Bayram yazısı
Hüsnü Mahalli: Hırsızlık, yalan, gıybet, zulüm, riyakarlık, ikiyüzlülük, safsata ve İslamın yasakladığı ya da mekruh gördüğü irili-ufaklı tüm kötülükler toplumlarda geniş kitlelerin yüce erdemi haline getirilmek isteniyor. Gidişat çok tehlikeli ve coğrafyamız perişan durumda.
Bugün Bayram'ın ikinci günü.
Normal günlerden çok daha fazlasıyla Bayramlarda aklıma acı çeken insanlar gelir.
Dünyanın neresinde olursa olsun.
Ama özellikle bize yakın olanlar.
Örneğin son 7 yılda yani ‘Arap Baharı'ndan bu yana Suriye, Irak, Libya, Yemen, Bahreyn, Mısır, Lübnan, Sudan ve tabii ki Türkiye'de.
Filistin'i her zaman hatırlayarak.
Yüzbinlerce insan can verdi, çok fazlası sakat kaldı, daha fazlası evini terk etmek zorunda bırakıldı ve coğrafyanın tüm ülkelerinde yoksulluk ve cehalet toplumların ortak kaderi haline getirildi.
Akıl almaz dramlar yaşandı yaşanıyor.
Kandan, göz yaşından ve acılardan beslenen işbirlikçi iktidarlar durumdan yararlanarak daha da güçlendi.
Demokrasi düşmanı Kral, Emir ve Şeyhler.
Elbette başkaları da var.
Trump bile kral, emir ve şeyhlere ‘Biz sizi ve iktidarlarınızı koruyoruz siz de bunun bedelini sahip olduğunuz milyarlarca dolarla ödeyeceksiniz' dedi ve istediğini aldı.
Beleşten dolar, altın ve petrol olarak.
Suudi kral her zaman hizmete hazır.
Adamlar İslamiyet, insaniyet ve demokrasi düşmanı.
İşimiz şimdi çok daha zor.
‘Arap Baharı'nın 7 yıllık maliyeti en az iki trilyon dolar.
Bölge ülkelerinin ekonomileri perişan durumda.
Türkiye dahil bölge ülkelerinde işlerin düzelmesi için belki de onlarca yıl gerekecek.
Yalnızca yıkılan evlerin, alt yapıların ya da fabrikaların yeniden inşa edilmesi için değil aynı zamanda paramparça olan sos-yal dokunun yeniden onarılması için.
Sorunun sosyal, kültürel ve psikolojik boyutu çok derin ve tehlikeli.
Yozlaşan insanların karekteri Sokrates'in erdem vurgusunun önemini hatırlatıyor.
Adam canını verdi bu yolda ama onu hatırlayan yok.
Tanımayanlar çok daha fazla.
Herkesin erdemi yani erdemsizliği kendi cehaletidir.
Sorgulayan ve hesap soran onurlu ve cesur insanlar azaldıkça hastalık çok kronik hal alıyor.
Vasat kültürlerin ürünü kişiler toplumları şekillendirmeye başlıyor.
Küstahlık bilinç altı davranışları şekillendiriyor.
Dinsel yozlaşmanın sihirli gücüyle.
Toplum-din ilişkisinde çağ dışı, ilkel, bağnaz, içi boş, sığ ve gerçek İslamla hiç ilgisi olmayan anlayış ve yaşam biçimleri insanlara empoze ediliyor.
Batılı ülkeler ve bölgesel işbirlikçileri önce BOP sonra da ‘Arap Baharı'nda bunun için özel çaba harcadı ve başardı.
Radikal, ılımlı, light, yumuşak ve sempatik İslam söylemleriyle.
Hırsızlık, yalan, gıybet, zulüm, riyakarlık, ikiyüzlülük, safsata ve İslamın yasakladığı ya da mekruh gördüğü irili-ufaklı tüm kötülükler toplumlarda geniş kitlelerin yüce erdemi haline getirilmek isteniyor.
Gidişat çok tehlikeli ve coğrafyamız perişan durumda.
Çare bulunmazsa bu gidişatın geri dönüşü imkansız değilse kolay değil.
Bir şeyler yapmak gerek.
Ama kimin umurunda!
Varsa yoksa dolar ve Euro'nun önlenemez yükselişi ve ona bağlı İslamcı AKP'nin ‘Emperyalist Amerika'ya karşı mücadelesi'.
Bölge ülkelerinin hemen hemen tümünde benzer oyunlar oynanıyor.
Bazen demokrasi çoğu zaman da ‘dimukarasi' adına.
Arapçası: Koltuğunuz daim olsun.
Elbette daim olur!
Cehalet, yoksulluk, din ve korku adına.
Milliyetçilik sosu unutulmadan.
‘Ver mehteri' yürüsün.
Rezillik kimin umurunda.
Para en yüce değer olmuş.
Dolar ve Avro olursa daha da makbule geçer.
Egoist ve oportünist olmak özel beceri ister.
O da bizde var.
Geriye bayram namazına gitmek, kurban kesmek, Hac'a gitmek ve ‘Hayırlı Bayramlar' demek kalıyor.
Yüce anlamlarından boşaltılarak.
Duygusuz ve duyarsız.
Kimin gerçek kimin içi boş Müslüman olduğunu Allah bilir.
Bilir ve hesabını sorar.
İnşallah.
Sağlık, esenlik, dürüst ve onurlu bir yaşam dileklerimle hepinizin bayramını kutluyorum.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları