Tarih:
07.03.2015
S&P’ye Posta Atmakla Olmuyormuş
Çiğdem Toker; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Merkez Bankası’nın para politikaları üzerinden yürüttüğü polemik, polemik olmaktan çıktı.
Davutoğlu’nun sağında Babacan, solunda Şimşek olduğu halde New York’ta çekilmiş fotoğrafını gördünüz mü?Resim altında Davutoğlu’nun Merkez Bankası’nın bağımsız olduğunu söylediği aktarılıyor. Gelgelelim, iki bakanın yüzündeki gergin ifade bambaşka bir şey anlatıyor. “Merkez Bankası bağımsızdır” beyanının olumlu etki yarattığı, fiyatlanabildiği günlerin çok geride kaldığı gibi bir ifade sanki.
***
O günün akşamında uluslararası ajanslar, Davutoğlu’nun yabancı yatırımcıları pek ikna edemediği analizini geçti.
Sabah oldu.
Ankara ile New York arasındaki zaman farkı, 7 saat.
Merkez Bankası’nın dün öğle saatlerinde duyurduğu “örtülü faiz artışı” silahını kullanma haberini, Maliye Bakanı Şimşek anında link vererek tivitledi.
New York’ta saat 07’ydi.
Belli ki, eski “başarı hikâyelerinin” anlatıldığı toplantıda yaşanan burukluktan sonra, “iyi” denebilecek bir habere ihtiyaç büyüktü.
(Tabii Şimşek’in neden “örtülü faiz artırımından” daha birkaç dakika önce Erdoğan’ın “kur artışı faiz lobisinin oyunu” açıklamasını tivitlemediğini soracak değiliz.)
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Merkez Bankası’nın para politikaları üzerinden yürüttüğü polemik, polemik olmaktan çıktı.
Saldırganlaşan üslup, yabancı yatırımcıların alacakları karar nezdinde bir risk faktörüne dönüştü.
Başbakan Davutoğlu’nun rahatsızlığı büyük.
BM toplantısı için gittiği New York’ta bu toplantının bir “bahane” olarak kullanılıp uluslararası bankacılarla yapılan toplantıya katılması, bunun en büyük kanıtı.
Bizim bildiğimiz de bu tür toplantılara başbakanlar katılmaz.
90’lı yıllardan bu yana, Türkiye’nin “ne kadar yatırım yapılabilir bir ülke olduğunu anlatma” ve finans kuruluşlarının sorularını yanıtlama işi her zaman ekonomiyle ilgili bakanların görevi olmuştur.
Bu fasıldan, Davutoğlu’nun Goldman Sachs’ın aralarında yer aldığı 50 kişilik yemekte, Merkez Bankası’nın bağımsız olduğunu açıklaması da Erdoğan’ın tehditlerini temize çekerek yeniden itibar devşirme çabasından başka bir şey değil.
Başbakan, uluslararası fon yöneticilerine, “Merkez, benimle, hükümetle çalışıyor” fotoğrafı vermek istiyor. Bu yanıyla fotoğraf, Davutoğlu ile Erdoğan arasındaki ilişki ve iç siyasi dengeler açısından kritik bir ipucu olabilir. Ama işe yaradığını, yabancı yatırımcıların ikna olduğunu söylemek, o kadar kolay değil.
***
Hatırlar mısınız, dönemin başbakanı Erdoğan, bir süre önce “Siyasi yorumlar yapıyor” diye dönemin kredi derecelendirme kuruluşu Standart and Poors’a (S&P) önce “Eyy S&P...” diye posta atmış, ardından sözleşmenin feshi yoluyla ilişkiyi kesivermişti.
Dahası, “Kendi kredi derecelendirme kuruluşumuzu bile kurarız ne olacak?” deyip Babacan’a “Hazine çalışma yapsın” diye talimat da vermişti Erdoğan. Kimse de Erdoğan’a, bir rating kuruluşu kurmak için önce kuracak olanın sözünün dinlenir olması gerektiğini söylemedi.
Ve böyle üç yıl geçti. Ne bir ses, ne bir nefes...
Ama Erdoğan’ın öfkesi bir türlü dinmedi. Daha bir aylık cumhurbaşkanıyken, “S&P ile ilişkiyi kestik. Bunlar (Moody’s ve Fitch) tavırlarını böyle sürdürürlerse başbakana söylerim; bunlarla da ilişkiyi kes, bize bunlar bir şey kazandırmış değil” demişti.
Anlaşılan Davutoğlu bu sözden pek ikna olmamış.
Yanına iki bakanını almış, kalan rating kuruluşları Türkiye’nin “yatırım yapılabilir ülke” notunu düşürmesin diye uğraşıp duruyor.
Belki, haftaya ABD’ye gideceğini duyuran başdanışmanı Yiğit Bulut başarır, belli mi olur.
Çiğdem Toker - Cumhuriyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları