İntikam almak için değil, zamanında yapsaydınız; bu şehitleri vermezdik
Can Ataklı; Hani terörün beli kırılmıştı? Hepimiz şoke olduk, bir anda tam 12 şehit birden verdik.
ANALİZ
Hani terörün beli kırılmıştı?
İçimiz kan ağlıyor.
Uzun süredir terörle mücadele eden kahramanlarımızdan böylesine acı bir haber gelmemişti.
Hepimiz şoke olduk, bir anda tam 12 şehit birden verdik.
Oysa düne kadar bize anlatılan terörle mücadelede büyük başarı kazanıldığı, teröristlerin büyük bölümünün etkisiz hale getirildiği, artık kaçacak yerleri kalmadığı şeklindeydi.
Pençe Kilit Operasyonu adı verilen operasyonlar 22 Nisan 2022 tarihine başlamıştı.
Yüzlerce operasyon yapılmıştı.
Milli Savunma Bakanlığı, açıklamalarından binlerce teröristin etkisiz hale getirildiğini öğreniyorduk. Bir önceki dönem İçişleri Bakanı olan Soylu, “terörist sayısının 150’lere kadar indiğini” bile söylemiş “Ayakkabı numaralarına kadar hepsini biliyoruz” demişti.
Ama demek ki öyle değilmiş.
Her gün “şu kadar teröristin etkisiz hale getirildiğini” söyleyerek terörle mücadele ettiklerini, istihbaratın artık çok güçlü olduğunu söyleyenler, demek ki doğruları dile getirmiyorlarmış.
En can sıkıcı olan ise teröristlerin “sis ve olumsuz hava koşullarından” yararlanarak bölgeye sızdıklarının açıklanması oldu bana göre.
İHA ve SİHA’lar ile helikopterler görüş alamadığı için sızmayı da fark edememişler.
Buradan anlıyoruz ki üstün teknoloji ile donatıldığı söylenen İHA ve SİHA’lar bu tür havalarda pek işe yaramıyormuş.
Aynı durumu Şubat ayındaki büyük depremde de yaşamıştık.
İHA’lar sis nedeniyle görüş alamamışlar ve pek çok kişi bu yüzden enkaz altında donarak hayatını kaybetmişti.
Sonra getirilen başka İHA’larla görüş sağlanabilmişti.
İnsan isyan ediyor.
PKK terörü mücadelemiz bundan tam 40 yıl önce başladı.
İlk yıllarda hem gerilla savaşına karşı acemilik vardı hem de teknoloji ve istihbarat açısından hayli geriydik.
Ancak son olay sanki bizi yine 40 yıl öncesine götürdü, gerekçeler 40 yıl öncesiyle yine aynı çünkü.
Büyük acının insanı çıldırtan bir başka yönü ise şehit olan kahraman vatan evlatlarının nasıl bir fakirlikten geldiklerinin ortaya çıkması.
Yazının yanındaki fotoğraflardan da göreceğiniz gibi kahramanlarımızın ailelerinin oturduğu evler bu gerçeği tokat gibi yüzümüze çarpıyor.
Hepsi yoksulluğun en dibinden gelmiş kahramanlar bunlar.
Bu evlerde oturan aileler ve komşuları belki ilk kez son derece lüks araçların çamurlu sokaklarına girdiklerini gördüler.
O lüks otomobillerden inenler balkonlara bayrak asarak, “Oğlunuz şehit oldu, şehitlik en yüksek mertebedir” nutukları attılar yine.
Cumhurbaşkanı, “Kanları yerde kalmadı” dedi, önemli olan bunca şehit verilmesinden sonra intikam alınması mı, yüzlerce teröristin öldürülmesi mi, yoksa bu vatan evlatlarını koruyabilecek iradeyi ortaya koyabilmek miydi, bunu da sizin takdirinize bırakıyorum.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
İntikam almak için değil, zamanında yapsaydınız; bu şehitleri vermezdik
24 saat içinde 12 şehit birden verince, anında “Kanları yerde kalmadı” söylemine sarıldı iktidar yine.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde teröristlerle çıkan çatışmada çok sayıda şehit vermemiz üzerine başlatılan operasyonlarda 16 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.
Yaşar Güler, “Irak ve Suriye’nin kuzeyinde mağara, sığınak, barınak, petrol tesisleri ve depoların da olduğu 29 hedefin vurularak imha edildiğini” açıkladı.
Güler, “Evlatlarımızın intikamını almak için irademiz tam. Bugüne kadar şehitlerimizin kanını yerde bırakmadık, bırakmayacağız” dedi.
Elbette böyle bir hain saldırıdan sonra gereğinin yapılması takdir edilecektir.
Ancak şunu da söylemek isterim;
Bir anda bu kadar çaplı operasyon yapılabildiğine göre demek teröristlerin yerleri, lojistik destek üniteleri, para da kazandıkları petrol tesisleri önceden biliniyormuş. O halde neden zamanında bunlarla ilgili önlem alınmamış da şimdi intikam duygularıyla yapılıyor bu operasyonlar? Eğer teröristler ve onlara güç veren odaklar zamanında temizlenseydi, bu kahramanlarımız şimdi hayatta olacaklardı.
KAFAMI BOZAN ŞEYLER
CHP neden ortak bildiriye imza atmamışmış?
Şehitler üzerinden bile siyasi rant sağlamaya çalışan kesimler belli ki yerel seçimlerin ana kampanyasını da CHP’nin terörle iş birliği yaptığı tabanı üzerine oturtmaya çalışacak.
Zaten Özgür Özel genel başkan olduğu günden bu yana bu temayı işlemeye çalışıyorlar.
Aslında çok saçma ve ahlaksızca bir propaganda yöntemi ama ne yazık ki halkın bir bölümü bu algıya kaptırıyor kendini.
12 şehit vermemiz üzerine bu propagandanın hızlanacağını ve sertleşeceğini görüyoruz.
İktidar ve yandaşları CHP’nin DEM Parti oylarını alabilmek için teröristlerden yana olduğunu yalanını tekrar piyasaya sürdüler.
Neymiş CHP, Meclis’te grubu bulunan partilerin kınama bildirisine imza koymamış.
Oysa CHP yetkilileri bunun gerekçesini çok güzel açıkladı ve ortak bildiriden çok daha nitelikli, ağır bir bildiriyi kamuoyuna sundu.
İktidarın yaptığı fırsatçılıktır.
Alel acele Meclis’ten bir lanetleme bildirisi çıkararak olayı örtbas etmeye çalışıyorlar.
CHP ilk kez bu oyunda yer almadı ve net tavrını gösterdi.
Buna karşı kamuoyunda oluşturulan algı yıkılabilecek mi, işte orası kuşkulu.
Nitekim öyle bir düşmanlık sergileniyor ki, şehit cenazelerine giden CHP’liler hakarete hatta saldırıya uğruyor, çelenkleri parçalanıyor.
O şehitler hepimizin yüreğinde.
Onlar bir partinin ve siyasi anlayışın temsilcileri değiller.
SOSYAL MEDYADAN
Şehitlerin Suudi Kralı kadar değeri yok mu?
Sosyal medyada dün en çok sorulan soru şuydu; “Neden yas ilan edilmiyor?”
Özellikle Suudi kralı öldüğünde yas ilan edildiğini ve bayrakların yarıya indirildiğini hatırlatan binlerce sosyal medya kullanıcısı hep bu soruyu sordu.
Hele yas ilan edilmese bile TRT’nin neşeli şarkı ve türkülerle yayınına devam etmesi de büyük tepki topladı.
Aslına bakarsanız bu durum pek de şaşırtıcı değil.
Filistin için ağıtlar yakan, yollara kolalar döken, kahve mekanlarını basanlar İsrail’e on binlerce ton yük gönderilmesine karşı çıkıyorlar mı, Filistin için yas ilan etmek akıllarına geliyor mu?
Şu sıra iktidarın aklındaki tek şey, şehit kanını istismar ederek yerel seçimleri kazanma telaşı.
BUNU YAZMAK GEREK
İki emekli generalden 12 şehidimiz ile ilgili değerlendirme
Öncelikle şunu söylemek istiyorum; “Yaşadığımız bu büyük acıdan” sonra dövünmek, intikam naraları atmak, kaç teröristin etkisiz hale getirildiğini söylemek muhtemelen toplumun yüreğini biraz serinletse de asla çözüme bir katkı sağlamaz.
Sadece şehitlere ağlamanın bir yararı yok.
Bugüne kadar yüzlerce şehit verdik, hangisi soruşturuldu, ihmali, stratejik hatası, yanlış kararı olan kaç kişi sorumlu tutuldu?
Bunu bilmiyoruz bile.
Yüreğimizi dağlayan terör saldırılarından sonra iki emekli generalin olayla ilgili paylaşımları bana çok gerçekçi geldi.
Emekli General Haldun Solmaztürk’ün saptamaları şöyle:
Pençe-Kilit Harekatı’nın siyasi hedefi ne? Hükümetin bunu açıklaması lazım. Genel laflar söyleniyor, terörü kaynağında yok etmek, diyorlar. Ama görüyoruz ki terör kaynağında yok olmamış. O zaman hedeflerimiz neydi, neyi elde edebildik açıklanması lazım.
Bunun TBMM Milli Savunma Komisyonu’nda konuşulması lazım. 2023 yılında Milli Savunma Komisyonu kaç kere toplandı biliyor musunuz? Sadece 1 kere toplandı, o da tanışma toplantısı. Başta Hulusi Akar olmak üzere soruyorum, hiç mi sıkılmıyorsunuz?
Şimdi, ‘Şu kadar terörist öldürdük, kanımız yerde kalmadı’ diyorlar. Bunlar boş laflar. Askeri harekatların başarısı, öldürdüğün terörist sayısıyla ölçülmez, bunları öğrenin, hedeflerinize ulaşabildiniz mi bunu açıklayın.”
Emekli General Nejat Eslen’in değerlendirmesi ise şöyle:
Şehitlerimiz var üzgünüz.
Ortadoğu’da Pandora’nın kutusu yeniden açıldı.
Siyasi hamasetten rahatsız olanlar PKK’yı harekete geçirmiş olabilir.
Şehit varsa, hata vardır.
Hatalardan ders çıkarmak gerekir.
PKK ile mücadelede asıl muhatap ABD’dir.
Televizyonlarda talimat gereği gibi PKK baskınlarının önemini azaltmaya, mazeret üretmeye çalışan eski askerleri kınıyorum.
Komando birliğine sabit üs görevi verilmesi yanlıştır.
Komando arar, bulur, yok eder.
Eskiden PKK, komando birliklerinin bulunduğu yerden uzak dururdu.
Artık PKK komando birliğine saldırma cesareti gösterebilmektedir. Bunun nedeni irdelenmelidir.
Dünya çok önemli bir değişimde ve ülkemiz savaş ve krizlerle çevrili iken güçlü iç cepheye olan ihtiyacımız artmaktadır.
Nitelik ve nicelik olarak güçlü ordu, güçlü iç cephe için şarttır.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları