Can Ataklı; Ablacım size ne kadara kiralık daire lazım? ABD’den getirilen Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan uzun süre konuşmadı ama sonra bir konuştu pir konuştu.
ACAİP YAZILAR
ABD’den getirilen Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan uzun süre konuşmadı ama sonra bir konuştu pir konuştu.
En çarpıcı açıklamaları “kira sorunu” üzerine olanıydı.
İstanbul’da kiraları çok yüksek bulmuş.
“Manhattan’da bile yok böyle kiralar” demiş.
Haberi okuyunca içinden “Güzel ablacım size nasıl bir ev lazım?” diye geçirdim.
Öyle ya Manhattan dünyanın en pahalı yeri.
New York kentinin tam ortasındaki üzeri gökdelenlerle dolu bir ada Manhattan.
Dünya ticaretinin kalbi niteliğinde.
Burada kiralar gerekten çok yüksek.
Türk Lirası olarak söz etmiyorum, ABD koşullarına göre de çok pahalı.
Örneğin ABD’nin genelinde kira durumu şöyle:
Şehir merkezinde 1 odalı daire: 1.348 USD (39 bin TL)
Merkez dışında 1 odalı daire: 1.098 USD (31 bin 800 TL)
Şehir merkezinde 3 odalı daire: 2.197 USD (63 bin 700 TL)
Merkez dışında 3 odalı daire: 1.783 USD (51 bin 700 TL)
Manhattan’da ise kiralar biraz daha farklı.
Örneğin stüdyo daireler 3 bin 400 dolardan (98 bin TL) başlıyor.
Bir ailenin oturabileceği en yüksek kira ise 10 bin Dolar (290 bin TL) ki bu Amerikan standartlarına göre çok yüksek.
İstanbul’da 5 bin Doların üzerindeki kiralık yerler Boğaz kıyılarında, lüks rezidansların Penthouse denilen çatı katlarında var.
Büyük yalılar ve malikanelerin fiyatları ise uçuk, 10 bin dolara da 20 bin dolara da kiralık yerler var.
Bu açıdan bakınca Gaye Erkan’ın nasıl bir ev aradığını anlayamadım.
160 bin lira maaş geliri var, ABD’de edindiği 25 milyon doları aşkın parasının getirisini bilemem.
Ama böyle bir maaş ve servetle kiradan yakınmak ve “annesinin evine sığınmaktan başka çare bulamamak” bana pek akıl kârı gelmedi.
Ayrıca Ankara’daki Merkez Bankası Başkanı için yapılmış lojman, malikane gibidir.
İstanbul’a da mutlaka bir tane yapılıyordur.
Gaye Erkan’ın dikkat çeken ikinci açıklaması ise fiyatlar üzerine olmuş.
Başkan “Kapıcımız Sadık Abi’ye soruyorum hep fiyatları, ben ‘İndi’ diyorum o ‘İnmedi’ diyor” demiş.
Eee darbeyi eniştesinden haber alan bir cumhurbaşkanının yönettiği ülkede Merkez Bankası Başkanı da fiyatları kapıcıdan öğrenir.
Peki, Gaye Erkan kiraların yüksekliğinden ve fiyatlardan yakınırken haklı mı?
Ya da şöyle sorayım: “Gaye Hanım bu fiyatların neden yükseldiğini hiç irdeledi mi? Bu fiyatlar durup dururken mi yükselmiş, kiralar eskiden düşük müymüş de şimdi yükselmiş?”
Diyeceksiniz ki “Hem Maliye Nakanı Mehmet Şimşek hem de Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan enflasyon ve hayat pahalılığına karşı mücadele ediyor. Geçmişteki hataları temizlemeye çalışıyorlar.”
Bu bir yere kadar doğru.
Ama hem Şimşek’in hem Erkan’ın aldıkları yeni önlemler halkın yararına değil, tam tersine ekonomi iş dünyası için düzeltilmeye çalışılıyor, işçinin, memurun; emeklinin bundan bir çıkarı yok.
Her şey bu kesimin üzerinden alınıp ekonomi düzeltilmek isteniyor.
Sanıyorum Gaye Hanım durumun gayet farkında ve bu gerçeği örtbas etmek için “şirin gözükmeye” çalışıyor, sanki halkın sorunlarına eğileceklermiş gibi yapıyor.
ŞAŞIRDIM
Gazze’deki dram başladığı günlerden bu yana medyada bir avuç kişi İsrail’e giden gemileri konuşmaya, halka durumu anlatmaya çalışıyoruz.
71 günlük süreçte Türkiye’den İsrail’e ticaret hiç durmadı.
400’ü aşkın gemi on binlerce ton ihtiyaç malzemeleri, petrol, uçak yakıtı, çimento, demir çelik ve silah yapımında kullanılan yedek parça aksamı taşıdı İsrail limanlarına.
Her gün kalkan kargo uçaklarının sayısını ise bilmiyoruz.
Israrla konuyu gündemde tuttum. Sonunda siyasiler de bu olayı ele aldılar, en son Saadet Partisi Milletvekili Hasan Bitmez kürsüde bu konuyu anlatırken, AKP’lilerin ağır sataşma ve hakaretlerine maruz kaldı, fazla heyecanlanınca da kalbine yenik düştü.
AKP’liler ise İsrail’e yapılan bu yardımlara cevap vereceklerine milletvekilinin kürsüde ölümünü “Allah’ın gazabı” diye alkışladı.
Bu süreçte iktidar kanadı tek bir kelime bile açıklama yapmadı.
Haberleri ne yalanladı ne doğruladı.
Sadece görevli bazı troller “Ticaret bu devlet karışamaz ki” türü saçma sapan savunmalar yapmaya kalktılar.
Sonunda Ticaret Bakanı Ömer Bolat, İsrail limanlarına gemi gittiğini doğruladı.
Ama savunması evlere şenlikti.
Bakan Bolat bu gemilerdeki yükün İsrail’e değil Filistin halkına gittiğini söyledi.
Neymiş, Filistin’e doğrudan mal satılamıyormuş, bu nedenle yükler İsrail limanlarına indirilip, gümrükten geçtikten sonra Filistin’e gidiyormuş.
Madem öyle ilk günden niye açıklamadınız bunu?
Neyi beklediniz?
Bir şey beklemediler toplumdaki hassasiyetin bu tür haber yapanları ezeceğini düşündüler, ama olmadı, mecburen akılları ziyan açıklama yapma yolunu seçtiler.
Haydi iktidar mahcubiyet nedeniyle uzun süre açıklama yapamadı, peki şirketlere ne diyelim?
Çoğu AKP’nin en tepe noktalarındaki kişilerin aile fertlerinin sahibi olduğu taşımacılık şirketleri neden malların Filistin’e gittiğini düne kadar hiç söyleyemedi?
BUNU YAZMAK GEREK
Erken genel seçim çağrısı yapıp ülkeyi 2002’de seçime götüren ve baraj altı kaldığı günden 2016 yılına kadar Erdoğan’a sert muhalefet yapan MHP Genel Başkanı, birden Erdoğancı olmuştu.
Söylediği bütün lafları unutan Bahçeli, Erdoğan’ı seçtirmek için elinden gelen her şeyi yapmıştı.
Bahçeli önceki gün bir basın toplantısı yaparak yerel seçimler için Erdoğan’la hiçbir pazarlığa girmediklerini açıkladı.
MHP Genel Başkanı hiçbir yerde belediye başkanlığı için talepleri olmadığını bütün amaçlarının Cumhur İttifakı’nın (yani AKP’nin) her yerde kazanması için çalışmak olduğunu söyledi.
Yandaş medya Bahçeli’nin bu tavrını göklere çıkarıyor.
“İşte gerçek devlet adamı, mevki makam peşinde koşmadan ülkesi için çırpınıyor” şişirmesi yapıyor.
Evet; Bahçeli cumhurbaşkanı yardımcılığı, bakanlık pazarlığı yapmadı hiç.
Ama zaten anlaşma böyle.
Bahçeli bakanlık istemiyor, istedikleri basit: Devlet bürokrasisinde kadro, belediyelerde olağanüstü kolaylık ve ihalelerde öncülük.
Bunların hepsinde başarılı oldu, başta emniyet ve yargı olmak üzere devlet içinde çok ciddi kadrolaşma sağladılar.
Hem kamu hem belediye ihalelerinde hiçbir sıkıntıları yok.
MHP iktidarda değilmiş gibi iktidarda aslında.
Başka makama gerek var mı?
Bakanlık, cumhurbaşkanı yardımcılığı sorumlu yerler, Bahçeli “Ne gerek var ağrısız başımıza dert alacağız” düşüncesinde bence.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Yandaş medyanın ekonomi sayfalarında adeta “müjde” gibi haberler gördüm dün.
Ev ve otomobil fiyatlarında düşüş başlamış.
Son günlerde emlak ve otomobil fiyatlarındaki düşüş yüzde 25’i bulmuş.
Maliye Bakanı ve Merkez Bankası Başkanı “fiyatların düşüş trendine girdiğini, enflasyonun da aşağı seyir izlediğini” söylediler ya yandaş medya hemen üstüne atılıp “ekonomi düzeliyor” kıvamında haberler yapmaya başladı.
Evet, emlak ve otomobil fiyatları düşüyor ama bunun nedeni ekonominin iyiye doğru gitmesinden dolayı değil.
Her iki sektör de “banka kredileri” sayesinde ayakta duruyordu.
Bankalar ev ve konutlar için daha ucuza kredi veriyordu.
Şimdi bu kesildi, faizler ve taksitler cazip olmaktan çıktı.
Bu da talebi azalttı.
Oysa elde büyük stoklar var, böyle olunca konut ve otomobil satanlar fiyatları biraz geri çekerek cazibe oluşturmaya çalışıyor.
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Türkiye Futbol Federasyonu’nun başına sarayın adeta ataması ile seçilen Mehmet Ekşioğlu sanki artık gidici gibi.
Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’yı kollamaya çalışan, bu çirkin saldırıyı bütün kulüp başkan ve yöneticileriyle medyaya yüklemeye kalkan başkan eleştiri oklarını da üzerine çekmişti.
Ancak “İstifa edecek misiniz?” sorularına gayet pişkin cevap vererek “Neden edeyim ki?” demişti.
Ama şimdi sanki durum biraz değişiyor. AKP iktidarının koalisyon ortağı MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Federasyon Başkanı Ekşioğlu’nun “yumruk olayı sürecini iyi yönetemediğini” söyledi.
Bahçeli bu tür sıkıntılı durumlarda pek konuşmaz, konuşuyorsa mutlaka bunun bir sonucu olur, daha önce bunu çok gördük.
Bahçeli’nin konuşmasını dinleyince “Anlaşıldığı kadarıyla Ekşioğlu artık yolcu” diye geçirdim içimden.
Sanıyorum liglerin devre arasında başkan da giderecektir.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
