loading
close
SON DAKİKALAR

Erdoğan’ın bir sözü daha boşa çıktı

Can Ataklı
Tarih: 29.01.2024
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Ayasofya müze olmuştu olmasına ama bu dev yapının içinde namaz kılınacak bir alan da ayrılmıştı, beş vakit ezan okunduğu gibi 24 saat de Kuran okunuyordu.

Bİ SORALIM BAKALIM

Amerika’ya ne verdiniz böyle?

İktidar ve yandaş medya pek mutlu.

Nedeni basit;

Amerika F-16’ları vermeyi kabul etmiş.

Sadece 40 F-16’mı? Dahası da var.

Modernizasyon yardımı da yapılacak, böylelikle elimizdeki F-16’lar en son çıkanlar gibi olacak, yani yepyeni F-16’larımız olmuş gibi olacak.

Tabii bitmedi, ayrıca başka şeyler de alınacak.

48 adet F110 savaş jeti motoru, 952 adet havadan havaya füze, 96 adet güdümlü füze, 400’den fazla Sidewinder füze ve çok sayıda mühimmat da satış listesinde olacak.

Daha ne isteyelim?

Aslında bizim bir şey istememiz önemli değil, Amerika bütün bunların toplam bedeli olarak 23 milyar dolar istiyor.

Yani bizim paramızla 690 milyar TL, yazı ile altı yüz doksan milyar lira tutacak.

İşte neredeyse bayram yapılacak muhteşem anlaşma bu.

Oysa tank fabrikasını sadece 50 milyon dolara satmıştık.

Ne gönlü bol ülkeyiz değil mi?

Şaka bir yana elbette hem Türkiye’nin hem de NATO’nun güney kanadının güvenliği için bu yapılması gereken bir işti.

Tabii aynı anda Yunanistan’a da 50 adet F-16’dan çok daha gelişmiş F-35’ler veriliyor, üstelik Yunanistan bu savaş uçaklarının yapımına ortak falan da değil, Türkiye ise kuruluşunda bu uçakların üretimine ortak olmuş hatta 1.5 milyar dolar da para yatırmıştı.

S-400 krizi nedeniyle Türkiye ortaklıktan çıkarılmış, hazır iki uçağımız teslim edilmediği gibi 1.5 milyar dolar da iade edilmemişti.

Yeni anlaşma ile ortalığa geri dönemiyoruz ama 1.5 milyar dolar alacağımız, 23 milyar dolarlık alımımızla silinmiş olacak.

İktidar ve yandaş medya çok mutlu bu işten ama insan sormadan edemiyor;

“Bunun karşılığında Amerika’ya ne verdiniz?”

Akla ilk gelen yanıt “İsveç’in NATO üyeliği” olabilir, ama Amerika bu kadar basit bir tavizle adamın yakasını bırakmaz.

Şunun için yazıyorum; yandaş medyanın en ciddisi Hürriyet’te dün okuduğum bir habere göre Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Amerika Dışişleri Bakanı Blinken ile haziran ayından bu yana her hafta en az bir kere görüşmüş.

Bu neyi gösterir?

Amerika bir şeyler istiyor, iktidar da bunları yerine getirmeye çalışıyor.

Başka türlü Amerika dışişleri bakanı, Türkiye’nin dışişleri bakanı ile niye bu kadar sık görüşsün.

Bazı aklıevveller “Niye tersini düşünmüyorsun, belki de biz sürekli sıkıştırıyoruz, biz dayatıyoruz” diyebilir.

Mantıken doğru olsa bile AKP iktidarının 22 yılına bakınca bunun olanaksız olduğunu görmemek mümkün mü?

ÖNERİ

CHP bazı yerlerdeki adaylarını tekrar gözden geçirmeli

Birkaç yer hariç CHP’nin adayları açıklandı.

Her seçim öncesi adaylar tartışılır, adayları beğenmeyenler ya da kendileri aday olamayanlar “seçimi kaybettik” paniğine kapılır.

Gerçi bu son haftalara girildiğinde unutulur gider ama yine de bir kalıntı bırakır.

CHP’nin bazı yerlerdeki adaylarında sorun olduğu kesin.

Kesin kazanma ihtimali olan yerlerde aday kim olursa olsun muhtemelen sonuçlara çok etki yapmayacaktır.

Ancak bugüne kadar hiç kazanılmamış bazı yerlerde adayların yeniden gözden geçirilmesinde bence yarar var.

Örneğin Tuzla’da çok çalışkan bir aday adayı son anda saf dışı bırakıldı.

Bülent Akköse aylardır ve hatta aday yapılacağına inanarak AKP’nin yüzde 50’nin üzerinde oy aldığı Tuzla’da çalıştı.

Ancak kurultayda son anda saf değiştiren ve Özgür Özel’in yanında yer alan bir grubun “Bizim adayımız olacak” baskısıyla aday yapılmadı.

Yine Beyoğlu CHP’nin kazanmadığı bir ilçe. Burada her kesimden oy alacağı daha muhtemel olan Veysi Dündar saf dışı bırakıldı aynı grup kendi adayı için dayatmada bulundu.

Beykoz’da ise aday bir türlü açıklanmıyor. Oysa yine her kesimden oy alma potansiyeli olan Alaattin Köseler bir türlü açıklanmıyor. Aynı grubun burada da dayatma yaptığını duyuyorum.

Genel merkez ve İmamoğlu’na dayatma yapan bu grubun “Buralarda zaten kazanamıyoruz, bizim adalarımız olsun, isimleri duyulsun” mantığı ile hareket ettiklerini sanıyorum.

Oysa kazanılamaz denilen bölgelerde adayların etkisi hesaba katılmalı.

Madem kazanılamayacağına inanılıyor, o halde bari kazanabileceği söylenen adayları gösterin.

Kesin aday listesi nasıl olsa henüz YSK’ya verilmedi.

Bu tür yerlerdeki adayların değiştirilmesi de düşünülmeli.

Kesin kazanılacak yerlere ise bir şey demek istemiyorum, oralara keşke halkın da istediği isimler konabilseydi.

FIKRA GİBİ

Erdoğan’ın bir sözü daha boşa çıktı

Ayasofya, Atatürk döneminde müze haline getirilmişti.

Dünyanın en bilinen tarihi miraslarından biri böylelikle tüm dünyanın hizmetine açılmıştı.

Ayasofya müze olmuştu olmasına ama bu dev yapının içinde namaz kılınacak bir alan da ayrılmıştı, beş vakit ezan okunduğu gibi 24 saat de Kuran okunuyordu.

Gerici kesimler Ayasofya’nın müze olmasından beri bir kampanya yürütüyor ve bu dev yapının tekrar tamamen cami olmasını istiyordu.

Onlara göre Ayasofya zincirlenmişti, İslam dinine büyük saygısızlık yapılıyordu.

Sonunda Erdoğan “Esareti bitiriyoruz, zincirleri kırıyoruz” diyerek Ayasofya’yı müze olmaktan çıkarıp tamamını cami olarak hizmete soktu.

Ama üzerinden 3-4 yıl geçtikten sonra yapılan yanlış anlaşıldı.

Geri dönmek de mümkün değildi.

Bunun üzerine Ayasofya’nın bakıma alındığı ve bunun 30 yıl kadar süreceği belirtilerek bazı bölümler kapatıldı.

Sonra bir baktık Ayasofya’nın önemli bir bölümü sadece turistlerden para alınması kaydıyla yeniden müzeye çevrildi.

Buraya kadar bildiğimiz şeyler.

Ancak Ayasofya cami yapıldığı sırada Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu  “Bazı bölümler yine müze olarak kullanılabilirdi, bunların amacı siyasi” demişti.

O tarihte Erdoğan çok öfkelenmişti

“Şunların acınacak haline çok üzülüyorum. Ayasofya’nın açılması konusunda biri çıkıyor, işte, Karamollaoğlu, yazıklar olsun, ‘Ayasofya’nın bir bölümünü müze olarak kullanırız’ diyor. Yahu Fatih Sultan Mehmet’in herhangi bir yerin bir bölümünü müze olarak bıraktığını gördünüz mü? Ey Temel efendi sen şimdi CHP’nin safındasın” demişti.

Peki 3 yıl sonra Ayasofya’nın bir bölümü müze oldu mu?

Oldu.

Peki Temel efendi lafları ne oldu?

BUNU YAZMAK GEREK

Battal İlgezdi çok yanlış yaptı

İstanbul Ataşehir’de üç dönemdir aday gösterilen ve hep kazanan Battal İlgezdi önümüzdeki yerel seçimlerde saf dışı bırakıldı.

CHP Ataşehir’de İlgezdi’nin yerine son seçimde milletvekili adayı olmayan Onursal Adıgüzel’i tercih etti.

İlgezdi de bu karara olağanüstü bir tepki göstererek partisinden istifa etti.

Sadece istifa etmekle de kalmadı CHP’nin yeni yönetimini suçladı.

Şöyle dedi Battal İlgezdi;

CHP’nin son kurultayında Genel Başkan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyenler tek tek partimizden tasfiye ediliyor. CHP’nin her kademesinde gece gündüz görev yapmış 40 yıllık bir partili olarak bu yaşananlar hem beni hem de milyonlarca partilimizi üzmüştür. Partimizin değerlerinin bu kadar hoyratça harcanmasına gönlüm razı değildir. Bu vesileyle 40 yıldır mensubu bulunmaktan onur duyduğum partimden istifa ediyorum.”

Şunu açıkça yazmalıyım, Battal İlgezdi başarısız olduğu veya artık yorulduğu için değil, kurultayda Kılıçdaroğlu’nun yanında olduğu için aday gösterilmedi.

Bana göre istifa etmek yerine sadece bu durumu yüksek sesle söylemeliydi, çünkü istifa partisine zarar verecektir, kendisini destekleyenlerin sandığa gitme oranını düşürecektir.

Böyle bir dönemde sandığa küskünlüğün yeri olamaz.

Ayrıca Ataşehir belediye başkanının eşi Gamze İlgezdi şu anda milletvekili, bu istifa onu da zora sokmuş oldu.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Oy pusulası kurasında hile oldu mu?

Cuma akşamıydı, Flashhaber’daki ana haber yayınında “Oy pusulası için kura çekilecek” haberini sunduktan sonra biraz da esprili biçimde “Valla bu işte bile hile yapabilirler, AKP’yi birinci sıraya koyabilirler” dedim.

Çoklu bir pusulada sol en baştaki yer en avantajlı yerdir, partinin logosunu aramaya bile gerek olmadığını söyledim.

Kura çekimi yapıldı.

İşe bakın AKP sol baştaki yeri yani ilk sırayı kazanmamış mı?

Kendi kendime “Hile mi yaptılar gerçekten?” diye düşünürken sosyal medyada kuranın hile olduğuna ilişkin haber ve görüntülere rastladım.

Aslına bakarsanız böyle bir kura çekiminde hile olmaz.

Ama söz konusu AKP olunca insanın aklına gelen başına da geliyor.

Bu kadar tesadüf olması da insanı kuşkulandırıyor.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları