loading
close
SON DAKİKALAR

İBB, işi gücü bırakmış zam yapıyormuş

Can Ataklı
Tarih: 25.06.2024
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Sanki CHP’li belediyeler verdikleri hizmette kullandıkları elektrik, doğalgaz, akaryakıtı bedava alıyorlar, hiç vergi ödemiyorlar, diğer zamlardan hiç etkilenmiyor gibi davranıyorlar.

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Tabi tabi bunların hiç suçu olmaz

Geçtiğimiz günlerde Çanakkale’nin Ayvacık ilçesi Kumbağlar limanında Yunan bayraklı bir sürat teknesine operasyon yapıldı.

Göçmen kaçakçılığı yapıldığı anlaşılan teknedeki dört Türk ile iki Yunan gözaltına alındı.

Teknede 11 kilo 900 gram uyuşturucu ele geçirildi.

Türkiye’den kaçmaya çalışan 10 kişiden birinin kasten öldürme, yaralama, PKK üyeliği ve uyuşturucu kullanma suçundan arandığı anlaşıldı.

Buraya kadar sıklıkta yaşadığımız bir kaçakçılık ve terör operasyonu.

Ancak olayı ilginç hale getiren, yakalananlardan Tunahan Adıgüzel’in MHP’de yöneticilik de yapmış olan Güven Adıgüzel’in oğlu olması.

MHP’nin İstanbul İl Merkezi binasının da sahibi olan Güven Adıgüzel Sözcü’den İsmail Saymaz’a konuşarak büyük oğlunun kaçırıldığını, küçük oğlunun da ağabeyi üzerinden şantaj yapılarak, kullanıldığını söylemiş.

“Kaçırıldı” denilen Cihanay Adıgüzel Türkiye’de kara para aklama olayın karıştığının ortaya çıkması üzerine Yunanistan’a kaçmış.

Yunanistan’a kaçan Cihanay Adıgüzel burada her nasılsa PKK’lılarla tanışmış.

Bu PKK’lılar Cihanay Adıgüzel’in küçük kardeşi Tunahan’ı kullanarak, insan ticareti yapmaya başlamışlar.

Tunahan Adıgüzel insan ticareti yaparken haberi olmadan Yunanlı iki kaptan bir paket getirmiş.

Tunahan Adıgüzel ve beraber çalıştığı arkadaşı bu paketi alıp bir yere atmışlar.

İşe bakın bu iki arkadaşın bir kenara attıkları paketten uyuşturucu çıkmış.

Jandarma tekneye operasyon yapınca da bunlar yakalanmışlar.

Baba Adıgüzel, baskından sonra büyük oğlu Cihanay’ı aramış ve “Oğlum, yakalanan uyuşturucu nedeniyle PKK beni arayıp tehdit ediyorlar” demiş.

Hikayeye bakar mısınız?

Büyük oğlan, kara para aklamaktan yakalanınca soluğu Yunanistan’da alıyor.

Küçük oğlu ise insan ticareti yapıyor.

Ardından PKK ile birlikte hem terörist kaçırılmasına yardım ediyor hem de bu arada uyuşturucu taşıyor.

Yakalanınca da baba feryat ediyor: “Oğlumu Yunanistan’a kaçırdılar. Onun üzerinden küçük oğluma şantaj yaptılar” diyor.

Bu iktidar takımı hep böyle.

Yakalanıncaya ya da yaptıkları kötü bir iş ortaya çıkıncaya kadar sessiz sedasız oturuyorlar.

Yakalanınca da teflon tava gibi “Bizim suçumuz yok, şantaja uğradık, tehdit edildik” bahanesine sığınıyorlar.

Oysa mal meydanda.

Yukarıda anlattıklarımın hepsini baba Güven Adıgüzel’in İsmail Saymaz’a anlattıklarından aldım.

Yani oğlunun kara paradan Yunanistan’a kaçtığını, PKK’lılarla tanıştığını, oğlunun insan kaçakçılığı işini, tehditle de olsa yaptığını kendi anlatıyor.

Ama hiçbir suçları yok çocukların.

İnanır mısınız?

Takdir sizin.

OKURDAN MESAJ

Kitap yazmak da okumak da hayal oluyor

Bazılarına zaman zaman yer verdiğim eğitimci yazar Ali Özdemir, bastırdığı bir kitabın maliyetini paylaşmış.

Bu maliyetlerle kitap yazmak da kitap okumak da büyük bir kitle için neredeyse hayal haline geliyor.

Bakın Ali Özdemir bizzat yaşadığı olayı nasıl anlatmış;

35 yıllık teknik öğretmenim. 30 yıldır mesleki-teknik konularla ilgili kitaplar yazıp yayınlıyorum. 

2024 yılı itibariyle 150-200 sayfalık bir kitabı 40-60 TL’ye bastırabiliyorum. Özel kargo şirketleri bir tek eseri 80-90 TL’ye taşıyorlar. Devletin PTT Kargosu ise 1 adet kitabı haziran başından beri 62 TL’ye (yaklaşık 2 dolar) taşımaya başladı.

Kitapların satışında aracılık eden özel web sitesi satıştan yüzde 14 pay alıyor. Haliyle 1 adet kitabın maliyeti işin başında 130-150 TL oluyor.

Asgari ücretin 17 bin TL, emekli maaşının 10-12 bin TL olduğu bir durumda insanların 200-300 TL verip kitap alması artık mümkün değildir.

Kitabın maliyetini artıran diğer unsurlar depo kirası, paketleme, muhasebeci payı, elektrik, su, internet, telefon, yazım için harcanan emek şeklindedir.

Devletin kitap sektörü üzerindeki yükü azaltmasını beklemek de hayalden öteye geçemiyor.

ŞAKA GİBİ

İBB, işi gücü bırakmış zam yapıyormuş

Saray’ın sadık savunucularından Yeni Şafak’ın dünkü manşetine nasıl güldüğümü anlatamam.

Başlık şöyleydi;

“İBB Meclisi üç aydır çok yoğun çalışıyorlar” üst başlığının altında “Oturup kalkıp zam yapıyorlar.”

Haberde Ekrem İmamoğlu’nun belediyeyi adeta “zam makinasına” çevirdiği, meclisteki üstünlüğün ele alınmasıyla birlikte her şeye zam yapıldığı anlatılıyor.

Belirtilen zamlar var mı?

Elbette var.

Ama biraz insaf yahu.

Bu iktidar ülkeyi 22 yıldır yönetiyor ve getirdiği ekonomik hal ortada.

İBB ya da bir başka belediye kimi hizmetlere zam yapıyorsa iktidarın yarattığı kötü ekonomik tablo yüzünden oluyor bu.

Yeni Şafak, 22 yıldır AKP’nin yaptığı hiçbir zammı manşetten duyurmamıştı.

Ama sıra CHP’li belediyeye gelince işler değişiyor.

Sanki CHP’li belediyeler verdikleri hizmette kullandıkları elektrik, doğalgaz, akaryakıtı bedava alıyorlar, hiç vergi ödemiyorlar, diğer zamlardan hiç etkilenmiyor gibi davranıyorlar.

Bunların utanmaları da yok.

Belediyeye çakmak için “zam yapıyorlar” demek kadar absürt bir eleştiri yapmak akılla da izah edilemez.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Arıza gidermek iyi de; bu ne hal

Bir ay kadar önce tam YouTube yayınımı bitirmiştim ki elektrikler kesildi.

Neyse ki bilgisayarın şarjı tamdı. Telefonun internetini kullanarak Korkusuz’daki yazılarımı yazmayı ve göndermeyi başardım.

Önümüzdeki sokakta hummalı bir çalışma yapılıyordu.

Bir yerde hat kopmuş, ekipler onu arıyor.

Birkaç nokta kazıldıktan sonra arıza giderildi ama neredeyse 10 saat elektriksiz kaldı bütün bölge.

Ekipler tam sokağımızın köşesinde kazdıkları yerin üstünü kapattılar ama öylece bırakıldı.

Aradan bir ayı aşkın süre geçti, kazılan yerdeki kaldırım taşları kenara itilmiş halde öylece duruyor.

Oysa bu tür arızalarda, -elbette sokak kazılabilir ama- şartnameye göre ekipler arızayı giderdikten sonra kazdıkları yeri aynen buldukları gibi kapamak ve eski haline getirmek zorunda.

Burada sanıyorum birinci sorumluluk Üsküdar Belediyesi’ne düşüyor.

İşi yapan kendileri değil ama denetleme onların görevi.

Elektrik arızasını hangi şirket giderdiyse; bulmaları ve kazdıkları yeri eski haline getirmelerini söylemeleri gerek.

Şirket çekip gidiyor, belediye umursamıyor, sonuçta bir iki ay sonra üstünkörü örtülen o çukur daha da açılacak, kaldırım taşları da sağa sola yayılacak, çoğu belki de kaybolacak.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

AVM’lerdeki protesto baskınları tehlike çanıdır

Gazze’de HAMAS’ın İsrail’e saldırması ve pek çok rehine almasından bu yana 9 ay geçti.

Bu süreçte İsrail Gazze’yi adeta yerle bir ederken 35 bin kişi öldü.

Dünya ayakta, Amerika ve Batılı devletler İsrail’in yanında dururken bu ülkelerin vatandaşları ise hemen her gün protesto gösterileri düzenliyor.

Türkiye’de ise Erdoğan’ın İstanbul Atatürk Havalimanı’nda şov niteliğinde yaptığı miting dışında dişe dokunur pek bir protesto olmadı.

Ancak başta Erdoğan olmak üzere AKP’li yetkililer sert demeçler veriyorlar ama nafile tabii, ne dünya ne de İslam dünyası bu sese hiç kulak vermiyor.

Bizdeki protestolar daha ziyade İsrail malı sanılan ürünlere karşı güya boykot olarak yapıldı ama doğal olarak cılız kaldı.

İlk günlerde Starbucks gibi kahve mekanlarında birkaç gösteri yapılmıştı.

Ancak son günlerde bazı Anadolu illerinde AVM’lere baskın yapılıyor ve Burger King, Starbucks, Coca Cola satan mekanlarda “tekbirler” getirilerek olay çıkarılıyor, yiyecek içecek katındaki müşterilere saldırılar oluyor.

Bu çok tehlikeli bir gidiştir.

Bu sözde protesto eylemlerinin İstanbul, Ankara’ya yansıması durumu daha da tehlikeli hale getirir.

İktidarın bu saçma sapan eylemlere dur demesi gerekir.

BUNU YAZMAK GEREK

CHP-AKP ekonomik görüşmesi yorumu yarına

CHP adına Mehmet Şimşek’e giden CHP’nin gölge Maliye ve Hazine bakanı Prof. Dr. Yalçın Karatepe’nin öneriler sunmak yerine Şimşek’e sorular sorup dinlemesinin daha doğru olacağını yazmıştım dünkü köşemde.

Şimşek-Karatepe görüşmesi dün yapıldı.

Ancak Karatepe ve Şimşek toplantıdan sonra açıklama yapmadı.

Karatepe görüşmeyi ve sonuçlarını bir basın toplantısı ile açıklayacağını bildirdi.

Yazımı göndermek zorunda olduğum saate kadar bu basın toplantısı yapılmamıştı.

Bu nedenle görüşme ve sonuçları ile ilgili yorumlarımı yarın yazacağım.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları