loading
close
SON DAKİKALAR

Saldırganları 'önemsizleştirmeye' çalışıyorlar ama kimse yemez

Can Ataklı
Tarih: 06.02.2022
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Samsun’da Atatürk heykeline yapılan iğrenç saldırıyı tüm Türkiye lanetlerken AKP iktidarı olayı önemsizleştirmek için elinden geleni yapıyor. Emniyet, Samsun’da yakalanan iki şüpheliyi AKP’li olmadığını göstermek için “İçki ve uyuşturucu kullanan, çok sayıda sabıkası olan kriminal tipler” diyerek tanıttı.

BUNU YAZMAK GEREK

O heykelin öyküsü

Samsun’daki ünlü Atatürk heykeline iğrenç bir saldırı yapıldı.

Bu saldırın ardından duyarlı insanlar büyük tepki gösterdi.

Ülkenin dört bir yanında bu çirkin saldırı protesto edildi.

Peki bu heykel ne zaman yapıldı, kim yaptı, neden yaptı?

Şimdi gelin bu heykelin öyküsünü okuyalım;

Kurtuluş Savaşı başlatmak ve yeni Türkiye Devleti’nin kuruluşunun adımlarını atmak üzere ilk adımı Samsun’a çıkarak gerçekleştiren Atatürk, Samsunlulara büyük onur kazandırmıştı.

Atatürk’e olan sevgi ve minnet duygularını ifade etmek için; dünyanın en güzel heykellerinden birisini, Samsun’a ayak bastığı yere dikilmesi fikri dönemin Samsun Valisi Kâzım Paşa tarafından ortaya atılmıştı.

Samsun’un simgesi sayılan tunçtan Atatürk heykeli; Samsun halkının adına, daha önce Ankara Zafer Anıtı’nın inşası için açılan yarışmayı kazanan Avusturyalı heykeltıraş H. Kriphel’e 1927 yılında sipariş edildi. 1931 yılında Viyana’daki Vereinigte Metallwerke dökümhanesinde yaptırıldı.

Döküm aşamasından sonra temizlik ve rötuş işlemleri için dökümhanede birleştirilen anıt bu işlemlerin de tamamlanmasının ardından tekrar sökülerek her bir parça ayrı ayrı sandıklanmıştır.

Hamburg’dan Deutsche Levante-Linie kumpanyasının Nicea vapuru ile taşınan anıtın parçaları 15 Ekim 1931 tarihinde Samsun’a ulaşır.

Avusturyalı bir mühendisin de yardımıyla 29 Ekim 1931 tarihinde heykel daha önceden hazırlanan kaideye monte edilir.

Anıtın resmî açılış töreninin Birinci İnönü Muharebesi zaferinin yıl dönümü olan 10 Ocak 1932 tarihinde yapılması düşünülse de hazırlıkların tamamlanamaması nedeniyle 15 Ocak’ta büyük bir törenle açılışı yapılır.

Bandonun İstiklâl Marşı’nı çalmasının ardından öncelikle Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’in gönderdiği şu telgraf okunmuştur:

Salim Bey, Samsun Valisi

Muhterem Samsun halkının şahsıma karşı besledikleri asil duyguların kıymetli bir tezahürünü bildiren telgrafınızdan pek mütehassıs oldum. Teşekkür, muhabbet ve selamlarımın halka arzını rica ederim.”

Reis-i Cumhur Gazi Mustafa Kemal

İŞÇİLERLE HATIRA FOTOĞRAFI: 1932 yılında Viyana’da yapılan Samsun’daki  Atatürk heykeli Türkiye’ye kadar da hiçbir ücret alınmadan getirilmiştir. Fotoğrafta Viyana döküm atölyesinde bu muhteşem heykeli yapan Avusturyalı işçileri görüyorsunuz. İşçiler heykel Türkiye’ye gönderilmek üzere paketlenmek için sökülmeden önce bu hatıra fotoğrafını çektirmişler.

HEYKELİN ÖZELLİKLERİ

Heykeltıraş Aylin Tekiner, heykelin özelliklerini şöyle anlatmış;

4,75 metre yüksekliğindeki tunçtan yapılma atlı heykel tüm Atatürk heykelleri arasındaki en devingen ve iddialı heykellerden biridir.  Ritim ve denge yönünden de oldukça tatmin edici olan heykelde hareketlilik, gerilim ve devinim son derece dengelidir.

Heykelde Mustafa Kemal mareşal üniformasıyla şaha kalkmış bir at üzerinde savaşa komuta eder hâlde betimlenmiştir. Üst vücudu sol tarafa, yüzü ise sağ tarafa bakan Mustafa Kemal, sol eliyle atın dizginlerini tutarken sağ eliyle de kılıcının kabzasını kavramış kılıcı çekmek üzeredir ve kıyafeti de beden hareketini yansıtacak biçimde üzerine oturmuştur. Kılıcın boyu dönem subaylarının kullandığı kılıç olmayıp çok uzundur.

Yüz kompozisyonu ise gençlik yıllarını anımsatır şekilde çalışılmıştır. Heykel kaideye atın arka iki ayağı ve kuyruğu ile dayanmaktadır. Atın bu dengeli duruşu heykelin devingenliğini de güçlendirmektedir.

Şaha kalkmış olan atın hareketi ileri atılma hırsını, meydan okumayı ve kahramanlığı yansıtmakta; Mustafa Kemal’in atın dizginlerini tutmaya çalışması bağımsızlık için sabırsızlanan halkı soğukkanlılığa çağırmaya, dizginlere hakim oluşu da gücünü ve becerisini yansıtmaktadır.

Krippel de yaptığı açılış konuşmasında heykel kompozisyonunu “gururlu bir şekilde batıya ve çok uzaklara dikilen bakışları azim dolu gözleriyle, şahlanan atın üzerinde Gazi Mustafa Kemal dimdik bir şekilde oturuyor. Bu oturuşta korkusuzluk, kolun kılıca uzanışında ise Türklüğün gücü vardır” şeklinde açıklamıştır.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Saldırganları “önemsizleştirmeye” çalışıyorlar ama kimse yemez

Samsun’da Atatürk heykeline yapılan iğrenç saldırıyı tüm Türkiye lanetlerken AKP iktidarı olayı önemsizleştirmek için elinden geleni yapıyor.

Emniyet, Samsun’da yakalanan iki şüpheliyi AKP’li olmadığını göstermek için “İçki ve uyuşturucu kullanan, çok sayıda sabıkası olan kriminal tipler” diyerek tanıttı.

Samsun polisi tarafından yapılan açıklamada, şüphelilerden C.R.F.’nin hakaret, tehdit ve kasten yaralama suçlarından 4, B.F.’nin ise uyuşturucu kullanmaktan 11, uyuşturucu ticareti yapmaktan 2, kasten yaralamadan 9, taksirle yaralamadan 3, alkollü araç kullanmaktan 2, polise mukavemetten 1, suç uydurmadan 1, tehditten 1, kaybolmuş eşya üzerinde tasarruftan 1 ve narkotik suçlar kapsamında da 3 olmak üzere toplam 34 dosyasının mevcut olduğu bildirildi.

Böylelikle “Görüyorsunuz bu saldırıyı yapanın AKP’li veya dinci biri olmadığı meydanda” denmek isteniyor.

Tabii bunu aklı başında kimse yemez.

Dinci kesim eskiden bu tür suçları bizzat işlerdi, günümüzde “maşa kullanmanın” geçerli olduğunu bilmeyen mi kaldı?

KOMİK

Son günlerin en hoş ekran görüntülerinden biri

Bu görüntüyü sosyal medya hesaplarıma gelen bir mesajdan çektim. Tüm Avrupa ülkelerinin enflasyonunu toplandığında Türkiye’nin enflasyonu kadar olmuyor.

Bu görüntünün bir örneği bir ay önce ahaber’deki bir programda gösterilmişti. O zaman enflasyon rakamı yüzde 36 olarak görülüyordu.

Tabloda tüm ülkelerin enflasyonu vardı. En altta Türkiye.

Programa katılanlardan Cemil Barlas en alttaki rakamı tüm enflasyon rakamlarının toplamı sanarak “Böyle saçma şey olur mu, niye hepsini toplamışlar?” diye sormuştu.

Sunucunun “Cemil Bey, o hepsinin toplamı değil, Türkiye’deki enflasyon” deyince Barlas’ın suratı mosmor kesilmişti.

ÇOK GÜLDÜM

Bu pazar 3 fıkramız var

Hepinize güzel bir pazar günü diliyorum. İşte Yıldırım Tuna’nın gönderdiği 3 fıkra…

Haydi birlikle okuyalım;

Yas tutan eş

Aynı kasabada oturan kadınlar, hepsi de çok yakın arkadaşlar, her ay yaptıkları gibi piknik düzenlemişler, kiraladıkları otobüs piknik yerine giderken nehre yuvarlanmış ve maalesef hiç kurtulan olmamış..

Kasabadaki bütün beyler bir hafta boyunca yas tutmuşlar, ancak aralarından bir tanesi üç hafta olmuş ama gözyaşları bir türlü dinmemiş..

Kasabanın rahibi adamı teselli etmek için yanına gidip “Metin ol oğlum..” demiş “Tanrının eşini senden erken kaçırmasına ağlıyorsun değil mi?..

“Yok..” demiş adam hıçkırarak, “Eşimin erken kalkamayıp o otobüsü kaçırmasına ağlıyorum..!”

Madalyalı kız

Hayli yaşlı sporcu bir adam Kırmızı Fener Mahallesi’nde beğendiği bir kızın yanına gidip

“Senin gibi bir güzelle bir saat geçirmenin bedeli nedir?..” diye sormuş..

“100 dolar..” diye cevap vermiş kız,

“Param yok ama 1960 Roma Olimpiyatları’nda kazandığım iki tane altın madalyam var.. “ demiş yaşlı sporcu,

“Olur..” demiş kız, anlaşmışlar ve el ele uzaklaşmışlar..

Ertesi gün başka bir müşteri aynı kızın yanına sokulmuş,

“250 dolar..” demiş kız, “Oooo..! Ne be bu?.. ” demiş adam, “Bu konuda bilmediğim bir özelliğin mi var?..”

“Tabii ki..” diye cevap vermiş kız, “Kapı gibi iki tane Altın Olimpiyat Madalyam var aslanım..!”

Ne yapsan boş.

Evli çift, bahçeli evlerin önündeki sokakta yürürken, iri bir köpek çitleri aşıp deli gibi onlara doğru koşmaya başlamış.. İkisi de köpeğin kesin onlara saldıracağını hissetmişler, adam biricik aşkını ‘Onu ısırmasın da kendisini ısırsın’ diye can havliyle belinden tutup omuzlarının üzerinde halter tutar gibi havaya kaldırmış, bunu gören köpek şaşırıp duralamış, bir iki havlamış ve dönüp arkasını gitmiş..

Adam eşini hafifçe yere bırakmış, ondan teşekkür öpücüğü beklerken “Hayret” diye bağırmış kadın ağlayarak, “Yahu pes..! Köpeğe sopa, taş fırlatanı gördüm de, eşini tutup köpeğe fırlatmaya hazırlananını ilk defa gördüm.. Tanrım ne talihsizim ben..!”

Özet olarak hayatta hiç kimse bir erkeği, bazı eşler kadar yanlış anlayamaz..!”

NOT: Yıldırım Tuna bu hafta için 4 fıkra göndermiş. Fıkraların birini yarına sakladım. Bayılacaksınız.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları