye kalanı DP-AP-DYP-ANAP çizgisinde 1950’den beri CHP ve soluna oy vermeyen serbest meslek sahibi, muhafazakar ama Atatürk ve Cumhuriyetle barışık kesimdir.

Ana muhalefet partisi bu kesimler ile çok daha fazla yüz yüze ilişki kurmalı, ülkeyi çarşı pazar, ev ev gezmelidir.

Ekonomik kriz derinleştikçe bu kitlelere erişmek daha kolay olacaktır…

Bİ SORALIM BAKALIM

Önce “neden bu kadar zam yaptığınızı” açıklayacak mısınız?

Elektrik faturaları tüm yurtta büyük tepki topluyor.

Neredeyse bütün illerde protesto gösterileri yapıldı, yapılıyor.

AKP’li kimi ünlü isimler bile “Bu faturalar olmaz, eğer bir önlem alınmazsa 20 yıllık iktidar bunun altında kalacak” diye yakınmaya başladı.

Önceki akşam sarayın en kuvvetli adamlarından biri olan İbrahim Kalın bir televizyon kanalına çıkıp açıklamalar yapmış.

Erdoğan’ın sağlık durumunun iyiye gittiğini ama tatil yapmadığını, buna rağmen çalıştığı söylemiş.

Kalın ayrıca elektrik fiyatlarında bir düzenleme yapılacağını de ileri sürmüş.

Demek ki önümüzdeki günlerde elektrik fiyatlarında bir indirim yapılacak.

Ya da bizler indirim sanacağız, başka yerden geçirecekler.

Elbette elektrik fiyatlarının indirilmesi iyi bir hareket ama muhalefet işin peşini bırakmamalı.

“İndirebiliyorsan neden bu kadar yukarı çektin fiyatları?” sorusu mutlaka sorulmalı.

Çünkü belli ki elektrik faturaları sırf hükümetin elinde para kalmadığı için bu kadar yükseltilmiş.

Şimdi tepkiyi görünce iktidardan olmamak için mecburen indirime gidiyorlar.

Tabii buradan şu sonucu da çıkarabiliriz: Demek ki bu iktidar pek çok mal ve hizmete fahiş zamlar yapıyor. Ancak bunların çoğuna ses çıkaramıyoruz.

Elektrik ise aşırı can yaktığı için bu kadar tepki topladı.

O halde muhalefet diğer fahiş zamları da ortaya çıkarmak zorundadır.

Farkında olmadan kabullendiğimiz zamların da geri alınması istenmelidir.

ÇOK GÜLDÜM

Yok artık öyle bir çaya saatlerce ısınmak

Ekonomik kriz özellikle elektrik zamları esnafın belini büküyor.

Bundan lokanta kahvehane gibi mekanlar da nasibini “misliyle” alıyor.

Çünkü iç mekanlarda sigara içilmediği için neredeyse bütün lokanta ve kahveler dış mekanlara elektrikli ısıtıcılar koymak zorunda kaldılar.

Ancak elektrikli ısıtıcılar çok elektrik yakıyor.

Bu da mekan sahiplerine astronomik faturalar olarak yansıyor,

İstanbul Kadıköy’de bazı kahve ve lokantalar şimdilik “paralı ısıtıcı” formülü ile sorunu aşmaya çalışıyor.

Dış mekânda ya da sigara içilen üstü açılabilir bölmede oturmak istiyorsanız ısıtıcının kullandığı elektrik parasını ödeyeceksiniz.

Yani “bir çay içip saatlerce sıcacık bir yerde oturma keyfi” artık bitiyor.

Tabii bu durum lokanta ve kahvelerin sahipleri için de çok ciddi bir sıkıntı yaratacaktır.

Sonunda insanlar bir kahve eşliğinde dostlarla sohbet edebilecek mekanlardan da uzaklaşabilir.

KOMİK

O da yemek faturasıydı, bu da

Geçen hafta bir lüks lokantada üç kişinin ödediği hesabın kasa fişini sizlere sunmuştum.

İçinde elbette içki de vardı bu hesabın ama rakam pek alışık olmadığımız türdendi.

Ben de uyarı olarak “Artık fiyatları kontrol etmek mümkün değil, mütevazı bir restorana gittiğini sanarak hesabın makul gelebileceğini düşünebilirsiniz ama fena halde yanılabilirsiniz de” demiştim.

Bugün sizlere bir de Meclis Lokantası’nın yemek bedeli fişini sunuyorum.

Değerlendirme sizin.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları