Hangi devlet, hangi yargı?
Çiğdem Toker: Öte yandan Sedat Peker'in önceki altı videosunda, devlet/mafya/sermaye/medya ilişkilerine dair sayısız iddia günlerdir öylece bekliyor.
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in yedinci videosundan, 90'lı yıllarda işlenmiş ve aydınlatılmamış suikast ve cinayetlere dair ifşalar çıktı.
Yaşı yetenlerin bir kısmına aşina gelse de “şaşırdık mı” lafını bir kenara bıraksak iyi olacak. Evet, yaşımız yetse de şaşırdık. Kötüyü kanıksamak, edilgen, dolaylı teslimiyet çünkü. Suçlarını milliyetçi dinci hamasetle örten karanlık yapılardan söz ediyoruz. Bu yapılarda vaktiyle yer almış, döneme “içeriden” tanıklık eden, “sırtından para kazanıldığını” söyleyen bir isim tarafından dile getirildiği için ayrıca önemli.
Yüzbinler (şimdilik) izlese de Peker'in yedinci videosundaki iddialardan öne çıkanları bir de buradan kayıt düşelim:
– 28 yıl önce Ankara'da evinin önünde bombalı saldırıda katledilen Uğur Mumcu cinayeti için Mehmet Ağar'ı işaret etti.
– 25 yıl önce Rum manastırı baskınının perde arkasını sorgulayan yazılarından sonra evinin önünde öldürülen KKTC'li gazeteci Kutlu Adalı cinayeti için Korkut Eken'i işaret etti.
– Mehmet Ağar'ın uyuşturucu başına pay aldığını iddia ederek, geçmişini temizlemek için dönemin başbakanı Çiller'i ikna ettiğini, Milli Güvenlik Kurulu'ndan sözlü karar çıkarıldığını, sonra da Kürt işinsanlarının öldürüldüğünü söyledi.
– Uyuşturucu trafiğindeki yeni güzergahın Venezuela olduğunu anlatıp son Başbakan Binali Yıldırım'ın oğlu Erkam Yıldırım'ın bu yılın başında Venezuela'ya neden gittiğini sordu.
Öte yandan Sedat Peker'in önceki altı videosunda, devlet/mafya/sermaye/medya ilişkilerine dair sayısız iddia günlerdir öylece bekliyor.
Herkes cevabını iyi bildiği soruyu birbirine soruyor. Soruya soruyla cevap veriliyor. Bu iddiaları soruşturacak bir tek savcı bile mi yok?
Bu ülkede insanca, onuruyla yaşamak isteyen herkes, kendisini bir lağımın içine düşmüş gibi hissediyor. Buradan çıkışın; sonuç getirmeyeceği baştan belli, bildik yollarla değil, doğru zamanda, doğru eylemsellikle tepki verecek bir siyasetle mümkün olduğunu biliyoruz. O siyaset üretilinceye dek bize düşen, suikastleri, cinayetleri, yeni uyuşturucu rotasını ve kimin bu rotada nerede durduğuna dair iddiaları kanıksamamak.
İşte Kanal İstanbul köprüleri
Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu, Kanal İstanbul'a haziran ayına başlayacaklarını açıkladı. Kanal İstanbul'a köprülerle başlanacağını öğrendik. Son birkaç haftadır daha sık aralıklarla açıklamada bulunuyor Bakan Bey. Ama ”Hangi köprü?” “İhale usulü ne?” “Yatırım maliyeti nedir?” soruları yöneltilmiyor.
Bu soruların cevabı kamuoyuna açıklanmayan Kanal İstanbul Fizibilite Raporu'nda mevcut. Sayıları, güzergahları ve yatırım maliyetleri şöyle:
Fizibilite Raporu'nda toplam yedi adet köprü görüyoruz. Bunlardan ikisi, “İBB Karayolu Geçişleri ve Altyapı” başlığıyla yer alıyor. Belki bu noktada hatırlatmak iyi olacak. Bu rapor yerel seçimlerden, yani İBB'nin iktidardan çıkmasından önce tamamlandı. İBB'ye tanımlanmış iki köprüye bu açıdan bakmakta yarar var.
Toplam yatırım tutarı 2 milyar 855 milyon ABD Doları olan yedi köprünün modeli konusunda raporda netlik yok. Ama geçişlerin bedava olmayacağını tahmin etmek zor değil. İzleyip göreceğiz.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları