Kendini tekzip eden devlet
Çiğdem Toker; Kız Kulesi restorasyonundan, Silivri cezaevinde tutulanlar için hastaneye, imam hatip eğitiminin iyileştirilmesinden metro projelerinden barajlara karakollara kadar…
İki-iki buçuk yıl içinde dörde katlanan yatırım maliyetleri, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları konusunda bize bir şeyler söylüyor sanki. Memur, emekli, asgari ücretli yani ülkede emeğiyle geçinen ücretliler söz konusu olduğunda, maalesef inandırıcılığı kalmamış bir kurumun yayımladığı ve insan onuruyla bağdaşmayan verileri esas alan iktidar; konu, ihaleyle yaptırdığı kamu yatırımlarına geldiğinde demirin, çimentonun, enerjinin yani bir inşaatın temel maliyet kalemlerindeki gerçek enflasyonu esas alıyor
"Yatırım programı" ifadesi, eğer meraklısı değilseniz teknik ve az biraz da sıkıcı çağrışım yapabilir. Ama devletin vatandaşlara karşı görev ve yükümlülüklerini taahhüt ettiği en önemli araçlardan biri olduğunu bilmekte sakınca yok.
Mini mini harflerle yazılmış binlerce satırdan oluşmuş yüzlerce sayfalık program, her senenin başında Resmi Gazete'de yayımlanır ve devleti devlet yapan bütün hizmet alanlarında, hangi hizmetin ne kadar para harcayarak yapılacağı gösterilir. (O paranın da bizlerin olduğunu tekrara düşme pahasına vurgulayalım.) Üç yıl öncesine kadar Bakanlar Kurulu tarafından yayımlanan yatırım programları -artık hayatın sayısız alanında olduğu gibi- sadece Cumhurbaşkanı imzasıyla yayımlanıyor.
391 sayfada 10 bin 915 proje
Kız Kulesi restorasyonundan, Silivri cezaevinde tutulanlar için hastaneye, imam hatip eğitiminin iyileştirilmesinden metro projelerinden barajlara karakollara kadar…
Devletin bizler için planladığı bütün yatırımları listeleyen 391 sayfalık program, 15 Ocak tarihli Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı.
10 bin 915 projeye 454,2 milyar TL ödenek tahsis edildi. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı (CSSB) sitesinde meraklısı için temel ayrıntılar yer alıyor. Mesela en yüksek payı yüzde 26,8 ile ulaştırma/haberleştirme sektörünün aldığını, bunu yüzde 17,4 ile madenciliğin izlediğini, eğitimin yüzde 13,5 ile ancak üçüncü sırayı aldığı bu sayfada görebiliyoruz. Tarım ile sağlığı merak ediyorsanız, beşinci ve altıncı sıralarda olduğunu not düşelim. Dörtte enerji var.
Peki Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modeli ile yapılmış ve dördü yapılmakta olan toplamdaki 18 şehir hastanesinin milyarlarca dolarlık sözleşme ve yatırım büyüklüklerine rağmen sağlık nasıl olup da altıncı sırada derseniz, cevabı basit: KÖİ modelli şehir hastaneleri için yapılan harcamalar, yatırım programına alınmıyor ve de gösterilmiyor. Bir bilgi karartma metodu olarak siyasal bir tercih bu. Öte andan Sağlık Bakanlığı'na sadece 32,7 milyar TL ödenek ayrılmasının nedeni de aynı.
Bu noktada ciddi kafa karışıklığı doğuran bir durumu kayda geçirmenin zamanı. Vaktiniz var ve 391 sayfayı tarayarak Sağlık Bakanlığı başlığındaki yatırımlara bakacak olursanız, orada çok sayıda şehir hastanesi yatırımı göreceksiniz. Ama onlar, bildiğiniz şehir hastaneleri değil. KÖİ modeli terk edildikten sonra, Kamu İhale Kanunu'na göre ihale edilerek (21/b maddesi) yaptırılan şehir hastaneleri.
Dörde katlanan maliyet
Peki buraya bakınca ne göreceksiniz?
Eğer büyük bölümü 2020-2021 yıllarında ihale edilmiş yeni nesil şehir hastanelerinin ihale bedellerini biliyorsanız, Sağlık Bakanlığı'nın müteahhit şirketlerle hangi ihale bedelleri üzerine sözleşmeler imzaladığına dair haberleri takip etmişseniz de yatırım maliyetinin dörde katlandığını…
Şimdi aktaracağım veriler, tümünün de inşaatlarının sürdüğü "21/b" usulüyle yapılmış şehir hastanelerinin ilk yatırım maliyetleriyle iki buçuk yıl sonra devletin resmi belgesine geçen yatırım maliyetlerine ilişkin olacak.
Şehir Has. 2020-21 İhale Bedeli (TL) 2023 Yatırım Programı (TL)
Sakarya 1.248.061.000 3.842.148.000 Samsun 1.069.000.000 4.592.385.000 Trabzon 1.099.000.000 5.498.975.000 Şanlıurfa 1.868.000.000 8.026. 794.000 Diyarbakır 1.093.312.000 5.501.777.000 Denizli 1.189.000.000 3.663.100.000 Ordu 1.188.000.000 5.103.829.000 Aydın 976.000.000 3.928.250.000 Antalya 980.000.000 4.018.654.000 |
İki-iki buçuk yıl içinde dörde katlanan yatırım maliyetleri, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları konusunda bize bir şeyler söylüyor sanki. Memur, emekli, asgari ücretli yani ülkede emeğiyle geçinen ücretliler söz konusu olduğunda, maalesef inandırıcılığı kalmamış bir kurumun yayımladığı ve insan onuruyla bağdaşmayan verileri esas alan iktidar; konu, ihaleyle yaptırdığı kamu yatırımlarına geldiğinde demirin, çimentonun, enerjinin yani bir inşaatın temel maliyet kalemlerindeki gerçek enflasyonu esas alıyor. Bu ise devletin kendi kendini resmi belgelerde tekzibi anlamına geliyor ama hesap verilebilirlik olmayınca bir kıymeti de bulunmuyor.
Madenci güvenliği için AB hibesi
Madencilikte iş sağlığı ve iş güvenliğinin geliştirilmesi için 35 ilde 141,7 milyon TL'lik bir AB hibesi de yatırım programında yerini alıyor. 2022 yılında bu tutardan sadece 29 milyon TL'nin harcanmış olduğunu Amasra faciasında yaşamını kaybeden 41 işçiyi anarak kayıt düşerek bitirelim.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları