Tek firmaya, yaklaşık maliyetin üzerinde ihale vermek
Çiğdem Toker; Boğaziçi Üniversitesi'nce yapılmış 10 ihalenin bir kısmı açık usulle, bir kısmı da pazarlık usulüyle gerçekleştirildi. Ortak olan yönleri ise biri dışında en düşük ve en yüksek teklif tutarlarının aynı olması.
Kamu ihalelerinin açık yapılması neden iyidir?
Sorunun cevabı, "açık" kavramıyla kastedileni anlatmaya çalışırsak, daha net ortaya çıkabilir. Çünkü "açıklık", kamu ihalesinde iki anlama geliyor:
Hem kamuoyuna açık, yani ilan edilerek, saydam biçimde yapılması. Hem de kamunun yaptığı ihaleye çok sayıda firmanın katılabileceği bir rekabet etme, yani katılıma açıklık.
İlk anlamıyla açıklık, kamu parası harcandığı için toplumun bu kaynaklar nasıl harcanıyor sorusuna (vatandaşın böyle bir sorduğunu varsayarak tabii…) cevap verir.
İkinci anlamdaki açıklık ise "adrese teslim" diye bilinen yolun önlenmesi, yani rekabetin oluşmasını sağlayarak, kamu kaynaklarının ihaleyi yapan makamların önceden belirlediği bir firmaya değil, yarışma sonucu en uygun teklifi verecek istekliye gitmesidir. İkinci anlamdaki açıklık, usulsüzlükleri azaltarak kamu kaynaklarında tasarruf sağlar.
Bazen bir ihale gerçekten, ideal olarak bilinen, açık usulle yapılır. Ama beklendiği gibi birden çok değil, tek bir firma teklif verir. Tek bir firmanın teklif verdiği kamu ihalesinin ne kadar rekabetçi olduğu ve bununla birlikte kamuya ne kadar tasarruf sağlama kapasitesi sağladığı tartışmalı bir konudur. Kamu ihalelerinde tartışılan diğer bir konu da, isteklinin verdiği teklifin, kamu idaresinin belirlediği "yaklaşık maliyetin" üzerinde olması olgusudur. Buna bazen savunma olarak bizim gibi enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde girdi maliyetlerinin çok hızlı artışı gerekçe olarak gösterilir.
Ancak bir kamu ihalesi, hem açık yapılıp, hem tek firma katılıp hem de verilen teklifin yaklaşık maliyetin üzerinde olduğunda, "enflasyon" gerekçesinin ne kadar meşru olduğu iyice tartışmalı hale gelebilir.
Boğaziçi Üniversitesi'nin son dönemlerde yaptığı bazı ihaleler böyle. Söz gelimi Aralık 2022'de yapılan B.Ü Enerji Kalitesi ve Bina Enerji İzleme Sistemi kurulması ihalesi açık usulle yapılmış. Ama EKAP kayıtlarına baktığımızda, en düşük teklif de en yüksek teklif de aynı tutarda: 1 milyon 869 bin 500 TL.
Yüksek teklife sözleşme
Bu durumda ihaleye tek bir firmanın katıldığını düşünebiliriz. Aşağıda hazırladığım tabloda göreceğiniz gibi (ilk sırada) bu tutardaki teklifi veren Kontrolmatik Teknoloji adlı firmayla sözleşme imzalanmış.
Ama dönüp yaklaşık maliyete baktığınızda 1 milyon 622 bin 752 TL olduğunu görüyoruz. Yaklaşık maliyet, ihaleyi açan makamın, piyasa araştırması yaparak "Bu iş bu kadar çıkar" dediği tutar oluyor kabaca. Boğaziçi Üniversitesi bina enerji izleme sisteminin kurulması için böyle bir yaklaşık maliyet belirlemiş ama kendi belirlediği tutarın yaklaşık 247 bin TL üzerinde teklif veren firmayla sözleşmeyi imzalamış.
Benzer bir durum, "B.Ü. Kampüslerindeki Genel Mekanik Tadilat İşleri" için de geçerli. Boğaziçi Üniversitesi'nin, ihaleyi gerçekleştiren birimi, bu iş için yaklaşık maliyeti (EKAP kayıtlarına göre) 4 milyon 919 bin 389 TL olarak belirlemiş. Ancak 5 milyon 291 bin TL (en yüksek ve en düşük teklif!) teklif veren Aircon Mühendislik adlı şirketle sözleşmeyi (10 Ekim 2023) imzalamış. Aradaki fark, kamu aleyhine 371 bin 611 TL.
* * *
Aşağıda listelediğim Boğaziçi Üniversitesi'nce yapılmış 10 ihalenin bir kısmı açık usulle, bir kısmı da pazarlık usulüyle gerçekleştirildi. Ortak olan yönleri ise biri dışında en düşük ve en yüksek teklif tutarlarının aynı olması. EKAP verilerine göre yalnızca, son sıradaki stüdyo malzemeleri alımıyla ilgili olan ve PTT Bilgi Teknolojileri firmasının kazandığı ihalede, en yüksek ve en düşük teklifleri farklı. Onun dışındaki diğer sekiz ihalenin tamamında en yüksek ve en düşük tekliflerin aynı oluşu, bu ihalelerde tek firmanın yer aldığını düşündürüyor. Tek firma yasaya aykırı mı? Değil. Ama kamu kaynaklarının doğru kullanımı açısından rekabet ve tasarrufun sağlanıp sağlanmadığı konusunda net yanıtlar verilmesini gerektiriyor.
(*) YM: Yaklaşık Maliyet
* * *
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, mali disiplinde hedeflere ulaşmak için valilere büyük görev düştüğünün söylüyordu iki gün önce. Tasarruf konusunda büyük görev düşen kamu görevlileri, valilerle sınırlı olmamalı.
Rektörlüklerin harcamaları Şimşek'in kadrajına ne kadar giriyor?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları