Saray, yine çok yakındığı “dış güçlerin” yanında yer aldı
Can Ataklı; Bana göre ise savaş çıkma olasılığı az. Çünkü Putin çok usta bir hamle ile Ukrayna ile arasına sorun yaratan Donbas bölgesini kendine katıverdi, tıpkı Kırım gibi. Saray hükümeti de bu eyleme tepki vererek “Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne yönelik bu girişimi asla kabul etmiyoruz” açıklaması yaptı.
BUNU YAZMAK GEREK
Hazin bir Telekom öyküsü
Türk Telekom’u Lübnanlı bir zengine satmışlardı hatırlarsanız.
Sarayla çok yakın dostluğu olan bu kişi işi yüzüne gözüne bulaştırınca tekrar geri alınmış, önemli bir kısmı Hazine’ye ve Varlık Fonu’na devredilmiş gerisi de halka arz edilmişti.
Türk Telekom halk arasında “sabit telefon” olarak bilinen telefon sisteminin tek hakimi.
Mobil sistem telefon şirketlerinin alt yapısı da Türk Telekom tarafından sağlanıyor.
Yani bu alanda “tekel” aslında.
Böyle olunca da pek çok yerde “başına buyruk veya özensiz” davranabiliyor.
İşte bunlardan birini ayrıntılarıyla anlatacağım bugün sizlere.
İstanbul Erkek Lisesi’nden arkadaşlarımızın kurduğu WhatsApp grubu var.
Bizim bir alt bir üst dönemi kapsayan arkadaş grubundaki yazışmaları size aynen sunuyorum. (Burada size arkadaşlarımın sadece ön isimlerini sunacağım)
Artık Marmara Adası’nda yaşamaya başlayan Esengül 15 Şubat Salı günü şu mesajı paylaştı;
Evvelki gün internetimiz kesildi. Dün Telekom’un Marmara Adası’ndaki teknik ekibi baktı. Kamyon geçerken ana yol üzerindeki ana kabloyu koparmış. Ancak Bandırma’dan bir ekip bakabilirmiş. Böyle işler burada çok uzuyor. Bandırma’daki müdürün numarasını bulup aradım. Tek arıza için gelmediklerini, Ada’ya gelmeleri için birkaç yerde arızanın birikmesi gerektiğini söyledi. ‘Yanlış mı anladım?’ diye sözünü tekrarladım. ‘Evet’ dedi. Telekom’da daha üst pozisyonlarda bir tanıdığı olan var mı? Veya tavsiyede bulunmak isteyen? Şimdiden teşekkürler…
Önce Erbil’den cevap geldi; Pes vallahi Esengül. O zaman komşularınkini de mi koparmak lazım? Tavsiye olarak alma yine de.
Esengül cevapladı; Bence de suça teşvik eden bir uygulama… Ama sadece benimki değil, çok geniş bir alan kesik. Fakat çoğu yazlıkçı, burada yoklar. Diğer köyler için de kamyonlardan ricada bulunmak lazım belki…
Tayfun devreye girdi; Türk Telekom CEO’su Ümit Önal’ı Linkedin’de bul, yazılarına yorum olarak şikâyetini yaz hemen eriyorlar.
Ertesi gün yani 16 Şubat’ta Esengül tekrar yazdı; Arandım. Takip edip tekrar bilgi vereceklerini söylediler. Teşekkürler Tayfun.
Yunus memnuniyetini belirtti, sosyal medya yoluyla iletişim kuran ender CEO’lardan. Sonuç ne olursa olsun takdir edilecek bir davranış. Esen’cim sonuçtan bizi de haberdar et lütfen.
17 Şubat’ta Esengül tekrar yazdı; Yunus’cuğum internet arızam ile ilgili gelişmeleri yazmamı istemişti. Bugün Telekom’un Genel Müdürü Ümit Bey’e Linkedin’den tekrar yazdım. Bu sefer başka bir kişi beni aradı ve bilgi vereceğini söyledi. Yazdığım yazı aşağıda. Sevgiler.
Ümit Bey, iyi günler. 12.02.22 tarihinde Marmara Adası’nda internet ana kablosunun kopması ve 14.02.22 tarihinde Bandırma’dan ekiplerin ancak başka arızalar da oluştuktan sonra gelebileceğini öğrenmem üzerine size yazmıştım. Sizin ilginiz üzerine 16583 sicil numaralı Murat Bey’den iki kez nazik cevaplar aldım. İlginize teşekkür ediyorum. Ancak henüz sorun giderilmedi, dünya ile bağlantımız kesik. Adaya ulaşımın kolay olmadığını biliyorum, ama bu durumda Telekom “Marmara Adası’na internet hizmeti vermiyoruz” diyerek abonelik almayabilir. Henüz sorun giderilmediği için abonelikten çıkmak istedim. Telekom benden 799 TL cayma bedeli talep ediyor. Taahhütler tek taraflı mı? Üstelik bu ay da her ay olduğu gibi abonelik bedeli tahsil edilecek. Arızanın çok kısa bir süre içinde giderilmesini veya hiçbir bedel talep edilmeden abonelik sözleşmemin feshinin yapılmasını rica ediyorum. İyi çalışmalar dilerim. Saygılar… Dr. Esengül Taran Fleckenstein
Birkaç saat geçtikten sonra Esengül tekrar yazdı; Az önce Telekom’dan aynı kişi tekrar aradı. Ekiplere işin acilliğinin iletildiğini, geleceklerini söyledi. ‘Zaman veremem’ dedi. Ön ismini söyledi, soyadını söyleyemeyeceğini dile getirdi (benim sormam üzerine). Fakat sicil numarasını verdi. Bakalım nasıl gelişecek? Şöyle bir bilgi verdi. Cayma bedelini almamaları için Telekom’un 120 gün (4 ay) süreyle teknik hizmet verememiş olması gerekirmiş. Bu madde eskiden yokmuş. Çok şikâyet olunca böyle bir kolaylık (!) sağlamışlar.
Nurcan yeni bir fikir attı ortaya; Esengül’cüm CİMER’e de şikayet et. Onların yaptırım gücü daha etkili diyorlar.
Esengül hemen cevapladı; Geçen yaz biraz ötemizde aynı sorun oluşmuştu, bizi etkilememişti. Yine mermer taşıyan kamyon kazası… CİMER’den sonuç alamadılar. Tüketici Hakem Heyeti sayesinde çözülmüştü. Ama yine de CİMER’e de yazayım. Teşekkürler Nurdan’cığım…
Nurcan ısrarlı; O zaman Tüketici Hakem Heyeti’ne başvur. Emsal de varmış aynı durumda.
18 Şubat Cuma günü Esengül son durumu yazdı; Öncelikle Telekom’un sorunu çözmesi için birkaç gün daha bekleyeceğim. Ümitli değilim. Sonra sırası ile diğer adımları takip edeceğim ve Telekom ile ilişkimi de bitireceğim.
Araya hafta sonu girdi tabii.
22 Şubat Pazartesi günü Esengül yine yazdı; Az önce Telekom’dan arandım. Arızanın Mart sonunda giderileceği söyleniyordu, ben de itiraz ediyordum. Ekipler yarın kopuk kabloyu yapmaya geleceklermiş. Tayfun’un verdiği Ümit Önal isminin faydası oldu. İlgilenen tüm arkadaşlara çok teşekkür ederim.
Esengül ardından şu bilgileri paylaştı hepimizle; Ben de sevincimi siz can dostlarımla paylaşmak istedim. Konu sadece kendi internetim değildi. Ulaşım zorluklarından dolayı ada çok ihmal ediliyor. Bu arada öğrendim ki, adadaki internet alt yapısı Telekom’unmuş. Yani böyle bir arızada başka kuruma geçmek sorunu çözmüyormuş. Turkcell Superbox çözüm olabilir gibiydi. Bugün Telekom’dan güzel haber gelmeden önce Turkcell ile görüştüm. Adada bayisi yok, merkez ile görüştüm. Benim adresim bulunamadı. Bu da benim bölgemde sonuç alınamayacağı anlamını taşıyormuş maalesef. Bu durum da Telekom’un Ada’yı neden umursamadığını açıklıyor sanırım.
Adanın tek sorunu iletişim değil tabii ki. Buradaki öğretmenlerin çoğu doğuda da görev yapmış kişiler. ‘Oradaki şartlar buradan çok daha iyiydi’ diyorlar hepsi… Ada’ya gönül bağı olan kişiler olarak bizler de bu eşitsizliği gidermek için uğraşıyoruz. Ve ben bu uğraştan çok mutlu oluyorum.
Sonuç alındı mı, arıza giderildi mi?
Dün öğle üzeri nihayet bir ekip gelmiş. Çözmüşler.
Peki bunca sosyal medya baskısı, kimi tanıdık isimlerin araya girmesi olmasaydı ne olacaktı?
Belli ki birkaç ay kimse uğramayacaktı bile.
Bu yazışmaları yazmamın amacı şu; Bir taraftan “Yeni Türkiye, her şeyi biz yaptık, eskiden fırın mı vardı, arabayı da biz getirdik, bizden başka kimse düzgün hizmet veremez” diyeceksiniz, ama İstanbul, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Tekirdağ gibi en gelişmiş illerin tam orta noktasındaki bir Ada’ya hizmet götüremeyeceksiniz ve bir yığın bahanenin arkasına sığınacaksınız.
İşe bu olmuyor.
BAŞIMDAN GEÇENLER
Hızlı tren değil, ara sıra hızlanan tren
Birkaç gün yoktum biliyorsunuz, nedenini söyleyeyim.
Pandemi başlamadan hemen önce çok konuşulan “Doğu Ekspresi ile Kars’a gitmeyi” planlamıştık.
Hatta yer de ayrılmıştı, ama pandemi yasakları çıkınca bu hayal suya düşmüştü.
Bu yıl tren seferleri tekrar başlayınca, geçmişten kalan hakkımızı kullandık, ailecek Kars’a gittik.
Kars’ta çok güzel üç gün geçirdik.
Bunları hafta sonunda YouTube sohbetimde ayrıntıları ile anlatacağım.
Doğu Ekspresi Ankara’dan kalkıyor. Eskiden İstanbul’dan kalkardı.
1950’li yılların sonunda kim bilir kaç kere binmiştim Doğu Ekspresi’ne, annem babam o tarihlerde Erzincan Şeker Fabrikası’ndaydı, ki zaten kardeşim de orada doğdu.
Ankara’ya kadar “hızlı tren” denilen şeyle gittik.
Aslında hızlı mızlı değil, ara sıra hızlanan tren bu.
Bilecik’i geçinceye kadar banliyö treni bile geçebilir sizi şaşırmayın.
Bozöyük’ten sonra hızlanıyor, ara sıra sürati saatte 230 kilometreye çıkıyor o kadar.
Sonuçta “hızlı” zannettiğiniz bu şeyle Ankara’ya ancak 4.5- 5 saatte gidiyorsunuz.
Oysa toplam yol 400 kilometre.
Çok değil ortalama hızı 200 kilometrede tutturabilseler iki saatte Ankara’ya gidilir.
Şimdiki hali ile uçak süresi kadar zamanda gidiliyor Ankara’ya.
Tek avantajı Ankara’nın tam ortasında inebilmeniz.
4-5 yıl önce birkaç kere binmiştim hızlı trene, sanki bu kadar yavaş değildi.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Saray, yine çok yakındığı “dış güçlerin” yanında yer aldı
Rusya’nın Ukrayna’daki ayrılıkçıların kurduğu iki küçük devleti tanıması ve yardım amacıyla buraya asker sokması büyük bir savaşa yol açabilir mi?
Medyaya bakarsanız dünya çok endişeli ve her an çok kan dökülebilir.
Bana göre ise savaş çıkma olasılığı az.
Çünkü Putin çok usta bir hamle ile Ukrayna ile arasına sorun yaratan Donbas bölgesini kendine katıverdi, tıpkı Kırım gibi.
Saray hükümeti de bu eyleme tepki vererek “Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne yönelik bu girişimi asla kabul etmiyoruz” açıklaması yaptı.
İyi de aceleleri ne?
Türkiye zaten NATO ve müstakbel Avrupa Birliği üyesi olarak bu konuda taraf değil mi?
Yani hiç ağzını açmasa bile “Sen niye susuyorsun?” diyen olmaz.
Ama alelacele açıklama yaparak Amerika’ya ve AB’ye şirin gözükmek istediler yine belli ki.
Yani her zaman ya yazdığım gibi “dış güçler” edebiyatının masaldan ibaret olduğunu yine gösterdiler.
“Eyy Amerika, Eyyy Avrupa, Eyyy NATO” gibi efelenmelerin sadece kendi parti tabanını etkilemek için yapılan bir oyun olduğunu yine ortaya koydular.
Bu açıdan bakınca her seferinde bizleri haklı çıkardıkları için teşekkür etmek bile gerekebilir.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları