loading
close
SON DAKİKALAR

‘Yavru’ya Tarife Biçmek

Çiğdem Toker
Tarih: 29.04.2015

Çiğdem Toker; KKTC’nin Uluslararası camiada 'tanınmamaktan' kaynaklanan ekonomik sorunları, herkesin bildiği sır

Seven bilir: Güçlü edebiyat yapıtlarını güçlü kılan bir özellik de “dönüp tekrar okuma isteği” uyandırmasıdır.
Şüphesiz, ne KKTC bir “Koca Ali”dir ne de Türkiye bir “Hacı Kasap”.
Yine de Erdoğan “Kardeş ülke olmanın bedeli var” dediği an, çok kişinin aklına ilk Ömer Seyfettin’in Diyet’inin gelmesi de boşuna değil.
Erdoğan o konuşmada, “Kardeş ülke olmanın bedeli”nin ne olduğunu da açıklamaktan da kaçınmadı çünkü. Yılda 1 milyar dolar...
Tersinden okumayı deneyin: “Yılda 1 milyar dolar verdiğimiz için yavrusunuz. Yavru kalacaksınız. Ancak bu parayı biz vermezsek kardeşlik mertebesine kabul edilirsiniz.”

***

KKTC’nin Uluslararası camiada “tanınmamaktan” kaynaklanan ekonomik sorunları, herkesin bildiği sır.
En temel sorunu, kendi para biriminin olmaması.
Türkiye ile KKTC hükümetleri arasında, bittikçe yenilenen, üçer yıllık ekonomik ve mali işbirliği programları uygulanıyor. 2013-2015 dönemini kapsayan son protokol, elektrik ve su projeleri hariç 3 milyar TL’ye kadar hi-be ve krediyi içeriyor.
Kredi ve hibelerin dağılımı, Türk hükümetinin bütçesiyle belirleniyor.
Türkiye’den KKTC’ye, üç ayrı kalemde “yardım” gidiyor.
-Dış ülkelere yapılan yardımlar.
-Yurtdışı sermaye transferi.
-Yurtdışı borç verme.
2015 bütçesine göre, KKTC’ye bu üç kalemden yılın ilk üç ayında, (ocak-mart dönemi) giden kaynakların toplamı 204 milyon 846 bin TL.
Açılımı ise sırasıyla şöyle:
-Dış ülkelere yapılan yardım: 66 milyon 487 bin,
-Yurtdışı sermaye transferi: 38 milyon 359 bin,
-Yurtdışı borç verme : 100 milyon TL.
Bu üç kalemi birlikte değerlendirerek önceki yıllara baktığımızda ise durum şu:
2014’te 1.5 milyar, 2013’te 2 milyar, 2012’de 1.8 milyar TL.

***

Aktardığım bu veriler, Erdoğan’ın, “Yılda 1 milyar dolar aktarıyoruz” tezi hakkında fikir verebilir.
Verebilir de.. Ne yapacak şimdi yani KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı?
“Hep yavru kalmak istemiyoruz” dedi diye, bilediği satırların en büyüğünü, kıyma kütüğünün üzerine koyup kolunu kesen Koca Ali misali, “Alın bu paraları geri” deyip bir yerlerden milyarlarca dolar bulup Türkiye’ye mi gönderecek?
Aile adabında bile, çocuk için yapılan harcamaları anmak makul bulunmazken, “yavru”luğa tarife biçmenin diplomatik nezaketi (!) yorumdan uzak olsun.
Kaldı ki kan bağına dayalı unvanları devletler arasında kullanmaya kalkmanın, tepeden bakanı nasıl açmaza düşürdüğü ve o unvanları nasıl parodi replikleri haline getirdiğini, 90’lı yıllarda “abi”lik tasladığımız Türki cumhuriyetlerle bugünkü ilişki durumuna bakarak görmek mümkün.
Yazıyı Kıbrıs Türk Devlet Çalışanları Sendikası Başkanı Mehmet Davulcu’nun Bianet’te yayımlanan yazısından bir alıntıyla bitirelim:
“Kıbrıslı Türkler artık Türkiye’den gönderildiği söylenen ama onların hiç göremediği paranın kendilerine yarar değil, zarar verdiğini düşünmektedir. Benzer şekilde, Türkiye adına Kıbrıs’ta görev yapan bürokratlar da Soğuk Savaş yıllarından kalan zihniyet ve yöntemlerle iş yapmaya devam edecekse geri çekilseler dahi iyi olacak diye düşünmektedirler.”

Çiğdem Toker - Cumhuriyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları