Bilmeden domuz eti yemek mi günah bilerek oy vermek mi?
Can Ataklı; Millet domuz diyene inanmıyor işte. Doğru mu bilmiyorum ama mahvettikleri ülkede bu neden olmasın?
ACAİP YAZILAR
Millet domuz diyene inanmıyor işte
Her şeyi çürüttüler.
Ne moral kaldı ne din de maneviyat ne ahlak ne vicdan ne namus ne ilke ne kanun ne anayasa ne demokrasi ne özgürlük.
Adam küçücük kızın cesedini torbaya koyup dere kenarına gömüyor gidip namazını kılıyor.
Yeni doğan bebeğin sırtından avanta para kazanmak için onu ölüme terk ediyor alacağı para ile yapacağı alemin hayalini kuruyor.
12 yıl eğitim zorunlu olmasına rağmen bir milyonun üzerinde çocuk okuldan alınıyor.
19 yaşındaki genç, polis öldürüyor 28 sabıkası çıkıyor.
Hamile karısını herkesin ortasında sopayla döven adam serbestçe dolaşıyor.
İktidara iki çift laf etti diye genç bir kadın günlerce hapiste eziyet çekiyor.
Bir gün İsrail’e girmekten söz edenler ertesi gün İsrail’in Türkiye’yi işgal edeceği korkusunu yayıyor.
Adam çıkıyor yıllarca terörist dediklerinin elini sıkıp terör örgütü lideri ile masaya oturmak için çırpınıyor.
Diğeri “devlet benim” kibriyle anayasayı banayasa yapıyor.
Tümüyle çürüttüler devleti.
Çadır devletine çevirdiler.
Milleti uyuttular, kandırdılar, çaresiz bıraktılar.
Ama devran böyle dönmez, bir yerlerde kırılır, bir bakmışsınız bir sabah bütün bu çürümüşlük tarumar olmuş.
Bilmem dikkatinizi çekiyor mu, köftelerinde “domuz eti” çıktığı ilan edilen Köfteci Yusuf’un dükkanları dolup taşıyor.
Öyle ki millet dakikalarca sıra bekliyor ki bir masa bulup otursun.
Peki Köfteci Yusuf’un köftelerinde domuz eti olmadığı resmen saptandı mı?
Hayır.
Peki millet niye sıra kapma yarışında?
Domuz etine mi hasret?
Hayır.
Artık bu iktidara inanmıyor.
Üstelik tam 22 yıldır iktidarda tuttuğu Erdoğan’ın adeta “o köftelerde domuz eti vardır” gibi anlaşılacak açıklamalarına rağmen Köfteci Yusuf’a destek vermek için akın akın köfte yemeye gidiyor.
Bakın bu bile bir uyanış, bir kırılma noktasıdır.
Domuz hassas konudur.
Şayiası bile ortalığı karıştırmaya yeter.
Köftelerde domuz eti olduğunu söyleyen Erdoğan’ın memurları, onun adamları.
Ama inanmadı işte millet.
Üstelik aksi henüz kanıtlanmadığı halde inanmadı.
“Sen bize doğruları söylemedin hiç artık anladık bunu” diyor millet.
Yerinde kalabilmek için “savaş çıkarmayı” bile göze alanlar bu uyanışı iyi okumalı.
Devleti öyle tefessüh etmiş hale getirdiler ki “domuz” bile kurtaramaz bunları.
HOŞUMA GİDEN ŞEYLER
Bilmeden domuz eti yemek mi günah bilerek oy vermek mi?
Gazeteci Erdem Beliğ Zaman bu hafta sizler için yine çok güzel iğnelemeler göndermiş.
Haydi birlikte okuyalım
Bütün siyasî propagandasını son genel seçimde “DEM”lenme üzerine kuran AKP ve MHP bu defa DEM Parti’ye zeytin dalı uzatmış… Uzattıkları zeytin dalını, katledilmesine göz yumdukları zeytin ağaçlarından birinden almış olmalılar!
★★★
İmam Hatip liselerinin önünü açmak için, 8 yıllık kesintisiz eğitimi kaldırıp 4+4+4 eğitim sistemini dayatan AKP’nin bu işlemi de istenilen sonucu vermedi. Hesapta toplam 12 sene eğitim görmeleri beklenirken birçok genç, geleceğin muğlaklığından dolayı okullarını terk etmeye başladı… Neticede 4+4+4 işleminin sonucu “12” değil kocaman bir “0” çıktı!
★★★
İskandinav ülkelerinde sıklıkla görülen “Kuzey Işıkları”, Türkiye’de görülmüş… Bu olay da haber değeri taşıdığı düşünüldüğünden tekmil ajansta yayınlanmış… Hâlbuki esas haber değeri taşıyan hadise “Kuzey demokrasilerinin” Türkiye’de görülmesi olurdu!
★★★
BBP lideri Mustafa Destici, gelen tepkilerle iptal edilen 750 lira kredi kartı vergisini ödemek istemeyenlerin o parayla bir büyük rakı almasını salık vermiş… Faal milletvekili kimliğiyle o paraya bir büyük rakı satılmadığını bilmiyor olamaz! Bizi kaçak rakı almaya teşvik ettiğinin farkında mı?
★★★
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, “Devletin ülkesi, milleti olmaz!”, diyerek Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen 3. ilkesini hedef aldı! Oysa devletin kendi gibi meclis başkanı olmaz!
★★★
Diyanetin fetva makamı “Alo Fetva” telefon yağmuruna tutulmuş! Köfteci Yusuf’tan köfte yiyen binlerce kişi acaba günaha girdik mi diye Diyanet’i aramış… Şu soruyu sorsalar daha doğru olmaz mıydı: “Gıda güvenliğimizi yok eden AKP’ye oy verdik diye günaha girmiş miyizdir?”
★★★
AKP, Anayasa’nın 153 maddesini 184 kere değiştirdiği hâlde yeni bir anayasa diye tutturuyor! Biz de 1000 kez dediğimizi söylediğimiz şeyi 890739271936456873. (boşuna okumayın) kere tekrar edelim: AKP’nin yapacağı Anayasadan kendileri haricinde kimseye bir fayda gelmez!
★★★
Bir Devlet’i gördük; teröristten medet ummuş,
Bir başkanı gördük; sorun olsun gözü yummuş,
Etrafta yazıktır bu kadar tehlike varken;
“Körler ve sağırlar” ne tuhaf, bet bir uyummuş!
SOSYAL MEDYADAN
Doğru mu bilmiyorum ama mahvettikleri ülkede bu neden olmasın?
Yazıyı birkaç sosyal medya hesabımda birden okudum.
İnanılır bir şey mi?
Bilemiyorum, hayali bir yazı da olabilir.
Ama mahvettikleri, çürüttükleri, bebeklerin ölümüne göz yumdukları bu ülkede bunun olması çok da şaşırtıcı değil.
Gelin birlikte okuyalım, gerçek olabilir mi olamaz mı siz karar verin;
Arkadaşlar bugün yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum taktir ve yorum sizlere ait.
Yollar art niyetli insanlarla dolu.
Metrodan indim ikametime doğru sağa sola bakarak yürüyorum, arkamdan 3-4 yaşlarında bir kız çocuğu “amca amca” diye seslenip “amca beni Hakan abilere götür” diye hiç durmadan 50 metre boyunca arkamdan gelip tekrarladı.
O esnada yoldaki erkek kuaförü dükkânın kapısındaydı, bana ‘Çetin abi sakın arkana dönme seslenen küçük kıza bakma ve sakın elini tutma, kızın babası ve abisi karşıda aracın arkasında saklanıyor, küçük kızla ilgilenip elini tutup konuşmak isteyenler olduğunda ortaya çıkıp kızımızı kaçırıyorlar, sapık var diye bağırıp, 3000 TL. para vermezsen seni affetmeyiz, milleti, polisi buraya toplarız diyorlar, sen dükkana gir, tezgaha düşeni seyir edelim’ dedi.
Erkek kuaförüne girdim polisi aradım, detaylı bilgi verdim sivil ekip 5 dakika içinde malum alanda önlem aldı, bir genç erkek tam tezgahlarına düşerken polis müdahale etti.
Daha sonra polisin biri kuaföre girdi, sohbet ettik.
Polisin dediği “bunun gibi olaylarda çoğalma var, 3 saat sonra hepsi serbest kalır, başka semte devam ederler, insanlar rezalet ve dayaktan korktuğu için yanında parası olmayanlar korkudan bu çete mensuplarıyla beraber banka ATM sine beraber gidip ödeme yapıyorlar, polise de bildirmiyorlar.”
NOT: Yazıyı yazan polisin duruma el koyduğunu söylüyor. O halde olayın kaydı olmalı. Belki emniyet müdürü ya da savcılar bu olayın doğru olup olmadığını açıklarlar.
Uzaylı muhabbeti
İki uzaylı barda oturmuş içiyorlar, birinci uzaylı diğerine dönüp “Beep loop do doeyy brangkk” demiş. İkinci uzaylı yüzünü ekşitmiş, “Oğlum içme ya bu kadar” demiş sinirlenerek “Ne dediğin anlaşılıyor, ne de sohbetin çekiliyor, üstelik dünyalılara rezil oluyoruz..!”
ÇOK GÜLDÜM
Bu pazar için 4 fıkramız var
Bu hafta yine Yıldırım Tuna’dan gelen fıkralarla hafif soğumaya başlayan sonbahar günlerinde içimizi ısıtalım biraz;
Restoranda
Çift akşam yemeği için lüks bir restorana gitmişler, yemek bitmek üzereyken baş garson masalarına gelip nazikçe eğilmiş ve “Hanımefendi? Bifteğimizi nasıl buldunuz?” diye sormuş, “Oh! Mükemmeldi, teşekkür ederim. Şefinize iltifatlarımı iletiniz lütfen.” “Hay, hay ileteceğim efendim. Beyefendi? Peki, siz bu salçalı domuzu nasıl buldunuz?”“İlahi. Merak ettiğiniz şeye bakın” demiş adam gülümseyerek, “Yaklaşık 25 yıl önce bir tren seyahatinde tanışmıştık!”
Küçük bir soru
Kadın kahvaltıyı hazırlıyor, menü her zamankinin aynısı, 3 dakika haşlanmış yumurta ve tost..
Üzerinde hala geceliği var, kocasına dönüp yumuşak bir sesle “Benimle hemen burada aşk yapar mısın?” der demez adam kulaklarına inanamayıp deli gibi ayağa fırlamış bir müddet sonra ağzı kulaklarında, mutlu bir şekilde masadaki yerine oturmuş,“Teşekkürler” demiş kadın, “Yahu bunu neye borçluyum?” diye cevap vermiş hala şaşkınlığını üzerinden atamayan adam. “Yok bi şey” diye cevap vermiş kadın “Yumurta haşlama makinesinin saati bozuldu da tatlım!”
Şanslı
Kadın ünlü falcıya gitmiş, “İki ilişkim var, ikisi de benimle evlenmek istiyor” demiş, “Acaba şanslı olan hangisi? İnanın çok merak ediyorum.” “Orhan ile evleniyorsun!” diye cevap vermiş yerdeki baklalara bakan falcı, “Şanslı olan Kenan!”
Arızalı
Kadın kahvaltıyı hazırlıyor, menü her zamankinin aynısı, 3 dakika haşlanmış yumurta ve tost..
Üzerinde hala geceliği var, kocasına dönüp yumuşak bir sesle “Benimle hemen burada aşk yapar mısın?” der demez adam kulaklarına inanamayıp deli gibi ayağa fırlamış bir müddet sonra ağzı kulaklarında, mutlu bir şekilde masadaki yerine oturmuş,“Teşekkürler” demiş kadın, “Yahu bunu neye borçluyum?” diye cevap vermiş hala şaşkınlığını üzerinden atamayan adam. “Yok bi şey” diye cevap vermiş kadın “Yumurta haşlama makinesinin saati bozuldu da tatlım!”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları