#Erkekleryerinibilsin
Çiğdem Toker: Yönetiminde Sümeyye Erdoğan Bayraktar'ın yer aldığı KADEM'in, AKP iktidarının imzacısı olduğu uluslararası İstanbul Sözleşmesi dolayısıyla bir ara hedefe oturtulduğunu anımsatalım.
Kadınların sosyal medyada başlattığı #erkekleryerinibilsin akımından haberiniz oldu mu?
Sosyal medyayı sık ve yakın izlemeyen okura kısa bir özet:
“Ruq” adlı bir Twitter kullanıcısının geçen hafta “Kocam isterse çalışabilir” tivitiyle başladı bu akım.
Dakikalar içinde; müzik, edebiyat, sinema, medya alanında tanınmış isimlerin, hatta üniversite ve belediyelerin de yaratıcı katılımlarıyla beklenmedik bir hızla büyüyüp yayıldı.
Her yaş grubundan binlerce Twitter kullanıcısı kadın, birçok erkeğin farkında bile olmadığı yahut farkında değilmiş gibi davrandığı cinsiyetçi zihniyeti yansıtan yüzlerce deyim ve ifadeyi tersine çevirdi, erkeklere uyarlayan mesajlar paylaştı.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin anlamını güçlü vurgularla yansıtan akımın, eril zihniyetin kodlarını, erkek şiddetini deşifre ettiğini birçok erkek de teslim etti.
Böylesi bir kampanyanın muhtelif homurdanmalarla karşılaşması sürpriz olmazdı. Nitekim sosyal medyadaki iktidar yanlısı muhafazakar hesapların yanısıra bir de kurumsal tepki geldi.
KADIN KADINI KINARSA
Açık adı Kadın ve Demokrasi Derneği olan KADEM şöyle bir açıklama yaptı:
“Adalet ve hakkaniyet ölçüsünde kadın ve erkeğin toplum içindeki varlığı, karşılıklı saygı ve anlayıştan geçer. Bir empati vurgusu olarak ortaya çıkan #erkekleryerinibilsin, inandığımız değerleri zedeleyecek boyuta ulaşmıştır. Bu durumu kınıyor ve reddediyoruz.”
Kadın örgütü KADEM'in kadınları kınayan bu açıklaması, kadınlardan yeni, haklı sorularla karşılaştı: KADEM, AKP milletvekili Şirin Ünal'ın evinde, Ünal'ın silahından çıkan kurşunla kuşkulu biçimde ölen Nadira Kadirova için, bunun yanısıra 155 gündür kayıp olan Gülistan Doku için ses çıkarmış mıydı?
Soruların ardından “gongo” tartışması başladı.
Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu, sosyal medya hesabından bilgilendirici bir açıklama yaparak derneğin kadın hakları meselesinde farklı bir alternatif olmayı hedeflediğini belirterek
KADEM'in bir “gongo” olduğunu ifade etti.
Yönetiminde Sümeyye Erdoğan Bayraktar'ın yer aldığı KADEM'in, AKP iktidarının imzacısı olduğu uluslararası İstanbul Sözleşmesi dolayısıyla bir ara hedefe oturtulduğunu anımsatalım.
Gongoya dönelim.
“Gongo” = Makbul Sivil Toplum
“Gongo” kelime olarak biraz ciddiyetsiz çağrışım yapsa da siyaset alanındaki karşılığı ciddi. İngilizce bir kavramın kısaltılmışı: “Government-organized non-governmental organization.” Derli toplu bir anlatımla, hükümete doğrudan bağlı olmamakla birlikte hükümetin organize ettiği sivil toplum kuruluşu demek.
Gongolara “iktidarın makbul sivil toplumu” demek de yanlış olmaz. Rejimlerin “yumuşak güc”ü olarak konumlanıyor. Politikalarını yaymakta aktif olarak kullanılıyor. Sivil toplumun İngilizce karşılığının NGO (Non Governmental Organization) olduğunu hatırlarsanız, gongoların, NGO'nun karşısında konumlandığını söylemek mümkün.
Bir iktidar gerçek NGO'ları yani iktidarı eleştiren, hak talep eden sivil toplumu tehdit olarak gördükçe gongoları kurdurup desteğini arttırıyor. Hele bir de din dünyasını referans alıyorsa, birbirleriyle örtüşen, kesişen yapılarıyla siyasi etkinlikler, ülkenin bütün kılcallarına yayılabiliyor.
EĞİTİM VE KADIN GONGOLARI
AKP iktidarının güçlenmesiyle birlikte, sadece kadın çalışmaları alanında değil, özellikle milli eğitim, akademi, siyaset alanında çok sayıda vakfın iktidarın açık desteğini alarak kurulduğunu fark etmişsinizdir.
İşin tuhaf tarafı da bu tip vakıf ve dernekler iktidarla yakınlıklarının hatırlatılmasından hoşlanmıyor. Fakat tam da yakınlık dolayısıyla, merkezi ve yerel yönetimlerden yahut kaynağını asla açıklamadıkları yerlerden destek alıyorlar. Bağımsız sivil toplum kuruluşlarının defterleri, aldıkları bağışlar, (olması gerektiği gibi) devlet kurumlarınca didik didik incelenip hesap sorulurken, ülkeyi yönetenlerin yakınlarının boy gösterdiği bu vakıf ve derneklerin faaliyet raporlarına, nereden ne bağış aldıklarını, nereye harcama yaptıklarına dair bilançolara açık kaynaklarda rastlamanız neredeyse imkansız.
YARDIMCI KUVVET
İktidar desteğiyle faaliyet gösteren “gongo”lar, iktidar medyası aracılığıyla seslerini duyurmakta zorlanmadığı için, sistemde demokrasi varmış gibi gösterilmeye yarıyor. Kararlar sivil toplum ile birlikte alınıyormuş havası yayılıyor.
Sözün özü, gongolar hoşlanmasa da #erkekleryerinibilmeli akımı, erkek şiddetine, baskıcı eril zihniyete karşı umut verici bir farkındalık uyandırdı.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları