Ben de dünyanın en zengini olsam böyle özlü sözler söylerdim
Can Ataklı; Öyle ya dünyanın en zengini ikinci el araba mı kullanıyor, pahalı kıyafet giymiyor mu, fitnes yerine ucuz yerlere mi gidiyor, bara gideceğine evde mi içiyor. Çok zengin olunca bu nasihatleri vermek kolay tabii.
ACAİP YAZILAR
Ahlak polisinin adı değişsin
Gazeteciliğe başladığım günden beri polis, adliye haberlerinde en ön sırada hep “ahlak masasının” operasyonlarının yer aldığına tanık oldum.
1970 ve 1980’li yıllarda Emniyet müdürlüklerinde belli başlı şubeler vardı.
Örneğin 1. Şube adı altında çalışan birim “siyasi suçlara!” bakardı.
Aslında ağırlıklı olan solcuların izlenmesi ve eylemlerinin engellenmesiydi.
Öğrenci olaylarında hemen bu şube devreye girerdi.
- Şube denilen birim ise genel asayiş olaylarına bakardı.
Hırsızlık, gasp, soygun, adam kaçırma, dolandırıcılık, yankesecilik bu şubenin uzmanlık alanıydı.
Başında numara olmayan şubeler de vardı.
Narkotik bürosu uyuşturucu olaylarını izlerdi.
Bir de ahlak polisi vardı.
Bunların görevi fuhuş olaylarını izlemekti.
Yasadışı olarak nitelenen randevu evlerine, bu amaçla kullanılan otellere baskınlar yaparlardı.
Dönemle birlikte şubeler kaldırıldı yerlerine “Terörle mücadele” birimi veya “organize suçlar ve kaçakçılık” birimleri kuruldu.
Narkotik ve ahlak masası ise yerinde kaldı.
Benim aklıma takılan “ahlak!” masası.
İlk yıllardan beri aslında hep aklıma takılırdı.
Ahlak polisi neden sadece fuhuş olaylarını izler?
Ahlak sadece kadınların “izinsiz” olarak bedenlerini satmasından ibaret değil ki.
Bakın ahlakın tanımı şöyle yapılmış; “İyiye ve doğruya yönelmiş hareketi talep eden kurallardır . Bazı davranışlara üstün değerler yüklenerek yapılması teşvik edilir. Ahlak kurallarının değiştirilmesini sağlamak amacıyla, bunu yaparken de iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış davranışın ne olduğu sorusuna yanıtlar veren kuralların tümüdür.”
Ahlakın içinde iyi huy var, haddini bilmek var, başkasına kötülük yapmamak var, haksızlık yapmamak var, yardım etmek var, yalan söylememek var, başkasının sırtından yükselmemek var, doğru olanı her durumda savunmak var, ırz ve namusa dil uzatmamak var.
Oysa toplumda “ahlak” dendiğinde akla ilk gelen “cinsellik” oluyor.
Sanki ahlak kuralları sadece insanların cinsel yaşamlarını hizaya sokmak için varmış gibi davranılıyor.
Ahlakı sadece bacak arasında arayanlar aslında muhtemelen bu da dahil her türlü ahlaksızlığı yapıyor.
Bana göre artık poliste “ahlak masası” diye bir birim olmamalı.
Ahlak polisinin adı “cinsel suçlar masası” olabilir örneğin.
Yok ille de “ahlak masası” adını taşıyacaksa o zaman gerçek işlevini görmeli ve “ahlaka aykırı” her türlü suça müdahale etmelidir.
Gerçi bu görüş 2004 yılında ortaya atılmış ve hatta bu birimin adı değiştirilmek istenmişti ama henüz bir adım atılmış değil.
Sadece bacak arası edebiyatının “ahlak” sayıldığı bir ülkenin toplumsal gelişmesi bence asla mümkün olmaz.
Nitekim bunun böyle olduğunu hergün yaşayarak biliyoruz.
Ahlakı sadece cinsellikte arayan ve ahlak bekçiliğini yaptığını zannedenlerin her türlü ahlaksızlığı pervasızca yaptığını görmüyor muyuz?
HOŞUMA GİDEN ŞEYLER
Ben de dünyanın en zengini olsam böyle özlü sözler söylerdim
Geçenlerde sosyal medyada gezinirken ilginç bazı tavsiyelere rasgeldim.
Bu tavsiyeleri yapan kişi Warren Buffet’miş.
Bu adam dünyanın en zengin yatırımcılarından biri, hayırseverliği ile de tanınıyor, ama sonuçta vahşi Amerikan kapitalizminin babalarından.
Tabii böyle olunca herkesin kabul edeceği nasihatleri sıralamak kolay oluyor.
Ben de bu kadar zengin ve güçlü olsam, kim bilir daha ne nasihatler bulurum.
Ama hepsi ilginç ve uygulanabilir cinsten.
1-Kendine yatırım yap, sürekli kendini eğit. Bilgi en büyük zenginliktir.
2-Kredi kartları hayatı kolaylaştırabilir ama, tüm bakiyeyi ödemezseniz faizler yüksek olduğu için elde ettiğiniz kazanımlar kısa sürede gölgelenecektir.
3-Barlarda içmek keyifli olabilir ama, masraflıdır, bunun yerine al içeceğini evde dostlarınla iç.
4-Yeni çıkan modeller gösterişli olabilir ama, teknolojik olarak eski model de işini görüyorsa, yeni modeli almanın bir anlamı yok.
5-Pahalı ve gösterişli kıyafetler yerine sade, klasik ve rahat edebileceğin kıyafetleri dolabında bulundur.
6-Arabalar hızlı amortismanları ile ünlüdür, yeni çıkan arabaların hızlarını cazibesine kapılmak yerine, daha güvenilir olan ikinci el bir araba satın al.
7-Pahalı spor ve fitnes salonlarına üye olacağına, ucuz ve ücretsiz olan yerlerde aktiviteni sürdür.
8-Aboneliklerin varsa bunları dikkatlice takip et, yoksa ilerde başına büyük masraf çıkarır.
9-Cildinize bakım için aşırı pahalı ürünle kullanmak yerine, ucuz olanları kullanın, aynı işi görürler çoğunlukla.
10-Sosyalleşmek adına iyi olsa da sık sık dışarıda yemek yerine, evinde yemeğini kendin yap, dostlarınla buluş, büyük kâr edersin.
11-Kısa yoldan para kazanmak cazip gelebilir, ama çoğunda kaybeden sen olursun, bunun yerine uzun vadeli işler düşün.
12-Sigara içmek çok pahalı bir alışkanlıktır, sigarayı derhal bırak.
Bu mesajı paylaşan kişi “Türk halkı bunların kaçına uyuyordur?” diye sormuş.
Peki Warren Buffet kaçına uymuştur acaba?
Öyle ya dünyanın en zengini ikinci el araba mı kullanıyor, pahalı kıyafet giymiyor mu, fitnes yerine ucuz yerlere mi gidiyor, bara gideceğine evde mi içiyor.
Çok zengin olunca bu nasihatleri vermek kolay tabii.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Dünyanın en tehlikeli hayvanı hangisidir?
Amerika’nın Pitsburgh kentinde yaşayan Doktor Mehmet Ulus e-mail üzerinden bir mesaj göndermiş.
Dünyanın en tehlikeli hayvanının hangisi olduğu konusunda başından geçen ilginç bir anıyı anlatmış.
Mesajı size de aynen sunmak istedim,
Değerli ve Sevgili Can Bey,
Youtube’daki programınızda siyasilerin ve etraflarındakilerin daha dün kimi yerden yere vururken bu gün meth ettiklerini, dün kimi savunurken de bugün yerden yere vurduklarını sergileyen örnekler verdin ve düş kırıklığınızı belirttiniz…
Bana bir hatıramı anımsattınız:
ABD’ndeki psikiyatri eğitimimin ikinci senesi olan 1973’de Türkiye’den gelen annemi misafir etmekteydim.
Kendisini Pittsburgh’un görülmesi gereken yerlerinden olan Hayvanat Bahçesine götürdüm.
Çok zevkli ve uzun bir gezintiden sonra çıkışta son bir pavyon ile karşılaştık.
“The Most Dangerous Animals” - En Tehlikeli Hayvanlar- pavyonu…
İçeri girdik…
Karartılmış bir koridorda sağda-solda camekan içinde birbirinden değişik, bir dokunuşunda ölüme sebep olacak böcekler, örümcekler, yılanlar, çiyanlar, akrepler ve diğer sürüngenler vardı. Huzursuzluk içinde koridorun sonuna, çıkışa yaklaştık…
Çıkış kapısı üzerinde bir yazı:
“Now, you will see the most dangerous of them all”
-Şimdi de hepsinin en tehlikelisini göreceksiniz-
Kapıyı açtık, karşımızda bir ayna, kendimize bakıyoruz!?!?
Ahlak, şeref, namus ve insanı insan yapan diğer karakterizasyondan uzak, üç kuruşluk menfaat için tutum ve davranış değişimini utanmadan gösteren bir insan en tehlikeli hayvandan daha da tehlikeli değil midir?
Saygı ve sevgilerle,
ÇOK GÜLDÜM
Pazarın fıkraları
Bu haftanın fıkralarını yine Yıldırım Tuna gönderdi. Okuyalım;
Tam da yeri
Adam karısı ile golf oynuyor, birinci delikte atışlarını yapıp ikinciye doğru yürürlerken kadını arı sokmuş.
Eşinin arı sokmasına karşı aşırı hassasiyeti olduğunu bilen adam acil yardım istemek için hemen kulüp doktorunu telefonla aramış, “Geçmiş olsun, hemen bir araç bulup geliyorum” demiş doktor,
“Tam olarak neresi?”
“Birinci delik ile ikinci delik arası doktor” diye telaşla cevap vermiş adam,
“Hadi ya” demiş doktor, “Tüh, şansa bak. Orası bant da tutmaz şimdi!”
Evlilik böyle işte...
Biri sevgilisi olan, biri nişanlı diğeri de evli, üç çocukluk arkadaşı kadın birbirlerine aşk hayatlarını anlatıyorlarmış, sohbet çok heyecanlı bir evreye gelince sonunda hepsi de havaya girip erkeklerini tıpa tıp aynı fantezi kıyafetlerle mutlu etmek istemişler, o gece üçü de simsiyah uzun çizmeler, siyah deri badi, dirseklere kadar eldiven ve maske takıp sevgililerine farklı bir heyecan tattırmayı kararlaştırmışlar.
Birkaç gün sonra üçü tekrar buluşmuşlar.
Sevgilisi olan kız, “Aşkım eve geldi” diye başlamış anlatmaya, “Beni deri badi, 12 santimlik siyah sivri topuklu çizmeler ve maskeyle görünce çok şaşırıp delirdi resmen ve ‘Benim hayatımın çılgın aşkısın’ dedi, sabaha kadar aşk yaptık, harikaydı” demiş kıkırdayarak.
Nişanlı kız “Ah ben de ben de” anlatmaya başlamış heyecanla, “Nişanlımla bürosunda buluştuk, banyosuna bir bahaneyle girip deri badi, mega topuklu çizme ve deri maskemi taktım, birden ortaya fırlayınca resmen dili tutuldu. Bütün akşam çılgın gibiydik.”
Evli kadın “İlk iş gece evde olmasınlar diye çocukları anneme bırakmakla başladım” diye girmiş mevzuya, “Hazırlandım. Simsiyah deri badi, süper sivri topuklu deri çizme, gözlerimde deri maske taktım, akşam kocam kapıyı açınca siyah pelerinimi ona doğru savurdum, seninki beni görür görmez ‘Ooo, selam Batman yada Örümcek Adam her neysen..’ dedi, ‘Yemekte ne var?’ diye ekledi.”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları