loading
close
SON DAKİKALAR

Emeklilere çok güzel tavsiyeler

Can Ataklı
Tarih: 28.01.2024
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Kombi yakmayın, mümkünse öğle yemeğini atlayın ve akşama kadar alışveriş merkezlerinde oturarak gününüzü gün edin. Evinizi hep serin tutun. Bildiğiniz gibi; SOĞUK HAVA kan dolaşımını hızlandırır ve sizleri zinde, genç tutar.

NOSTALJİ

Hababam sınıfını defalarca bıkmadan izleyenler lütfen bu yazıyı da okusun!

Televizyon ekranlarında “Hababam Sınıfı” filmini kim bilir kaç kez izlemişizdir.

Hele Tarık Akan’lı, Kemal Sunal’lı bölümleri defalarca izlememize rağmen yine ekran başına kilitlenmedik mi her seferinde?

Şimdi size bir yazı sunmak istiyorum.

Geçmişte yaşanan geçek bir öykü bu.

Komik mi yoksa çok hazin mi kararı siz verin.

Ama lütfen sonuna kadar okuyun ve ondan sonra Hababam Sınıfı’nı tekrar düşünün.

Gerçek öykümüz şöyle;

Küçük bir mahkeme salonunda savcı iddanameyi okumaya başladı..

“Sayın hakim, kitap kırmızı kapakla çıkmıştır ve adı ‘Sınıf’tır. Bu nedenle TCK’nın 216. maddesine göre, yani ‘halkın; din, dil, ırk, mezhep, sosyal sınıf veya bölge farklılığı açısından farklı özelliklere sahip bir kısmını, diğer bir kısmı aleyhine kin ve düşmanlığa ittiği’ gerekçesiyle suçludur. Gereğinin yapılmasını arz ederim.”

Adam şaşkınlıkla etrafına baktı. Her şey ona şaka gibi geliyordu. Bir şiir kitabı için miydi tüm bunlar?

Öğretmendi, yıllarını okuldaki öğrencilerine vermişti. “Çocuklarım” diyordu onlara.

Kitabında da çocuklarını anlatmıştı zaten.

O halde neydi suç olan? Neden buradaydı?

Savcı devam ediyordu.

“Ama kitap kırmızı, üstelik adı da Sınıf!”

Şiirlerinden kesik kesik mısralar geldi adamın aklına...

“Yoklama defterinden öğrenmedim sizi, benim haylaz çocuklarım! İsterken adam olmanızı çoğunuz semtine uğramaz oldu okulun palto, ayakkabı yüzünden, kiminiz limon satar, Balıkpazarı’nda kiminiz Tahtakale’de çaycılık eder.”

Buydu söyledikleri sadece.

Bu nedenle Nazım Hikmet’in kitaplarından sonra ilk kez bu kitap toplatılmış ve yasaklanmıştı.

Kapağını rengi kırmızıydı!

Adı da; Sınıf’tı.

Beyninde zonklamaya devam ediyordu, yasaklanan kitabındaki şiirler..

“Benim bilgili, becerikli çocuğum, kalktığın zaman tahtaya yüzünün kızarması neden?

Ayağında sağlamca bir papuç sırtında bir ceket yok diye mi?

Ne var bunda sıkılacak, utanmak bize düşer çocuğum!”

Birden herkes ayağa kalktı.

Hakim kararı açıklıyordu..

Hayatında ilk kez tutuklanıyordu adam!..

6 ay hapiste yattı.

O zamanki yasalara göre 6 aydan fazla hapiste yatan bir kişi öğretmenlikten çıkarılıyordu.

Adam tam tamına 6 ay hapiste yatmıştı! Ne bir gün fazla ne bir gün eksik.

Ama 6 aydan fazla yatmış gösterilip öğretmenlikten de atıldı!..

Yılmadı, onlara güzel bir dünya kurabilmek için yazmaya devam etti.

Tutuklandı yine, işkenceye maruz kaldı, hatta yetmiş yaşında kendi köyünün halkı içinde gözleri bağlanarak elleri kelepçeli gözaltına bile alındı.

Bu adam kim mi?

Bu adam; sizin romanlarını okuduğunuz, tiyatro ve filmlerini izlediğiniz “Hababam Sınıfı”nın yazarı Rıfat Ilgaz’dır.

Hababam Sınıfı’nın hatırına..

Rıfat Ilgaz gibi değerlerimizi unutmayalım.. Unutturmayalım!

ÖNERİ

Emeklilere çok güzel tavsiyeler

Emekliler bırakın açlık sınırının altını asgari ücretin bile altında maaş alıyorlar.

Bu maaşla geçinmek mümkün mü?

Elbette değil.

Ama başa gelen çekilir.

Çoğu emekli çektiği çileyi bile bile yine AKP’ye oy vermedi mi?

Demek bir bildikleri var ki ille de AKP diye tutturdular.

Ben de bir iyilik yapayım, AKP’ye oy veren emeklilere bazı tavsiyelerde bulunayım.

Hiç olmazsa bunları yaparak geçinmeye çalışırlar ve soran olursa “AKP’ye oy verdim ama, bak sorunu nasıl hallediyorum” deme bahanesi bulurlar.

İşte o tavsiyeler; (Tabii oy vermeyenler de uygulayabilir ki zaten muhtemelen uyguluyorlardır da.)

- Mümkünse aynı evde 5-6 emekli birlikte yaşayın. Böylelikle sohbet eder, kirayı ve diğer giderleri bölüşür, can sıkıntısından uzak kalırsınız.

- Güne geç başlayın, sabahları mümkün olduğunca yataktan çıkmayın. Böylelikle açlık hissi oluşmaz.

- Kahvaltıda peynir yemeyin; eklemlerinizde kireçlenme yapar. Zeytin yemeyin; tuzludur tansiyonunuzu yükseltir. Çay içmeyin; içindeki tein maddesi uyku düzeninizi bozar.

- Sabah kahvaltısını bir dilim ıslatılmış ekmek ile yapın. Islatılmış ekmekteki karbonhidrat sindirim sisteminde çabucak şekere dönüşür ve size bol bol enerji verir. Her öğünde bir dilim ıslatılmış ekmek tavsiye edilir.

- Kahvaltı sonrası, sefer tasınızı alarak, belediyeler tarafından ücretsiz olarak dağıtılan çorba dağıtım merkezlerine yürüyerek gidin ve sıraya girin. Doğrudan, sefer tasına çorba dolumu yapmayacakları için, birkaç kez sıraya girerek kâğıt bardaklarda alacağınız çorbaları sefer tasınızda stoklayın.

- Et kolesterol yapar, tavuklar zaten organik değil, denizler kirli olduğu için balıklarda ağır metaller olabilir. Dolayısıyla bu yiyeceklerden uzak durun.

- Evde su tüketimini azaltmak için; alışveriş merkezi ya da açık olan cami lavabolarını kullanın. Yanınızda en az 2 adet 1,5 litrelik boş su şişesini de buralarda doldurun ve günlük içme suyu ihtiyacınızı bu şekilde karşılayın.

- Kombi yakmayın, mümkünse öğle yemeğini atlayın ve akşama kadar alışveriş merkezlerinde oturarak gününüzü gün edin. Evinizi hep serin tutun. Bildiğiniz gibi; SOĞUK HAVA kan dolaşımını hızlandırır ve sizleri zinde, genç tutar.

- 1 dilim ekmek ve iki kaşık çorba ile akşam yemeğinizi yedikten sonra hemen yatın. Lambaları açmayın, ozon tabakasını ısıtır. Televizyon izlemeyin, radyasyon yayar. Karanlıkta erken saatte uyumak daha sağlıklıdır. Hem de uzun uzun rüyalar görüp, geçmişe doğru zamanda yolculuk yapar ve ertesi sabah keyifle yeni bir güne uyanırsınız.

- Emeklilik bir tür tatildir, keyfini çıkarın!

KOMİK

Ekonomi tıkırında

Bayılıyorum Erdoğan’ın bazı konuşmalarına.

Ne demişti “Ben ekonomistim, faiz sebep enflasyon sonuçtur, Türkiye ekonomisi benden sorulur.”

Sonra şu söz de onun; “Ben bu görevde olduğum sürece faizler asla artmayacaktır.”

Cumhurbaşkanı seçiminden önce de “Verin bu kardeşinize yetkiyi görün bakın faizmiş, dolarmış ne oluyor?” demişti.

Sık söylediği cümlelerden biri de şu;

“Hedefimiz enflasyonda tek haneli rakama ulaşmak.”

Bunu son 8 yıldır her yıl en az bir kere söyledi. Son söylediğine her halde özellikle emekliler çok gülmüşlerdir; “Bu yılı emekli yılı ilan ediyoruz, emeklilerimizin yüzü gülecek, kimse emeklilerle benim arama açamaz.”

Aslında bütün söyledikleri aynı kapıya çıkıyor; Ekonomi battı, içinden çıkamıyoruz. Ama kuyruğu da titretmeyiz.

Buradaki karikatür ekonomi ile ilgili son zamanlarda gördüğüm en güzel karikatür. Bu nedenle sizinle de paylaşmak istedim.

ÇOK GÜLDÜM

Pazar için üç evlilik fıkrası

Bu hafta Yıldırım Tuna üç fıkra göndermiş, üçü de evlilikle ilgili.

Özellikle uzun süredir evli olanlar bakalım beğenecek mi?

Seminerdeyiz

Bir grup kadın, “Sevgi dolu bir evliliğe nasıl sahip olunur” seminerine katılmışlar, onlara
“Aranızda kaçınız kocasını seviyor?” diye bir soru sorulmuş, tamamı ellerini kaldırmışlar.
“En son kocanıza onu sevdiğinizi ne zaman söylediniz?” diye sormuşlar, kimi “Bugün” diye cevaplamış, “Birkaç gün önce” diyenler olmuş, çoğu hatırlayamamış.
Konuşmacı “Çıkartın cep telefonlarınızı, kocanıza ‘Aşkım seni seviyorum’ mesajı yazın ve gönderin bakalım” demiş.

Mesajlar gönderilmiş, gelen cevapların yüksek sesle okunması için cep telefonları yandaki katılımcı ile değiştirilmiş ve aşağıdaki 8 değişik mesaj kahkahalarla okunmuş.

1- Arkadaş? Sen kimsin?..

2- Çocuklarımın anası? Hasta falan mısın?..

3- Evet.. Ben de seviyorum da.. Sorun nedir?..

4- Araba pert mi? Ha? Pert mi?

5- Kimden ne duydun söyle bakalım?

6- Etrafından dolaşma lütfen. Konuyu direk söyler misin?

7- Hani gündüzleri içmeyecektin?

8- Annen bize mi geliyor?

Adam evli

Sanığı sorguladınız mı?

Evet efendim.

İtiraf etti mi?

Hayır efendim.

Ona sürekli aynı soruları defalarca sorun. Sürekli saçma sapan şeylerle suçlayın. Birden bire bağırın ve bunaltın. Anlamsız şeylere kafanızı takıp birden sinirlenin, resmen Çin işkencesi yapın, çözülecektir.

İşe yaramaz, tınmıyor efendim. Adam alışkın.

Hadi ya? Kim alıştırmış? Örgüt üyesi falan mı?

Hayır, adam evli efendim.

Evlilik

İş adamı genç sevgilisiyle kaçamak yapmak için gittiği göl kenarındaki sessiz otelin otoparkına girmiş, arabasından indikten sonra “Sevgilim” demiş, “Evli olmadığımızı anlamalarını istemiyorum. Bavulları sen taşır mısın?”

SOSYAL MESAJ

Aman dikkat sonun mahpusluk

Yandaş medyanın sayfalarında çıkan bir haber üzerine sosyal medyada bir kullanıcı çok güzel bir cümle yazmış.

Diyor ki;

“Ekonomi kötü” demek suç olacakmış.

AKP’nin yeni sloganı “Yurtta sus, cihanda sus, yoksa sonun mahpus.”

Valla hiç de yanlış değil.

Herkese sus diyorlar.

Dışarıya bağırıyormuş gibi yapıp aslında susuyorlar.

Bunları konuşunca da mahpusluk geliyor.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları