Ankara Millet Bahçesi'ne bir iptal daha
Çiğdem Toker; Mahkeme, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na hukuka aykırı davrandığını söylemiş oluyor.
Millet Bahçesi kavramını ve bu bahçelerin ne işe yaradığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı partili Cumhurbaşkanı haline getiren 2018 seçim sürecinde önce bir seçim vaadi olarak öğrenmiştik.
"Bütün aileler gelsinler Millet Bahçelerine, yatsınlar yuvarlansınlar" diyen Erdoğan bu sözünü de "Onlar orada yuvarlandıkça bizi hatırlayacaklar" diye bağlamıştı.
Millet Bahçeleri, oralarda yuvarlanmaya davet edilen aileler kadar, müteahhitlik şirketlerinin de hatıraları ve gözdeleri arasına girdi. Ve iktidarın Ankara Millet Bahçesi, kapatılan Atatürk Havalimanı gibi özel önem verilen bazı Millet Bahçeleri için açık ihale değil, davet usulü olarak anılan 21/b usulü tercih edildi. Her ikisini de aynı firma kazandı…
Ankara Millet Bahçesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin iktidar partisi adayı olan Murat Kurum'un Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olduğu dönemde bakanlığa bağlı TOKİ tarafından yapılmıştı.
Bundan beş yıl önce yapılan ihaleyi, 398,5 milyon TL teklifle, Erdoğan'a özel yakınlığı bulunan Yapı ve Yapı İnşaat üstlendi.
Yapı ve Yapı, kapatılan Atatürk Havalimanı pistinin kırılarak projelendirilen oradaki Millet Bahçesi ihalesini de yine 21/b ile üstlenmişti.
Etiler'deki rezidans kulelerini de
Anlatacağım asıl güncel gelişmeye geçmeden küçük bir ara vererek bağlantılı bir hatırlatma yapmak gerekiyor: Millet Bahçesi ihalesini de alan Yapı ve Yapı, sadece iktidarın yönettiği kurumlar ile yapmıyor. Söz konusu şirketin Astaş firması ile birlikte eski Etiler Polis Okulu arazisi olarak bilinen alana lüks rezidans projesini yapmak üzere İBB iştiraki KİPTAŞ ile protokol imzaladığını, KİPTAŞ'ın bu sahadaki payını satarak devrettiğini daha önce (Sözcü'de gündeme taşımıştım.) O dönem KİPTAŞ'ın tarafıma ilettiği açıklamada (8 Haziran 2022/Sözcü) İmamoğlu ve ekibinin devraldığı, yarım bırakılan siyasi, teknik ve ekonomik olarak en zorlu işlerden biriydi" denilerek, devir gerekçesi şöyle anlatılmıştı: "Yeni dönem İBB ve KİPTAŞ vizyonunun şehircilik bakışı ve anlayışı ile taban tabana zıt ancak protokoller ve sözleşmeler ile hukuki açıdan eli kolu bağlı, sahası kazılmış, çevreye verdiği risk günden güne artan bir projeydi. 2019 yılında; üstelik şantiyenin etrafındaki komşu yapılarda ve yollarda belirgin çatlaklar için yapılan şikayetler; İTÜ raporu ile belgelenmişti. Rapora göre; en kısa zamanda inşaat ilerletilmeliydi ki kazılan zemin nedeniyle yaşanan hareketler durdurulsun."
Millet Bahçesi mi, "merkez Ankara" reklamı mı?
Gelelim bugüne…
Ankara Millet Bahçesi faaliyete açıldı açılmasına ama o projenin yapılmasını mümkün kılan imar planı için açılan iptal davası, idari yargıda devam ediyordu. İşte o dava yeni sonuçlandı.
TMMOB Ankara Mimarlar Odası, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı aleyhine açtığı, TOKİ'nin de müdahil olduğu davada özetle şöyle dedi:
- İlk planların yargısal denetiminde Ankara 14. İdare Mahkemesi'nce tespit edildiği gibi AKM alanının tarihsel bağlamından, kimlik değerinden ve kent içindeki özgün konumundan söz etmek mümkün değil.
- Dava konusu plan değişikliğinde eşik analizi yapılmadı,
- Reklam ve tanıtım unsuru haline gelen Millet Bahçesi kamu yararına hizmet etmiyor. Çünkü Ego Hangarları yerine başlanan Merkez Ankara Projesi, Millet Bahçesini adeta projeye dahil bir unsur gibi kullanıyor.
- Mahkeme kararı yok sayılarak dava konusu plan değişikliği onaylandı.
Ankara 13. İdare Mahkemesi, işte bu tespitlerle açılan davada iptal kararı verdi. Mahkeme, Ankara Millet Bahçesi ihalesine de dayanak oluşturan Bakanlığın iki imar planının:
- Yargı kararlarının gerekçelerine,
- İmar mevzuatına,
- Şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına,
- Plan tekniklerine,
- Plan hiyerarşisi ve kamu yararına uygun olmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davaya konu işlemlerin iptaline karar verdi.
Başlıktaki "bir iptal daha" ifadesi ise aynı konuda daha önce verilmiş ilk iptal kararını anlatıyor. Ankara 14. İdare Mahkemesi Bakanlığın imar planlarını iptal etmişti. Gelin görün ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı o iptal kararının gerekçelerine uymayarak aynı imar planlarını tekrar onaylamış. (Mahkeme kararını uygulayarak, yani hukuka uyarak Yapı ve Yapı'nın kazandığı ihaleyi iptal ettiğini bir düşünelim. Ne büyük sürpriz olurdu değil mi!)
İşte 11 Ocak 2024 tarihli son mahkeme kararındaki ilk gerekçe olarak yazılan "yargı kararlarının gerekçesine uymamak" da bunu anlatıyor. Özetle mahkeme, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na hukuka aykırı davrandığını söylemiş oluyor.
Normal bir hukuk devletinde yapılması gereken, mahkeme kararına uymaktır. Bilin bakalım ne olacak?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları