loading
close
SON DAKİKALAR

Davutoğlu artık gerçeği açıklamalı

Can Ataklı
Tarih: 04.04.2024
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Ahmet Davutoğlu artık topu çevirmek yerine 2015 yılının haziran ve kasım ayları arasında yaşananları bütün açıklığı ile kamuoyuna açıklamak zorundadır.

ANALİZ

Baskın seçim hazırlığı mı?

Çok tuhaf işler oluyor.

Bir seçim yaşadık.

Millet tepkisini sandıkta gösterdi.

AKP iktidarına karşı içinde güven duygusu kalmadığını çok açık biçimde dile getirdi.

Erdoğan ilk gece biraz da karizmayı çizdirmemek için olsa gerek, yenildiği halde balkon konuşması yaptı, demokrasiden söz etti, millet iradesine saygı duyacaklarını söyledi, kazananlara başarılar dileyerek “birlikte çalışalım” mesajı bile verdi.

Ama o ne?

Bu konuşmadan sadece 5-6 saat sonra Van’da seçimi yüzde 50’nin üzerinde bir oy oranıyla kazanan DEM Partili büyükşehir belediye başkanına mazbatası verilmedi, kazanan olarak yüzde 27 oy alan AKP’li aday başkan ilan edildi.

Ardından olaylar patladı.

Protesto gösterileri sert müdahale sonucu çatışmalara dönüştü.

Bunun adı provokasyondur.

DEM Partili aday hakkında içinde “siyasi yasak” da bulunan bir mahkûmiyet kararı verilmiş olabilir.

Ancak bu kişi aday olmadan önce mahkemeye başvurmuş ve siyasi yasak kararını kaldırmış.

YSK bu kişinin adaylığını kabul etmiş.

Ama seçimlerin bitmesine sadece dakika beş kala yapılan bir itiraz sonucu “Senin aday olma hakkın yok” denilmiş.

Böyle bir kararın son dakikada olmasının anında protestolara yol açacağı bilinmiyor mu?

Üstelik bu protestoların üzerine şiddetle gidilmesinin olayları yaygınlaştıracağı hatta bölge dışındaki illerde de benzer protestolar yapılacağı tahmin edilmiyor mu?

Elbette aklı başında herkes bunun böyle olacağını biliyor.

O halde ne yapılmak isteniyor.

Anladığım kadarıyla bunlar planlı provokasyonlar.

Sanki çılgın senaryo sahneye konmuş gibi.

Güneydoğu’da birtakım sorunlar çıkarılıyor, halk tahrik ediliyor, olaylar çıkarılıyor.

Bu provokasyonların sonunda Erdoğan yanına Bahçeli’yi alıp halkın karşısına çıkarak “Erken seçim yapalım” diyebilir.

Çünkü Erdoğan ve iktidarının, ağır bir seçim yenilgisinin ardından millete umut olması, ekonomiyi düze çıkarması, iç ve dış sorunları çözmesi mümkün değildir.

Bunları yapamayacağı gibi karşısında bu kadar güçlü bir muhalefet oluşmuşken ülkeyi yönetmesi de mümkün değildir.

O halde kaostan yararlanıp, korkuya kapılan milleti bir baskın seçime götürerek güç ve güven tazelemek istemesi sürpriz olmaz.

Erdoğan’ın ağır bir seçim yenilgisinden sonra ekonomiyi düzeltmesi, iç ve dış sorunların üstesinden gelmesi artık mümkün değildir.

“Önümüzde 4 yıl var” demesi sadece kendi taraftarlarına moral vermek açısından değerlidir.

Bir anda bırakıp gidemeyeceğine göre gözleri başka yere çevirmek, başta ekonomi, hayat pahalılığı, enflasyon ve gelir adaletsizliğinin üstünü örtmek için vatandaşı korkuya sürükleyecek formüller bulmaya çalışacaktır.

“Baskın seçimi” yenilginin panzehri olarak kullanabilir Erdoğan.

Böyle bir karara muhalefet “çok güçlendiği” hissiyle hemen evet diyecektir.

Ancak yaratılan provokasyon ortamı nedeniyle vatandaş tıpkı 2015’deki gibi ekonomiyi değil terör ve güvenliği ön plana alacaktır.

Kısacası tehlike çok büyüktür, muhalefetin çok sorumlu ve soğukkanlı davranması gereklidir.

BUNU YAZMAK GEREK

Davutoğlu artık gerçeği açıklamalı

Bugün artık bir siyasi ölü durumuna düşen Ahmet Davutoğlu 2015 haziran genel seçimine AKP genel başkanı olarak girmişti.

Bu seçimde AKP birinci parti olamamış, hükümet de kurulamadığı için 1 kasımda tekrar seçim yapılmıştı.

Davutoğlu AKP’den ayrıldıktan sonra 2019 yılında yaptığı açıklama gündem olmuştu.

Şöyle demişti Davutoğlu;

“Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa bizi bugün eleştirenler insan yüzüne çıkamazlar, açık söylüyorum. Neden mi? Gelin hafızanızı bir yoklayın. İleride bir gün  Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman en kritik dönemlerden biri 7 Haziran ile 1 Kasım arasındaki dönem olacaktır.”

Davutoğlu’nun bu sözleri akla hemen iki seçim arasında yaşanan korkunç terör olaylarını hatırlatmıştı ister istemez.

Gerçi Davutoğlu daha sonra sözlerinin aslında Erdoğan ve Bahçeli’ye yönelik olduğunu ve altının nasıl oyulduğunu anlatmak istediğini belirtti ama bu tabii ki inandırıcı olmadı.

Bugün 2015’te yaşananlara benzer bir provokasyonun sahneye sürülmek istendiği görülüyor.

Ahmet Davutoğlu artık topu çevirmek yerine 2015 yılının haziran ve kasım ayları arasında yaşananları bütün açıklığı ile kamuoyuna açıklamak zorundadır.

Yine her şey olup bittikten sonra imalı konuşmaların ne kendisine ne de ülkeye bir yararı olmayacaktır.

YENİ ÖĞRENDİM

Amerika’ya göre İran İsrail’e saldıracak

Seçim nedeniyle kendi sorunlarımıza daha fazla yoğunlaştık ama bölgemizde çok korkutucu olaylar yaşanıyor.

İsrail’in Suriye’nin başkenti Şam’da, İran’ın konsolosluk binasını vurması ve 8 kişinin ölümüne neden olması Gazze olayının çok daha geniş bir alana yayılmasına neden olabilir.

İran saldırıdan sonra İsrail’e çok ağır eleştiriler yönelterek bunun intikamının alınacağını açıkladı.

Ortadoğu’daki askeri ve diplomatik kaynaklar durumun gerçekten çok kritik olduğunu belirtiyor.

Amerika ise “acil kod” uyarısıyla bir açıklama yaptı ve İran’ın İsrail’e saldıracağını bu nedenle tüm Ortadoğu’daki vatandaşlarından bulundukları yeri hemen terk etmesini istedi.

Amerika İran’ın İsrail’e saldırısının 48 saat içinde olacağını da vurguladı.

İran’ın doğrudan İsrail’e askeri bir saldırıda bulunacağı bana pek gerçekçi gelmiyor.

Ancak İran’ın bölgedeki müttefik güçlerini başta Hizbullah olmak üzere harekete geçirmesi şaşırtıcı olmaz.

Türkiye ise ne yazık ki bu kaos ortamının hemen kıyısındaki bir ülke.

Güneydoğu’da başlatılan provokasyonları göz önüne alırsak önümüzdeki günlerin çok sıcak geçebileceğini tahmin etmek güç olmaz.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

2015’te yaşananlar ders olmalı

Sanki 2015 genel seçiminden sonraki oyun tekrar sahneleniyor.

Erdoğan ilk seçim yenilgisini aslında 2015’te almıştı.

Birinci parti olmuştu olmasına ama tek başına iktidar olma şansını yitirmişti.

Dönemin başbakanı Davutoğlu güya hükümet kurma çalışmaların başladı.

Ama Erdoğan’ın ağır baskısıyla kuramadı.

Davutoğlu CHP ile bir büyük mutabakat hükümeti kurmayı hayal ediyordu, CHP buna çok sıcak bakıyordu, ama Erdoğan kesin talimat vermişti, CHP ile asla bir hükümet oluşturulmayacaktı.

CHP yönetimi ise eninde sonunda bu hükümetin kurulacağına inanıyordu.

CHP genel başkanının ısrarla “Davutoğlu hükümeti kuramadı, görevi artık bize vermek zorundasın” uyarılarına rağmen ama Erdoğan görevi CHP genel başkanına vermedi.

Sonunda anayasada belirtilen 45 günlük süre doldu ve Erdoğan yetkisini kullanarak “yeniden seçim” kararı aldı.

Seçimlerin kasım ayında yapılacağı açıklandı.

Ancak bu süre içinde tüm Türkiye’yi dehşete sokan pek çok terör olayı yaşandı.

Askeri birlikler basıldı, polisler evlerinde öldürüldü, Ankara ve Suruç’ta bombalar patladı.

Bu terör saldırılarında 500’ün üzerinde kişi hayatını kaybetti.

Halk korku ve dehşet içinde sandığa gitti, güvenlik kaygısı ağır bastı ve 2015’in haziranında yüzde 40 oy alan AKP kasımda oy oranını yüzde 49.8’e çıkararak hem tarihi rekor kırdı hem de tek başına iktidarı yeniden ele geçirdi.

İlk cümleme döneyim; Sanki 2015 genel seçiminden sonraki oyun tekrar sahneleniyor.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Güneydoğu’da OHAL’i andıran kararlar

Seçimler ülkenin çok büyük bölümünde bahar havası estirirken Güneydoğu bölgesi ise karanlık bir havaya büründü.

Seçim sonuçlarına yapılan müdahaleler protestolara neden olurken resmi yetkililer OHAL’ı andıran kararlar alıyorlar.

Örneğin Van kent merkezinde yoğun güvenlik önlemleri var. Her sokak başı zırhlı araçlar ile çevrildi. Van valiliği kente giriş çıkışlar ile tüm yürüyüşleri yasakladı.

Bunun yanı sıra Van adliyesine duruşması olan avukatlar, davalı taraflar ve tanıklar dışında girişler yasaklandı.

Benzer uygulamalar Van dışındaki kentlerde de etkisini gösteriyor.

Başta Van olmak üzere protestoların yapıldığı birçok yerde ’da esnaf kepenk açmadı.

Güneydoğu’da bunlar yaşanırken sosyal medya üzerinden bir trol saldırısı da başladı.

Bölgede OHAL ilan edilmesini isteyen birçok paylaşım yapıldı.

Ayrıca yandaş medyanın bazı kalemşörleri de Güneydoğu’daki provokasyonu “Türkiye yakında Irak’ta büyük bir temizlik harekâtı yapacak, PKK bunu önlemek için bölgeyi karıştırıyor” diye yorumlamaya çalışıyor.

Şunu açıkça belirtmek istiyorum; Başta muhalefet olmak üzere sağduyu sahibi herkes sakin ve soğukkanlı olmalı. Türkiye dehşet verici bir ortama sokulmak isteniyor. Buna karşı herkesin duyarlı olması gerek. Aksi taktirde ufukta doğan demokrasi güneşinin önü kapkara bulutlarla kaplanacaktır.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları