Zeytin telaşı enerji krizi
Çiğdem Toker; Önümüzdeki günlerde, davaların ilerleme yavaşlığını esas alarak, “nasılsa yönetmeliği çıkarttık, biz yaptık oldu” diyenlerin zeytinleri -iktidar yanlılarının pek sevdiği tabirle- “taşıma” hırs yarışına tanık olabiliriz.
Elektrik meselesindeki kriz büyüyüp derinleşiyor. Ayakta kalmaya çalışan vatandaş, ikiye üçe katlanan elektrik faturalarıyla boğuşurken, üretim tarafında da maliyet ve döviz kuru sorunu ağırlaşıyor.
Geçen hafta Enerji Bakanı Fatih Dönmez'in Elektrik Üreticileri Derneği (EÜD) ile yaptığı çevrimiçi toplantıda enerji maliyetlerinde belirsizlik, temel konu olarak öne çıktı. Bu toplantının ardından, yasa değişikliğiyle EPDK'ya verilen “tavan fiyat” yetkisi, sektörde serbest piyasaya müdahale olarak tartışılıyor.
O toplantıda Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, birçok sektörü olduğu gibi ithal kömür maliyetini de tırmandırdığı hatırlatıldı. “Kömür primlerinin çok yükselmesi” nedeniyle, kömür taşıyan gemilerin sefere çıkarılmasında isteksizlik olduğu konuşulurken yapılan şu vurgu bizleri nelerin beklediği konusunda fikir veriyor:
YAZIN CİDDİ SORUN
“Yakında kömür ithalatı yapanların stoklarının bitmesi veya doğalgaza alternatif sağlanamaması halinde çok etkili bir enerji krizi beklenebilir. Doğalgaz ile kömürdeki belirsizlik, su sorunları yaz aylarında ciddi bir sıkıntı yaşama riskini arttırıyor.” İ
Bu arada mevcut faal durumdaki santrallerin bakımlarının da yeterince yapılmadığı konuşuluyor. Bütün bu tabloya bakıldığında Türkiye'yi arz güvenliği sorununun beklediği anlaşılıyor.
★★★
Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelik değişikliği ile zeytinlik alanları termik santral faaliyetine açılmasında işte bu krizin de etkili olduğu konuşuluyor. Hani o, kanuna aykırı upuzun maddenin içine, “kamu yararı” kavramının sıkıştırılma sebebi de buymuş. Yani bizi bekleyen elektrik krizi ve termik santralların elektrik üretimi için kullandığı kömüre duyulan ihtiyacın artması. O da Ege'deki santraller için zeytinlikleri “taşıyarak” (!) mümkün.
Şimdi bu yönetmeliği yapanlara ve yaptırtanlara deseniz ki, hani milletin sağlığının canına okuyan o 15 kömürlü termik santrale baca gazı takılacaktı. Hani bu baca gazı takılmadı diye bir ara “dostlar alışverişte görsün” hesabı kapılara kilit vurulmuştu. Ne oldu? Hangisine baca gazı takıldı? Hangileri ne yatırım yaptı? O santrallardan çıkan baca gazlarının yol açtığı erken ölümler sayısız bilimsel rapora yansımışken, şirketleri baca gazı yatırımına mecbur etmek kamu yararından sayılmıyor mu Sayın Enerji Bakanlığı?
ACELE VAR
Dün bizim gazetede Erdoğan Süzer İmzasıyla yayımlanan haberde, Yeniköy-Kemerköy santralini işleten şirket yetkililerinin İkizköy mahallesi muhtarıyla görüştükleri ve zeytinlikleri kesmeleri için köylülere haber vermelerini istediklerini okuduk.
Hukuku ve yargıyı ayak bağı olarak gören zihniyetin, Türk özel sektörüne de nasıl nüfuz ettiğinin resmi gibiydi bu haber. Zeytinlik alanların termik santrallere açılmasıyla ilgili bir düzenleme yapılmak isteniyorsa bunun yönetmelik değil ancak kanun değişikliyle yapılabileceğini burada, daha ilk günden yazdık, konuştuk, duyurduk.
Bu değişikliğin tarafı olan herkes dava açma hazırlıklarına başladı. Belki olur da idari yargıdan bir yürütmeyi durdurma ya da iptal kararı çıkar. Ama yok, şirketlerin çok acelesi var. Bu davalar açılıp ilerlemeden işlerini çabucak bitirmek istiyorlar anlaşılan. Sorduğunuzda da “kamu yararı” diyecekler.
Önümüzdeki günlerde, davaların ilerleme yavaşlığını esas alarak, “nasılsa yönetmeliği çıkarttık, biz yaptık oldu” diyenlerin zeytinleri -iktidar yanlılarının pek sevdiği tabirle- “taşıma” hırs yarışına tanık olabiliriz.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları