loading
close
SON DAKİKALAR

Demek protokol tahrik olmuyor

Can Ataklı
Tarih: 15.09.2024
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Fotoğraf Diyanet İşleri başkanının da katıldığı bir toplantıdan çekilmiş. Dikkat ederseniz salonun yarısında kadınlar diğer yarısında ise erkekler oturuyor. Yani durum tam harem-selamlık.

ACAİP YAZILAR

AKP’li taksiciyle dehşet bir sohbet

Yazıyı sosyal medya hesaplarımdan birinde buldum.

“Kabataş ekranı” isimli gruptan gelmiş.

Olay gerçek mi bilmiyorum.

Muzip bir kişi oturup böyle bir hikâye de yazmış olabilir gerçekten yapmış da olabilir.

Ama inanıyorum ki milyonlarca kişinin içinden geçeni anlatmış.

Olayın iki kahramanı var.

Biri sapına kadar Erdoğancı AKP’li bir taksici

Diğeri de kendine AKP’li süsü veren taksi müşterisi.

Haydi okuyalım;

Dün taksiye bindim. Taksinin arkasındaki Osmanlı tuğrasından ve radyodaki açık A Haber radyo kanalından anında anladım ki şoför gerçek bir uzun adam sevdalısı.

Dikiz aynasından şöyle bir tipime baktı takım elbiseli sarışın bir adam. Hemen kafasında çaktı cehape zihniyetini tabi.

Neyse yolculuk başladı. Tabi ki de muhabbet hemen seçimlere geldi. “Hah” dedim “şimdi yardım.”

Ama bu sefer ben atik davrandım ve “Allahıma bin şükür tekrar tek başımıza iktidar olduk!” dedim.

Şoför şaşkınlığından el frenini çekecekti nerdeyse.

 “Abi sen de mi AK Parti’ye verdin ya?” dedi.

“Herhalde başka kime verecektik. Hamdolsun bu sefer de istediğimiz aldık” dedim.

“Hay yaşa abim be!” dedikten sora heyecanla ekledi; “Bu millet teröristlere, İsrail, Ermeni döllerine kalmadı” dedi.

“Vallahi ben 2002’den beri ak partiye veriyorum oyumu. Çok şükür ayda 700-800 bin lira kazanıyorum sayelerinde Allah reisten razı olsun” dedim.

Herif bir dumura uğradı ki sormayın.

Devam ettim; “3 tane arabam 4 tane evim var çocuklarım da yurt dışında okuyor keyfimiz yerinde çok şükür.”

Taksici “Abim sen ne iş yapıyorsun ayıptır sorması?” dedi.

“Ayakkabı imalat fabrikam var benim Antep’te” dedim.

“Eskiden sigortalı işçi maliyeti yüzünden ayda 50 bin zor kazanıyordum şimdi Türk işçileri çıkarttım hepsini Suriyeli aldım fabrikaya ne sigorta ne bir şey ayda 15 bin liraya çalışıyor adam biz de kazancımıza bakıyoruz elhamdülillah” diye devam ettim.

Adamın surat düştü.

“AK Parti başımızda olduğu sürece kazancımız hep bol oluyor Allah razı olsun onlardan” diye sıralıyorum artık hayli rahatlamış biçimde.

Sonra “Eee senin durumun nedir, sen ne kadar kazanıyorsun var mı ev, araba çocuk” diye sordum.

“Abi biz kiradayız, 2 çocuk var. Allah bağışlasın” dedi.

“Yollasana ya çocukları yurt dışına güzelce okusunlar İngilizce öğrensinler” dedim.

“Abi biz devlet okulunda zor okutuyoruz ne yurt dışısı” dedi.

 “Öyle deme her türlü imkânınız var şükür etmesini bilmek lazım” diye devam ettim.

Herifte yine ses yok.

“Keşke 400 milletvekili alsaydı AK Parti, o zaman bu hainlerin teki bile kalmazdı” dedim sonra çıtayı iyice yukarı çıkardım.

“Hanımın doğum günü geliyor BMW istiyor ama benim de fabrikayı büyütmem lazım… Daha çok para lazım yani.”

Çıt yok.

Ben hızımı almışım devam ediyorum; “Bizim çocuklar alıştı her 6 ayda bir yeni telefon istiyorlar 120 bin az para değil ama çocuk bu baba kalbi dayanmıyor, alacağım tabii.”

Artık aklıma ne geldiyse sıkıyorum.

Bir ara kendim bile inandım.

Neyse ineceğim yere geldim. Arabadan inerken adamın bana bir bakışı vardı ki.

SOSYAL MEDYA

Fark bu kadar açık daha neyi konuşuyoruz

Durum buradaki tablo gibi.

Almanya’da asgari ücret alan, ki toplam çalışanların sadece yüzde 5’i, Türkiye’de ise yüzde 57 bu oran, bir kişi için böyle bir araba asla hayal değil.

Türkiye’deki asgari ücretli içinse bunun hayalini bile kurmak mümkün değil.

Bİ SORALIM BAKALIM

Demek protokol tahrik olmuyor

Fotoğraf Diyanet İşleri başkanının da katıldığı bir toplantıdan çekilmiş.

Dikkat ederseniz salonun yarısında kadınlar diğer yarısında ise erkekler oturuyor.

Yani durum tam harem-selamlık.

Önde ise protokol kurulmuş.

Ama orada kadın-erkek ayırımı yok, kadınlar erkeklerle yan yana oturabilmişler.

Dinleyicilere ayrımcılık mı yapılmış yoksa protokoldekiler arkadakiler gibi yan yana oturunca hemen tahrik olmuyorlar mı anlamadım doğrusu.

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

Ayaklarınız Ay’a değil, yere bassın

Artık tiryakisi olduğumuz gazeteci Erdem Beliğ Zaman’ın bu haftaki aforizmalarını birlikte okuyalım;

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz!” sloganları eşliğinde kılıç çeken vatansever teğmenlerimiz için gerekenin yapılacağını söyledi. Askerî okulları kapatanlar, askerimizin başına çuval geçirtenler, Atatürkçülüğü ayaklar altına alanlar için seçmen olarak biz de gerekeni ilk seçimde yapacağız!

★★★

Artık rahatça geçinebilmek için bize, asgari ücretin dört misli artmış hâli lazımmış. Tabii bir de iktidardaki kişilerin dört misli eksilmiş hâli!

★★★

Adana’da PTT çalışanı bir büro ve gişe amiri 785 bin 560 lirayı zimmetine geçirmiş. Sonrasında ise pişman olup 400 binlik kısmını iade etmiş… Türkiye’deki aymazların pişmanlığı işte bu kadardır… Herif bu yaptığıyla sevap işlediğini bile zannetmiştir!

★★★

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan“Kahraman ordumuzun yıpratılmasına müsaade etmeyeceğiz!”, dedi. Anlaşılan Cumhurbaşkanı kendisini engellemeye talip!

★★★

Türk Dil Kurumu Bilim Kurulu üyesi Prof. Hayati Develi“Harf İnkılâbı bizde derin travmalar yarattı.”, demiş. Sayın (!) Profesör gerçekleri bilimin üstüne çıkaracağına kilimin altına süpürmüş… Bu yüzden ona “bilim” kurulu üyesi yerine “kilim” kurulu üyesi demek daha doğru olur!

★★★

2023’te Ay’a sert iniş yapacaklarını açıklayan AKP iktidarı hâlâ Ay semalarında dolanıyor… Oysa kimse onlardan ayaklarının Ay’a basmasını istemiyor; ayakları biraz yere bassın yeter!

★★★

Lahmacun atıştırması lüks oldu vatanda,

Millet yiyebilsin diye bir bak boşu çıktı…

Yalnızca vatandaş mı? Hükûmetten inan ki;

Ah, vah ile geçtik diye yıllar bile bıktı!

ÇOK GÜLDÜM

Pazar için 4 fıkramız var

Bu hafta yine Yıldırım Tuna’dan gelen fıkralarla sizi baş başa bırakıyorum.

Kahraman koç

Adam ziyarete gittiği orman köyünde üç bacaklı bir koç görünce sahibi köylüye nedenini sormuş.
“Oooo, bilsen ne kahraman bir koçtur o. Gururumuzdur o bizim.” diye cevap vermiş köylü,.
“ Bir gece yarısı samanlıkta yangın çıkmış, ateşler tam evi saracak bu kahraman kafasıyla kapımıza tos vura vura bizi uyandırdı ve hepimiz kurtulduk..”
“Yani bacağını o yangında mı kaybetti?”
“Yok “ 
demiş köylü, “Böyle kahraman bir koç bir kerede kesilip yenilir mi beyim?”

CEO

Lüks yolcu gemisi Atlantik Okyanusunun ortasında yavaş yavaş batmaya başlamış, hiçbir umut yok, kaptan çaresiz, her çareyi deneyen yardımcısı birden yolcular arasında ticari hayatta inanılmaz fikirleriyle mucizeler yarattığı söylenen ünlü bir CEO’nun olduğunu öğrenmiş.
Adamı hemen kaptanın yanına çıkarmışlar,
“Ne yapabilirsiniz?” diye sormuş kaptan.
“Yahu buna ben ne yapabilirim ki?” demiş durumun vahametini öğrenen CEO şaşkınlıkla,
“Bizim işimiz batan şirket yönetimlerinde akla gelmeyen çıkış noktalarını keşfetmek falan. Hala internet bağlantınız var mı?”
“Evet? Evet var...”
“Ucuza, pahalıya bakmayın, gemiyi hemen satın bence.”

Müze

- Müzeden kovuldum..

- Aa.. Saçmalama.. Neden?..

- O kadar da başarılıydım yani.. Sana yemin ediyorum, yahu gireli daha iki gün oldu, Vallahi ve billahi iki gün içinde tam iki tane Picasso sattım, yine de kovdu pislikler..

Evdeki yasaklar

Akşam yemeğinden sonra iki erkek kardeş halının üzerinde güreşip birbirlerini zor duruma düşürebilmek için her numarayı denerlerken kazara birbirlerinin en nazik yerlerini tutunca anneleri hışımla “ Durun..! Bu evde kimse kimsenin özel yerine dokunamaz!” diye bağırarak ayağa fırlamış.

Kocası okumakta olduğu gazeteden başını kaldırıp “Çocuklar.. İnanın anneniz şaka yapmıyor” demiş ve içinden mırıldanmaya başlamış.. “Sizin için neyse de, bu iş bu evde evlendiğimiz günden beri hep aynı prensipte anasını satayım. Sizler nasıl olduysanız!”

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları