At, eşek eti yedire yedire milleti çifte atar hale getirdiler
Can Ataklı; Cinayetler, şiddet, vahşet, ahlaksızlık, duyarsızlık, kin ve nefret, kibir, yolsuzluklar, hiçbiri toplumu derinden sarsmıyor. Her şey adi vaka haline geldi.
ACAİP YAZILAR
Ülkeyi pusulasız gemiye döndürdüler
Artık hiçbir şeye şaşırmıyoruz.
Cinayetler, şiddet, vahşet, ahlaksızlık, duyarsızlık, kin ve nefret, kibir, yolsuzluklar, hiçbiri toplumu derinden sarsmıyor.
Her şey adi vaka haline geldi.
Peki ne oldu bize, niye bu hale düşürüldük.
AKP 22 yıllık iktidarı boyunca Türkiye’yi garip bir iklime dönüştürdü.
Fransız sosyolog Émile Durkheim yıllar önce içinde olduğumuz durumu ne güzel anlatmış.
“Anomi” demiş bu duruma.
Anomi nedir?
Bireylerin ve toplumun anlam kaybına uğraması demektir.
İnsanlar normlarını, içinde yaşadıkları toplumlardan alırlar. İnsanları bir arada tutan ortak ahlaki değerler ve hukuk kuralları işlevsiz hale geldiğinde, bu normlar dağılır.
1-Hayatın anlamsızlaşması, değersizlik duygusu, heyecan yitimi, hedef belirleyememe, hiçbir şeyin hiçbir zaman düzelmeyeceğine olan inanç, umutsuzluk ve çaresizlik, görünmez bir zehirli gaz gibi bilinci yavaş yavaş öldürür.
2-Böylesi toplumlarda, kurallar birbiriyle çelişir. Bir gün alınan karar veya söylenen söz, ertesi gün inkâr edilir. Kanun ve kurallara uymamanın yaptırımı olmaz. Uygulamalar keyfidir; akıl erdirilemez!
3-Giderek ilkesiz, sorumsuz davranmak sıradanlaşır; kuralsızlık yerleşik kültür halini alır. Ortak değerlerin kaybı, insanların birbirine olan duyarlılığını ve saygısını da azaltır.
4-Dayanışma ortadan kalkar. Paylaşım duygusu yok olur, bencillik artar. Şiddet tırmanır... Cehalet, akla ve aydınlığa fütursuzca saldırma cesaretini bulur kendinde... Çünkü ileriye ve aydınlığa yönelik ortak bir utku, bir ülkü yeşeremez böylesi toplumlarda; Eğitimin önemi azalır...
5-Eğitim, hayatı keşfetme heyecanını yitirir; yerini bir yerlere girip para kazanmak için bir kâğıt parçası edinme telaşına bırakır. Anomi bazen anarşi ile karıştırılır ki, bu yanlıştır!
6-Anarşide, siyasi bir otorite veya yönetime başkaldırı vardır. Anomide, bir hedef yoktur. Pusulasız gemi gibidir, anomik toplumlar. Yönünü yitirmiştir!
7-Kitle iletişim araçlarının da bu değersizliklerin temsilcilerini sürekli ekranlara ve basına taşımasıyla, yaşanan tuhaflıklar normalleştirilir. Böylece, eğitimsiz ve bireyleşememiş kitleler, kısa sürede benzer davranışlar sergilemeye başlarlar.
8-Bu durum toplumda moral çökmesi ve hukuk eksikliğine yol açar. Tüm geçmiş toplumsal modeller göstermiştir ki, ekonomik dengesizliğin arttığı tüketim toplumlarında şiddete yönelim kaçınılmaz olarak artmaktadır. Bunun nedeni bu tür toplumların bireylerinin birbirilerine yabancılaşmaları nedeniyle birbirileriyle ilişkilerini, birbirilerini nesneleştirerek kurmalarında yatmaktadır.
9-Böyle bir ortamda mekâna yabancılaşan insanın ötekini bir nesne olarak görüp ona şiddet uygulamasının önüne geçilmesi imkansızlaşır.
HOŞUMA GİDEN ŞEYLER
At, eşek eti yedire yedire milleti çifte atar hale getirdiler
Gazeteci Erdem Beliğ Zaman bu tatil günü için de çok güzel aforizmalar yazmış.
Haydi birlikte okuyalım;
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kendisine yeni açıklanan enflasyon rakamları sorulduğunda, “Enflasyonla ilgili bilgim yok!” cevabını vermiş. Eski Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a da 15 Temmuz sorulduğunda susmuştu fakat bir yerde eğitimin amacının bilgi almak değil Allah korkusunu yerleştirmek olduğunu demişti. Şu AKP’li bakanlar tuhaf hakikaten... Kendi alanlarında bir soru sorulduğunda sus-puslar ama konu başka oldu mu bülbül kesiliyorlar!
★★★
MHP Lideri ve Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı Devlet Bahçeli, DEM Parti milletvekilleriyle tokalaşması tepki çekince, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve milletin isteği doğrultusunda DEM Partili milletvekillerinin elini sıktığını söyledi. Devlet Bey yine anlatım bozukluğu yaptınız; Tayyip Bey istedi diye mi tokalaştınız yoksa millet istedi diye mi? Zira iki tarafın isteği daima birbirinden farklı!
★★★
Gıda müfettişleri, satışa sunulan birçok et ürününde domuz, at, eşek gibi hayvanların etine rastlamış... Son yıllarda sokaklarda pervasızca bağırıp-çağıranlar, karşısındakine saldıranlar, hırlayanlar gırla... Eee, at eti, eşek eti, domuz eti yemekten anırır, çifte atar, vahşileşir olduk!
★★★
Yeniden Refah Partisi Aydın İl Başkanı Hüseyin Kaya’nın “Natürel Zeytinyağı” etiketiyle piyasaya sürdüğü tonlarca litre zeytinyağında hile olarak tohum yağına rastlanılmış! Yeniden “refah”ın kaynağı ortaya çıktı!
★★★
AKP iktidarı, Meclis’te kapalı bir oturumla milletvekillerini iddia ettiği İsrail tehdidine(?) karşı bilgilendirmiş. Şu AKP’nin de her tarafı kapal. Şeffaf devlet yönetimi kapalı, Demokratik yolları kapalı, Bacı dediklerinin başları kapalı, Herhangi bir eleştiriye karşıysa kulakları kapalı!
★★★
Tek şeriattır çözüm der bir grup,
Kızmayın pek, doğrudur aslında bu.
Hiç çözülmezse şeriat bağları;
Bitmez asla oynanan ilkel tabu!
CANIMI SIKAN ŞEYLER
Devletin çöktüğünü gösteren bir-iki tuhaf olay
Çok garip olaylar yaşıyoruz.
Bir dostumun gözlemlediği iki olayı size de aktarmak istiyorum.
Dostum “Rezalet” demiş bunlara
REZALET 1: Sosyal medyada gördüm. AKP giyinimli üniversite öğrencisi olduğunu tahmin ettiğim bir kız, 112’yi arıyor. Yanında 2 arkadaşı daha var ve kendisini videoya alıyor. Kız 112’ye: “15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün ışıkları yanmıyor kime sormamız lazım” diye soruyor. Görevli de “Bekleyin” deyip başka birime bağlıyor, çıkan ikinci görevli de başkasına bağlıyor, üçüncü bağlanılan kişi kızların sorununu öğrenip “Hemen ilgileniyorum efendim” diyor. Oysa ışıklar yanıyor, kızlar kendilerince bir marifet yapmışlar gibi dalga geçip eğleniyorlar.
REZALET 2: 10 Ekim Perşembe sabahı polis, İzmir çevreyolunda, aşırı yüklü bir TIR’ı durduruyor. TIR’ın plakası 15 PE 360. Polis ,”Yükün aşırı bizi takip et depoya gidip aracı boşaltacağız” diyor. Bunu duyan TIR sürücüsü Volkan Tosun aracına binip kaçmaya başlıyor. Kaçan şahıs, Buca Batı yolundan şehre giriyor. Bu yol rampa ve TIR aşırı yüklü. Yolun hemen ilerisinde ışıklar var ve çok işlek bir yol. TIR duramıyor kaldırıma çıkıyor sonra da ışıklılarda duran 2 aracın üstüne devriliyor. 2 Yaralı var. Bu yol çok işlek bir yol, resmen felaketten dönülüyor.
REZALET 3: TV100 ekibi Lübnan’dan canlı yayın yapıyor, arkada yerel halk toplanmış bakıyor, birisi “Neredensiniz” diye soruyor muhabir de “Türkiye” diyor. “Türkiye” lafını duyan bir başkası gelip muhabirin ensesine tokadı basıyor... Türkiye, Lübnan’a gemiler dolusu yardım malzemesi gönderiyor. Oradaki insanları alıp Türkiye’ye getiriyor. Öyleyse bu tokat niye? Galiba bu Lübnanlı tokatçı AKP’nin İsrail ile ticaret yaptığını biliyor, dönen dalaverenin farkında ...
AÇIKLAMA
Doktorların ısrarı ile zorunlu “doping tatili” yaptım
Sevgili okurlar;
Bir haftalık ara bitti.
Nedeni sağlıktı.
Ciddi bir gribal enfeksiyon ve aşırı öksürük nedeniyle sevgili doktorum Akciğer Uzmanı Turgay Çelikel’e gittim.
Akciğer tomografisinde tutulma gördü.
“Evde tedaviyi beceremezsin, burada yatıralım ciddi ve sıkı bir tedaviden geç, yoksa uzun süre atlatamazsın” dedi.
Salıdan cuma akşamına kadar Academic Hospital’de yattım.
Bir tür zorunlu “doping tatili” gibi oldu.
Şimdi gayet iyiyim.
Yokluğum sırasında geçmiş olsun dileklerini ileten siz okurlarıma binlerce teşekkür ederim.
Umarım ve dilerim artık sağlık sorunu çıkmasın.
SOSYAL MEDYA
Aynen böyle olmadı mı?
Bu görsel sosyal medya hesaplarımdan birine gelmiş.
22 yılın özetini yapmışlar.
AKP iktidarı tam 22 yıldır sürekli bu lafları ederek milleti uyutmayı başardı.
Şimdi bir uyanış başladı ama muhalefet farkında mı çok emin değilim.
ÇOK GÜLDÜM
Bu pazar için 4 fıkramız var
Bu hafta yine Yıldırım Tuna’dan gelen fıkralarla gülümseyelim biraz;
İşgal
- Sınır devriyesi komutanı sınıra doğru yaklaşan dört Suriyeliyi görünce, gözetleme kulesinde megafonu eline alıp “Heyyy! Siz dördünüz, nereye gittiğinizi sanıyorsunuz?” diye bağırmış.
Aralarından biri “Sizi işgale geliyoruz!” diye cevap verince kuledekiler gülmeye başlamışlar, komutan gülmeyi kesip megafona geri dönmüş ve “Sadece dördünüz mü?” demiş alaylı bir ses tonuyla.
“Hayır!” diye cevap vermiş Suriyeli, “Biz son kalan dört kişiyiz. Gerimiz zaten orada!”
Taziye
Yeni evli çift okyanus kenarındaki lüks otelde balayındayken damadı köpekbalığı yutmuş.
Feci olay duyulunca gençlerin aileleri ve yakınları otelin lobisine doluşmuşlar.
Tatil köyünün genel müdürü damadın anne ve babasının yanına gidip başsağlığı dilemiş ve “Çok üzgünüm” demiş, “Ama tek tesellimiz fazla acı çekmeden aramızdan ayrılmış olması.”
“Öyle mi?” demiş oğlanın annesi biraz rahatlayarak, “Nereden biliyorsunuz?”
“Baksanıza daha üç günlük evliymiş oğlunuz” diye cevap vermiş Müdür, “Ya daha uzun süre evli kalsaydı?..”
Fantezi
Adam barda orta yaşlı bir kadınla tanışmış, “60’larında ama yaşına göre fena değil” diye düşünmüş, biraz içmişler, biraz flört etmişler, kafalar dumanlanınca kadın “Sen farklı bir ilişki yaşadın mı?” diye sormuş, “Mesela anne ve kızı ile aynı anda bir takım yaramazlıklar yaptın mı?”
“Yoo” derken sorusu bile heyecanlandırmış adamı, “Bu gün şanslı günündesin. Haydi bize gidelim o zaman” demiş kadın kıkırdayarak.
Yola çıkmışlar, arabada adamın heyecandan nefes alış verişi bile sıklaşmış, içeri girmişler, kadın holün ışığını açıp terliklerini giyerken “Biz geldiikk” diye bağırmış içeri doğru “Anneee.. Uyumadın inşallah!”
Fırçayı yedik
Dün epey bürokratik işlemlerden sonra silah bulundurma ruhsatımı alınca bugün de koşup ilk tabancamı seçtim.
Elimde kredi kartım, ödeme bankosuna gittim, kasiyer kız “Elinizle çatalın arasına sokup sertçe aşağı doğru sıyırın” dedi.
Yeni silah bulundurma kanununa göre silah satışının her aşamasında öfke ve stres kontrolü yapıldığını duymuştum. O nedenle hiç itiraz etmeden kızcağızın talimatını eksiksiz yerine getirmeye çalışırken “Ne yaptığını sanıyorsun şaşkın! Çek o pantolonunu yukarı!” diye birden bağırdı.
“Sana kredi kartını pos cihazına nasıl yerleştirmen gerektiğini tarif ediyorum.”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları