Can Ataklı; İktidar zihniyetinin oluşturduğu 'dinci' iklimden alabildiğine yararlanmak için kendini 'Şehyülislam' yerine koyan Diyanet, din istismarında ölçüyü kaçırmasına rağmen 'oy tabanını da kaybetmemek' için akıllara ziyan savunma yapmaya kalkışıyor.
Adam utanmadan “Bir babanın kızına sarılırken şehvete kapılması dine uygundur” diye fetva vermiş.
Aklı başında herkes “Böyle şey olur mu?” diye sorunca korkup bu fetvayı sitesinden çıkarmış.
Bununla da yetinmemiş “dini sorulara dini cevap” bölümünü tümden kaldırmış.
Ama yine de kuyruğu dik tutup üste çıkmaya çalışıyor.
Yaptığı savunma açıklaması bile yine skandal yine yalan.
İktidar zihniyetinin oluşturduğu “dinci” iklimden alabildiğine yararlanmak için kendini “Şehyülislam” yerine koyan Diyanet, din istismarında ölçüyü kaçırmasına rağmen “oy tabanını da kaybetmemek” için akıllara ziyan savunma yapmaya kalkışıyor.
Güya işin aslı şöyleymiş; Kurum içindeki biri, elektronik ortamda türlü hile ve desiselerle, çeşitli kelime oyunlarıyla, kendisini vatandaş yerine koyarak platforma soru sorup aldığı cevapları da tahrif ederek, bunu Başkanlığımızı itibarsızlaştırmanın bir yöntemi olarak kullanmaya kalkmış.
Nasıl yani?
Anladığımız şu; Diyanet’ten biri, siteye bir soru koymuş. Sonra da bunu kendi kafasına göre cevaplamış.
Belki tam da öyle değil, çünkü açıklamayı anlamak da zor; Diyanet “aldığı bilgiyi tahrif ederek” diyor.
Buradan da şu çıkıyor; Sabotajcı soru sormuş. Buna cevap yazılmış ve siteye konmuş. Peki, “tahrif” nasıl oluyor.
Galiba cevabın yorumlanmasını tahrif olarak niteliyorlar.
Hani daha akıllı davranıp “Hacklendik” deseler anlayacağım. “Bilgisayar korsanları sitemize girmişler, bu yazıyı koymuşlar, görür görmez kaldırdık bu saçmalığı” bile diyemiyorlar. Çünkü en azından akıllı olan biri “Böyle dersek bilgisayar uzmanları bunun doğru olmadığını anında söyler” diye önlemiştir.
Demek ki “hacklanme” yok.
Peki, bu Diyanet internet sitesine giriş çıkış böyle elini kolunu sallayarak olabiliyor mu?
Utanmazlık burada da bitmiyor.
Efendim, medya kuruluşları da bu tür sapkın, çarpık yorum ve değerlendirmelerin bütün bir topluma Başkanlığımızın görüşü olarak takdim etmişler, bunun da hiçbir ahlaki temelle ve duyarlılıkla ilişkilendirilmesi mümkün değilmiş.
İyi de medya ne yapacaktı yani? Yayın Diyanet internet sitesinde. Konu akıllara ziyan. “Dur bakalım belki bir yanlışlık vardır” diye bekleyecek miydi?
Diyanet böyle utanmazca kendini savunurken, asıl kalkan olarak Adalet Bakanı çıktı ortaya.
Ona göre ise herşey “Fethullah Gülen cemaatinin işi.”
Diyanet’e itibar suikastı yapılıyormuş.
Birkaç gün önce yazdığım bir yazıda “Din konusunun kendi iç çekişmeleriyle birlikte bu kadar ortalık yerde tartışılmasının tehlikeli sonuçlar verebileceği gibi inançların da sorgulanmasına yol açılacağını” belirtmiştim.
Diyanet “Gün bu gündür, sömürebildiğimiz kadar sömürelim, insanları iyice afyonlayalım” diye düşünürken tam tersi ile de karşılaşabilir.
--MERAK ETTİKLERİM—
Peki cevap aslında doğru mu?
Diyanet İşleri’nin Mercedessever başkanına bir soru sormak istiyorum.
“Babanın kendi öz kızını öperken şehvet duyması durumunda nikâhının ne olacağı” konusunda sorulan bir soruya verilen cevabı internet sitenizden kaldırdınız.
Bu sorunun ve cevabın bir sabotaj olduğunu da söylediniz.
Sizin dairenizden sorumlu bakan yerine Adalet Bakanı bu sabotajı yapanın cemaatçi olduğunu açıkladı.
Buraya kadar tamam. Utanma sıkılma olmadığında bunları normal karşılıyoruz artık.
Peki, soruya verilen cevap doğru mu?
Bu garip soruya verilen cevapta İslam dünyasında önemli yerleri olan İbn Rüşd, Bidayetü’l-Müctehid, Mısır 1975, II, 33; İbn Kudame, el-Muğni, VII, 486; İbn Cüzey, el-Kavaninü’l-Fıkhiyye isimleri geçiyor.
Cevap bunlara dayandırılarak veriliyor. Bununla yetinilmiyor, “bazı mezhepler” denildikten sonra özellikle Türkiye’deki yaşayan Müslümanların ezici çoğunluğunun bağlı olduğu “Hanefi” mezhebi de kaynak gösteriliyor.
Sorum şu; Günümüz koşullarında korkup bu cevabı ortadan kaldırmış olsanız bile, verilen cevap aslında doğru mu? Gösterilen kaynaklar gerçekten bir babanın kızına şehvetle sarılması konusunda görüş bildirmişler mi?
---KAFAMI BOZAN ŞEYLER—
Bunlar için cinsellik hep erkeklerle ilgili
Diyanet sitesindeki skandal soru-cevap zihnimde çok önemli bir konuyu uyandırdı.
Dinci kesimin bugüne kadar “cinsellikle” ilgili pek çok görüş ve fetvasına maruz kaldık.
Bunların hepsinin ortak yanı “cinselliğin hep erkeklerle ilgili” olması.
Bütün sorular erkeklerin cinselliği üzerine.
Kadın daima edilgen.
Kadının cinselliği ahlaksızlık olarak görülürken, erkeğin cinselliği ile ilgili her defasında dine uygun bir çözüm bulunuyor.
Örneğin “Bir babanın kızına sarılmasında şehvet duyması” konusu sorulurken nedense “bir annenin oğluna sarılması sırasında aynı hissi yaşayıp yaşamayacağı” merak bile edilmiyor.
Çünkü erkek yaparsa “dinen bir kılıf” bulunuyor, kadın için ihtiyaç yok çünkü o zaten bu durumda “şey” oluyor.
--DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER—
Genelkurmay da haklı, yeniden Silivri yolları açılsın istemiyor
Genelkurmay Hasan Karakaya için açtığı taziye telefonunda “Dik duran bir gazeteciydi” dedi mi demedi mi?
Artık bunun önemi kalmadı da, asıl soru “Genelkurmay neden dik duramıyor?” artık.
Sizin de dikkatinizi çekiyor mu bilmiyorum, onca tartışmaya rağmen Genelkurmay bir açıklama yapmaktan kaçınıyor.
Bunun yerine tanıdığı bazı gazetecileri arayarak “durum düzeltmesi” yapmaya çalışıyor.
“Biz dik duruyordu demedik” diyorlar.
Başka gazeteciler ve isimler için de taziye telefonları açıldığını mesajları yayınladıklarını söylüyorlar.
İyi de Hasan Karakaya’nın ölümü Genelkurmay’ı neden ilgilendirir ki?
“Başkaları için de yapılmış.”
İyi de Genelkurmay’ın hiç mi ilkesi kalmadı?
Peki, Genelkurmay’ı kamuoyuna yönelik “genel” bir açıklama yapmaktan alıkoyan ne?
Anladığım korku ve endişe.
Bugünkü iktidar askeri o kadar örseledi, yıprattı, küçük düşürdü ki, benzer bir dalganın gelmesinden çok korkuyorlar belli ki.
Silivri yollarını kimse unutmamış demek ki.
İktidar “Hasan Karakaya’ya nezaketsizlik etti diye” yeni bir Balyoz, Ergenekon davası açsa kim ne yapabilecek?
--ÖFKELİ ADAM—
Terör lanetlenirken böyle fitne sokulmaz
Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu son terör olaylarını lanetlemiş.
Elbette lanetleyecek.
Bu hem onların hakkı hem de terör zaten her fırsatta lanetlenmesi gereken bir insanlık suçu.
Ancak bu yapılırken bir başka insanlık suçu olan “fitne, fesat, nefret” suçu da işlenmemeli.
Bu konfederasyonun başkanı açıklamasında diyor ki; “Sur’da dinsiz, imansız, ateistlerle, imana bağlı anaların evlatları karşı karşıya. Haçlı seferine karşı hilalin direnişi bu.”
Neresinden düzeltsek.
Eğer Sur’daki teröristler dinsiz, imansız, ateist ise nasıl oluyor da yine kitaplı bir din olan hrıstiyanlarla eş tutuluyor?
Geçelim bunu, terörün dini imanı olur mu?
Ama burada amaç terörü lanetlemek değil, Kürt halkının bir bölümünü “dinsiz, imansız, ateist” göstererek halkı da birbiriyle çatışmaya sürüklemek.
Bu biganeler Kürt halkının içine fitne sokarak “Kürtler arası bir iç savaş” çıkarma peşinde belli ki.
--TWİTTER TROLLERİ—
Diyanet’in skandal cevabı bile trolleri durduramıyor
“Babanın kendi öz kızını öperken şehvet duyması durumunda nikâhının ne olacağı” sorusuna verilen skandal cevabı eleştirmek “iktidarın paralı trollerinin” saldırısına uğramanıza neden olabiliyor.
Çünkü bunların zihni o kadar bulanık, gözlerinde de at gözlüğü var ki, neyin ne olduğuna bakmadan “Bizden biri mi eleştiriliyor, o halde saldırın” şiarına sarılmaktan başka ellerinden bir şey gelmiyor.
Aslında bunların hepsi ipe sapa gelmez şeyler. Buna karşı, zihniyeti görmeniz için zaman zaman bu tür abuk saldırıları sizlerle paylaşıyorum.
Aşağıdaki twitler, dünkü yazıma değil sadece “Diyanet fetvası ile ilgili yazımı yarın Korkusuz’da mutlaka okuyun” twitime gönderilenlerden sadece bazıları.
• Sen kimin iti olduğunu adam gibi yazsana yavşak! Diyanet mevzusu senin kemalist egona zarar verir! Git ihanet seneryosu yaz.!
• Din düşmanı Ermeni artıkları! Ülke elinizdeyken yediğiniz haltları bu millet unuttu mu sandınız! Geberin havlayarak..!
• Dinsizi, din düşmanı, ataist köpeği, komünist hain şerefsizi de aynı! Lan sen kim din ve diyanete çakmak kim.!
• Diyanetin cevaben açıklamasını bilerek es geçeceksiniz. Algıya devam
• Diyanetin bu haberden sonra yaptığı açıklamayı da yazının sonuna eklemeyi ihmal etmezseniz dürüst davranmış olursunuz.
• diyanet fetvası müslümanları ilgilendiriyor sen üzerine alınma kafirler bundan dolayı sorumlu tutulmayacak
Can Ataklı - Korkusuz