Tuvalet deyip geçmeyin
Can Ataklı: Günümüzden yaklaşık 4.000 yıl önce, Anadolu’da ilk merkezi iktidarı kuran Hitit Dönemi saraylarının banyo bölümlerinde, ortada bir delik ve tuvalet taşının oturtulduğu dört kaideden oluşan, oturaklı tuvaletler kullanılırdı.
İRONİ
Geçen hafta Macron’un kendisiyle görüştük. Baktım garip garip şeyler söylüyor. Garip garip şeyler söyleyince de frekansı da yüksek oldu ama söylemek zorunda kaldım. “Getir” dedim “şu Airbus sözleşmesini.” Getirdi. Sonra gönderdi Airbus’un yönetim kurulu başkanını. Oturdu karşıma paşa paşa 25 uçak sözleşmesini imzaladı.
HOŞUMA GİDEN ŞEYLER
Tuvalet deyip geçmeyin
Eski bakanlardan Gürcan Dağdaş AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın “Eskiden bir milyon lira olan tuvalet parasını altı sıfır atarak bir liraya düşürdük” açıklamasından sonra yazdığı bir yazıyı bana da göndermiş.
Bu yazıyı ben de sizlerle paylaşmak istedim.
Hem tebessüm ederek hem de acı acı düşünerek okuyacağınızı sanıyorum;
Sayın Cumhurbaşkanı; ekonomide yaptıkları hamlelerin devrim niteliğinde olduğunu, paradan altı sıfırın atılmasının buna bir örnek teşkil ettiğini ifade ederken, meramını bir örnek üzerinden açıkladı:
“Daha evvel tuvalette rahatlamak için bir milyon Türk Lirası ödüyordunuz, paradan altı sıfır atınca, Bir Türk Lirası’na rahatlar hale geldiniz.”
Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerini duyduğumda, aklıma bir hikayecik geliverdi…
Devrin birinde bir ülkenin padişahı, vezirlerini toplamış ve onlara ahalinin durumunu sormuş.
Vezirler hep bir ağızdan ahalinin yoksulluktan çok şikayetçi olduğunu ve mutsuz olduklarını söylemiş.
Padişah vezirlerin “halk mutsuz” sözü üzerine sinirlenmiş ve hiddetle sormuş: “Size göre mutluluk nedir?”
Vezirler birbirinin gözüne bakmış ve suskun kalmışlar.
Bunun üzerine padişah hiddetle kükremiş; “Niye sessizsiniz, niye cevap vermiyorsunuz?”
Baş vezir öne çıkarak: “Padişahım sizin sorunuza bizim vereceğimiz cevaplar yetersiz kalır diye endişeliyiz, o yüzden suskunuz, ancak tanıdığımız bir arif kişi var, müsaade ederseniz onu getirelim, sorunuzun cevabını ondan alalım” der.
Padişah kabul eder,
Arif kişi padişahın huzuruna çıkarılır, padişah sorusunu yineler; “Mutluluk nedir?”
Arif kişi: Padişahım iştahlı bir şekilde yemek yiyebiliyor musunuz?
Padişah: Evet
Arif kişi: Padişahım yediklerinizi tuvalette rahat çıkarabiliyor musunuz?
Padişah: Evet
Arif kişi: Padişahım bu iki işi yapmak dünyanın en büyük mutluluğudur, bundan gayri mutluluk yoktur.
Padişah: İşte aradığım cevap budur.
Padişah Arif kişiyi bir kese altınla ödüllendirmiş.
Sonrada vezirlerine dönmüş ve demiş ki;“Halk az veya çok karnını doyuruyor mu, ihtiyaç hasıl olduğunda tuvalet bulup boşalıyor mu? Daha ne istiyor bu halk, onlara mutlu edecek iki imkanı verdim ya, gözlerine dizlerine dursun.”
Kıssadan hisse; Sayın Cumhurbaşkanı tuvalet örneği üzerinden bize; “Gözünüze dizinize dursun, daha ne yapayım” demek istiyor!
Hatırlatıcı bir not:
Günümüzden yaklaşık 4.000 yıl önce, Anadolu’da ilk merkezi iktidarı kuran Hitit Dönemi saraylarının banyo bölümlerinde, ortada bir delik ve tuvalet taşının oturtulduğu dört kaideden oluşan, oturaklı tuvaletler kullanılırdı.
ÇOK GÜLDÜM
Pazar fıkraları
Bugün Yıldırım Tuna’nın sizler için gönderdiği pazarın neşesi fıkralarını beğeninize sunuyorum…
Porno Resimler ve Ahlak Masası
Porno dergi yapımcısını “Ahlak Masası” polisleri sorguya almış, “Yanılıyorsunuz efendim..” demiş adam “Bu resimlere ahlak dışı denemez!”
Aralarından bir resim seçip yapımcıya uzatan polis “Şu” demiş, “Şu fotoğrafın ahlak dışı olduğunu düşünmüyor musunuz?”
Adam “Bu mu?..” demiş fotoğrafı eline alarak “Memur bey bu kadar tutucu olmayın lütfen. Hayatta aynı anda aynı kadını seven 5 kişiye birden hiç rastlamadınız mı?”
Kürk’e Protesto
Kürk mantolu bir kadın yolda yürürken hayvanseverler gurubunun yumurtalı protestosu ile karşılaşınca “Dünyada kürkü için kaç hayvanın öldürüldüğü önemli tabii..” demiş ağlayarak, “Ama siz de benim bu kürk mantoyu satın almak için kaç hayvanla yatmak zorunda kaldığımı bir bilseniz!”
Yaz geliyor.. Otel reklam sloganlarındaki gizli anlamlar:
Size eski yıllarınızı hatırlatacağız – Odada tuvalet ve banyo yok
Tropik bir ortamda – Sürekli dinmeyen yağmurlu bir bölgede
Ekstra ödeme yapmayacaksınız – Otelde zaten ekstra alınabilecek bir şey bulamazsınız
Makul fiyatlarımızla – Acayip geçiriyoruz
Standart Oda – Standart Altı bir oda.
De Luks Oda – Standart Oda
Superior Oda – Fazladan bir duş başlığı var
Şirin mi şirin odalar– Küçük mü küçük odalar
Küçük sürprizlere hazırlıklı olun – 2. Duş başlığı
Aydınlık ve Havadar odalar – Klima yok
24 saat büfe hizmeti – Katta bedava buz makinesi
Concierge hizmeti veriyoruz – Tam girişe üzerinde turist broşürleri yığılı bir masa koyuyoruz
Kontinental Kahvaltı – Küçük küçük bölünüp sepetin içine doldurulmuş üzeri buruşuk peçeteyle örtülü simit parçaları
Keyfinize göre hareket etme serbestliği – Seyahat programı falan yok..
İnanılmaz bir konumda – Şehirden hayli uzak
Gizli bir inziva ortamında – Oteli tek başınıza bulmanız imkansız
BUNU YAZMAK GEREK
Küçük bir ameliyat
Cumartesi günü yani dün bu köşede yazım yayınlanmadı.
Editör arkadaşlarım “rahatsızlığı nedeniyle” açıklamasını koymuşlar köşeme.
Özellikle Halk TV’deki programlarımı izleyenler bir süredir fark etmişlerdi. Burnumun tıkalı olması nedeniyle konuşmakta güçlük çektiğim anlar oluyordu.
Doktorum Dilaver Özturan “Burnun çok ciddi tıkalı. Ancak küçük bir ameliyatla açılır” dedi. Aslında sadece 10 dakika sürecek bir ameliyatmış. Ancak burun açılınca sinüslerin de çok ciddi biçimde poliple dolduğu anlaşıldı.
Özturan“Onları da boşalttık. Aslına bakarsan beş ameliyat geçirmiş oldun” dedi.
Benim hesabıma göre 10 dakika ameliyat olacağım, bir saat sonra uyanacağım, sonra da yazıları bitirip gazeteye göndereceğim.
Hesap tutmadı hem ameliyat hem de genel anestezinin etkisinden çıkmak daha uzun sürdü. Yazıları zamanında yetiştirme şansını kaybettim.
Gazetedeki açıklamayı gördükten sonra geçmiş olsun mesajları gönderen herkese en içten teşekkürlerimi sunarım.
Bu arada başta Kulak Burun Boğaz hastalıkları ve baş boyun cerrahisi uzmanı Prof. Dr. Dilaver Özturan’a ve Acıbadem Fulya Hastanesi çalışanlarına da teşekkürü borç bilirim.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Yanlış mı bunlar?
BITCOIN:
Dünyanın en büyük bankası ama nakdi yok.
UBER:
Dünyanın en büyük taksi şirketi ama arabası yok.
FACEBOOK:
Dünyanın en popüler medya kuruluşu ama içerik üretmiyor.
ALIBABA:
Dünyanın en değerli perakende zinciri ama envanteri yok.
AIRBNB:
En büyük otel zinciri ama mülkü yok.
ÇİFTLİK BANK
İçinde sığır yok ama dışında çok
KOMİK
Haydi buyrun duvar yazılarına
Mizah yazarı İbrahim Ormancı’nın bu hafta gönderdiği aforizmalardan bir demet sunuyorum
Ayinesi iştir kişinin. Sosyal medyadan saydırmasına bakılmaz !..
* * *
Bir baltaya bile sap olmayacak insanlar, balta üreten fabrikaya patron oluyorlar şimdi !..
* * *
Geçmişte cemaatin sözcüsü olarak lanse edilen kişilerin bugün Fetö’cü avcılığına çıkmasına, onu bunu FETÖ’cülükle suçlamasına biz ALIK HAFIZASI diyoruz. Yersen.
* * *
Dün gece hiç tanımadığı bir erkeğe sırf birisine benziyor diye usulca sokulup merhaba diyen kadın erkek seni evine davet edince neden birden atar yaptın ki?
* * *
Kızı gönlüne bırakırsan, ya davulcuya ya da zurnacıya varırmış. Ama evde kalıp turşusunu kurmaktan daha iyidir her halükarda.
* * *
Mazot fiyatları yüzünden traktörünü çalıştıramayan çiftçi kara sabana geri dönmüş. Demir ağları kim takar? Kara sabanlarla donatıyoruz artık anayurdu dört baştan.
* * *
“Dönüşüm muhteşem olacak” deyip duran arkadaşıma “Züğürt tesellisi dedikleri şey tam da bu olsa gerek” deyivermişim.
* * *
Dağlarına mangal havası gelmiş memleketimin.
* * *
Biz sıfırı tüketen gariban vatandaşlar, paradan altı sıfır atılmasıyla ne kadar övünsek azdır.
* * *
Diyojen elindeki fenerle insan arıyormuş ya. Ben de bu gidişle elime bir fener alıp insaf aramaya çıkacağım.
* * *
Savaşma… Türkiye’ye mülteci olarak git. Bedavadan yaşarsın en azından.
* * *
Mantığın bittiği yerde sosyal medya başlıyor artık.
* * *
Evlilik aşkı öldürüyor mu bilemem ama bazı erkekler evlendikten sonra karısını öldürüyor !…
* * *
Felekten bir gece çaldım. Finalı hesabı ödeyemediğimden sabaha kadar bulaşık yıkayarak yaptım.
* * *
Aşk bazen yağan yağmurda beraber ıslanabilmektir. Ama yanında şemsiye olduğu halde açmayı unutman ise tamamen senin salaklığındadır.
* * *
Ey Türk Gençliği ….Birinci vazifen her yere CV bırakıp iş aramandır.
* * *
Tekerlek kırılınca yetkili servisi arayan çok olurmuş.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları