loading
close
SON DAKİKALAR

Putin Ukrayna operasyonu için Trump’ın gitmesini beklemiş

Can Ataklı
Tarih: 02.03.2022
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasından sonra en etkili çıkışlardan birini son seçimi kazanamayan Amerika’ın bir önceki başkanı Donald Trump yaptı.

BUNU YAZMAK GEREK

Vergiyi düşürerek yaratılan ucuzluk, misliyle geri döner

Elektrik fiyatları can yakmaya başlayınca, sarayda panik oluşmuştu.

Çünkü feryatlar yükselirken oylarda da ciddi düşüş görülüyordu.

Elektrikte bu kadar fahiş zam yapılması kaçınılmazdı.

Çünkü sarayın “kıymetli” adamları elektrik işinin kendilerine peşkeş çekilmesinden sonra büyük fedakarlıklara girişmişlerdi.

Yurtdışından milyarlarca dolar borç alınmıştı.

Hesapta elektrik hizmetleri daha geliştirilecekti, bunun için yatırım yapacaklardı.

Öyle olmadı tabii.

Para daha tatlı geldi.

Sarayın adamları yatırım yapmak yerine parayı belli ki çarçur etiler.

Sıra ödemeye gelince de sıkıntı ortaya çıktı.

Sarayın adamları aldıkları borcu ödeyemez hale geldi.

Peki çare ne?

Çare basit.

Maliyet milletin üzerine yıkılır, elektrik fiyatları fahiş hale getirilir ve “sevilen isimler” kurtarılır.

Öyle de yapıldı zaten ve elektrik fiyatlarına fahiş zamlar uygulandı.

Ancak bu kez de halkın isyanı çıktı ortaya.

Evleri ve işyerlerini yangın yerine çeviren elektrik faturaları “Bundan sonra bize oy yok” kampanyasına dönüşüverdi.

Bir tarafta mutlaka kurtarılması gereken “sevilen saray adamları”, diğer tarafta “sandıkta kaybetme riski” var.

Fiyatları düşüremiyorlar, çünkü sarayın adamları batacak.

Çare bulundu.

Tıpkı gıda ürünlerinde yapıldığı gibi KDV indirimine gidildi.

Yüzde 18 olan elektrikteki KDV oranı yüzde 8’e düşürüldü.

Kim tarafından. Bizzat AKP genel başkanı tarafından.

Yasalar kendisine KDV oranlarını değiştirme hakkını tanıyor nasıl olsa.

Böylelikle yüzde 10’luk bir indirim sağlanmış oldu.

Ancak sadece KDV indirimi yapılırsa “iş çok sırıtır”  diye düşünmüş olmalılar ki biraz fedakarlığın da “sevilen saray adamları” tarafından yapılmasına karar verildi.

Aylık kullanım kotası biraz yükseltildi.

Uzmanlar bu sayede de bazı evlerde yüzde 4’lük indirim olabileceğini söylüyor.

Böylelikle sarayın eline “Erdoğan halkın derdine derman olabilmek için elektrik fiyatlarını yüzde 14 indirdi” propagandası yapma şansı geçti.

Şu anda saray medyası bu büyük(!) indirimin reklamını yapıyor.

Halktan biri olan AKP genel başkanı halkın elektrik fiyatları altında ezilmesine razı gelmemişti.

Tamam, sonuçta önümüzdeki aydan itibaren elektrik fiyatlarında en az yüzde 10 bazı aboneler için yüzde 14’lük bir indirim sağlandı.

Ancak unutmayalım, bu indirim vergiden düşürülerek sağlandı.

Milyarlarca lira tutacak olan yüzde 10’luk KDV indirimi nedeniyle devletin dolayısıyla bütün halkın yüzde 10’luk bir kaybı olacak.

Bu da demektir ki, devlet daha önce yaptığı bazı hizmetleri yerine getiremeyecektir.

Bir taraftan “yaşasın elektrik ucuzladı” diye sevinirken, öte yandan hiç farkında olmadan ağır bir fatura ödenecektir.

Saray iktidarı yerinde kalabilmek için akla gelen gelmeyen her şeyi denemeye kararlı görünüyor.

Bu ülkenin tümüyle batmasına yol açabilecek olsa bile.

ŞAŞIRDIM

Elektrik saati okumalarda bir ayı geçiriyorlar hep

Son bir haftada aynı konuda kaç mesaj aldığımı hatırlamıyorum bile.

Şikayet hep aynı.

“Bu ay gelen elektrik faturamda, iki okuma tarihi arasında 35 gün, 36… 37… 32 gün var.”

Eskiden de belki öyleydi.

Tam 30 günde bir okunmuyor olabilir.

Ancak şimdi durum farklı.

Saat okumalar 30 günden fazla arayla yapılırsa aylık kullanma kotaları da aşılmış olabilir.

Böyle yapıp yapmadıklarını tam bilemiyorum elbette.

Ama okurlar faturalarını da göndererek, “Bunu özellikle yapıyorlar, böylelikle pek çok abone kotayı aşmış görünüyor” diyor.

Yaparlar mı?

Normalde hayır.

Ama burası Türkiye.

Elektrik dağıtan firmaların da yukarıya yakınlığı biliniyor.

Yani olabilir de.

YENİ ÖĞRENDİM

Putin Ukrayna operasyonu için Trump’ın gitmesini beklemiş

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasından sonra en etkili çıkışlardan birini son seçimi kazanamayan Amerika’ın bir önceki başkanı Donald Trump yaptı.

“Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı dehşet verici. Ukrayna halkı için dua ediyoruz. Tanrı hepsini kutsasın. Putin, Biden ile davul çalar gibi oynuyor. Herkesin anladığı üzere, 2020’de seçimlerimize hile karıştırılmasa ve ben tekrar başkan olsaydım, bu korkunç felaket asla yaşanmazdı” dedi.

Rusya’nın Bush döneminde Gürcistan’ıObama döneminde ise Kırım’ı işgal ettiğini belirten Trump, “21. yüzyılda başkanlığı döneminde Rusya’nın başka bir ülkeyi işgal etmediği tek kişiyim” dedikten sona seçimde yenildiği Biden’i ima ederek ekledi; “Putin zeki sorun şu ki bizim liderlerimiz aptal, aptal, aptal” diye konuştu.

Trump’ın bu sözlerini pazar akşamı katıldığım bir dost toplantısında da konu oldu.

Rusya ile yakın ticari ilişkileri olan bir arkadaşımız “Bakın” dedi “Putin, Ukrayna operasyonunu çok daha önce yapabilirdi, buna hazırdı ama Trump’ın gitmesini bekledi.”

Rusya yönetiminde de dostları olan bu arkadaşımıza “Neden?” diye sorduk tabii merakla.

Şunu söyledi; “Putin, Trump’ın da kendisi gibi ele avuca sığmaz hatta bir deli olduğunu biliyordu. Biden kendisine blöf yaptı, Putin bunu gördü ve Ukrayna’ya girdi. Oysa Trump olsa bu blöfü görmesi halinde O’nun da harekete geçeceğini çok iyi biliyordu. Düşünsenize Trump Putin’e aynı biçimde karşılık verseydi şu an dünyanın hali ne olurdu?

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Birkaç ayda paslandılar bile

Bulunduğumuz bölgede atık su toplama hatlarının yapımı için hummalı bir çalışma sürüyor.

Bütün boğaz hattının atık suları toplanıyor ve bu kirli suyun denize akması önleniyor.

Ayrıca yağmur suyu taşıma kanalları da yenilendi birkaç önce.

Ancak nedendir bilemiyorum açılan kanalların üstüne yerleştirilen rögar kapakları ve mazgallar paslandı bile.

Pas çürüme demektir.

Peki, nasıl oluyor bu?

Eksik malzeme mi kullanmışlar acaba?

Mazgal ve rögar kapaklarının bazılarının üzerinde İSKİ bazılarının ise Üsküdar Belediyesi yazıyor.

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Ne yazık ki ülkemizde böyle yazılar yazılabiliyor

Yazıyı Cumhuriyet gazetesinden aldım

Yazarı Barış Pehlivan.

Son derece tutarlı yorum ve analizleri olan Barış Pehlivan, bugüne kadar verdiği haberlerde de hiç yanılmadı.

24 Şubat’ta kendi köşesinde yazdığı bir yazıyı dehşet içinde okudum.

Bugüne kadar bekledim.

Belki birinden yalanlama gelir diye umutlandım.

Hatta “Bu kadarı da olmaz, mutlaka biri çıkar ve ‘Olur mu böle bir şey, külliyen yalan’ der” diye düşündüm.

Ama nafile.

Boş bir hayaldi benimki ve ne yazık ki haber doğru besbelli.

Böyle bir ülke olduk işte.

Çadırdan yönetilir gibi yönetiliyoruz.

Barış Pehlivan’ın yazdığı ne peki?

Yazı Kavala davasıyla ilgili.

Barış Pehlivan saraydaki pek çok kişinin olduğu kadar hukuk çevrelerinin de bu davadaki uzamadan ve Kavala’nın hala hapiste tutulmasından rahatsız olduğunu belirtiyor.

Ancak yargının bu konuda eli kolu bağlı.

Pehlivan yazımın bir bölümünde şöyle demiş;  “Başta yazdım: yukarıda”  Kavala ve Gezi konusunda ceza verilmesini en çok isteyen isim Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkan Vekili Mehmet Uçum. Deniyor ki Kavala toplantılarında aksi görüşlere rağmen, Erdoğan’ın sözünü dinlediği kişi de o. Sonuçta, 21 Mart’a bir aydan az kaldı. Yazdığım kötü senaryoların mahkeme salonundan çıkmamasını isterim. Lakin biliyorum ki karar adliyede verilmiyor, hesap “yukarıdan” kesiliyor. Asıl hükmü ise kuşkusuz tarih verecek. “

Düşünebiliyor musunuz bir tarafta yargı diğer tarafta sarayın bir danışmanı.

Daha doğrusu Türkiye’yi yöneten gizli kadrodaki bir isim.

Bu kişi istemiyor ve AKP genel başkanını da bu konuda etkiliyor.

Verilen talimat net; “Kavala daha kalacak içeride.”

Vah Türkiyem.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları