Anlayan beri gelsin

Hüsnü Mahalli; ABD; Sovyetler’in Afganistan’ı işgal ettiği 1979’dan bu yana Kaide ve Taliban ‘destanları’ dahil her türlü pis işlerinde Pakistan’ı kullandı.

Çok fazla değil bir yıl öncesine kadar Ankara’nın İsrail, Suudi Arabistan ve BAE ile ilişkileri çok kötüydü.

Bir yıl öncesine kadar Ankara’nın Kiev’le ilişkisi çok iyiydi ama şimdi Moskova ile süper.

Moskova’dan çıkarak ak ve kara yollarla Türkiye’ye giren yeşil dolarlar olmazsaydı kim bilir mali piyasalar ne durumda olurdu.  ‘Türkiye’yi gaz dağıtım merkezine çevirelim’ önerisinden sonra Putin’in şimdi de ‘Sinop’da nükleer santral kuralım’ çabası çok havalı.

Buna kızan ABD; Dışişleri ve Hazine’den bir heyeti apar topar Ankara’ya yolladı ama heyet Ankara’da iken Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Amerikalılara fırça çekerek “Siz ne hakla Suudi Arabistan’a sataşıyorsunuz” dedi.

Meğer dünün düşmanı olanlar bugün can dostumuz olmuş da bizim haberimiz yok!

Ah şu yeşil dolarlar!

Peki Amerikalılar neden kızmıştı Kaşıkçı’nın ölüm emrini veren Muhammed Bin Selman’a?

Herkes düşman iken ona sahip çıkan Putin’in isteği üzerine OPEC üretimini iki milyon varil kıstığı için.

Tam bu sırada bir tankın üzerinde poz vererek ‘Rusya’yı haritadan silmek gerekir’ diyen İngiliz Başbakan Truss 44 gün sonra görevinden istifa etmek zorunda kaldı.

Umurunda değil çünkü yılda 130 bin dolar emeklilik maaşı alacakmış.

Alman Başbakan Scholz ise Ukrayna savaşıyla ilgili Fransa Cumhurbaşkanı Macron’la tartışıp duruyor.

Kara kışın henüz bastırmadığı Avrupa’da herkes herkesle kavgalı ama ABD savaş yanlısı politikasını sürdürmeye kararlı görünüyor.

Peki başka neler var?

Devlet arşivleri kapılarını İsrailli araştırmacılar için açma kararı almış. Farklı alan ve uzmanlıklarda İsrail ile Türkiye arasında heyetler gidip geliyor. Ay sonu yapılacak seçimlerinden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail’e gideceği konuşuluyor.

İsrailliler her gün Filistinli gençleri öldürüyor ama ‘İslam aleminin lideri’ Erdoğan’ın galiba haberi yok!

Belki de Hamas’ın Esad’la barışmasına çok kızmıştır.

Ama en ilginç detay Azerbaycan’dan geldi.

Azeri bir meslektaşım anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün açılışını yaptığı Zengilan havaalanını bildik Kütahya Zafer Havaalanı’na benzetti çünkü benim de gidip gördüğüm Zengilan İran sınırına yakın küçük bir kasaba görünümünde. Hikayenin çok daha ilginç olan tarafı Zengilan’a yakın bölgede İsrailli bir şirket 700-800 Azeri’nin çalışacağı ‘Akıllı köy’ kurmuş. İran medyasına göre Karabağ savaşında Bakü’ye yardım eden İsrail, Azerbaycan’ın İran sınırına yakın bölgelerinde askeri ve istihbarat merkezleri kuruyor. Tam bu sırada üç yıl önce ‘bunlar fotoşop’ diyen batı şimdi İran’ı intihar SİHA’larını Rusya’ya vermekle suçluyor ve Tahran’a yönelik yeni yaptırım kararları alıyor. Batıya göre bu intihar SİHA’ları NATO ülkelerinin Ukrayna’ya gönderdiği en gelişmiş silahları kullanılmaz hale getiriyormuş. Bazı Ukraynalı yetkililerin ‘Türk SİHA’ları işe yaramaz’ demesi daha da ilginç.

Bu arada batı medyasının bile İran’daki ‘olası devrim’ propagandasından vazgeçmesine rağmen Halk Tv’nin günlük İran ilgisi çok ilginç. Onlara kalırsa İran rejimi düştü düşecek!

Durun daha bitmedi!

Amerikalıların devirdiği Umran Han hükümetinin yerine geçen Şahbaz Şerif hükümeti Başkan Biden’ın geçen hafta ‘Pakistan çok tehlikeli bir ülke çünkü adamların atom bombası var’ demecinden sonra ‘ABD kusura bakmasın Ruslardan ucuz petrol almak zorundayız’ dedi. Oysa Umran Han ‘Moskova ilişkisinden dolayı devrilmişti ve Yüksek Seçim Kurulu dün Han’ın her an yapılması beklenen erken seçimlere katılmasını yasakladı.

Rezaletlerin sonu yok.

ABD; Sovyetler’in Afganistan’ı işgal ettiği 1979’dan bu yana Kaide ve Taliban ‘destanları’ dahil her türlü pis işlerinde Pakistan’ı kullandı.

Pakistan’ın Afganistan ile 2600, Türkiye’nin ise Suriye ile 900 kilometre sınırı var.

Kaide Pakistan’da kuruldu Kaide’nin Suriye kolu NUSRA’nın hikayesini ise Salı günü bu köşede anlatmıştım.

Anlatılacak daha çok şey var ama AKP bildik AKP ve Ankara hiçbir şeyden ders almıyor.

Sanki BOP ve ‘Arap Baharı’ yaşanmamış ve Türkiye ile birlikte tüm coğrafya perişan olmamış.

İşte bu nedenle yapılacak seçimleri dar bir ekonomi-maliyet cenderesinden çıkarıp ülkenin geleceği tartışmasına taşımak gerek.

Türkiye AKP’nin neden olduğu iç ve dış sorunlarından kurtulmak zorundadır ve bunun tek koşulu da AKP’den kurtulmaktır.