loading
close
SON DAKİKALAR

Erdoğan İsrail’e ateş püskürüyor ama sorumlusu aslında kendisi

Can Ataklı
Tarih: 05.08.2024
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Eylem Tok da oğlunu kaçırmasa şimdi Amerika’da rahat yaşayacaktı.

BUNU YAZMAK GEREK

Eylem Tok da oğlunu kaçırmasa şimdi Amerika’da rahat yaşayacaktı

Türkiye’nin vicdanını derinden yaralamıştı Eylem Tok.

Oğlu bir kaza yapmıştı ve ölüme neden olmuştu.

Eylem Tok kazayı öğrenir öğrenmez apar topar kaza yerine gitmiş, oğlunu aldığı gibi havaalanına götürmüş ve bulduğu ilk uçakla Mısır’a gitmişti.

Tok çok kısa bir süre sonra Mısır’dan Amerika’ya uçmuş ve Amerika doğumlu oğlunun burada rahat edeceğini düşünmüştü.

Ancak öyle olmadı.

Kamuoyu vicdanını yaralayan bu olaydan sonra Dışişleri Bakanlığı harekete geçmiş ve Eylem Tok ile oğlunun iadesini talep etmişti.

Şu an Eylem Tok ve oğlu hapiste.

Eylül ayı içinde iade edilip edilmeyeceklerine karar verilecek.

Oysa Eylem Tok Kızılay eski Başkanı Kerem Kınık gibi yapsaydı hem kamuoyunda çok ilgi çekmeyecek hem de oğlunu yasal yoldan Amerika’ya götürüp rahata erecekti.

Eylem Tok ile Kerem Kınık arasındaki bağlantı ne?

Kerem Kınık’ın kızı Zehra Kınık Beykoz Kavacık’ta kullandığı otomobille bir motosiklete çarptı.

Kazada motosikletin arkasında oturan 17 yaşındaki Barlas Çeki hayatını kaybetti.

Yüzde 50 kusurlu görülen Zehra Kınık, bir gün gözaltında tutulduktan sonra çıkarıldığı mahkemede tutuksuz yargılanmak üzere adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı, yurt dışı yasağı ise konmadı.

Şimdi öğreniyoruz ki Kerem Kınık kızını hemen Amerika’ya götürmüş.

Muhtemelen dava gıyabında yapılacak ve çok az bir hapisle ya da para cezasıyla kurtulacak.

İşte Eylem Tok ile Kerem Kınık’ın kaderi burada kesişiyor.

Eylem Tok annelik duygusuna sarılarak oğlunu kaçırmak yerine hemen adalete teslim etse, muhtemelen bir iki gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakılacak yurt dışı yasağı bile konmayacaktı.

Kaza gazetelerin üçüncü sayfasında iki ya da üç sütunluk bir yer bulacaktı.

Eylem Tok’un ve oğlunun duruşmaları da gıyabında yapılacaktı, ceza alması halinde Türkiye’ye dönmeyecekti.

Ama asıl önemli olan Eylem Tok yaptığı vicdansızlık nedeniyle kamuoyunda hedef olmayacak, Amerika’da hapse girmeyecek ve Türkiye’ye iade heyecanı yaşamayacaktı.

Kerem Kınık ise Eylem Tok gibi “babalık duygusu ağır bastı” diye düşünmeden kızının gözaltına alınmasına hiç ses etmedi.

Ancak muhtemelen gücünü de kullanarak tutuksuz yargılanmasını sağladı.

Daha da önemlisi kızına yurt dışı yasağı konmasına da engel oldu.

Kendince makul bir süre geçtikten sonra da kızını Amerika’ya gönderip orada yerleşmesini sağladı.

Bu durumda burada mahkum edilse bile Türkiye Zeynep Kınık’ın iadesini talep edemeyecek.

Yazımı bir notla bitireyim.

Kerem Kınık’ın kızının Amerika’ya yerleştiği haberleri üzerine arkadaşları “Hayır bir yere gitmedi, yargılanmayı bekliyor” demişler.

İyi de bu açıklamayı neden bizzat baba Kerem Kınık yanına kızını da alarak yapmıyor da kimliği belirsiz arkadaşların tweetleri haber oluyor?

OKURDAN MESAJ

Muz ağaçta sadece 50 kuruş markette 85.5 lira

Fiyatlar artık akıl almaz boyuta geldi.

İktidar her türlü otoriteyi yitirdiği için piyasa kendi başına hareket ediyor.

En büyük vurgun gıda ürünlerinde.

Bir okurum limon örneğini vermiş.

Bakın ne yazmış;

Can Bey iyi günler.

Hayat pahalılığı hepimiz için güncel.

Bir örnek vermek istiyorum.

2 gün önce Mopaş’da limon 89.90TL idi!

Bugün Migros’ta 84.90TL!

Bizlere coğrafya derslerinde ülkemizin narenciye ülkesi olduğu ve ihraç ürünleri içinde narenciyenin önemli rolü olduğu öğretilmişti.

Önemli büyüklükte narenciye bahçeleri olan bir arkadaşımla konu hakkındaki konuştum.

Söylediği özetle şu; 85.90TL ila 89.90TL arasındaki fiyattan satılan limonu, Şubat 2024 tarihinde yalvar yakar 0.50 TL zar zor sattım.

Bu millet böyle soyulup yoksulluğa itiliyor.

Bu konuda Tarım Bakanı ne iş yapar?

FIKRA GİBİ

Eski Tarım Bakanı, Haniye sevgisi ile köpek sevgisini kıyasladı

Hani bir laf vardır “ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?” diye.

Son günlerde sosyal medyada bu söze uyacak sayısız paylaşıma rastladım.

Sokak hayvanlarına yönelik katliam yasasına karşı çıkanları muhalefet olarak niteleyen AKP trolleri, hayvanseverlere saldırıyor ve “Gazze’de katliama ses çıkarmayanlar köpeklerin dostu oldu” mealinde paylaşımlar yapıyor.

Bunlara gülüp geçiyordum ama Erdoğan’ın kabinesinden eski bir bakanın da aynı kıyaslamayı yapması hem canımı çok sıktı hem de adına bakan denilen kişilerin niteliği hakkında zihnimde yeni bir kuşku oluşturdu.

Eski Tarım Bakanı Vahit Kirişci de sosyal medyadaki akılsızca paylaşımlardan etkilenmiş olacak ki Haniye için yas ilan edilmesine tepki gösterenlere öfkesini aynı akılsız mantıkla cevap vermiş.

Sokak hayvanlarına sahip çıkanların aynı zamanda İsrail yanlısı olduğu düşüncesinden yola çıkan Kirişci “16 bini çocuk olmak üzere 40 bin kişinin katili olan Netanyahu’ya ‘katil Netanyahu’ diyemeyenlerin, İsmail Heniyye’yi kaybettik, bunu kınamayanların kalkıp da köpek sevgisinden, hayvan sevgisinden söz etme hakları yoktur” demiş.

Bir iktidar mensubu kutsal bir tepeye koydukları Haniye sevgisi ile köpek sevgisini kıyaslamaya kalkışıyor. Tam fıkralık durum.

Ayrıca bu eski bakan köpeklere sahip çıkıp İsrail zulmüne karşı çıkmayan kaç kişi gösterebilir?

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Şehir tabelalarından rakım ve nüfus niye kaldırıldı?

Yaz tatillerine genellikle araba ile gidiyorum.

10 günü geçen yolculuklarda araba uçaktan daha rahat geliyor.

Altında araba olduğunda dilediğin zaman yer değiştirebiliyorsun, bavulları ve tatil sırasında aldıklarını çok daha rahat ve sorunsuz taşıyorsun.

Uçak öyle değil, inişler binişler eldeki çanta ve paketlerle çok eziyetli oluyor.

Bu yolculuklarda şehir girişlerindeki tabelalar dikkatimi çekti yine.

Eskiden eğer il merkezine giriyorsanız o şehrin adının altında rakım ve nüfus yazardı.

İlçe girişlerinde ise ismin altında nüfus bilgisi olurdu.

Şimdi büyükşehire de, il merkezine de ilçeye de belde ve köye girerken de hep aynı tabela var.

Bu tabelada sadece o yerin adı yazıyor.

Bu durumda bir şehirden mi ilçeden mi köyden mi geçtiğinizi anlamıyorsunuz.

Meğer 2020 yılında alınan bir kararla nüfus ve rakım bilgisi tabelalardan kaldırılmış.

Nedeni çok komik; çünkü fazla masraf oluyormuş.

Yahu ne masrafı, tabela aynı tabela, altında nüfus yazsa ne olacak?

Artan veya azalan nüfus nedeniyle tabelaların hep değişmesi gerekiyormuş.

Rakımın yazmamasının nedeni de bir zamanlar Çorum’un rakımı her tabela değişikliğinde daha fazla yazılmış, bu da alay konusu olmuş.

Oysa tabelalarda nüfus bilgisi görmek yolculuk edenler için çok önemli olmasa da bilgilenmek açısından bence gerekli.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Erdoğan İsrail’e ateş püskürüyor ama sorumlusu aslında kendisi

Emekli Amiral Türker Ertürk Erdoğan’ın İsrail’e ateş püskürmesinin boş bir çaba olduğunu, yazdığı 7 maddelik bir bilgi notuyla paylaştı.

Ertürk “Bir ABD-İsrail projesi olan ve Türkiye dahil bölgeye tecavüzü öngörmüş BOP’a eş başkanlık yaptıysan sonuçları bu olur” dediği bilgi notunda bakın neler yazmış;

  1. Türkiye’den Irak’a girmek isteyen ABD ile “at pazarlığı”na tutuştuysan,
  2. Irak tezkeresi geçmedi diye kızan ve bunu TSK’ya fatura eden ABD’e destek vererek cemaatle birlikte askerine kumpas kurduysan,
  3. 2005’de Kudüs’e gittiğinde Ariel Şaron’un “Yahudi Milletinin ve İsrail’in başkenti Kudüs’e hoş geldiniz” demesine sessiz kaldıysan,
  4. 2007’de İsrail’in Suriye’nin araştırma maksatlı El kibar Nükleer Santrali’ni vurması için Türkiye topraklarını İsrail savaş uçaklarına açtıysan,
  5. Mart 2011 Suriye’de başlatılan vekalet savaşında ABD’ye taşeronluk yaptıysan,
  6. Arap Baharı’nı ayağına gelmiş bir fırsat olarak görerek Kıbrıs Barış Harekatı’nda bize destek vermiş olan Kaddafi’yi arkadan vurduysan,
  7. Gazze’de Filistinlilere yönelik etnik arındırma savaşında bile İsrail’in en yaşamsal ihtiyaçlarını Türkiye’den sağladıysan,

Şimdi yalandan ağlamaya, miting yapmaya ve zevahiri kurtarmak için “Katil İsrail” sloganları atmana ve “İsrail’e karşı ticari kısıtlama getiriyoruz” açıklamalarına kimse inanmaz.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları