Güçlü Türkiye sevdalılarının hepsi dolar tutkunu
Can Ataklı; Başta Fatih Terim olmak üzere bazı futbolcuların karıştığı “yüksek faiz beklerken, elindekinden olma” olayı giderek büyüyor. O şunu dedi bu bunu dedi konularını bir kenara bırakalım, bunlar nasıl olsa her yerde yazılıp çiziliyor.
ACAİP YAZILAR
Asgari ücret peşinde koşacağına sendikaları güçlü hale getirsene
12 Eylül askeri darbesinin toplumsal hayatımıza yaptığı en büyük zarar, her alandaki örgütlenmenin önüne geçmesiydi.
İşçilerin sendikaları, öğrencilerin dernekleri, sivil toplumların bir araya gelerek kurdukları güç birliklerinin etkisinden kurtulmak ve global kapitalizme ayak uydurabilmek için müthiş bir baskı ve zulüm politikası uygulandı.
Daha sonraki politikalarla özellikle işçiler ve gençler örgütlenmeden uzak tutuldu.
Baskıcı yöntemlerle üniversiteleri disiplinli yüksek liselere dönüştürdüler, sendikaları da “Sendikasız olursanız daha cazip paralar alırsınız” vaadiyle üyesizlik ve eylemsizlik içine ittiler.
Sivil toplum örgütlerinin ise ancak dinci-gerici olanlarına özgürlük alanı verdiler.
Şimdi sizlere bir okurumun tamamen resmi kaynaklardan derlediği bazı bilgileri sunmak istiyorum.
Buradaki rakamlara bakınca siyasetin ve muhalefetin asıl sorunu çarpıcı biçimde ortaya çıkıyor.
TÜİK rakamlarına göre ülkemizde sendikalı işçi sayısı (sarı sendikalar ve yandaş sendikalar dahil) halen 2.4 milyon kişi dolayındadır. Toplam işçi sayımız ise 16.4 milyon dolayındadır. Her 100 işçiden 85’i sendikasız. Yani, sendikalaşma oranı sadece yüzde 14.5 dolayında. Bu oran 1960’lı yıllarda, 60 yıl önceleri, yüzde 50 dolayında idi).
Bir de ülkemizdeki başlıca siyasi partilerin üye sayılarına bakalım.
Yargıtay’dan alınan rakamlara göre siyasi partilerin kayıtlı üye ayıları şöyle:
- AKP: 11.241.230
- CHP: 1.369.430
- MHP: 464.092
- İYİ Parti: 617.513
- Gelecek: 76.182
- Deva: 177.454
- Demokrat Parti: 364.444
- Bağımsız Türkiye Partisi: 11.016
- DSP: 27.925
- Genç Parti: 25.964
- TİP: 11.122
- Zafer Partisi: 25.535
- Yeniden Refah: 269.391
- TKP: 5.149
- Sol Parti: 5.639
- Memleket: 25.132
- Saadet: 265.738
- Adalet Partisi: 6.089
- ANAP: 26.065
- HEDEP: 45.302
- Yeni Türkiye Partisi: 59.524
- Yurt: 70
- Vatan: 15.993
- Osmanlı: 5.541
- Liberal Demokrat Parti: 4.579
Şimdi bunları değerlendirelim;
- AKP üye sayısı, nerede ise toplam nüfus içinde yer alan 15- 24 yaş arasındaki “genç nüfus” oranına ve sayısına eşit!
- AKP’nin üye sayısı, diğer tüm partilerin üye sayısının 4.5 katı.
- AKP’nin üye sayısı oy kullanabilecek nüfus içinde yaklaşık yüzde 17.5 oranında. Aileleri, yakınları, etki çevreleri ile birlikte sayıyı ve oranı siz düşünün.
- AKP üye sayısı ülkemizdeki “her türlü sendikalı işçi” sayımızın toplamının yaklaşık 5 katı.
Artık, uyanmanın ve örgütlenmenin, örgütlü mücadelenin önemini görmenin zamanı tümden bile geçmek üzere... Uyuşukluk bitmeli...
CANIMI SIKAN ŞEYLER
En gerici profesörden aydın din alimlerine saldırı
Adını biliyorsunuz artık.
Ebubekir Sofuoğlu. Hesapta İlahiyat profesörü.
Tamamen bugünkü iktidarın yarattığı gerici iklimden yararlanarak aklına geleni söylüyor, linç kampanyaları açıyor, milletin sinir uçlarıyla oynuyor.
Hani şu “Türkiye’de üniversitelilerin yerleştiği yerlerin ‘Nişantaşı’na döndüğünü’ ve ‘fuhuş evleri’ halini aldığını” söyleyen adam bu.
Hesapta bu sözleri söylediğinde hakkında soruşturma açılacaktı.
Hiçbir şey olmadı. İktidar kendi adamına bir şey yapar mı?
Bu Sofuoğlu şimdi de Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde dekanlığa mevcut dekan Prof. Dr. Mustafa Yıldırım’ın adını yazması ile aday olan aydın ilahiyatçı Prof. Dr. Abdüllatif Tüzer’i hedef tahtasına koymuş.
Kendi okulunda da sevilen sayılan Abdüllatif Tüzer için yıpratma mesajları paylaşıyor.
Son tweet mesajında şunu yazmış;
“Daha önce, Kur’an Allah kelamı değil diyen şimdi de ahireti inkar eden Mustafa Öztürk katmerliğini arttırıyor. Ama bunlardan ilahiyatlarda yüzlerce var. Mesela: Eskişehir Osmangazi ilahiyattan Abdüllatif Tüzer de Kur’an’da farz olan tesettürü inkâr ediyor. Bunlardan bıktık usandık. Ortaöğretimde çocuklarımıza din dersi verecek öğretmenler buradan yetişiyor. Çocuklarımız bunların yüzünden hızla Deist-Ateist oluyorlar. Camilerimize imam, merkez vaiz, müftü buralardan yetişiyor. İlahiyat fakültelerini, Felsefe fakültelerine çevirin ve buralardan din dersleri öğretmeni almayın, camilerimizi, dinimizi bunların ifsadından kurtarın artık.”
Sofuoğlu’nun sözünü ettiği “tesettürü inkar” makalesine baktım, ilgisi yok.
Tüzer tamamen çıplaklık üzerine tarihin ışığında bilimsel bir yazı yazmış, dinle ilgisi yok.
Ama sanıyorum Sofuoğlu ve onun gibiler çağdaş aydın din alimlerine tüm kapıların kapatılması için ellerinden geleni yapıyor.
KAFAMI BOZAN ŞEYLER
Peki burada vicdan var mı?
Kiracı sorununa değinen Erdoğan bir vatandaşın yakınması üzerine ev sahiplerini “vicdanlı olmaya” çağırdı biliyorsunuz.
Erdoğan öyle bir anlattı ki, dinleyenler ellerine sopayı kapıp ev sahibi kovalayacak gibi oldular neredeyse.
Herhalde fahiş fiyatlardan en son şikayet edecek kişi bizzat Erdoğan ve iktidarıdır.
Size iki fotoğraf sunuyorum.
Birinin siyah beyaz olması şaşırtmasın, tarihten bir yaprak gibi değil.
Bundan sadece iki yıl önce bir benzin istasyonunda çekilmiş bu fotoğraf.
Akaryakıt fiyatlarını gösteriyor.
Diğer fotoğraf ise dün ben çektim.
Benzin fiyatı 2 yılda tam 5 kat artmış.
7.35 liraymış benzin, dünkü fiyatlara göre ise 37.52 lira.
Erdoğan “vicdan” diyor.
Peki bir kiracının bile mağdur olmasına vicdanınız elvermiyor, o kiracı ve sahibinin de bu duruma düşmesine neden olan aşırı enflasyon ve hayat pahalılığı vicdanınızı sızlatmıyor mu?
ŞAKA GİBİ
Güçlü Türkiye sevdalılarının hepsi dolar tutkunu
Başta Fatih Terim olmak üzere bazı futbolcuların karıştığı “yüksek faiz beklerken, elindekinden olma” olayı giderek büyüyor.
O şunu dedi bu bunu dedi konularını bir kenara bırakalım, bunlar nasıl olsa her yerde yazılıp çiziliyor.
Benim dikkatimi çeken bütün bu alışverişlerin dolarla yapılmış olması.
Oysa bu futbolcular sırf Erdoğan’a destek olmak için “Güçlü Türkiye için ben de varım, sen de var mısın?” diye birbirlerine pas atan minik videolar çekmişlerdi.
Erdoğan’ın vaat ettiği “güçlü Türkiye’de” ekonominin Türk Lirası üzerinden güçlenmesi söz konusuydu.
Faizler düşecek, Türk Lirası değerlenecek ekonomi şaha kalkacaktı.
Ama bu kampanyaya katılanlara bakıyorsunuz bütün yatırımlarını ve kazanç beklentilerini Türk lirası üzerinden değil dolar üzerinden yapmışlar.
Demek hiçbiri Erdoğan’ın “Dövizinizi bozdurun, Türk Lirası’na güvenin” çağrısına kulak asmamış.
Onlar sadece Erdoğan’ın hep başta kalmasını sağlamak için vıcık popülizme saplanmışlar.
Böylelikle yatırımlarını Dolar olarak yaparak Erdoğan’ın kurduğu ve milleti perişan eden ekonomik sisteme neden destek verdiklerini de pek güzel dile getirmişler.
BUNU YAZMAK GEREK
Server Tanilli ölümünün 12’nci yılında anılıyor
68 kuşağının en aktif isimlerinden Nigar Ablamız aradı birkaç gün önce.
“Server Tanilli’yi ölümünün 12’nci yılında mezarı başında anacağız” dedi.
Nigar Abla çok çetin bir mücadeleden geçmiş bir isim olduğu kadar geçmişini ve dava arkadaşlarını asla unutmayan, her fırsatta dostlarını arkadaşlarını bir araya toplamaya çalışan, eski ile yeni nesil arasında köprü kurmaya çabalayan eşsiz bir insan.
Dedi ki, “Server Tanilli bu ülkenin yüz akı isimlerindendi. Yetiştirdiği öğrenciler, fikirleri ile aydınlattığı yol, hiç bitmeyen mücadele ruhu asla unutulamaz. Ama bunu lafta bırakmamamız gerekir, bu nedenle 68 kuşağından, 78 kuşağından ve yeni nesil gençlerden herkesi gücüm yettiğince bu anma törenine davet ettim. Bugünün koşullarında bu yapabilmeliyiz.”
Nigar Ablam böyle bir şey yapar da ben yazmaz mıyım? Tek üzüntüm belirtilen saatte televizyonda bulunmam gerektiği için katılamayacak olmam.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları