loading
close
SON DAKİKALAR

Kendi gitti adı bile kalmadı yadigâr

Can Ataklı
Tarih: 07.04.2024
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Murat Kurum nasıl da “kurum kurum” kasılarak gelmişti İstanbul’a?

ACAİP YAZILAR

Dünyada sadece sen yoksun ama önemlisin

Bizim İstanbul Erkek Lisesi’nin whatsapp grubunda gördüm yazıyı.

Paylaşan her zamanki gibi Necmi Kavuşturan.

Zorlu grubunun üst yöneticilerinden olan Necmi araştırmacı kişiliği ile bulur bu tür yazıları, paylaşır, hepimiz de keyifle okuruz.

Dünya nüfusu ve insanların davranışları üzerine New England Tıp Dergisi’de bulduğu bir yazıyı sizinle de paylaşmak istedim.

Gelin okuyalım;

Dünyanın nüfusu yaklaşık 7,8 milyar insandır. Çoğu insan için bu çok büyük bir rakam, hepsi bu.

Ancak bu büyük nüfusu yüzdelere böldüğümüzde çok ilginç veriler çıkıyor ortaya.

Örneğin 100 kişiden 11’i Avrupa’da, 5’i Kuzey Amerika’da, 9’u Güney Amerika’da, 15’i Afrika’da, 60’ı ise Asya’da yaşıyor.

Dünya nüfusunun yüzde 49’u köylerde yüzde 51’i şehirlerde oturuyor.

Ya konuşular dillerin yüzdesi nedir?

İnsanların yüzde 12’si Çince, yüzde 5’i İspanyolca, yüzde 5’i İngilizce, yüzde 3’ü Arapça konuşuyor.

Aynı şekilde Hintçe, Bengalce ve Portekizce konuşanlar da dünya nüfusunun yüzde 3’ünü oluşturuyor.

Rusça ve Japonca yüzde 2 konuşulurken dünyanın kalan yüzde 62’si kendi dillerini konuşuyor.

Dünya nüfusunun yüzde 77’si kendi konutunda otururken yüzde 23’ünün kendine ait bir konutu yok.

Şu ilginç veriye bakar mısınız?

İnsanların yüzde 21’i aşırı yemek yiyor, yüzde 63’ü istediği kadar yiyebiliyor.

Buna karşın insanların yüzde 15’i yetersiz besleniyor.

İnsanların yüzde 48’inin günlük yaşam maliyeti 2 ABD Doları’ndan az.

İnsanların yüzde 87’si temiz içme suyuna sahip.

Yüzde 13’ünün ya temiz içme suyu yok ya da kirli su kaynağına erişimi var.

7.8 milyar insanın yüzde 75’inin cep telefonu var yüzde 30’u internet kullanıyor, yüzde 70’inin internete erişim koşulları yok.

Dünya nüfusunun yüzde 7’si yüksek öğrenim gördü.

İnsanların yüzde 93’ü kolej veya üniversitede okumadı.

İnsanların yüzde 17’si okuma yazma bilmiyor.

Dinlerin dağılımına gelince;

Yüzde 33’ü Hıristiyan, yüzde 22’si Müslüman, yüzde 14’ü Hindu, yüzde 7’si Budist, yüzde 12’si ise diğer dinlere mensup.

Yüzde 12’sinin dini inancı yok.

Dünya nüfusunun yüzde 26’sı 14 yıldan az yaşıyor, yüzde 66’sı 15 ile 64 yaşları arasında öldü, 65 yaş üstü kişilerin oranı yüzde 8.

Yaşayacak bir yeriniz varsa, besleyici yiyecekler yerseniz, temiz su içerseniz, cep telefonunuz varsa,

İnternette gezinebiliyorsanız ve kolej veya üniversiteden mezunsanız, küçük ayrıcalıklı bir gruptasınız demektir, ki bu yüzde 7’den az.

Şimdi gelelim 65 yaş üstü olup bu yazıyı okuyanlara.

DÜNYADA İNSANLARIN SADECE YÜZDE 8’i 65 YAŞINA KADAR YAŞAYABİLİR.

Eğer 65 yaşın üzerindeyseniz mutlu olun ve şükredin. Hayata iyi bakın, anı yakalayın. Sizden önce gidenlerin yüzde 92’si gibi siz de bu dünyayı 65 yaşından önce terk etmediniz. Sen zaten mübarek bir insansın.

Kendi sağlığınıza dikkat edin. Geriye kalan her anın kıymetini bilin!

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Yapmayın yahu hepiniz Müslüman değil misiniz?

Fotoğrafı sosyal medyada gördüm.

Cami kapısına bir yardım sandığı koymuşlar.

Namazdan sonra dağılan cemaat görün de yardım etsin diye üzerine “Eyüp Sultan Kuran Kursu’na ve Eyüp Camii’ne yardım” yazmışlar.

Ama o da ne?

Yardım sandığının üzerinde tam üç tane asma kilit var.

Yetmemiş sandığı bir de zincirlerle sıkıca bağlamışlar.

Belli ki tecrübe konuşmuş.

Muhtemelen daha önceki yardım sandıklarının kilidi kırılmış ve içindeki paralar çalınmış.

Hatta yine belli ki bir seferinde de sandığı olduğu gibi götürmüşler.

Sonunda bu çareyi bulmuşlar.

Demek camiye gelmek, namaz kılmak iyi bir Müslüman olmak için yeterli değil.

İnsanın içinde ahlaksızlık varsa her yerde karşımıza çıkıyor.

Çıkıyor da bazıları işte böyle bir “utanç belgesi” gibi kendini gösteriyor.

SOSYAL MEDYA

Kendi gitti adı bile kalmadı yadigâr

Seçim böyle bir şey işte.

Kazandın mı kahramansın, ya kaybedince.

Murat Kurum nasıl da “kurum kurum” kasılarak gelmişti İstanbul’a?

Öyle ya arkasında dağ gibi “asla seçim kaybetmeyen dahi siyasetçi” Recep Tayyip Erdoğan vardı.

Yetmemişti, 17 bakan gelip İstanbul’a üs kurmuştu.

Hepsi sokaklarda gezip arkalarındaki koruma ordusunun korkutmasıyla halktan Murat Kurum’a oy vermelerini istiyordu.

Sonra seçim günü geldi çattı.

İstanbul’un “fetret dönemi” sona erecekti.

Ama olmadı millet yemedi.

Seçim bitti Murat Kurum ortadan kayboldu.

Bir fotomontajla sanki hatıra fotoğrafı çektirmiş gibi görüntüsü kaldı geriye.

Yani bir hiç kaldı.

ÇOK GÜLDÜM

Tatilin ilk pazarı için 4 fıkra

Direk kaplumbağası

Doktor, köyde elini yaralamış yaşlı bir köylünün eline pansuman yaparken sohbet koyulaşmış sonunda konu politikacılara ve onların lider olarak rollerine gelmiş.

Yaşlı köylü “Gördüğüm kadarı ile politikadaki çoğu figür direkteki kaplumbağa gibidir” demiş,

“Direkteki kaplumbağa mı?”

“Evet. Bir köy yolunda giderken çit direğinin üzerinde bir kaplumbağaya rastlarsanız, bu bir Direk Kaplumbağasıdır!”
Yaşlı köylü doktorun yüzündeki şaşkın ifadeyi görünce açıklamış.

“Onun oraya kendi başına çıkmadığını bilirsin. Zaten o da oraya ait olmadığını hareketleri ile belli eder. Yapısının dışında bir pozisyondadır ve sen onu bu pozisyona hangi salağın getirdiğini merak edip durursun!”

(Mimar arkadaşlarımın gurubundan alıntıdır.)

Köprü adam

Adam psikiyatra gidip “Ben kendimi asma köprü olarak hissediyorum” diye şikayetini iletmiş.

“Yeni mi oldu bu?”

“Birkaç yıldır.”

“Bu his size ne gibi bir rahatsızlık veriyor?”

“Evde bomboş yatıyorum. Üzerimden çok az araba geçiyor, bilemediniz bir iki de kamyon falan.”

“Evet?”

“Ev halkı benim masraflarımı karşılayabilmek için gece gündüz didiniyorlar, her geçen gün paraları da yetmiyor, bu sefer sağdan soldan borç alıyorlar. Canları çıkıyor insanların. Çok üzüyor bu durum beni!”

Falcı

Siftahsız dükkân kapatıp her yere borçlanan bir kısım çaresiz esnaf yoldan geçen bir falcıyı çağırıp fal bakmasını istemişler.

Önündeki kaldırıma savurduğu bakla tanelerine bir müddet bakan yaşlı kadın “Tam üç yıl sonra hepiniz rahatlayacaksınız” demiş çenesini sıvazlayarak.

Adamlar birbirlerini dürtüp sevinmişler, aralarından biri “Y.. Yani borçlarımız bitecek, para kazanmaya mı başlayacağız?” diye sormuş merakla,

“Yok” demiş falcı kadın, “Üç yıl sonra yaşadığınız bu ortamı doğal hissedip ezik bir şekilde yaşamaya alışacaksınız..!”

Balık avlamanın çapkınlık yapmaya göre avantajları

Evinizde Balık Avı mecmualarını rahatlıkla saklamadan ortada bırakabilirsiniz.

Siz balık avlarken başka birisi sizin fotoğrafınızı çekse, ya da videoya alsa endişe etmenize gerek yoktur. Bu görüntüler internete düşerse meşhur bile olursunuz.

Birlikte balık avladığınız arkadaşınız onunla tanışmadan önce de başka birisiyle av yaptığınızı duyarsa her aklına geldiğinde size bozulamaz.

Balık malzemesi satın alırken istediklerinizi tezgâhtarın kulağına fısıldamanıza gerek yoktur.

Tanımadık biriyle balık avlamaktan geçen bir hastalık yoktur.

Hiç kimse ömrünüzün sonuna kadar aynı partnerle balık avlamanızı sizden bekleyemez.

Partneriniz sizin “Hadi avlanalım” teklifinize “Yine mi? Daha geçen hafta avlandık ya. Aklındaki tek düşünce bu mu? Pes.” diye cevap veremez.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları