Rum, Ermeni, Yahudi olmak aşağılık bir şey mi?
Can Ataklı; Şu iktidar zihniyetinin lafa gelince “Her türlü ayırımı, ırk, din, dil, cinsiyet ayrımı reddediyoruz” diyen ama buna kendi çıkarı söz konusu olduğunda asla uymayan zihniyetinden artık gına geldi.
Bİ SORALIM BAKALIM
Sizin bu milletin adı ne?
Çok geriyor ortalığı AKP genel başkanı, neden?
İktidara geldiği günden beri gerginlik politikası üzerinden yürütüyor kendi seçmeniyle ilişkisini.
Hakaret etmediği kişi, kurum, ülke kalmadı.
Yine kullanmadığı hakaret kelimesi de yok.
Aşağılıktan rezile, namussuzdan çapulcuya, ahlaksızdan cibilliyetsize kadar geniş bir argo/hakaret lügati var Erdoğan’ın.
Ama hiçbiri son kullandığı “sürtük” kadar düzeyi düşük olmamıştı.
İlk başta her zaman olduğu gibi yine “prompter dışına çıktığı” sanılmıştı.
O sırada birden öfkelendiği için söylediğini sanmıştı birçok kişi.
Oysa o kelime ve daha az ilgi gören “çürük” kelimesi prompter’da vardı.
Yani kelime bilerek isteyerek seçilmişti.
Açıkçası bunu öğrenince aklıma ilk gelen “Kazık mı atıyorlar yoksa?” olmuştu.
Ancak Erdoğan iki gün sonra bu kez “sürtük” kelimesini ağzına almadan o cümleyi bilerek isteyerek kullandığını daha da sert sözlerle açıkladı.
Aynen şunu söyledi; “Biz Gezi olaylarında sergiledikleri tutuma yakışan teşhisi koyduk. Biz hep milletimizin diliyle konuştuk. Milletimiz bu vandalları nasıl tanımlıyorsa biz de öyle dedik. Onlara bu söz neye karşılık geliyor bilmiyoruz ama dediğimiz çok açık. Milletimiz Gezicileri nasıl tanımlıyorsa biz de aynı sıfatları kullanıyoruz. Elebaşlarını, vandalları, polisimize kurşun sıkan şehir eşkıyalarını, yağmacıları, ibadethanelerimizi bira kutularıyla kirletenleri, aziz milletimizin iradesine kast eden darbe heveslilerini bu millet nasıl tarif ediyorsa biz de aynı şekilde tarif ediyoruz. Vandala vandal, haine hain, çapulcuya çapulcu demekten geri durmayacağız.”
Erdoğan “sürtük” başta olmak üzere kullandığı kelimelerin millet tarafından kullanıldığını söylüyor.
O halde sormak isterim;
“Erdoğan’ın ‘millet’ dediği hangi millettir?”
Çünkü o “sürtük” kelimesi AKP’lilerin de aralarında bulunduğu Türkiye’nin ezici çoğunluğu tarafından hiç de benimsenmedi.
AKP’liler bile bu sözlerin dile getirilmesinden “hicap duyduklarını” söylediler.
O halde kimdir bu millet, Türkiye’de yaşayanların ezici bir çoğunluğunun karşı çıktığı bir üslubu seven, destekleyen ve kullanılmasından haz duyan?
Erdoğan adını anmadan “sürtük” sözlerini savunmakla da kalmadı, “millet” dediği kesimi sanıyorum biraz daha germek, biraz daha yüreklendirmek için başka bir cümle daha sarf etti.
“Bunları savunan zihniyetten hiçbir şey olmaz. Polis araçlarımız, camilerimiz yakıldı. Bu kendini bilmezler tarafından işgal edildi.”
Hangi cami yakıldı acaba?
Yakılan caminin görüntüleri ne zaman yayınlanacak?
Erdoğan neden ısrarla asla doğru olmayan şeyleri söylüyor böyle?
Bu soruların cevabını düşünmek bile istemiyorum.
BU YAZIYA ÖZEL NOTUM:
Her şeye rağmen ortada tuhaf bir durum var. Saray medyası ilk günden bu yana sürtük olayına girmedi. Bu belli ki talimatla yapılıyor. Galiba bu söz pişmanlık yarattı. Nitekim Erdoğan sözünü geri almamak için olsa gerek aynı gerginleştirici sözlerini tekrarlarken “sürtük” kelimesini ise bir daha hiç ağzına almadı.
KAFAMI BOZAN ŞEYLER
Rum, Ermeni, Yahudi olmak aşağılık bir şey mi?
Şu iktidar zihniyetinin lafa gelince “Her türlü ayırımı, ırk, din, dil, cinsiyet ayrımı reddediyoruz” diyen ama buna kendi çıkarı söz konusu olduğunda asla uymayan zihniyetinden artık gına geldi.
Bunun son örneklerinden birini yine bu konuda hayli sabıkası olan Ankara’nın azledilen eski belediye başkanı Melih Gökçek verdi.
Tele1 Genel Yayın Müdürü Merdan Yanardağ her akşam yayınlanan 18 Dakika programında “Bu millet sizin ağababanız olan Sultan Abdülhamit’e boğun eğmedi ki size boyun eğsin. Necip Fazıl Kısakürek’in uydurduğu yalan üzerine kurulu naylon kahramanlardan oluşan bir tarihiniz var. Bizim tarihimiz gerçek kahramanlardan oluşuyor ama” demişti cuma akşamı.
Melih Gökçek Yanardağ’ın bu sözlerini videolu olarak Twitter hesabında şu cümle ile paylaşmış; “Merdan Yanardağ tamam bizim atamız Sultan Abdulhamid Han… Benim tarihim gerçek kahramanlardan oluşuyor diyorsun… Abdulhamid Han’ı indirmeye bir Yahudi, bir Ermeni, bir Rum vardı… Sen hangilerinin torunusun? Yiğitçe açıkla bakalım…”
Ne yani, Yahudi, Ermeni, Rum olmak çok aşağılık bir şey mi?
Merdan Yanardağ esaslı bir cevap vermiş Gökçek’e ben kendisine sadece bir şey sormak istiyorum;
“Benim atam dediği Abdülhamit’in hükümetinde kaç tane Müslüman kaç tane aralarında Rum, Ermeni, Yahudi bulunan gayrimüslim bakan vardı?”
Sanıyorum Melih Gökçek bu sorunun cevabını araştırıp öğrenince yazdığı ırkçı faşist ve ayırımcı mesaj nedeniyle utanacaktır.
Tabii o duygu kaldıysa.
CANIMI SIKAN ŞEYLER
Amigoların öldürülmesi sadece bir tesadüf mü?
İzmir’de korkunç bir cinayet işlendi.
Karşıyaka Futbol Takımı Tribün Lideri Dobo Metin olarak tanınan Metin Arslan, kalaşnikoflu silahla saldırıya uğradı ve hayatını kaybetti.
Bu yazıyı yazdığım sırada saldırganlar henüz bulunmamıştı.
Bu cinayet üzerine aklıma ister istemez daha önce benzer yöntemlerle öldürülen iki tribün lideri daha takıldı.
Bu yılın 19 Nisan günü Kasımpaşa kulübünün tribün liderlerinden 48 yaşındaki Yüksel Ustahüseyin akşam saatlerinde eşi ve çocuklarıyla iftara gitmek için evden çıktığı sırada motosikletli bir kişinin silahlı saldırısına uğramıştı.
Ustahüseyin olay yerinde can vermişti.
Bundan iki yıl önce 23 kim 2020’de Galatasaray’ın UltrAslan grubunun lideri İkiz Gökhan olarak tanınan Gökhan Osman arkadaşlarıyla oturduğu bir kahvehanenin önünde, yine motosikletli bir saldırganın açtığı ateş sonucu can vermişti.
Her üç olay da tamamen şahsi nedenlerle işlenmiş cinayetler olabilir.
Ancak insan ister istemez “Bunlar siyasi anlamlı olabilir mi?” diye düşünmeden edemiyor.
Nedense artık…
En hayran olduğum karikatürcüyü kaybettik
Bana göre karikatürün yaşayan efsanesiydi.
Çizginin dehasıydı.
Ne yazık hiç tanışamadım.
Oysa çok istedim.
Bir kere bile sohbet etmek benim için gerçekten büyük mutluluk olacaktı.
Ama olmadı, olamadı işte.
Latif Demirci’yi kaybettik.
Henüz 61 yaşındaydı üstelik.
Benden biraz küçük olmakla birlikte aynı dönemlerde çalıştık medya dünyasında.
Gırgır’ın efsane olduğu dönemlerde yarattığı “Muhlis Bey”, “Mithat ve Mirsat”, “Arap Kadri” tiplemelerini unutmak mümkün olabilir mi?
Ya nirvanaya ulaştığı Hürriyet’teki birinci sayfa karikatürleri “Press Bey ve Media Hanım” tiplemesi.
Hayat acımasız işte.
Yakınlarda bir kalp ameliyatı geçirmiş.
Yalnız yaşadığı evinde dün düşüp hayatını kaybetmiş.
Güle güle hiç tanışamadığım güzel kardeşim.
Işıklar içinde geçsin öteki dünyadaki hayatın.
YOUTUBE GÜNLÜĞÜ
Bugünkü sohbetimde günlük siyasi gelişmeleri değerlendirirken CHP İstanbul İl Başkanı’nın neden bu kadar büyük korkuya kapıldığını da irdelemeye çalışıyorum
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları