Öğrenciler yurttaşlık bağını hatırlatıyor
Çiğdem Toker; CHP’nin Saraçhane mitinglerinde üniversitelilerin, bugün de liseli öğrencilerin derdi aslında aynı ortak paydada birleşiyor: Eşitlik ve adalet temelinde özgür bireyler olarak yaşamak..

AKP iktidarının, toplumsal rıza üretiminde zorlandığı gerçeği yeni değil. Ama artık saklanamaz bir halde. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 35 yıllık diplomasının yetkisiz bir heyetçe iptali, ardından kendisi ile birlikte çalışma arkadaşlarının polis baskınıyla gözaltına alınarak tutuklanması ve devamındaki seri hukuksuzlukların yol açtığı toplumsal tepki, hayatın farklı alanlarına yaygınlaşarak yükseliyor.
İktidarın kitleler üzerinde (“zor”a başvurmadan) ikna etme yeteneğinin tükendiğinin son örneği, lise öğrencilerinin eylemleriyle ortaya çıkıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın “proje okullar” olarak tanımlanan başarılı liselerle ilgili öğretmen ataması kararına tepkiler, çığ gibi büyüyor.
Çalıştığı okullara ataması yapılmayan yüzlerce öğretmenin görev yaptığı okullarda, “sürgün” kararına itiraz eden liseli öğrenciler, birçok şehirde seslerini yükseltiyor. Okul yönetimlerinin disiplin cezaları, polis çağırma gibi tehditlerle sindirmeye çalıştığı öğrenciler; hem öğretmenleri hem de kendi geleceklerine sahip çıkmak üzere eylem yaptıklarını korkusuzca ifade ediyor.
Gözden kaçmaması gerekiyor ki; lise öğrencilerinin geleceklerine sahip çıkma eylemlerindeki meşruiyet, ailelerin verdiği desteklerden de güç alıyor. Öte yandan Türkiye genelinde yaklaşık 2 bin 300 proje okuluna yapılacak atamalarla ilgili zamanlama da kritik. Aileler haklı olarak, öğretim dönemi henüz sürerken yaşanan bu atamaların, özellikle üniversite sınavı öncesinde öğrencilerin ruhsal durumları üzerinde olumsuz etkiler doğuracağından kaygılı.
En başarılı öğretmen de var
Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay, MEB’in 16 öğretmenin görevine son verdiği Ankara Atatürk Lisesi önünde dün bir basın açıklaması yaptı. Öğretmenlerden birinin, "75 ülkeyle birlikte yürütülen projenin danışmanı ve Çankaya'da yılın öğretmeni seçilen bir öğretmen” olduğunu açıkladı.
Yurttaşlık bağı
Lise öğrencilerinin; İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Bursa’da, Amasya’da, Aydın’da, Tunceli’de ve başka illerde sergilediği bu itiraz hareketi; uzun sürmüş AKP iktidarının unutturmak, yerine “tebaa”yı koymak için çok uğraştığı bir bağın hayati önemini, hepimize yeniden ve capcanlı hatırlatıyor: Yurttaşlık bağı.
CHP’nin Saraçhane mitinglerinde üniversitelilerin, bugün de liseli öğrencilerin derdi aslında aynı ortak paydada birleşiyor: Eşitlik ve adalet temelinde özgür bireyler olarak yaşamak. Bu talebin zorunlu istikameti ise yurttaşlık.
Devlet ile yurttaş arasında kurulmuş olan o zorunlu hukuksal bağ tek taraflı değil, iki yönlü bir ilişki çünkü. Devlet nasıl benden vergi vermemi, askerlik yapmamı, yasalara uymamı istiyorsa, yurttaş olarak da bana eşit ve adil olmakla, temel hak ve özgürlükleri kullanabileceğim bir ortam sağlamakla, kamu hizmetlerine erişimimi sağlamakla yükümlü.
Talebelerin talebi
Internet çağı içinde yetişen ve çocukluktan itibaren yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar ve kayırmacılık hikayeleri okuyup dinleyerek büyüyen gençler, bu “siyaset”i artık kader olarak kabul etmek istemediklerini dile getiriyor. Bu bir yandan da “tebaa” haline getirilmeye itirazdır.
Eğitim hakkı, Anayasa’nın doğrudan güvence altına aldığı haklardandır. Bugün ülkenin dört bir yanındaki öğrenciler, yahut geçmişteki söylenişiyle talebeler, sadece eğitimin kendisini değil; o eğitimin nitelikli olmasını da talep ediyor.
Meşru taleplere kulak verilmesi, gençlerin ve ülkenin yararına olacaktır.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları