Algı ve yanılgı-2
Hüsnü Mahalli; Birileri bu toprak parçasını alıp uzaya götüremeyeceğine göre herkes birlikte yaşamanın kültürünü öğrenmek zorunda. Hiç de zor değil. Ama önce saplantı ve aşağılık komplekslerinden kurtulmak gerek.
Herkesin bildiği “Türk’ün Türk’ten başka dostu yok” deyiminin farklı formatları başka ülke ve uluslarda kullanılmaktadır. Oysa Türkiye’de olduğu gibi Araplar da birbirine kazık atıyor ve düşman belliyor ama çoğu zaman birileri onlara başkalarına karşı olan düşmanlıklarını hatırlatıyor.
Çok uzaklara gitmenin alemi yok!
Bildiğim kadarıyla AKP’liler kadar Fetö’cular da Türk!
Her iki taraf “en hakiki Türk ve Müslüman biziz” modunda.
Bildiğim kadarıyla herkesi “vatan haini” ilan eden AKP’lilerle “vatan haini” ilan edilenlerin ezici çoğunluğu Türk!
Darbeleri, sağ-sol çatışmalarını, Türk-Kürt kavgalarını, Maraş’ı, Malatya’yı, Sivas’ı hatırlatmanın bir anlamı yok ve olmamalı.
Osmanlı Sarayı’nda aile içi “boğdurma” yöntemiyle birbirini temizleyen Padişahların hepsi Türk olsa gerek!.
Osmanlı Sarayı’nda Türk kadınlarla değil yabancı kadınlarla evlenerek “Türk ırkına zarar veren” Padişahların tümü Türk olsa gerek!
Hikaye böyle uzar gider.
İlle de birilerine düşman olunacaksa “mülteciler” konusunu kullanmadan daha mantıklı, bilimsel ve gerçekçi gerekçeler bulmak gerek.
Yok ille de mülteciler konu edilecekse o zaman da onlara düşmanlık etmek yerine bu sorunu yaratan AKP iktidarından hesap sormak gerek.
Mülteci sorununu kökten çözmek için önce “en hakiki Türk” olduğunu söyleyen AKP’den kurtulmak gerek.
Konu kendi dönem koşullarına uygun yaşanmış “Ensar-Muhacir” mantığı ile açıklanamaz!
Başından beri AKP’nin mültecilerle ilgili farklı hesaplar yaptığını ve onları Türkiye içi, Suriye’de, bölgesel ve uluslararası pazarlıklara kullandığını bilmeyen yok artık.
Başka uluslara ve insanlarına hakaret etmenin, aşağılamanın ve düşman bellemenin alemi yok.
Üç beş bin “Arab’ın” neden olduğu sorunlardan 400 milyon Arabı suçlamanın alemi yok.
Üç beş bin Afganlının neden olduğu iğrençlikleri bahane ederek 40 milyon Afganlıya hakaret etmenin alemi yok.
Ya da bir avuç “Afrikalının” olumsuz davranışı karşısında çok farklı etnik kökeni olan tüm “Afrikalıları” düşman belleyip onlara “zenciler” demenin bir alemi yok ve olamaz.
Gerekçesi ne olursa olsun bu iğrenç bir ırkçılıktır.
Bu coğrafyanın tüm ulus ve halklarına düşman ülke ve güçlerin ağzıyla konuşmanın bir alemi yok ve olmamalı.
Parayla satılan vatandaşlıkların büyük bölümünü Araplar değil başka ulusların insanları alıyor.
Farklı amaçlarla “Arapların” satın aldığı ev ve taşınmazların peşine düşmek yerine Amerikan zırhlısı Missouri’nin Nisan 1946’da İstanbul ziyaretinden bu yana Türkiye topraklarının emperyalist ülke ve güçler tarafından nasıl talan edilip sömürüldüğünü anımsatmak gerek.
O da yetmezse bu ülke ve güçlerin geçen süre içinde Türkleri ya da bu ülkede yaşayan herkesi nasıl birbirine düşman etmeye ve kendi yarattığı iktidarlarla onları birbirine nasıl kırdırmaya çalıştığını unutmamak gerek.
Bunu beceremeyenler kendi dar, sığ ve karanlık hayal dünyalarında cebelleşip dururlar.
Az yazık çok ayıp!
Arapları, Persleri, Afganlıları, Afrikalıları ve benzeri diğer ulusların insanlarını kimse sevmek zorunda değil ama hiç kimsenin de bu insanlara hakaret etmek ve aşağılamak hakkına sahip değil ve olamaz.
Tersini düşenenler kanlı emperyalist sömürgeci tarihleriyle Amerikalıları, Avrupalıları ve İsraillileri sevmekte serbestler. Çünkü hepsi olmazsa da çoğunluğu mavi gözlü, sarışın ve beyaz tenli.
Aralarında esmer, kara kuru ve zenciler de olabilir ama “bu kadar kusur kadı kızında bile olur” demiş atalarımız.
Türk mü Arap mı Kürt mü Pers mi ne fark eder!
Sonuçta hepsi diğerleriyle birlikte bu toprakların insanı.
Birileri bu toprak parçasını alıp uzaya götüremeyeceğine göre herkes birlikte yaşamanın kültürünü öğrenmek zorunda.
Hiç de zor değil.
Ama önce saplantı ve aşağılık komplekslerinden kurtulmak gerek.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları