Can Ataklı; Kılıçdaroğlu kandırılmış mı?
Bİ SORALIM BAKALIM
Başta Erdoğan olmak üzere sarayın adamları ve medyası günlerdir Kılıçdaroğlu’nun “uzay üssü” projesini dile doladı.
Hatırlayalım önce.
Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu geçen hafta yaptığı bir gece konuşmasında Türkiye’de ciddi bir uzay bilimleri çalışması yapacağını, bunun için Atatürk Havalimanı’nı uzay üssü projesi merkezi yapacağını söyledi.
Bunu nasıl yapacağını da anlattı Kılıçdaroğlu.
Söylediğine göre ABD’de Elon Musk’tan sonra gelen Sierra Nevada Coproration’la görüşmüş. Bu şirket en büyük yatırımını Türkiye’de yapacakmış.
İşte bu açıklamadan sonra Erdoğan ve çevresi ayağa kalktı.
Atatürk Havalimanı, ABD’ye peşkeş çekiliyordu.
Türkiye’nin gururu damat beyin işleri engellenecek ve milli silah sanayimiz ABD’lilere verilecekti.
Kılıçdaroğlu yerli ve milli silah sanayimizi ABD’lilere teslim edecekti.
Ancak işin garip yanı şu: ABD’li ve ABD şirketi denilen Sierra Nevada Corporation, bütünüyle iki Türk’e ait.
Eren ve Fatih Özmen çifti, yıllar önce başladıkları yatırımlarla ABD’nin en büyük teknoloji firmalarından birini yaratmışlardı.
Bu şirket ABD savunma sanayinin de bel kemiği niteliğine kavuşmuştu.
İşte ABD’de çok başarılı olan bu Türk çift, Kılıçdaroğlu’nun girişimleriyle en büyük yatırımlarını Türkiye’de yapmaya hazırlanıyorlar.
ABD’liler ve ABD şirketi diye çarpıtılmaya çalışılan konu bu.
Ancak menfaate alışmış iktidar ve çevresi elbette bu durumdan rahatsız olacaklardır.
Damat üzerinden sürdürülen “yerli ve milli silah sanayi” laflarının bir aldatmaca olduğu ortaya çıkacak, korku bu.
Baktılar ABD şirketi ve ABD’li lafları pek ilgi görmüyor bu kez başka bir tezvirat başladı.
Bu Türkler, ABD’de CIA ile çalışıyorlarmış, Savunma Bakanlığı’ndan iş kapabilmek için lobi şirketi tutmuşlar, ABD devletinin başka ülkelerdeki operasyonlarına lojistik destek sağlamışlar.
Sanki Türkiye’de başka türlü oluyor.
Bayraktar isimli şirketin sahibi Erdoğan’ın damadı olmasa bu kadar büyür müydü?
Üstelik Türkiye’de bir lobi şirketi tutmaya da gerek yok, bu işi bizzat kayınpeder üstleniyor zaten.
Başta Türk ordusu olmak üzere dış ülkelere yapılan bütün satış görüşmelerini bizzat kayınpeder yapıyor hatta imzaları da kendisi atıyor.
Bu koşullarında silah işi kime verilse zaten çok başarılı olur.
Bir ayrıntı daha var.
Sierra Nevada Şirketi, ABD devleti ile iyi ilişkiler içinde olabilir, ama ABD’de hiçbir devlet operasyonunda özel şirket temsilcileri görev almazlar.
Bizde ise damat bey yanına Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ı da alarak askeri operasyonlarda kendi ürettiği SİHA’ları yönetiyor, ordunun komutanları adeta bu kişinin emrindeymiş gibi davranıyorlar.
Dünyanın hiçbir ülkesinde operasyon komuta merkezleri özel bir şirketin bünyesinde olmaz.
Ama Bayraktar SİHA’larının katıldığı pek çok operasyon bizzat damadın şirketinin içinde kurduğu yönetim merkezinden yapıldı.
Türk karı-kocanın ABD silahlı kuvvetlerine teknolojik hizmet vermesini dile dolayanlar, Türkiye’de bir özel şirketin sanki askeri kurmaylarmış gibi operasyonlarda görev almasını görmezden gelemezler.
İRONİ
HDP’nin eski genel başkanlarından Selahattin Demirtaş’ın neden hapiste olduğunu bilen yok.
Erdoğan’ın talimatıyla bir gece tutuklandı, tutuklanış o tutuklanış.
Demirtaş yıllardır hapisten çıkamıyor.
Hakkında bir mahkumiyet kararı yok ama icat edilen bir suçlama ile devam eden mahkemesi olduğu için hala tutuklu.
Ama şimdi Demirtaş için bir umut ışığı yandı.
Çünkü Erdoğan, Demirtaş’ın tutukluluğu ile ilgili konuştu.
Aynen şunu söyledi;
“Biz bu görevde olduğumuz sürece ne Selo çıkabilir ne o evlat katili çıkabilir. Çıkamaz, cezasını çekecek.”
İşte umut ışığı dediğim bu.
Erdoğan ne zaman “Ben bu görevde olduğum sürece” diye söze başladıysa bir süre sonra hep tersini yaptı.
“Bu fakir görevde olduğu sürece o rahip Brunson hapisten çıkamaz” dedi, ABD’nin o dönemki Başkanı Trump telefon etti, “Akıllı ol” dedi; rahip Brunson kısa bir süre sonra serbest bırakıldı ve anında gelen özel bir uçakla ABD’ye gitti.
“Bu can bu bedende oldukça, Deniz Yücel isimli gazeteci hapisten çıkamaz” dedi, Merkel telefon etti “Ver kardeşim o adamı, benim vatandaşım o” dedi, Deniz Yücel kısa süre sonra serbest bırakıldı ve anında gelen özel uçakla Almanya’ya gitti.
Şimdi Erdoğan, “Ben görevde oldukça” diyerek Demirtaş’ın hapisten asla çıkamayacağını söylüyor, Bakalım bu sefer kim telefon edecek?
OKURDAN MESAJ
2021 yılının 22 Aralık tarihinde aralık tarihinde dolar fiyatı bir anda 18 lirayı görmüştü.
O gece Erdoğan ekrana çıktı ve yeni bir ekonomik program açıklayacağını söyledi.
Dolar bir anda 12 liraya düştü her nasılsa.
Sonraki günlerde yine yükselmeye başladı.
Bu yükselişi durdurmak için “dahiyane bir fikir” bulundu.
Kur Korumalı Mevduat adı altında milletten dövizlerini bozdurması ve TL hesabı açmaları istendi.
Buna göre hem yüksek faiz verilecekti hem de dönem sonu yatırılan döviz miktarı aynen geri verilecekti.
Pek çok kişi bundan yararlanmak istedi.
Peki sonuç.
Çoğu için hüsran oldu.
İşte başına geleni anlatan bir okurumun yazdıkları;
Ben Almanya da yaşıyorum. 6 ay önce 70 bin Euro’mu Kur Korumalı Döviz yuvarlak hesabına yatırdım.
Vade sonunda bana 116 bin TL faiz getirisi vereceklerini taahhüt etmişlerdi, ayrıca dövizimi de aynen geri alacaktım.
Sonuçta faiz getirisi olarak 116 bin TL hesabıma geçildi. Ancak Euro olarak almam gereken paradan bu 116 bin lirayı kesmişler.
Bu durumda yatırdığım 70 bin Euro yerine yaklaşık 5 bin Euro eksik para verdiler.
Bu bir tür dolandırıcılık değil mi?
Verdikleri sözü niye tutmuyorlar.
Bunu nereye şikâyet edeceğim şimdi?
Bu durumda Avrupa’da oturan biri, dövizini niye Türkiye’ye getirsin?
ŞAKA GİBİ
Hürriyet gazetesinin Ankara temsilcisi ve Erdoğan’ın büyük destekçisi Hande Fırat, devletten arazi tahsisi alarak tarım işine soyunmuş.
Olay yeni değil, üzerinden biraz zaman geçmiş.
Ama yeni öğrenilmiş.
Hande Fırat ise bunun anormal bir durum olmadığını belirterek “Benim paraya ihtiyacım yok, emeklilik projem olarak arazi aldım, Bil Gates de tarıma ilgi duyuyor” demiş. Elbette herkes emeklilik günleri için hayaller kurar, projelerin üretir bunda şaşırtıcı bir durum yok.
Ama benim kafam Bil Gates’e takıldı.
Bill Gates’in tarımla ilgilenmesi ile Hande Fırat’ın tarım sektöründe yatırım yapması arasında ne gibi bir bağlantı var?
Üstelik Bill Gates eğer tarımla ilgileniyorsa bunu kendi parasıyla yapıyor.
Hande Fırat ise tarım sektörünün temeli olan araziyi büyük hizmetler verdiği iktidarın başının himmetiyle elde ediyor.
Yeni Türkiye’de normal görünüyor bunlar.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Anketlere çok itibar etmediğimi ama bakmadan da edemediğimi biliyorsunuz.
Bana öyle geliyor ki, şu ana kadar yapılan bütün anketler yanılacak.
Erdoğan ile Kılıçdaroğlu başa baş gösterenler yanılacak.
Çünkü sokakta durum anketlerin söylediğinden çok farklı.
Bunu sanıyorum Erdoğan da çok iyi biliyor.
Sarayın emriyle iş yapan bilindik bir iki anket şirketi Erdoğan’ı “kıl payı” ile olsa da ilk turda kazanmış göstermeye çalışıyor.
Ama şunu çok iyi biliyorum ki, Erdoğan kimsenin bilmediği ve asla açıklanmayan kamuoyu araştırmaları yaptırıyor.
İşte bu anketlerde gerçek görünüyor.
Erdoğan kazanamayacağını biliyor.
Farkında olmadan bunu dile de getiriyor.
Bakın önceki gün yaptığı konuşmada “Farklı tablolardan” söz ederek ne dedi;
“Bir de şu var, yapılan anketler. Fakat bu dönem anketlerini çok karmaşık bir tabloda yapıyoruz. Deprem felaketi aslında anket tekniğini ortadan kaldırdı. Buna rağmen anketörler bir şeyler yapıyorlar. Bunlara da baktığımız zaman yine hamdolsun kamuoyu ölçmek için değil, kamuoyu oluşturmak için şu anda yapılıyor. Fakat lehte bir havayı anketlerde de görüyoruz. Gerek cumhurbaşkanlığında gerek Cumhur İttifakı olarak güzel bir tablo şu anda önümüzde. Saha şu anda, diğerlerinde böyle bir saha yok. Şu anda Cumhurbaşkanımızın oyu yüzde 51 ve üzeri görünüyor.”
Önceki seçimleri hatırlayın.
Erdoğan hiç bu kadar çekingen konuşur muydu?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
