Bir yolu olmalı
Hüsnü Mahalli: İyi de bir gazeteci olarak benim bildiğim bu gerçeği her konuda çok sayıda danışmanları olan muhalefet partilerinin lider ve yöneticileri bilmiyor mu?
Önceki gün Levent Gültekin’le buluşup karşılıklı ‘dertleştik’.
Bildiğiniz memleket sorunları.
Sonra da YouTube kanalım için bir video çektik.
Mutlaka izleyin, izletin; dostlarla tartışın.
Bu videoda duyacaklarınız aslında tarihe not düşme niteliğindedir.
Hemen söyleyeyim Levent’le ben hemen hemen aynı şeyleri düşünüyoruz ama tek farkla ben olaylara daha çok dış boyutuyla bakıyorum.
Nasıl mı?
Burada yazacaklarımı daha derinlemesine anlamak için videoyu mutlaka izleyin sonra da oturup derinlemesine düşünün.
Demokrasiden yana taraf olarak ve ülkenin geleceği için.
Dönelim dış boyuta.
Elbette AKP’nin siyaset anlayışında bir sorun var ama Arap Baharı olmasaydı, belki de Türkiye bu hallere düşmeyecekti.
Tek tek anlatmaya gerek yok.
AKP’nin Suriye müdahalesi ve sonrasında gelişen olaylar Türkiye’yi şimdi hep birlikte yaşamakta olduğumuz durumlara sürüklemiştir.
Hepsi de ideolojik bir hayal uğruna.
Saltanat ve hilafet hevesleriyle başlayan bu hayaller; Türkiye’yi önce bölgede egemen kılmayı, sonra da dünya lideri yapmayı amaçlamıştır.
Son dokuz yılda başımıza ne geldiyse bu saplantıdan gelmiştir. Saplantı birilerini heyecanlandırdıkça ülke bataklıklara saplandı.
Suriye’de, Libya’da, Irak’ta, Somali’de, Katar’da…
Devamı gelecek!
Bunun için de ülkede yoksulluk, cehalet ve baskı gerek.
Neden-sonuç ilişkisi!
Türkiye’nin hali.
İyi de bir gazeteci olarak benim bildiğim bu gerçeği her konuda çok sayıda danışmanları olan muhalefet partilerinin lider ve yöneticileri bilmiyor mu?
AKP’den ayrılarak ya da ayrı düşerek farklı siyasi oluşumların içinde bulunan ‘eski’ AKP’liler ne yapıyor?
Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve diğerleri.
AKP’nin ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kanlı Arap Baharı politikasına ne diyorlar?
Örneğin iktidara gelirlerse aynı yolda devam edecekler mi?
İYİ Parti bu konuda ne düşünüyor?
CHP zaman zaman net tavır koydu koyuyor ama harekete geçme konusunda her nedense pek hevesli görünmüyor.
HDP, Fırat’ın doğusuyla ilgili acaba ne düşünüyor.
Örneğin Suriyeli Kürtlere yani PYD/YPG’ye büyük avantaj sağlayan Amerikalıları seviyorlar mı?
Sorular çoğaltılabilir ama bana göre muhalefetin dış politika konusunda ortak bir zeminde uzlaşması sağlanmadan içerde bir birliktelik sağlaması pek olası görünmüyor.
Görünmüyor çünkü AKP’nin içerde yaptığı ve bundan sonra yapacağı her şey dış politikada gittiği yolun gereği ve sonucudur.
Bir örnek:
Son yıllarda gözaltına alınıp tutuklanan ve mahkum edilerek cezaevine konulan siyasetçi, aydın ve gazetecilerin başına ne geldiyse dış politika bağlantılı söylemlerinden gelmiştir.
En son İsmail Dükel ve Müyesser Yıldız.
Öncesinde Barış Terkoğlu, Hülya Kılınç, Barış Pehlivan,
Aydın Keser, Ferhat Çelik ve CHP Milletvekili Enis Berberoğlu ve diğerleri…
Hepsi Libya ve Suriye ile ilgili.
HDP eş-başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’le birlikte içerde tutulan 9 eski vekil de benzer durumda.
Onlar da ‘terör’ suçlamasıyla, PKK bağlantılı suçlamalarla hapiste.
Haziran 2015 seçimleri öncesinde PYD, Ankara’nın isteklerini yerine getirip Esad’a ayaklanmış olsaydı; belki de ne Barış Süreci biterdi ne de HDP’liler içerde olurdu.
Arap Baharı’nın müdahalesi ve bu müdahalenin sorumluluk ve yükümlülükleri olmasaydı Türkiye bugünkü durumda olmazdı.
Ekonomik, mali, güvenlik, sosyal, kültürel ve dini tartışmalar açısından…
Bu tartışmaların biteceği yok.
AKP kontrol ettiği medyanın gücüyle her zaman saldırıda.
AKP kendisinin yarattığı yeni gündemle her gün muhalefete ve muhaliflere yükleniyor.
AKP iktidar gücünü sonuna kadar kullanıyor.
AKP kendi seçmenine düşünme payı ya da nefes alma fırsatı vermeksizin onları rahat bırakmama yöntemine baş vuruyor.
Gül, Davutoğlu, Babacan ve onların yanındakiler AKP’den koptuğuna göre sade AKP’li ya da AKP sempatizanı olanlar da ayrılabilir.
İkinci İstanbul seçimlerinde olduğu gibi.
AKP bundan böyle her yola başvurarak bunun tekrarlanmasına izin vermemeye çalışacaktır.
Ne demişti Hitler’in Propaganda Bakanı Goebbels?
“En iyi savunma hep saldırıdır.”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları