loading
close
SON DAKİKALAR

Buyurun beklenti yönetimine

Çiğdem Toker
Tarih: 21.02.2025
Kaynak: Çiğdem Toker - T24

Çiğdem Toker; Nihayetinde enflasyon mücadelesi, fazlasıyla beklenti yönetimlerini de içerir. Merkez Bankası politikalarında sıkça kullanılan bir kavram olan beklenti yönetiminin anlamını önümüzdeki günlerde çok daha iyi kavrayacağız. Hep birlikte.

Şimşek’in son dönem ekonomik iş birliği ve ticaret alanında ağırlıklı olarak Körfez ülkelerine yöneldiği hatırlanacak olursa, monarşiyle yönetilen Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, ülkemizdeki toplumsal ve siyasal muhalefete yönelik baskıları ne ölçüde sorun edip masaya getiriyor?

mehmet şimşek

TÜSİAD’ın Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ile Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras hakkında, Genel Kurul konuşmaları nedeniyle açılan soruşturmada, savcılık ifadesine polis eşliğinde götürülmeleri geniş yankı uyandırdı. Bu yankıda; iki üst düzey yöneticide simgeleşen bir meslek örgütüne dokunulmayacağı öngörüsünün yıkılması kadar, uluslararası ekonomik ilişkilere nasıl yansıyacağı sorusu etkili.

Birkaç hafta önce yine burada yazdım. Yargı operasyonlarında, söze “Davet edilse ifade vermeye gidecek” diye başlamanın, bütünüyle anlamsızlaştığı bir dönemin içindeyiz. Çünkü davet edilse ifade vermeye gidecek kişilerin ifade vermeye çağrılması, bir hukuk devleti normudur.

Türkiye’nin de halihazırda böyle olduğuna dair iddialar yok değil. Ülkemizin bir hukuk devleti olduğu ile başlayan cümleleri sık duyuyoruz. Ama iddia sahipleri, çağrılsa ifade vermeye gidecek kişilerin, evlerinden baskınla alınıp polis eşliğinde götürülmesinin, -devlet diliyle- münferit olmaktan çıkıp neden yaygın bir usule dönüştüğüne bir cevabı yok. Aslına bakılırsa, bu yönde bir soru sorulamıyor bile. Dolayısıyla hem bu sorunun ilgilisine sorulamayışı hem de ifade alma konusunda olağanüstü bir usulde ısrar, görüntülerin bir tercih olduğunu düşündürüyor.

Amacın ise yıldırmak, argo tabirle bugüne dek “tırsmamış” olanların tırsmasını sağlamak olduğunu -Medeni Hukuk tabiriyle de- orta zekalı her vatandaş anlayabilecek durumda artık. Üstelik bu usul, sivil toplum şemsiyesi altındaki meslek örgütlerinin görevleri daha doğrusu varlık nedenleri gereği yaptıkları konuşma ve ifadeleri bile kapsıyor. Görev gereği yapılan açıklamaların, sandığımız gibi ifade özgürlüğü kapsamında değil suç olarak değerlendirilmesini sağlayacak (!) yasal düzenlemeler de zaten mevcut. Onlar Yüce Yasama tarafından çoktan yasalaşmıştı. Torba yasalar neydi, aritmetik üstünlük kimdeydi öyle ya.

Şimşek, Katar heyeti ve Ömer Aras

Hayat tuhaf. Zira bunlar olurken Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye-Katar Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) toplantısında yatırımcıları fırsatları değerlendirmeye davet ediyordu. Hayat tuhaf çünkü polis eşliğinde ifadeye götürülen TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, Katar sermayeli QNB Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı. Bu durumun KEK toplantısına nasıl yansıdığını bilmiyoruz. Ancak Şimşek, Türkiye’nin üretim çeşitliliği ve giderek daha sofistike hale gelen üretim yapısı, güçlü altyapısı, gelişen AR-GE ekosistemi ve geniş yetenek havuzu ile büyük fırsatlar sunduğunu söylüyordu.

Sosyal medyada birçok kişi, Şimşek’in yatırımcılara sunum yaparken böyle bir durumu nasıl izah edeceğini tartıştı. Dahası istifa etmesi gerektiğini dile getirenler oldu. Bilen biliyor; mevcut sistem içinde üst düzey bir kamu görevinden istifa, tıpkı diğer temel hak ve özgürlükler gibi bir temel hak ve özgürlük olmaktan çıkıp, af dilenmesi gereken pek çetin, cesaret gerektiren bir işe dönüştü çoktan.

Önemli bir nokta da şu: Şimşek’in son dönem ekonomik iş birliği ve ticaret alanında ağırlıklı olarak Körfez ülkelerine yöneldiği hatırlanacak olursa, monarşiyle yönetilen Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, ülkemizdeki toplumsal ve siyasal muhalefete yönelik baskıları ne ölçüde sorun edip masaya getiriyor?

Önümüzdeki günler

Monarşiyle yönetilen ülkelerin ekonomik iş birliği alanında bazı konuları iş birliğinde engel görmüyorsa bile bu, sorun olmadığı anlamına gelmiyor.

Bunca yıldır gördük ve izledik ki, ekonomi programı ancak bütünlüklü hedefler birlikte uygulandığında sonuç verir. Programın maliye tarafı, özellikle kamu harcamaları açısından zaten çok eksik ve sorunluyken, enflasyonu düşürmek için uygulanan politikaların, hukuksuz uygulamalardan etkilenmeyeceği söylenemez.

Nihayetinde enflasyon mücadelesi, fazlasıyla beklenti yönetimlerini de içerir. Merkez Bankası politikalarında sıkça kullanılan bir kavram olan beklenti yönetiminin anlamını önümüzdeki günlerde çok daha iyi kavrayacağız. Hep birlikte.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları