loading
close
SON DAKİKALAR

Orman yangınlarının önemli faili bakımsız elektrik telleri

Can Ataklı
Tarih: 21.08.2024
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Fenerbahçe başkanı Ali Koç yanında yönetim kurulu üyeleri olduğu halde önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i, sonra da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaret etti.

ANALİZ

MHP yine aklımızla oynuyor

Fenerbahçe başkanı Ali Koç yanında yönetim kurulu üyeleri olduğu halde önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i, sonra da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaret etti.

Her ikisi de rutin nezaket ziyaretleriydi ve bu görüşmelerden sonra kayda değer açıklamalar yapılmadı.

Öyle ki Ali Koç’un Göztepe maçında uğradığı saldırının konuşulup konuşulmadığını bile öğrenemedik.

Ancak Koç’un Bahçeli ziyaretinden sonra çok ilginç bir gelişme yaşandı.

Dikkatli bir göz (ya da sızdırma) Devlet Bahçeli’nin odasındaki dijital saatin 17.25’te sabit kaldığını fark etti.

Aslına bakarsanız o durmuş saat 17/25 Aralık olayı diye ünlenen büyük yolsuzluk operasyonlarının tarihini taşıyordu ve sembolik bir önemi vardı.

2013 yılının 17 Aralık gününde sabah inanılmaz bir olayla uyanmıştık.

Aralarında 4 bakanın oğullarının da bulunduğu bazı kişilerle ünlü iş insanı, Rıza Zarrap gibi Erdoğan’ın çok yakını “hayırsever” bir İranlı, polis tarafından gözaltına alınmıştı.

Sonra 25 Aralık’a gelindi.

Bu kez aralarında Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da bulunduğu bazı kişiler “yolsuzluk” gerekçesiyle gözaltına alınmak istendi.

17 Aralık’ta hazırlıksız yakalanan Erdoğan bu kez işi sıkı tuttu, operasyonu yapan polisler geri çekildi, polise gözaltı emri veren savcılara işten el çektirildi, olay kapatıldı.

Ardından karşı operasyon başladı, 15 Temmuz olayıyla birlikte AKP’nin yakın çalışma ortağı Fethullah Gülen cemaati bir anda FETÖ olarak ilan edildi.

Çıkarılan OHAL ile 150 bin kamu görevlisi kapı önüne kondu.

O yıllarda henüz muhalefette olan MHP ise 17/25 olayının büyük bir yolsuzluk olduğunu ve bunun hesabının verilmesi gerektiğini söylüyordu.

Genel Başkan Devlet Bahçeli de makam odasındaki dijital saati tam 17.25’te durdurmuştu ve “Bunun hesabını mutlaka soracağımızın bir sembolü olarak halkımıza sunuyoruz” demişti.

Sonra köprülerin altından çok su aktı, Bahçeli ağır hakaretlerde bulunduğu Erdoğan’ın safına geçti, iki cumhurbaşkanlığı seçiminde de ölümüne destek verdi, aday bile çıkarmayarak Erdoğan’ın seçilmesini sağladı.

Bahçeli, Erdoğan’ın safına geçince kimsenin aklına bir daha o saate bakmak gelmedi.

Ancak Ali Koç’un ziyaretinden sonra anlaşıldı ki o saat 17.25’te duruyor hala.

Peki, o saate hiç dokunulmadı mı 11 yıldır, yoksa “görülen lüzum üzerine” tekrar mı durduruldu?

Şu an bunu bilmiyoruz.

Saatin geçen yıllarda normal çalıştığı ama son günlerde yeniden durdurulduğu daha makul geliyor bana.

Çünkü 11 yılda hiç olmazsa bir kişinin dikkatini çekerdi saatin hala sabit durduğu.

Bu durumda “Bahçeli yine bir şey mi yapacak?” sorusu takıldı akıllara.

Hele MHP’den Hürriyet yazarı Hande Fırat’a yapılan açıklama kuşkuları daha da artırdı.

Çünkü Hande Fırat adını vermediği bir MHP yetkilisine sormuş saatin neden hala 17.25’te durduğunu o da cevaben “FETÖ’nün Türkiye üzerindeki 15 Temmuz’a giden eylemlerinin başlangıç noktasına atıf” demiş.

Anlaşılan MHP yine aklımızla oynamak istiyor.

Bahçeli saati 17.25’te tutarak Erdoğan’dan değil, FETÖ’den hesap sormak istiyormuş öyle mi?

Bu cevap bile MHP’nin “bir numara” yapabileceğinin göstergesi değil mi?

Kokusu önümüzdeki günlerde çıkar.

BUNU YAZMAK GEREK

Irak’tan gelecek çocuklar gerçekten 15 yaş altında mı olacak?

Türkiye 10 milyonun üzerindeki sığınmacılar nedeniyle ağır bir ekonomik kriz yaşarken AKP iktidarı Irak’la yaptığı anlaşma ile yeni ve yasal bir göç servisi daha açtı biliyorsunuz.

Iraklı 15 yaşından küçüklerle 50 yaşından büyükler artık ülkemize vize almadan girebilecekler.

Bunun mantığını soruyorum Cuma gününden beri hiç cevap olmadığı gibi medyamız da bu konuda son derece ilgisiz.

15 yaş altı çocukların bir başka ülkeye kendi başlarına gidemeyeceği açık bir gerçek.

O halde neden böyle bir karar alındı?

Bu çocuklar “ucuz çırak” olarak mı çalıştırılacak?

Muhtemelen öyle, çünkü başka bir mantıklı açıklaması yok.

Dikkatli bir izleyicim yıllarca Suriye-Irak bölgesinde iş yaptığını ve buraları iyi bildiğini belirerek “Küçük bir ayrıntı eklemek istiyorum” mesajı göndermiş.

Şöyle diyor;

“Doğu’da ve Irak, Pakistan vs. yerlerde kimsenin yaşı nüfus kağıdında yazdığı gibi değildir genellikle.

Bu nedenle 15 yaş altı diye gelen çocukların çoğunun 18-20’li yaşlarda olması muhtemeldir. O zaman bunlar hem ucuz iş gücü gibi çalıştırılabileceği gibi bir süre sonra militan gibi davranabilirler. Bu nedenle uyarınız çok yerinde, konuya mutlaka açıklama getirilmesi gerek.”

UYARI

Sosyal medyanın tuzağına düşmeyin

Sosyal medya artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası.

Bazı olumsuzluklarına rağmen şu anda en hızlı ve etkili haberleşme aracı.

Ancak kullanıcıların çok dikkatli olması ve tuzaklara düşmemesi de gerek.

Çünkü en ciddi olaylarda bile sosyal medya kullanıcıları hızlı haberleşirken ve bilgiye ulaşırken araya atılan bazı yalan, provokatif ve algıya yönelik paylaşımlar birçok kişiyi zora soktuğu gibi bir anda toplumun yanlış algılara kapılmasına yol açıyor.

Örneğin son yangınlar da herkesi adeta “delirten” paylaşımlar yapıldı.

Örneğin bir paylaşımda piknik yapan bir grubun yaktıkları ateşi söndüremediği ve otomobillerine bindikleri gibi kaçtıkları görülüyor.

Oysa bu görüntü son yangınlarla ilgili değil, geçen yıl Urla’da çıkan bir yangında çekilmiş.

Otomobile binip gidenler de anında durumu haber veriyorlar ve yangına genişlemeden müdahale ediliyor.

Sosyal medyadaki her şeyin üzerine atlamamak gerek. Burası hepimize çok gerekli ve kirletmek büyük hata olur.

ŞAŞIRDIM

Filistinlilerin saldırıya uğraması “adi olay” diye geçiştirilmeye çalışılıyor?

İstanbul’un göbeğinde bir otomobil içinde oturan üç kişi silahlı saldırıya uğradı.

Otomobildekilerin Filistinli olduğu anlaşıldı.

Özellikle yandaş medya olay anından itibaren bu olayın adi bir husumet sonucu yaşandığını anlatmaya çalışıyor.

Neymiş bu Filistinliler Türkiye’de çok iş yapıyormuş, sürekli gidip geliyorlarmış, bir alacak verecek meselesi yüzünden husumet oluşmuş, saldırı bu nedenle yapılmış.

İyi de hem saldırı biçimi, susturucu namlulu tabanca kullanılması hem saldırganların anında yurtdışına kaçmaları alıştığımız husumet saldırılarına pek benzemiyor.

Zaten saldırıya uğrayanların Filistinli olması başlı başına bir muamma.

İlk anda “MOSSAD” şüphesi atıldı ortaya ama sanıyorum yandaş medya aldığı uyarı üzerine olayı hemen adi saldırıya çevirmeye başladı.

Bu saldırıyı MOSSAD’ın yaptığı konusunda elimizde bilgi yok elbette ama bu ihtimali de göz ardı edemeyiz.

Çünkü saldırının ardında MOSSAD varsa durum gerekten çok vahim demektir.

Hızlı kaçış ise sıradan bir intikam olayı değil planlı bir suikast olduğunu gösteriyor bu da ayrı konu.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Orman yangınlarının önemli faili bakımsız elektrik telleri

Yıllarca devletin elektrik dağıtım birimlerinde çalışmış mesleğinde uzman bir elek-trik mühendisi dostum son orman yangınlarında bakımsız elektrik tellerinin ve ormancıların ihmallerinin olduğunu anlattı.

Dostumun söylediğine göre elektrik dağıtımı ve iletimi özelleştikten sonra özellikle meskûn olmayan
arazilerdeki elektrik tellerinin bakımlarının yapılmadığını belirterek “Çoğu
eski teller zaman içinde yıpranarak zayıflıyor, sert ve ters rüzgarlarda ise çabucak kopuyor, yangınların çıkmasındaki en önemli faktörlerden biri bu”
 dedi.

Elektrik mühendisi dostum ormancıların elektrik hatları geçen bölgelerdeki ağaç bakımlarını da iyi yapmadığını söyleyerek şunu anlattı:

“Şiddetli rüzgâr, iletken tellerin içeri veya dışarıya doğru daha fazla sallanarak birbirlerine yaklaşmasına neden olur. (Esasen sene boyu büyük değişiklik gösteren hava sıcaklıklarından ötürü iletkenler saz teli gibi gergin çekilmez sıcaklık farklarını kompanse etmek amacıyla uygun oranda tellere sehim verilir.) Rüzgâr aynı zamanda kontrolsüz büyüyen ve görevlilerce zamanında kesilmeyen veya budanmayan ağaçların sallanarak iletkenlere yaklaşmasına hatta değmesine de sebep olur. Direnci büyük olsa da özellikle nemli havalarda yaş ağaç kuru ağaca nazaran çok daha fazla iletkenlik özelliği taşır. Ağaçtan yangın eşiği olan 300 mili-amper akım geçmesi ağacın yanması için yeterlidir.”

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları