Tarih:
11.10.2015
Düşen sadece ‘barış’ın dövizi
Çiğdem Toker; Üzerine 'barış' pankartları örtülü, parçalanmış bedenleri daha sonra fark ediyorum.
O koku burnumdan gitmiyor. Biliyorum, yaşadıkça gitmeyecek.Aklımdan da.
Patlamanın ardından Gar alanına ulaştığımda hissettiğim ilk şey o:
Burnuma dolan kan kokusu.
İlk gördüğüm ise: İki TOMA. Ambulanslar yanaşmaya çalışıyor.
Ağır çekime alınmış bir korku filmi izler gibi her şey...
Üzerine “barış” pankartları örtülü, parçalanmış bedenleri daha sonra fark ediyorum.
Yarım saat öncesine dek barış için halay çeken, yürüyüşe hazırlanan, arkadaşlarıyla buluşan bedenler.
Yanlarından geçtiğim, sağ kalabilmiş herkes ağlıyor...
“İyiyim” deyip kapatıyorlar telefonu.
Polis noktasından güçlükle geçebilen bir otomobilden bir kadın sesi yükseliyor. Başını camdan çıkarmış. Yakınını arayan bir kadının feryadı bu.
Gözleri kıpkırmızı, el ele tutuşmuş onlarca kadın-erkek.
Yarım saat öncesine dek, “barış” adına birlikte yürümeye hazırlandıkları insanların artık yaşamayan vücutlarının çevresinde el ele tutuşarak canlı bir güvenlik çemberi oluşturmuşlar. O noktaya saatler sonra gelecek adli ekipler için.
Katliamla yaşadıkları dehşetin büyüklüğüne rağmen, insanüstü bir gayretle sakin kalmaya çabalayıp dayanışma içine giren gençler.
Ayaklarımın takılacağı şeylerden korka korka, gözlerim yeri taraya taraya adım atıyorum...
Kana bulanmış bir “Barış Hemen Şimdi” dövizi... Az ötede parlak lame bir ayakkabı teki... Neşeyle ayağına geçirdiği sahibi kimbilir nerede?.. Yanında yanmış siyah bir kadın çantası. Camına kan sıçramış kırık bir gözlük, telefon kılıfı.
Geçen hafta cansız bedeni panzerin ardında sürüklenen Hacı Birlik’in fotoğrafının yer aldığı yuvarlak dövizler.
“Buradaki işimiz bitti. Şimdi bütün arkadaşlar hastaneye kan vermeye” anonsu arasında alandan ayrılıyorum.
Havada ağır bir kan kokusu...
Sabahın erken saatlerinden itibaren, alana akan yüzlerce otobüs dolusu insanın tek amacı vardı:
Barış, demokrasi ve kardeşlik talebi.
Bu talebi haykıracakları Ankara’nın güvenli olduğunu düşünmüşlerdi.
Ankara’ydı orası.
Ne ki, İçişleri Bakanı’nın “güvenlik açığı yok” diyebildiği başkentte -resmi açıklamalara göre- 95 hayat bitti.
“Barış”ın dövizi yere düştü. Biten hayatların üzerine örtüldü.
Ama sorumluluklarını örtemeyecek olanlar bilsin:
Düşen, sadece “barış”ın dövizidir.
Çiğdem Toker - Cumhuriyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları