Asla ve hiç
Hüsnü Mahalli: O günlerde yazdığım ve anlattığım her şey 7 yıl sonra en ince detaylarıyla doğrulandı.
Her şey ‘Arap Baharı’ ile başladı.
Aralık 2010’da Tunus’ta sonra da Ocak 2011’de Mısır, Bahreyn, Suudi Arabistan, Ürdün, Umman, Cezayir, Fas, Libya, Yemen, Lübnan ve Suriye’de kitlesel gösteriler yaşandı.
İsrail dostu Yahudi kökenli ‘gazeteci-yazar’ Bernard Levi olup bitenler için ‘Arap Baharı’ dedi.
Suudi Arabistan, Ürdün ve Umman’da krallık olduğu için halk para ile ‘susturuldu’.
Suudiler komşu Bahreyn’e asker göndererek halk ayaklanmasını bastırdı.
Sudan ikiye bölünerek ‘kurtuldu’.
Tunus’ta başkan kaçtı, Mısır’da Mübarek hapse atıldı Libya ve Yemen’de liderler öldürüldü.
Suriye’de 7 yıldır savaş sürüyor.
Irak’ta durum çok karışık.
Arap coğrafyası darmadağın:
Yüz binlerce ölü, fazlasıyla yaralı, bir milyon yakılan ev ve toplamda en az iki trilyon dolarlık ekonomik zarar.
Bunun adı: ‘Arap Baharı’.
2011 sonlarına doğru yazdığım ‘Ortadoğu’da Kanlı Bahar’ kitabımda her şeyi anlattım.
O günlerde yazdığım ve anlattığım her şey 7 yıl sonra en ince detaylarıyla doğrulandı.
Bu büyük ve iğrenç bir oyundu.
Tunus, Mısır, Libya, Yemen, Irak ve Suriye hepsi cumhuriyetle yönetilen ve genel yapılarıyla laik ülkelerdi.
Batı destekli ‘Bahar’ bu laik sistemleri ortadan kaldırıp AKP benzeri İslamcı partileri iktidara taşımayı amaçlıyordu.
Tam da AKP’nin 12 Haziran 2011 seçimlerinde %49.8 gibi bir oyla zafer kazandığı sırada.
‘Laik, demokratik ve Müslüman’ bir ülkede!
Oyun tam da AKP’ye göre.
Belki de AKP oyuna göre.
BOP’da Eş-Başkan olmak kolay değil.
Hikaye böyle başlamıştı.
Sonrasında milyonlarca detay var.
AKP bozuldu Türkiye kötüye gitti.
‘Cihanda İslamcılık Yurtta İslamcılık’.
Hikaye böyle devam etti.
AKP Ortadoğu bataklığına ‘cumburlop’ daldı.
Saltanat ve hilafet hevesleriyle.
Çok tehlikeli mezhepsel söylem ve sığ tarihsel saplantılarla.
Herkes herkese düşman edildi.
Körfez’in kral, emir ve şeyhleri AKP’ye acayip destek verdi.
Hepsi Osmanlı’dan, Türklerden ve demokrasiden nefret eder ama olsun.
Suriye bataklığın dip noktasıydı.
AKP olmasaydı bugün Suriye ve bölge ASLA böyle olmazdı.
AKP olmasaydı Suriye ve bölgeden dolayı Türkiye ASLA bu hale gelmezdi.
Ekonomik, güvenlik, sosyal ve stratejik olarak.
AKP iktidarda kaldığı sürece yaşanan risklerin on katı zorluklar Türkiye’yi beklemektedir.
Ben çok ciddiyim.
Türkiye hemen 2011 öncesine dönmezse HİÇBİR sorununu çözemez.
2011 öncesinde Türkiye’nin Afrin, Menbiç, El-Bab, IŞİD, Nusra, ÖSO, PYD ve benzeri sorunları yoktu.
Esad Türkiye ve Erdoğan’ın en yakın dostuydu.
Ya şimdi?
Tüm komşularıyla hatta müttefikleriyle kavgalı Türkiye’nin artık onlarca çözülemez karmaşık sorunu var.
Güvenlik sorunları hızla artan ve giderek ‘çetrefilleşen’ bir ülkeye hiç kimse güvenmez, gelmez ve ekonomik ilişki kurmaz.
2011 öncesinde herkesle vizeleri kaldıran ve sınırlarını açan Türkiye şimdi Suriye, Irak ve İran sınırında duvar inşa ediyor.
Tek kelimeyle REZALET.
Hangi çağdayız.
İsrail’i taklit etmenin bir alemi yok!
24 Haziran Türkiye’nin son şansı.
AKP gider Türkiye ve tüm bölgeye barış gelir.
‘YURTTA SULH CİHANDA SULH’
Türkiye hemen Suriye ile barışır, Suriye sorununun çözümü için Şam ile işbirliği yapar, TSK Suriye’nin kuzeyinden çekilir, Türkiye şu anda birlikte hareket ettiği en az 100 bin silahlı militan ve ailelerinin masraflarından kurtulur, Suriye’nin yeniden imarına yardım eder ve 3,5 milyon Suriyeli ülkesine döner, sorunları çözülen bir Suriye Türkiye’ye her konuda yardımcı olur, Türkiye Suriye üzerinden kara yolu ile her yere ulaşır ve daha neler neler…
Özetle ‘Erdoğan Baharı’yla Türkiye’nin başına gelmeyen kalmadı şimdi de ‘İnce Baharı’yla yalnız Türkiye değil başta Suriye olmak üzere tüm bölge aydınlanacak.
2011’den bu yana üzerimize çöken karanlıktan ben BIKTIM.
Bu kara bulut mutlaka dağıtılmalı.
Zamanı geri çevirip 2011’e dönemeyiz ama 2011’in devamına izin vermemeliyiz.
Verirsek 111 yıl kendimize gelemeyiz.
Bu işin HİÇ şakası yok.
Benden söylemesi.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları