loading
close
SON DAKİKALAR

Filistin Devlet Başkanı, Erdoğan’ın davetine neden gelmedi?

Can Ataklı
Tarih: 29.07.2024
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Mahmut Abbas’ın Türkiye’ye gelmemesindeki asıl neden, terör örgütü olarak kabul ettiği Hamas’ın bu kadar ciddiye alınması olmasın.

ANALİZ

Daha önce neden yapmadınız?

En yeni ‘sorunsallarımızdan’ biri belediyelerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan borçları.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, emeklilerin durumu ve asgari ücret konusunda kamuoyunda üst üste prim yapmasından sonra Erdoğan harekete geçti ve devletin elindeki “mali silahı” devreye soktu.

Erdoğan “CHP emeklilere bir şey yapmak istiyorsa, belediyelerinin kamuya olan borçlarını ödesin” dedi.

CHP’li belediyelerin sigorta primlerini ödemediğini ileri süren Erdoğan “Bunun tahsili için talimat verdim” diye de ekledi.

Tabii Çalışma Bakanı aldığı talimatla hemen harekete geçti ve en büyük prim borcu olan belediyelerin CHP’li olduğunu açıkladı.

Hemen açıklanan en borçlu belediyeler listesinde ilk 6 sırayı CHP’li büyükşehir belediyeleri alıyor.

Bu liste gerçek mi?

Elbette gerçek.

Ancak gerek Erdoğan’ın gerekse Çalışma Bakanı’nın açıklamaları gerçeği tam yansıtmıyor.

Belediyelerin SGK’ya borçlarının olduğu bir gerçek.

Ancak gerek CHP’li gerekse AKP’li belediyeler SGK borçlarını tümüyle ödemiyor değil.

Zaten bu teknik olarak mümkün değil, çünkü bu durumda belediyelerde çalışanların sosyal hakları yanar.

Belediyeler aylık toplam borçlarının bir bölümünü ödeyerek kendilerine bir tür finansman sağlıyorlar.

Sonuçta borç borçtur ve mutlaka ödenecektir.

Ayrıca şunu da göz ardı edemeyiz; belediyelerin ve özellikle CHP’li belediyelerin tümünün SGK borcu yok.

Başta büyükşehirler olmak üzere neredeyse bütün AKP’li belediyelerin kamu borçları yüksek miktarlara ulaşıyor.

Sadece SGK borcu olarak bakmayın, elektrik, doğalgaz, vergi ve harçlar da var işin içinde ve neredeyse tüm belediyelerin kamuya ödenmemiş yığınla borcu var.

Anlaşıldığı kadarıyla iktidar önümüzdeki günlerde sadece CHP’li belediyelerin üzerine gidecek ve borçların tamamını tahsil etmeye çalışacak.

Bunun için de elinde İller Bankası gücü var.

Erdoğan ve Çalışma Bakanı’nın sözlerinden anlaşıldığı kadarıyla bu borçların tahsili için kaynaktan kesilme yoluna gidilecek.

Bunun anlamı CHP’li belediyeleri iş yapamaz hale getirmektir.

Ancak iktidarın şunu da unutmaması gerek.

Kamuoyu sadece CHP’nin değil, AKP başta olmak üzere diğer partilere bağlı belediyelerin de devlete olan borçlarının tamamını ödeyemediğini biliyor.

Erdoğan’ın hayli yıprandığı ve AKP’nin ciddi oy kaybına uğradı bir dönemde CHP’ye yönelik bu operasyon vicdanları rahatsız edecek ve AKP’nin aleyhine olacaktır.

Ayrıca kamuoyu şunu da soruyor; belediyelerin kamuya ait borçlarının peşine daha önce neden düşülmedi, Sayıştay’ın uyarılarına rağmen iktidar neden adil biçimde alacağını tahsil etmek üzere harekete geçmedi?

Bu konudaki hiçbir cevap halkın vicdanını rahatlatmayacaktır.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Filistin Devlet Başkanı, Erdoğan’ın davetine neden gelmedi?

İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Amerikan Meclisi’nde konuşmasından ve ayakta alkışlanmasından sonra AKP’li çevrelerde “Biz de Hamas liderini davet edelim, Meclis’te konuşturalım” talepleri yükseldi.

Hamas liderlerinden birinin Meclis’te konuşması facia olur.

Sanıyorum bunu görenler “Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas da olabilir” dediler.

Bunun üzerine konuya Erdoğan da girdi ve topu yine muhalefetin üzerine atarak “Ülkemden bazı siyasi partiler diyor ki ‘Şu anda hükümet Filistin Başkanı’nı Türkiye’ye davet etsin ve TBMM’de konuştursun.’ Size davet etmediğimizi kim söylüyor?” diye sordu.

Erdoğan devamında ise “Davet ettiğimiz halde gelmeyen Abbas, bizden ayrıca özür dilemeli. Davet ettik, gelmedi. Bekliyoruz bakalım gelebilecek mi?” dedi.

O halde şunu sormak gerekmiyor mu?

Abbas ne zaman davet edildi?

Netanyahu’nun konuşmasından önce mi sonra mı?

Ama asıl cevap bekleyen konu şu;

Mahmut Abbas neden Türkiye’nin davetini kabul etmiyor?

Erdoğan ve AKP’liler Türkiye’de ve dünyada tüm platformlarda İsrail’e karşı Hamas’ın yanında yer aldığını dile getiriyor.

Mahmut Abbas’ın Türkiye’ye gelmemesindeki asıl neden, terör örgütü olarak kabul ettiği Hamas’ın bu kadar ciddiye alınması olmasın.

YENİ ÖĞRENDİM

Anıtkabir çevresindeki park yasağı ziyaretleri engelliyor

Değişik zamanlarda özellikle hukuk konusunda bilgi ve deneyimlerine başvurduğum avukat Ahmet Erdem Akyüz, Anıtkabir’le ilgili rahatsız edici bir uygulamayı anlatan mesaj göndermiş.

Bunu sizinle de paylaşmak istedim.

Şöyle diyor Akyüz:

Anıtkabir girişi olan Akdeniz Caddesi ve Gençlik Caddesi üzerinde, bütün yol boyunca ziyaretçiler araçlarını park ederek Atatürk’ü ziyaret ederler.

Bu güzergah her gün, yurt dışından ve yurt içinden değişik şehirlerden gelen otobüs, minibüs, taksi ve özel araçlarla doludur.

Geçici park yeri olarak kullanılan yer; Anıtkabir yaya yoluna bitişik olan kaldırım kenarıdır ve diğer araçların geliş gidişlerine hiçbir engeli yoktur.

Her gün buradan geçen insanlar, çeşitli plaka numaraları taşıyan yüzlerce aracı, üzerinde geldiği yöreyi gösteren otobüs ve okul araçlarını, binlerce insanı görmekten mutlu olurlar.

Yakın zamanda bu yere, sık aralıklarla, kaldırım kenarına park yasağı getirildiğini ve parkeden araçların çekileceğini gösteren levhalar dikilmiştir. Ziyaretçi ve araç sayısında azalma gözlemlenmektedir. 

Bu yersiz ve yanlış uygulamanın bir an önce sonlandırılması gerekir. Aksi davranış; başka görüş ve uygulamaları gündeme getirecektir. Anıtkabir ve Atatürk’ü ziyarete engel olacak her davranış hak ettiği cevabı alacaktır. 

SOSYAL MEDYADAN

Ünlü söze ters anlamda en yakışan fotoğraf

Amerika başkanlık seçimlerinde yeniden aday olan Trump garip bir suikasttan kıl payı kurtuldu biliyorsunuz.

Suikasttan hemen sonra pek çok kişi “Bu iş Trump’a yaradı” diye düşündü.

Bense tam tersini düşündüm, “Demokrasisi geri kalmış ülkelerde bu tür saldırılar adayları güçlendirir belki ama Amerika’da tam tersi etki yapabilir” dedim.

Nitekim kamuoyu araştırmalarına göre Trump hâlâ geride.

Gerçi Biden’ın adaylıktan çekilmesinin ve Kamala Harris’in aday olmasının da etkisi var tabii ki.

Trump’un suikasttan sadece kulağındaki küçük bir yara ile kurtulması bizim sosyal medyada çok bilinen bir deyimle dile getirildi.

 “Şeytan kulağına kurşun.”

Aslında “nazar değmesin” anlamında bir deyim bu, ama söz konusu olan Trump olunca algı biraz farklı oluyor tabii.

BAŞIMDAN GEÇENLER

Acile gidiliyorsa bir sebebi var herhalde

Tatil bitti, sizle olan hasretimin de sonuna geldik.

Bir aya yakın yazı yazmadım, ekrana çıkmadım.

Son bir hafta YouTube yayınlarıma başladım.

Bugünden itibaren eskisi gibi tam gün çalışmaya başlıyorum.

Bugün tatilde başıma gelen küçük bir olaydan söz etmek istiyorum.

İstanbul dışındaki tatilimizin son gününde yola çıkmıştık ki eşim “Aşırı yorgun, halsiz ve dermansız” olduğunu söyleyerek “Bir hastaneye uğrasak, serum verseler ve yola öyle devam etsek” dedi.

O sırada Fethiye Muğla yolu üzerinde Ortaca’dan geçiyorduk.

“Nerede hastane var?” diye sorduğumuzda bulunduğumuz yere çok yakında Özel Yücelen Hastanesi olduğunu söylediler.

Acile gittik, durumu anlattık, “Her zaman oluyor, bir serum verirseniz yola devam ederiz” dedim.

Bizi 10 dakika kadar beklettiler acilde, sonra bir hemşire geldi ve “Üst kata çıkın, dahiliye doktoru görecek” dedi.

Çıktık, acayip bir kalabalık, dahiliyeden sıra almamız gerekmiş.

Bekle bekle, sıra gelmiyor tabii.

Dedim ki: “Sıkıntımız olmasa acile gelmeyiz, acil ilk teşhisi koyar, gerekeni yapar, eğer bu başarılı olmazsa servise yönlendirir. Eğer muayene sırasına gireceksek acile gelmemizin ne anlamı var?”

Çıktık tabii yarım saatlik bir beklemeden sonra.

Devlet hastanesi varmış bir de oraya gittik. Acilde bir sıra numarası verdiler, üç dakika sonra bir doktor geldi, eşimin derdini dinledi: “Size bir serum verelim, sonra 15 dakika beklersiniz. Durum değişmemişse o zaman uzman doktora yönlendiririz” dedi.

Serum verildi, zaten sonuna doğru eşimin durumu normale döndü, biraz daha bekledik, teşekkür edip ayrıldık.

Çıkarken topluca oturan doktor ve hemşirelere “Beni tanıyor musunuz?” diye sordum.

Hemşireler “hayır” dediler doktor ise “Gözüm ısırıyor” dedi.

Ben de adımı söyleyip “Şunun için sordum, tanıyarak bana özel bir ayrıcalık mı yaptınız yoksa hep böyle misiniz diye anlamak istedim.”

Şunu anlıyorum, birçok yerde özel hastaneler, devlet hastanelerinin çok gerisinde; üstelik aşırı pahalı.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları