Boğaziçi Üniversitesi, ihalede 21/f’ye niye gerek duydu?
Çiğdem Toker; Protestoların düğümlendiği yer: Akademik özerkliği savunma inadı. Akademik özerklik, Boğaziçi Üniversitesi'ni Boğaziçi Üniversitesi yapan kimliğinin en önemli yapıtaşlarından biri çünkü.
Bir buçuk yılı aştı, 20 aya ulaştı. Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) akademisyenleri, her gün cübbelerini giyip rektörlük binası önünde toplanarak binaya sırtlarını dönüyor. Rektörlüğe 2 Ocak 2021'de Prof. Melih Bulu'nun atanmasıyla (Sonra görevden alındı, yerine Prof. Naci İnci atandı) başlayan protestolar 600 güne yaklaşıyor.
Protestoların düğümlendiği yer: Akademik özerkliği savunma inadı. Akademik özerklik, Boğaziçi Üniversitesi'ni Boğaziçi Üniversitesi yapan kimliğinin en önemli yapıtaşlarından biri çünkü.
Biriydi diyerek -di'li geçmiş zaman ifadesi kullanmayacağım.
Ama son bir haftada alınan kararlar dahi hukuksuzluk, sansür ve baskıların yoğunluğu konusunda fikir veriyor.
AÇIK İHALE YAPILAMAZ MIYDI
BÜ yönetiminin, Bilgi İşlem Merkezi (BİM) için yaptığı hizmet satın alımları bu süreçte ayrı öneme sahip. Alımlar ihale yoluyla yapıldı. Amaç, her kurumun ihtiyacı olan Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi (BİGR) hazırlanmasına yönelik hazırlık danışmanlığıydı.
İlginç olan bu değil. Bunca önemli bir konudaki alım için seçilen usulün şeffaf olmayışı.
Yapılan ihaleden, şartnamesinden, BÜ bünyesinde bu sahada yıllarca çalışan akademisyen ve yetkililerin son ana kadar haberi olmamış. Dahası, öğrendiklerinde görev tanımları gereği konuyla ilgilenen öğretim üyeleri, iktidar medyasında hedef gösterildi.
Görevlerinden uzaklaştırıldılar. Bir bölümü geri döndü.
YETKİNİN SINIRLARI BİLİNMİYOR
Şimdi BİM'de iki ay önce yapılan bu alım sonrasında, kişisel verilerin izinsiz paylaşılmasına zemin hazırladığı kaygısı mevcut. Bu yanıyla konu, binlerce öğrenci, çalışan ve mezunu ilgilendiriyor.
21/f, Kamu İhale Kanunu'nun maddesi. Belli bir tutara atıf yapıyor. Her yıl enflasyon oranında artırılıyor. İhaleyi Beyaz Bilgisayar Danışmanlık şirketi 688 bin TL bedelle alıyor. 8 Haziran'da sözleşme imzalanıyor. (Şirketin kendi sitesindeki açık referans listesinde, birçok üniversite, birçok önemli kamu kurum ve kuruluşu, bakanlık, genel müdürlük, kamu payı olan özel şirketler,
bankaların yer aldığı görünüyor. Dolayısıyla çok tercih edildiği belli.)
Ama konunun önemi, seçilmiş bir şirkete ödenecek tutarla sınırlı değil. Sisteme dair kullanılan, talep edilen yetkilerin konunun belkemiğini oluşturduğu belirtiliyor.
Peki Boğaziçi Üniversitesi'ndeki sorun ne?
Konuştuğum bir uzmandan basitçe izah etmesini rica ettim. Şöyle anlattı:
AMACİ İHLAL
“Biri size geliyor. Bilgisayarında, içinde ne olduğunu bilmediğin bir programı çalıştıracağım diyor. Siz, ‘bana sistemden ne istediğini söyle, ben cevap vereyim. Bilmediğim bir programı çalıştırma' diyorsunuz. O da size, ‘Bu çok vakit alır, sen iyisi mi bana güven' diyor. Ve bunu da Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi'ne uyum adına yapıyor. Yapılan iş, amacı ihlal ediyor.”
Başlıktaki soruyla bitirelim: Veri güvenliği gibi önemli bir konuda hizmet alımı yapılacaksa, bu mutlaka gerekliyse, üniversitenin kendi potansiyeli yeterli gelmiyorsa, Boğaziçi Üniversitesi gibi köklü bir üniversite neden açık şeffaf bir alım usülü yerine 21/f'yi tercih etti?
TMSF'den Teknomel yanıtı
Sabiha Gökçen Havalimanı'nda bitemeyen 2. pist yatırımı hakkında, TMSF'ye soru yönelttim. DHMİ'nin 21/b usulüyle yaptığı ihaleyi kazanan firma ortaklığında, Demir Yumruk operasyonuyla el konulan şirket de vardı. Teknomel adlı şirkete TMSF'nin kayyum atadığını daha önce kamuoyuna duyurmuştum. (Aslında bu durumdaki bir şirkete DHMİ'nin işi teslim etmesi epeyce şaşırtıcıydı.)
Havalimanındaki güçlendirme işini TMSF'nin mi yapacağını sordum.
TMSF Kurumsal İletişim Müdürü İbrahim Paşalı mesaj gönderdi. Bilgi vermek istediğini belirtip şu açıklamada bulundu:
“Kayyumluk yaptığımız şirketin konsorsiyumda sadece %5'lik bir kâr payı hissesi vardır; ‘pilot yüklenici' değildir. Devlet Hava Meydanları İşletmesi'nin ihalesi, TMSF'nin Teknomel Yapı'ya kayyum atanmasından önce açılmıştır. DHMİ ihalesinin aksamaması ve gerekse ‘basiretli tacir' sıfatıyla şirketin çıkarlarını korumak amacıyla ihale süreci devam ettirilmektedir.”
Teşekkür ederek ek soru yönelttim:
“%5'lik kâr payı hissesinin varlığı, TMSF'ye nasıl bir yükümlülük getirmektedir?” Şu yanıt geldi: “Şirketin borç ve alacakları ile Fon'un bütçesi arasında hiçbir bağlantı yok. Fon kayyum olunan şirketlere ne para veriyor ne de para alıyor. Bu kapsamda hiçbir yükümlülük altına girmiyor. Sadece yönetiyor.”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları