TÜRGEV davasında beraat ve 'Sarmal'
Çiğdem Toker: Suudi Arabistan'dan (2012) gönderilen 100 milyon doların beş dakika Bilal Erdoğan'ın hesabında kaldıktan sonra 10 dolar eksikle TÜRGEV'e (o zamanki adıyla İSEGEV) aktarıldığı haberlerini hatırlıyor musunuz?
Malumun ilamı, herkesçe bilinen bir hakikatin, belgesiyle ortaya çıkması demek. Torunlar'ın işlettiği Başkentgaz'ın, Kızılay üzerinden Ensar Vakfı'na yaptığı 8 milyon dolarlık bağış, böylesi bir hakikatti: Yasaları dolanma pahasına iktidar ile kendisine yakın sermaye grupları arasında kurulan karşılıklı bağımlılık ve çıkar ilişkisi.
Bu ilişkinin iktidar açısından anlamı: Varlığı laiklik karşıtlığına dayalı siyasal İslam'ı, devletin kurumlarında, toplumun günlük hayatında kökleştirmek. Sermaye açısından anlamı: Bu yüklü “bağış”ları talimatla yapmaya razı olarak işleri büyütmek, daha çok daha çok iş almak.
8 milyon dolarlık bu “bağış”, gerçek bir hukuk devletinde yolsuzluk olarak tanımlanabilecek; siyaset, ticaret, din üçgenindeki oyunların ne ilki ne de sonuncusu. Bugün aynı siyasi iklim içindeki geride kalmış gibi görünen bir konuda taze ve güncel bir haberi paylaşacağım.
SUUDİ KRALLIĞI BAĞIŞI
Suudi Arabistan'dan (2012) gönderilen 100 milyon doların beş dakika Bilal Erdoğan'ın hesabında kaldıktan sonra 10 dolar eksikle TÜRGEV'e (o zamanki adıyla İSEGEV) aktarıldığı haberlerini hatırlıyor musunuz?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun altı yıl önce TBMM'de açıkladığı konunun ayrıntılarını, dönemin parti sözcüsü ve yöneticisi Ankara Milletvekili Haluk Koç basın toplantısıyla paylaşmıştı.
Peki Koç'un TÜRGEV'i konu alan toplantıdan dolayı yaklaşık üç yıldır Bankacılık Kanunu'na aykırılık ve iftira suçlarını işlediği gerekçesiyle iki ayrı suçtan üç ve dört yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığını biliyor muydunuz?
Necmeddin Bilal Erdoğan, Ahmet Ergün, Serhat Albayrak, Ziya İlgen, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDKK), Vakıfbank, Nurettin Ertemel, Osman Kaan Şakir Özbek'in, “katılan” sıfatıyla yer aldığı bu yargılama, geçenlerde sona erdi.
HALUK KOÇ'A İKİ BERAAT
Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin oybirliğiyle aldığı kararda Haluk Koç her iki suçtan da beraat etti. Mahkeme, TÜRGEV bilgilerinin önce Kılıçdaroğlu tarafından açıklanması, yazılı basında haberleştirilmesi nedeniyle sır olma niteliğini yitirdiğine, bu nedenle suçun yasal unsurlarının oluşmadığına hükmetti. Koç'un iftira suçundan beraatinde ise AİHM ve Anayasa Mahkemesi içtihatlarına işaret eden mahkeme, Koç'un siyasetçi olduğunu, iddianameye konu sözlerinin sert eleştiri niteliği taşıdığına hükmetti.
MURAT AĞIREL'İN SARMAL'I
Bu önemli haberi araştırmacı yazar Murat Ağırel'in son kitabından öğrendim. Yeniçağ gazetesindeki yazılarıyla son dönem önemli yolsuzluk dosyalarını kamuoyuna duyuran Ağırel'in kitabı “Sarmal” raflara çıktı.
Çalışmasını, Uğur Mumcu'ya atfen “21. Yüzyıl Rabıta'sını ortaya koyuyor” sözleriyle sunan Murat Ağırel, “önce ABD, sonra da Suudi sermayesinin katkılarıyla kurulan siyasal İslam organizasyonunun Cumhuriyet'i dönüştürme planına” yakından bakıyor.
Kırmızı Kedi yayınevinin yayımladığı kitapta Milli Türk Talebe Birliği, Komünizmle Mücadele Derneği, İlim Yayma Cemiyeti, Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı, TÜRGEV, SETA, ENSAR Vakfı, Okçular Vakfı, TÜGVA, Pelikan Grubu'na mercek tutulurken, İslamcı vakıflar ile yönetim ağlarının iktidarın ekonomi politiğindeki etkisi sorgulanıyor.
SUUDİ BAĞIŞI TESCİLLENDİ
Kitapta kritik bir de belge yer alıyor. Vakıfbank'ın mahkemeye gönderdiği 14 Aralık 2015 tarihli yazıda; TÜRGEV adına 99 milyon 999 bin 999 ABD Doları'nın “ROYAL PROTOCOL” tarafından gönderildiğinin saptandığı belirtilmiş.
Aslına bakılırsa, TÜRGEV'in Suudi Arabistan Krallığı'ndan bu yüklü parayı kabul ettiği o zamanlarda da inkar edilmemiş; dahası “Kılıçdaroğlu da bir babadır. Yurtlarda kalan kızlarımız üzülüyor” diye normalleştirilmeye çalışılmıştı. Yine de bu konudaki haber ve toplantıların suç unsuru taşımadığına ilişkin karar ve belgenin Ağırel'in çalışmasıyla gün yüzüne çıkması hepimiz için önemlidir.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları