Zonguldak’ta parti kapatmaya bile yol açabilecek skandal
Can Ataklı; Bu başkan görevde olduğu sırada bölgede haşhaş ekimi yapmak isteyen Alman şirketi BOHAK’tan 5 bin Euro bağış almış. Ancak bu bağış makbuzunun sahte olduğu ve parayı Çağlayan’ın kendisine aldığı anlaşılmış. Çağlayan bunun üzerine parayı hemen parti hesabına geçirmiş.
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Gaye Erkan Amerika’ya neden gitmedi?
Erdoğan’ın Amerika gezisi elbette sadece Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ile sınırlı değil.
AKP genel başkanı bu fırsattan yararlanarak New York’ta çeşitli görüşmeler yapıyor, konferanslara katılıyor, Amerika ve dünya medyasına demeçler veriyor.
Bu nedenle yanında büyük bir heyet var.
Heyette dış politika ile ilgili kurmayları olduğu gibi özellikle enerji ve ekonomi konusundaki yetkililer de var.
Ancak ekonomi konusunda çok önemli görüşmelerin yapılmasına rağmen bu heyette çok önemli bir isim yok.
O da Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan.
O neden bu geziye katılmadı?
Oysa Türkiye’nin bu yeni ve parlak yüzü Amerika’daki ekonomik temaslarda çok sükse yapabilirdi.
Hürriyet gazetesinin iddiasına göre Gaye Erkan’ın geziye katılmamasının nedeni “sessiz dönem” olmasıymış.
Nedir bu “sessiz dönem” diye baktım.
Para Politikası Kurulu yarın yani 21 Eylül günü toplanacak ve karar saat 14.00’de açıklanacakmış.
2023 yılı para politikası ve liralaşma stratejisinin 54’üncü maddesine göre Para Politikası Kurulu toplantısı öncesindeki 7 günlük süre “sessiz dönem” olarak adlandırılıyormuş.
Bu nedenle para politikasına yönelik hiçbir dış iletişim yapılamıyormuş.
Gaye Erkan da bu konuda çalışma yapmak için Türkiye’de kalmış.
Gerekçe böyle açıklanmış.
Peki bu doğru mu?
Teknik olarak doğru olabilir.
Ancak Erdoğan’ın bu kadar önem verdiği bu gezinin tarihi çok önceden belli değil miydi?
Hal öyle olunca Para Politikası Kurulu toplantısı öne alınabilirdi.
Ya da ertelenirdi.
Gaye Erkan ille de bu kurulun alacağı kararlar yönünde temaslarda bulunmak zorunda değil ki.
Tabii insanın aklına bir başka şey geliyor.
Gaye Erkan “Müthiş Türk” unvanını Amerika’daki First Republic bankasının CEO’su olarak görev yaptığında almıştı.
Gaye Erkan’ın yönetimindeki banka kısa sürede portföyünü çok genişletmiş ve bankalar arasında ciddi bir yer almıştı.
Ancak bu başarıya bir gölge düştü ve banka yönetiminin mudilerine haber vermeden bazı yatırımlara giriştiği ve para sahiplerinin bu nedenle zarar ettiği ileri sürülmüştü.
Ardından binlerce mudinin şikayeti üzerine bir kamu davası açıldı.
Gaye Erkan da bu davanın bir numaralı sanığı durumunda.
Amerika’da bu tür davalar çok uzun yıllar sürüyor.
Buna karşı sanık durumunda olanlar tutuklanabiliyor ya da denetimli serbestlikle ülke içinde kalabiliyor.
Kesin olmamakla birlikte Gaye Erkan Amerika Birleşik Devletleri topraklarına girdiği an tutuklanabilir.
Tabii böyle bir durum büyük skandala yol açar.
Şunu ileri sürenler çıkabilir; Birleşmiş Milletler kurallarına göre, bu toplantılara katılacak heyette olanlar hiçbir şekilde bir başka nedenle gözaltına alınamaz, engellenemez, alıkonulamaz.
Ama Gaye Erkan Amerika’ya Birleşmiş Milletler toplantısı için gitmeyecekti.
Cumhurbaşkanına refakat eden heyet içinde olacaktı.
Yani tatsız bir durumla karşılaşabilirdi.
Sanıyorum “her ihtimale karşı” Gaye Erkan alında çok gerekli olmasına rağmen heyete alınmadı.
NOT: Gaye Erkan Merkez Bankası başkanı olduğunda “Amerika’ya giremeyebilir, girerse hakkında işlem yapılabilir, bu nedenle Amerika’daki toplantılara katılamayabilir” diye yazmıştım.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Bari futbol topu yerine voleybol topu verseydi
New York’ta Birleşmiş Milletler genel kurul toplantısına katılan Erdoğan kendisini ziyaret eden dünyanın en zengin insanı Elon Musk’ın oğlu X’e bir futbol topu hediye etti.
Öncelikle merak ettiğim şey şu;
Erdoğan o topu nereden buldu?
Elon Musk’ın oğlunu da yanında getireceğini biliyor muydu?
Yoksa Musk çocuğu ile gelince alel acele hediye olarak bir top mu satın alındı?
Eğer Erdoğan Musk’ın oğlu ile geleceğini biliyorduysa, eşinden ayrı yaşadığını neden bilmiyor da “Where is your wife” yani “eşiniz nerede?” diye soru soruyor.
Musk’ın oğlu ile geleceğini söyleyen danışmanları Erdoğan’a “efendim eşinden ayrı yaşıyor, oğluna da o bakıyor bu nedenle her yere oğlunu da götürüyor” demediler mi?
Ama asıl takıldığım nokta şu; Neden futbol topu hediye etti?
Futbol topu yerine voleybol topu hediye etseydi daha anlamlı olurdu.
Kızlarımız Japonya’da da harikalar yaratıyor.
Hem bu başarıyı tekrarlama ve Musk’a da öğretme fırsatı bulurdu hem de hediye daha fazla değer kazanırdı.
Bİ SORALIM BAKALIM
Tesla otomobil yeni “yerli ve milli” gururumuz mu olacak?
Türkiye’ye yeni bir otomobil fabrikası gelebilir.
Erdoğan Musk ile görüşmesinde “Gel bir fabrika da Türkiye’de kur” dedi.
Musk’un bu öneriye soğuk bakmadığı belirtiliyor.
Eğer Musk teklifi kabul ederse fabrikanın yeri bile hazırmış.
Volkswagen için Manisa’da ayrılan arazi Musk’a verilecekmiş.
Tesla’nın yeni modeli eğer anlaşma gerçekleşirse yılda 2 milyon adet üretilecekmiş.
TOGG’un üretim kapasitesi ise 2024 yılı için 175 bin.
İki marka da elektrikli otomobil üretiyor.
Şimdi bu durumda Tesla da “yerli ve milli” gururumuz olarak mı sunulacak?
Eğer Tesla gerçekten bir fabrika kuracaksa ve üretime geçecekse vatandaş hangi elektrikli otomobili tercih edecek?
Bir not daha eklemek istiyorum; Yandaş medyamız Musk’a görüşmeye çok büyük önem verdi, adeta sevindirik oldu.
Bu medyada yazılan haberlere göre Türkiye’deki fabrika 7’inci Tesla fabrikası olacakmış.
Oysa 7’inci değil 8’inci fabrika olacak bu. 7’inci fabrika için Meksika ile anlaşma yapıldı.
Musk’un son fabrikası için Kanada, Fransa, İspanya ve Hindistan da talip oldu.
Bakalım Erdoğan’ın hamlesi Musk’a yeni fabrikayı Türkiye’de kurma kararı verdirtecek mi?
ŞAŞIRDIM
Hayret, bu kez medyaya itibar ettiler
Bu köşeyi sürekli okuyanlar Abdullah Cenkciler’in mesajlarını hatırlayacaktır.
En son Türk Telekom ile sıkıntı yaşamıştı Cenkciler.
Ben de iki kez konuyu dile getirmiştim.
Cenkciler’in Bodrum’daki yazlığındaki internet sorununu bir türlü çözememişti Türk Telekom, sonunda arızanın evin içinden kaynaklandığı saptanmıştı.
Cenkciler dün yeni bir mesaj göndermiş.
Şöyle diyor; “Basit bir arızayı günlerce gidermeyip bizi zor durumda bırakan Türk Telekom Şirketi’ne ilişkin yakınmalarımızı size iletmiş, sizde bu duruma 7 Eylül 2023 günü çıkan köşe yazınızda yer vermiştiniz. Yazınız çok ses getirdi. Şirketten 7-8 kez aradılar ve mesaj gönderdiler. Son olarak bugün de telefon açarak verdikleri sıkıntıdan ötürü özür diledikleri gibi 450 TL tutarında maddi zararımızın karşılanacağını da ifade ettiler. İşte böyle olmalı Türk Telekom Genel Müdürlüğü’ne ve yakın ilgilinizden ötürü size teşekkür ederiz. Dilek & Abdullah Cenkciler.”
Valla, ne diyeyim, çok hoşuma gitti.
AKP’ye bağlı kurum ve kuruluşlar kendilerinden olmayan medyada çıkan haber, eleştiri, uyarı ve önerilere hiç kulak asmıyorlar.
Uzun aradan sonra Türk Telekom’un kendilerinden olmayan medyaya da kulak vermeleri iyi bir gelişme.
Hep yazıyorum ya, muhalefette olmak düşmanlık değildir. Oradan gelen sesleri de dikkate almak gerek.
YENİ ÖĞRENDİM
Zonguldak’ta parti kapatmaya bile yol açabilecek skandal
Zonguldak AKP İl Başkanı Mustafa Çağlayan bir süre önce görevinden alındı.
Parti kararıdır, normal karşılanabilir.
Ancak aldığım bilgiye göre Çağlayan’ın apar topar görevden alınmasının nedeni parti kapatma ile bile sonuçlanabilecek bir skandal yaşanmasıymış.
Bu başkan görevde olduğu sırada bölgede haşhaş ekimi yapmak isteyen Alman şirketi BOHAK’tan 5 bin Euro bağış almış.
Ancak bu bağış makbuzunun sahte olduğu ve parayı Çağlayan’ın kendisine aldığı anlaşılmış.
Çağlayan bunun üzerine parayı hemen parti hesabına geçirmiş.
Siyasi partiler kanununa göre bir parti hiçbir şekilde yabancı bir ülkeden ya da yabancı kuruluştan para yardımı alamaz.
Bunun ortaya çıkması halinde parti kapatma cezası bile gelebiliyor.
Rakam küçük gibi görünebilir ama yasadaki cezai uygulama paranın miktarına göre belirlenmiyor.
Çağlayan para AKP hesabına girdikten sonra danışmanları bu durumun yasaya aykırı olduğunu ve kapatma kararı bile geleceğini söyleyince telaşa kapılmış ve parayı hemen BOHAK şirketine geri göndermiş.
Ancak bunu duyan AKP teşkilat başkanı Erkan Kandemir bir komisyon kurarak Mustafa Çağlayan’ı il başkanlığı görevinden almış.
Ancak görevden alma yeterli olabilir mi?
Zonguldak’ta konuştuğum gazeteciler AKP’li başkan Çağlayan’ın parti yönetiminde görev aldıktan sonra hızla zenginleşmeye başladığını belirterek “Bu kişinin mal varlığı herkesin dilindeydi, ama AKP hiçbir şey yapmıyordu, bu skandal ortaya çıkınca çaresiz kaldılar” dediler.
Zonguldaklı bir gazeteci dostum “Eski başkan dekontları da imha ettiğini sanıyor ama para makbuzları elimizde dava açılması halinde bunları savcılığa hemen teslim ederiz” dedi.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları