loading
close
SON DAKİKALAR

Devleti işte böyle çökertiyorlar

Can Ataklı
Tarih: 29.10.2024
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Yolun tamamı için ödenmesi gereken paranın yüzde 50 fazlası eksik kalan bölüm için harcanıyorsa, yolun maliyetini kim nasıl hesapladı? Ya da her şey doğruydu da, içinden alınacak avanta mı hesaplanmamıştı ki böyle bir fahiş hata çıktı ortaya?

ANALİZ

Anla artık olmasaydı yoktun

Bugün en büyük günümüz.

Bugün cumhuriyetin ilanının 101’inci yıl dönümü.

Bitmiştik bundan 100 yıl önce.

600 yıllık imparatorluk yıkılmış, padişahı rehin alınmış, toprakları emperyalist güçler tarafından paylaşılmıştı.

Hesapta İstanbul hâlâ payitahttı ama padişahın hiçbir yetkisi yoktu.

Ordu dağıtılmış, silahları alınmıştı.

Anadolu’nun ortasından başlayıp İzmit’e kadar gelen bir bölge güya Osmanlı Devleti’ne bırakılmıştı.

Her taraftan kuşatılmıştı.

Yer altı ve yer üstü bütün zenginliklere el konulmuştu.

Kıpırdayacak halimiz yoktu.

Padişah ise kendi canı ve servetini korumak için her türlü tavizi vermeye hazırdı, yeter ki kendisine dokunulmasındı.

İşte böyle bir ortamda şahlandı bu millet.

Bir lider geçti halkın önüne, kimsenin inanmadığı daha doğrusu inanamadığı bir milli mücadele başlattı.

Düşman ülkeden kovuldu, padişah düşmanla birlikte kaçtı, cumhuriyet ilan edildi, 600 yıl kul olarak yaşayan insanlar eşit vatandaş haline geldi, kendi kendini yönetme hakkını ele aldı.

Çok açık bir gerçektir bu; eğer O olmasaydı bugün yoktuk.

Elbette birer canlı olarak varlığımızı belki sürdürecektik ama ne bir devletimiz ne bir milletimiz ne bir vatanımız olmayacaktı.

Cumhuriyet ve medeniyet düşmanları “Olmasaydı olmazdık” sözüne asla inanmadıkları gibi “Keşke Yunan kazansaydı” diyecek kadar kendilerinden geçmiş halde saldırdılar 100 yıldır bu cumhuriyete.

“Nasıl olmazdık?” diye akılsız sorular sordular hep.

Olmazdın tabii.

Bunu â fark edemiyorsun.

Nasıl olacaktın ki?

Yabancıların ancak uşak olarak çalıştırdığı insanlar olacaktın.

Bağımsızlığın, özgürlüğün olmayacaktı.

Birilerinin hakimiyeti altında onların himmeti ile yaşar gibi olacaktın.

Sesini çıkaramayacaktın, hakkını arayamayacaktın.

Yok farz edilecektin.

İşgal kuvvetlerinin tahakkümü atında yaşayan üçüncü sınıf insanlar, paryalar, köleler gibi davranılacaktı sana.

Oysa Cumhuriyetle birlikte benliğine özgürlüğüne, bağımsızlığına kavuştun.

Birey oldun.

Güçlü bir devletin vatandaşı haline geldin.

Bugün cumhuriyet ve medeniyet karşıtı bir zihniyet ülkenin başında oturuyorsa bile işte o büyük insanın varlığı ve verdiği mücadele sayesinde oldu bu.

Sakın unutma ve vızıltı çıkarma.

Olmasaydı yoktun.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Cevap veremeyince bas sopayı

İktidar hesapta İsrail’e çok karşı.

Her gün birbirinden ağır hakaretlerden oluşan açıklamalar yapıyorlar İsrail’e karşı.

Sözün bir anlamı yok tabii, istediğin kadar konuş.

Ama sıra İsrail’in çıkarlarına gelince hepsi sus pus oluyor.

Ticaret aynen devam ediyor İsrail’e.

Petrolü bizim üzerimizden gidiyor.

İsrail’i koruma kalkanı tatbikatlarına gemilerimiz de katılıyor.

Son olay daha da gösterdi bu konudaki samimiyetsizliği.

İstanbul’da bir savunma fuarı düzenlendi.

Bu fuara davet edilen ve stant açtırılan şirketlerden biri İsrail’e silah satan bir şirket.

Batı ülkelerindeki bu tür fuarlara alınmıyor.

Bir vatandan fuarı gezen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı görünce, “İsrail’e silah satan şirketin bu fuarda ne işi var?” diye sormak istiyor.

Korumalar bu kişiyi anında karga tulumba fuar alanının dışına atıyorlar.

Ertesi gün de fuar sivil vatandaşların ziyaretine kapatılıyor.

Ne güzel değil mi?

“Müslüman katliamı yapan İsrail kahrolsun, bir gece geliriz haa” diye milleti kandırın ama gerçek eyleminiz çok farklı olsun.

Nasıl bir yüz, surat var anlamak mümkün değil, her şey bu milletin gözü önünde yapılıyor, herkes görüyor, gördüğünü açıkça söyleyen de sopayı yiyor.

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Devleti işte böyle çökertiyorlar

Geçen hafta Korkusuz’daki bir haber çok ilgimi çekmişti.

“3.5 yılda tamamlanması planlanan yol 7 bakan gördü” başlıklı haberde, Malatya çevreyolunun nasıl bitirilemediği anlatılıyordu.

İhale açılmış, ama yol bir türlü bitirilememiş.

Geçen dönemde tam 7 kez Ulaştırma Bakanı değişmiş.

Sonunda yarım kalan bölüm için yeni kaynak bulunmuş, inşallah bitecekmiş artık.

Haberdeki rakamlara baktım.

Yolun tamamı için 183 milyon liralık ihale açılmış.

O günün kuruyla ihale 65 milyon dolar ediyor.

Paranın tamamı harcanmış ama yol bitmemiş bunun üzerine “ikmal ihalesi” açılmış bunun için de 3 milyar 448 milyon lira ödenmiş.

Bu paranın karşılığı 93 milyon dolar ediyor.

Şimdi rezalete bakar mısınız?

TL hesabını bırakın yol yapımı için 65 milyon dolar yeterli aslında.

Bu paranın tamamı harcanıyor yol bitmiyor, 93 milyon dolar daha ekleniyor.

Kimse bunun hesabını sormaz mı?

O yol için 65 milyon dolar yeteceğine nasıl karar verilmiş, o rakam doğru mu saptanmış?

Yolun tamamı için ödenmesi gereken paranın yüzde 50 fazlası eksik kalan bölüm için harcanıyorsa, yolun maliyetini kim nasıl hesapladı?

Ya da her şey doğruydu da, içinden alınacak avanta mı hesaplanmamıştı ki böyle bir fahiş hata çıktı ortaya?

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Özgür Özel’in görmek, anlamak istemediği şey

Yerel seçimlerde birinci parti olan ve son 6 aydır birinciliğini koruyan CHP son haftalarda düşüşe geçti.

Anketler elbette kesin sonuç veremezler ama CHP oyları 6 aydır ilk kez ikinciliğe düşmüş görünüyor son yapılan araştırmalarda.

Bunda temel etken bana göre CHP’nin pasif muhalefet yapması ve yeni siyaset üretememesi.

Özgür Özel ise konuyu sadece “sert muhalefet” açısından alıyor ve yanılıyor aslında.

Fatih Altaylı’ya konuşan Özgür Özel, “Ben o sert yap diyenlerin dedikleri sertliğin 5 katını yapabilirim hiç sorun yok ama 5 yıl daha Erdoğan’a katlanmaya hazır olsunlar. Ben Tayyip Erdoğan’ı önümüzdeki seçimde, eğer erken olursa aday olabiliyor YSK kararı yüzünden ya da onun belirleyeceği adayı yenip, Atatürk’ün partisini cumhuriyetin ikinci yüzyılında iktidar yapmak istiyorum” dedi.

Konu daha sert muhalefet değil, etkili muhalefet.

Etkili muhalefet strateji geliştirmeden, yeni siyaset üretmeden olmuyor.

Özgür Özel ise nedense siyaset üretmek yerine anlık tepkilerle açıklamalar yapıyor topluma güven veremiyor.

Son zamanlarda “CHP beceremez” sözünü çok duyuyorum sokakta karşılaştığım kişilerden.

Bu algı CHP için çok tehlikelidir, vatandaş AKP’den kurtulmak için CHP’ye oy verecek ama giderek ciddileşen bir güven sorununun ortaya çıkması durumu yine tersine çevirebilir.

Özgür Özel kendisine yöneltilen eleştirilere daha soğukkanlı ve akılcı bakmalı önlemini almalı.

Aksi takdirde çok kısa bir süre sonra genel başkanlığı tartışmaya açılacaktır.

ŞAŞIRDIM

Genel seçimde kullanılan oy pusulaları gerçekten yurt dışında mı?

Bir iki kez konu etmiştim Ünal Canbey isimli kişiyi.

İddiası müthişti.

Diyordu ki “Bu iktidar 2023 seçiminde kullanılan bütün oyları TIR’larla yurt dışına çıkardı. Bunlar şu an bizim elimizde, seçimleri aslında Erdoğan kazanmadı, Kılıçdaroğlu kazandı, bunu açıklayacağız.”

Canbey bu açıklamaları yaparken cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanacağını da ileri sürüyordu ve bunun gerçekleşmemesi halinde açıklamanın dünya kamuoyu önünde yapılacağını söylüyordu.

Geçen aylar içinde Ünal Canbey kabineye atanmadı, hatta bir ara gözaltına alınıp serbest bırakıldı ama iddialarını dile getirmeyi sürdürdü.

Canbey son olarak dün attığı bir twitle Cumhurbaşkanlığı seçiminde kullanılan oy pusulalarını çarşamba günü (yarın) tüm dünya medyasına göstereceklerini ileri sürdü.

Canbey’e göre bu açıklandığında Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilemediği anlaşılacak ve seçimi gerçekte kazanan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu makama oturacağını da iddia etti.

Ne diyeyim.

Yarını bekleyeceğiz, bakalım Canbey bu kez söylediğini yapacak mı?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları